Sanat tarihine damgasını vurmuş sanatçıların ünlü eserleri bilimkurgusal bir mercek altında yorumlanırsa ne olur? Belki eserlerin adlarını bilmiyorsunuz, ama emin olun, her birini daha önce en az bir kez gördünüz.
Kübizmin öncüsü
Picasso’nun elinden çıkmış bir
Star Wars resmine kim hayır diyebilir? Ya
Marvel’ın sürrealizmle buluşmasına? İşte birbirinden başarılı sanatçıların elinden çıkan ünlü resimlerin yeniden yorumlanmış halleri:
Not: Sanatçıların başka eserlerini görmek için isimlerinin üzerine tıklayınız. Görsellerin büyük hallerine de üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.Günümüzdeki performans sanatı, pop-art ve soyut sanatın temellerinin atıldığı
Dadacılık akımının en önemli temsilcilerinden biridir
Marcel Duchamp. Çıplak bir kadının merdivenlerden inişini soyutlaştıran bu resmi (orjinal adıyla: Nude Descending a Staircase, No. 2), başarılı grafiker
John Mattos tarafından
Star Wars sosuyla yeniden yorumlanmış. Ortaya çıkan eser mi?
Mattos, ünlü
kübist ressam
Pablo Picasso’nun
Üç Müzisyen adlı tablosunu da
Star Wars ile yorumlayınca, ortaya
Cantina’nın baş köşesine asılabilecek bir resim çıkmış adeta.
İngiliz ressam
Francis Barraud’un ilk plak şirketlerinden
Gramaphon Company için yaptığı ve yıllar boyu müzik denince akla gelen ilk resim olan
His Master’s Voice resmi, ünlü resimleri yeniden yorumlamaktan oldukça hoşlanan grafiker
Tim O’Brien tarafından daha bilim kurgusal bir şekilde yeniden ele alınmış ve ortaya sahibinin sesini dinleyen bir robot köpek çıkmış.
Özellikle melek resimleri ile bilinen Amerikan ressam
Abbott Handerson Thayer’ın bir kaya üzerinde oturan melek figürü,
Gregory Manchess tarafından ‘biraz’ daha realist hale getirilmiş.
Amerikanın en ünlü ve verimli illüstratörlerinden
N.C. Wyeth’ın
The Giant (Dev) adlı eserine
Cyril Van Der Haegen adlı sanatçı oldukça ‘korkunç’ bir yorum getirmiş. Biri
Cthulhu mu dedi?
Fransız ressam
Jacques-Louis David’in en ünlü tablosu
Alp’leri Geçen Napolyon’u (Napoleon Crossing the Alps) herkes bilir.
Michael Whelan bu ünlü tabloyu Kanadalı ünlü bilim kurgu yazarı
Gordon R Dickson’ın Amerikalı meslektaşı
Poul Anderson’la birlikte yazdıkları
Hoka serisine uyarlamayı uygun bulmuş. İki yazarın toplamda 10
Hugo ve 4
Nebula ödülü (Gordon Dickson: 3 Hugo, 1 Nebula/Poul Anderson: 7 Hugo, 3 Nebula) almış olduğunu da bir anektod olarak sunalım ve sizi yeniden yorumlanmış resme alalım:
Sanat tarihinin belki de en çok bilinen tablosunun fantastik bir yorumlanışı geliyor şimdi.
Leonardo Da Vinci’nin ünlü
Mona Lisa’sından bahsediyoruz elbette.
Tristan Elwell çok tartışılan bu esere yepyeni bir bakış getirmiş:
Norveçli ressam
Theodor Kittelsen’in
Kral Kutup Ayısı adlı tablosu, ressam
William Stout tarafından farklı bir tarzda yeniden çizilmiş.
Amerikan’ın en bilinen sembollerinden
Sam Amca görselinin kimin tarafından resmedildiğini biliyor musunuz?
James Montgomery Flagg’in bu sembolikleşmiş eserinin pek çok kez yeniden yorumlandığını gördük. Fakat
Arthur Suydam işleri biraz daha fantastik bir boyuta taşıyarak bizlerden özel bir ilgi kazandı.
Normon Rockwell’in bazı eserleri insanın yüzünde bir gülümseme oluşturur.
Kaçış (The Runaway) adlı resmi de bunlardan biri, fakat
Luke Radl’ın bu tabloya getirdiği yorum o gülümsemeyi biraz daha büyütebilir.
Rockwell'in bir başka eseri
İstekten Gelen Özgürlük (Freedom From Want) de yeniden yorumlanmış, hem de bu kez bir
Green Lantern,
X-Men,
Avengers: Forever gibi çizgi romanların çizerlerinden
Carlos Pacheco tarafından! Ortaya nasıl bir şey çıkacağını tahmin ettiniz değil mi?
Herkesin mutlaka görmüş olduğu bir başka eser de Sürrealizm'in en önemli öncüsü olan
Salvador Dali'nin
Akıp Giden Zaman (The Persistence of Memory) tablosudur. Zaman kavramını, insan zihninin gelgitlerini temsil eden bu tablosu
Paolo Rivera tarafından çok iyi okunmuş ve ortaya sürrealist bir
Wolverine çıkmış.
Muppet Show'un sanat tarihindeki ünlü eserlerle parodiler yaptığını biliyor muydunuz? Amerikalı ressam
James McNeill Whistler'ın "Viktoryan Mona Lisa" olarak adlandırılan
Whistler's Mother tablosu da bu parodilere kurban olan ünlü tablolardan biri. Bakın tablodaki kadının yerine kim gelmiş?
Hollanda sanatının altın çağı olarak adlandırılan dönemin belki de en önemli ressamlarından
Johannes Vermeer'in
Madame X ve
The Lacemaker adlı tabloları,
Allan F. Beck tarafından biraz 'kemirgen' bir yapıda yeniden yorumlanınca ortaya şöyle bir şey çıkmış:
Amerikalı ressam
John Trumbull'un
Princetown Savaşı'nı anlatan tablosu
General Mercer'in Princeton Savaşında Ölümü (Death of General Mercer at the Battle of Princeton) savaş anını anlatmayı çok iyi başaran bir eser.
Ryan Pancoast da böyle düşünmüş olacak ki tablonun bu özelliğini kullanmak istemiş ve işin içine zombileri katmış!
Grant Wood'un
American Gothic adlı tablosu
Scott Altmann tarafından
Alacakaranlık Efsanesi'ne uyarlanmış.
Neredeyse herkes tarafından bilinen bir diğer önemli tablo da Rönesans'ın erken dönem sanatçılarından
Sandro Boticelli'nin
Venüs'ün Doğuşu (The Birth of Venüs) adlı mitolojik tablosudur.
Boris Vallejo bu tablonun kompozisyonunu alarak ünlü bilimkurgu yazarı
Robert A. Heinlein'ın
The Sail Beyond The Sunset eserine uyarlamış. Ortaya çıkan resim aynı zamanda kitabın orjinal kapağı olarak da kullanılmış.
Son uyarlamamız bir resimden değil heykelden alınmış. Rönesans'ın en büyük sanatçılarından
Michelangelo'nun en ünlü eserlerinden biri olan
Pietà'nın kompzisyonu
Dave Seeley tarafından
Star Wars'a aktarılmış ve ortaya bakın nasıl bir iş çıkmış:
Not: Derlemenin yapıldığı siteye gitmek için tıklayınız.