Kayıt Ol

Ragnarök: Tanrıların Alacakaranlığı

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ragnarök: Tanrıların Alacakaranlığı
« : 08 Nisan 2013, 17:22:17 »

TIMES’ın 1945’ten günümüze, gelmiş geçmiş En İyi 50 İngiliz yazar arasında gösterdiği A. S. Byatt’ın kaleme aldığı "Ragnarök: Tanrıların Alacakaranlığı" raflardaki yerini aldı.

Dünya yeniden filizlenen bir ceset, gökyüzü ise kafatasının içindeki boşluktu. Ragnarök gelip çatmıştı…

İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşadıklarına anlam vermeye çalışan küçük bir kız çocuğu İskandinav mitolojisi üzerine bir kitap bulur ve savaşın yarattığı dehşetin ortasında bambaşka bir kıyametle karşı karşıya kalır… Belki de insanı anlamadan önce tanrıları anlamak gerekir.

Biz mi daha acımasızız yoksa tanrılar mı?

Dünyayı insan mı yoksa tanrılar mı daha önce yok edecek?

Alıntı
   “Şüphesiz Byatt’ın şimdiye dek yazdığı en güzel ve en dokunaklı eserlerden biri.”
    - Independent

    “Baş döndürücü ve muhteşem.”
    - Ursula K. Le Guin

    “Olağanüstü bir yeteneğe sahip bir yazardan büyüleyici bir eser.”
    - The Washington Post

İthaki Yayınları etiketiyle çıkan, çevirisini Kemal Baran Özbek’in yaptığı ve yayına hazırlığını ise Seda Ersavcı’nın üstlendiği kitabın tanıtım ve künye bilgileri için buraya tıklayabilirsiniz.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ragnarök: Tanrıların Alacakaranlığı
« Yanıtla #1 : 20 Nisan 2013, 17:53:49 »
Eğer siz de benim gibi bu kitabı fantastik bir macera sanıyorsanız benle aynı hataya düştünüz demektir. Emin olun, hiç de beklediğiniz gibi bir yapıya sahip değil.

Kitap şaşırtıcı biçimde Sofie'nin Dünyası ile benzer bir işlenişe sahip. Nasıl ki Sofie felsefeyi keşfediyorsa "çelimsiz çocuk" olarak anılan bir kız çocuğuysa İskandinav mitolojisini keşfediyor. 2. Dünya Savaşı sırasında geçen bu süreçtey kitap yazarının Alman olması Almanlar'a dair onda soru işaretleri yaratıyor.

Ragnarök, bir macera kitabı olmadığı gibi aslında araştırmalara dayanan da bir kitap. Başlangıcı bende çocuk kitabı hissi uyandırsa da öyle olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Yazarının araştırmaları ve kendisinin (tıpkı çelimsiz çocuk gibi) küçükken okuduğu Asgard ve Tanrılar kitabından yola çıkarak bize anlattığı İskandinav mitolojine dayanıyor. Tabii bu noktada akademik boyutlarda bir çalışma beklemeyin. Nasıl ki Sofie'nin Dünyası akademik bir çalışma değil de felsefeye uzak kişilere bu alanda giriş yapmayı sağlatan bir eserse Ragnarök de benzer bir görevi üstleniyor.

İskandinav mitolojisine ilgi duyan bir insan değilim açıkçası. Kitabı şu yoğun dönemimde eğlenmek için almışken kendimi bilmediğim şeyler öğrenirken buldum. Bu bakımdan ilginç bir deneyimdi. Ama tekrar ediyorum, yazarının bu projesi (kendisi öyle tanımlıyor) her ne kadar araştırmalara ve kitap sonundaki açıklamalarında da belirttiği gibi, belli temellere dayansa da akademik boyutlarda değil.

Son olarak eserle ilgili şunu da söylemek gerekir: Yazar, eserin geçtiği dönemle ilgili çok hoş üstü kapalı tespitlerde bulunarak bize zamanı aktarıyor ve Hıristiyanlıkla İskandinav mitolojisi arasındaki bazı benzerliklere de çelimsiz çocuk aracılığıyla dikkat çekiyor.

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Ragnarök: Tanrıların Alacakaranlığı
« Yanıtla #2 : 20 Mayıs 2013, 00:51:22 »
Üstteki yorumdan anlaşıldığı üzere bu kitap Hazal ablayı ters köşeye yatırmış. Neyse ki ben bir mitoloji kitabı olduğunu bildiğim halde aldım ve o şekilde okudum.

Yunan ve İskandinav mitolojilerine ezelden beri bir ilgim, merakım vardır. Kitaplar okudum, belgeseller ve filmler izledim ama bunlar daha çok Yunan mitolojisi ağırlıklıydı. İskandinav mitolojisi bilgim biraz daha azdı ve amacım bu kitapla o açığı kapatmaktı. Bitirdikten sonra fark ettim ki çok da iyi düşünmüşüm.

Yazar A.S.Byatt, bir "çelimsiz çocuk" karakteri üzerinden İskandinav mitolojisini dahiyane bir şekilde yeniden yorumlamış. Yaratmış olduğu "çelimsiz çocuk" imajı kendi çocukluğunun bir yansımasıdır aslında. Çocukluğunda okumuş olduğu Asgard ve Tanrılar adlı kitabın etkisiyle kendisine gelen bir efsaneyi yeniden yazma teklifine cevap olarak İskandinav mitolojisini seçiyor.

2.Dünya Savaşı esnasında Asgard ve Tanrılar adlı kitabı okuyan "çelimsiz çocuk" efsaneleri kendi gözünde yeniden canlandırıyor, gerçekle ilişkilendiriyor. Ama Hazal ablanın da dediği gibi bu bir macera romanı değil. Yalnızca satır aralarına serpiştirilmiş bu "çelimsiz çocuk" sıfatı. Kitabın kalanı katı bir mitolojik anlatım.

Mitolojilere ilgisiz biriyseniz bu kitabın 5 metre yakınına bile yaklaşmayın derim ben. Kısacık kitabı bitirmek için kendinizi paralarsınız sonra. Yazık olur. Bakın kitabın yazarının kendi cümlesini aynen aktarıyorum: "Okuru tatmin etmekten aciz oluşları şöyle dursun, okura işkence ettiği bile söylenebilir efsanelerin." Anlayan anladı. Ama ilgili biriyseniz, havada kapmanız gereken bir kitap Ragnarök: Tanrıların Alacakaranlığı.

Yazarın ustalığı kurmuş olduğu paragraf uzunluğundaki cümlelerden anlaşılıyor zaten. Çok güzel bir dili var. Yazarı not aldım bir kenara, başka kitaplarını okurum belki. Bir mitoloji kitabı olmasına rağmen üslubu güzeldi.

Son olarak yazarın kitap hakkındaki cümlelerinin yer aldığı son bölümde geçen şu cümleyi çok beğendiğimi itiraf etmeliyim;

"Unutmayalım ki biz, içine doğmuş olduğu dünyanın tükenişini kendi eliyle hazırlayan ve dahası, bu süreci hızlandırmak için adeta özel gayret gösteren bir hayvan türüyüz."