Son yazısının içeriğine göz attım ve bana öyle geliyor ki, girmesinin pek iyi olmayacağı konulara girmiş. Tasavvuf, üzerinde herkesin bir fikir belirtebileceği kadar berrak ve açıklanabilir bir konu değildir.
Aynı zamanda ermek, ilahi varlığa şahit olmak gibi kavramları içeren başka spiritüel görüşte çok fazla yoruma açıktır. Budizm, Sufizm, Şamanizm ve benzeri yollar gibi.
Benim yazı hakkında yorumuma gelecek olursam; Zaman kaybıydı. Tasavvuf ile sınırlı kalmayayım, dünyamızdaki bütün "arayış", "erme" amacı güden görüşler hakkında kesin yargılara varmak her yiğidin harcı değildir.
İllüminati ve diğer şeyler hakkında teoriler üretirken iyiydi, kitap sahibi de oldu. O şekilde devam etmeli derim ben.
Teşekkürler.
Bence göz atmayıp tamamını okumalısınız. Daha sağlıklı bir eleştiri olabilir böylece.
Şimdi tasavvuf konusunda çok bilgin sayılmam fakat benim bu yazıdan önce de savunduğum bir düşünce var. Bence gerçek din sadece ve sadece kutsal kitaptan öğrenilmeli. Bu her din için böyle olmalı. İslam için konuşursak hz. Muhammete ait olduğu söylenen ( hadis ) sözler, farklı mezhepteki insanların dini farklı farklı anlamlandırması, bence bunlar çok yanlış. Yani tabi ki hz Muhammedin söylediği doğrudur ben yanlış demiyorum ama sıkıntı o sözün aslında hz Muhammede ait olmadiğını söyleyen biriyle tanışırsan başlar. Kuran değiştirilemez diyoruz ama hadis değişmez, değiştirilemez demiyoruz.
Tasavvuf için acı çekmek davincinin şifresini okuyan varsa eğer paganların inanışlarında olduğu yazılmış. Peki bizim Mevlanalar, Ahmet yeseviler, Yunus emreler niye kendilerine bu kadar acı çektirmişler, niye kendilerine iyi davranmamışlar da sürekli acı. Halbuki Kuran vücudunuza iyi bakın bundan da hesaba tutulacaksınız der. Ahmet yesevi ne için kendini bir çukura atıp aç susuz beklemiştir?
Sonuçta benim düşüncem kısa ve öz: Din tanrının bizzat gönderdiği kutsal kitaplardan okunur, okunmalı. Onun bunun lafıyla din olmaz. Ayrıca din saf olmalı her kafadan çıkan ses dini bozar.
Ben de bundan dolayı diyorum, tasavvufu dini bir görüşle bir tutmamak gerekli, bir spiritüel görüş olarak ele almak gerekir diye. Yetkin birisi olsaydım, uzun uzun açıklayabilirdim fakat benim de dinler veya spiritüel görüşlerle alakam pek yok.
Fakat şunu söyleyebilirim ki, bu tarz şeyler farklı deneyim ve sınama testlerine dayanır, kimi öğreti 'misal' bir bardak psikoaktif karışım ile insan zihnini farklı yerlere götürür ve farklı şeyler yaşatır, kimi öğreti oruç vesaire, meditasyon ile zihni boşaltarak ilahi aydınlanma ve benzeri amaçları gerçekleştirmek ister.
Demek istediğim, bu amaçlara ulaşmış, bu hissi yaşamış insanların düşündükleri ve o konu hakkında hissettiklerini bilmeden, deneyimlemeden üzerine yorum yapmanın anlamsız olacağı. Arabaya binmeden, araba yolculuğunu riskli olmasını yorumlamak gibi.
Dışarıdan her türlü fizik kuralını ölçüp biçerek bir arabaya fiziken ne olacağı izlenerek bilinebilir belki fakat içeriden edinilecek bilgi ne tarz bir bakış açısı verecek bilinmez.
Tabi bunun bugün ki boyutu da var, tekkeler, zaviyeler, tasavvuf mekanları bugün artık kör cahil ve baskıcı bir din anlayışı ile faaliyet gösteren, yobaz işletmevari mekanlar olabilir, var olan çok var... Bu konuda bir diyeceğim yok.
Hadis dinine ise kesinlikle karşıyım, eğer merak uyandırırsa dini inancım, bir şeye inanmıyorum fakat kur-an dinine nötrüm üzerine yorum yapmam. Ancak hadisler ışığında alınan dini kararları ve yapılan eylemleri kati suretle saçma ve yanıltıcı bulurum.
Tek görüşüm budur. Umarım derdimi, daha doğrusu düşüncemi anlatabilmişimdir.
Tekrar teşekkür ederim.