Ha bir de son olarak, bu durum zaman zaman beni de rahatsız ediyor, bir ara ciddi cidi düşünmüştüm hem de fakat "dur bugün de yiyeyim, yarın vejetaryen olurum"dan ileri gidemedim ne yazık ki. Üzülüyorum işte yahu. Onlar da can evet. Deri eşyalara ve kürklere sonuna kadar karşı safta yer alan biri olarak et yemek arada bir beni rahatsız ediyor fakat bu da etlerin çok lezzetli olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Yiyoruz işte ne bileyim.Umarım kendimle çelişmemişimdir. Fikirlerimi belirtmek istedim, kırıcı bir yanı varsa yazdıklarımın özür dilerim...
Ben et/hayvan tüketiyorum. Ve bunu olabildiğince bilinçli yapmaya çalışıyorum. Üstelik sadece etlerinden değil, yünlerinden, derilerinden faydalanırken de bir etik ya da vicdani kaygı duymuyorum. Bunun beni rahatsız etmiyor olması da bence bir sorun teşkil etmiyor; çünkü bu konuda içimi rahatlatabilecek kadar (başka şekillerde) bilinçli etkinlerde bulunuyorum.Elbette diyebilirsiniz ki o kadar şey yapıyorsun; nasıl hayvan yemeye devam ediyorsun. Bırakman lazım.Cevap basit. İstemiyorum. Özünde, et/hayvan yemeyi seviyorum. En sevdiğim üç yemeğin sırasıyla ıspanak-kereviz-bamya olduğu şu dünyada hele ki kırmızı etin tadından vazgeçmek istemiyorum.Yediğim her bir hayvanın da (tabiri caizse) diyetini ödediğimi bilmek beni rahatlatıyor. Çünkü biliyorum ki benim bu konuda yaptığım olumsuz tüm hareketleri dengeleyecek olumlu hareketlerde de bulunuyorum. Ve neticede bu da sürdürülebilirliğin en büyük parçası değil midir? Eğer ben ekosistemdeki yerimi dengeleri değiştirmeyecek şekilde koruyabiliyorsam, o zaman kendi normlarımı değiştirmeme gerek yok değil midir? Ve pek tabii, herkesin benim gibi/kadar bilinçli olmadığını biliyorum ama (ve yine tabii ki bazı vejeteryanların da eşit derecede bilinçsiz olduğunu söylememiz gerekir) zaten tek başıma yapabileceğim kadarının üstünde bir şey yapmadığım için suçlanabilir miyim?İşte böyle bir şeyler.
Hayvanların sanayileşmesine karşı çıkmayalım mı? Çıkalım. Katledilmelerine, bir makine gibi kullanılmalarına karşı sesimizi yükseltelim. Günlük hayatta insanlara yapılan kötülüklerden çok hayvanlara yapılanlar beni üzer ve sinirlendirir, bunun hangi hayvan olduğunun bir önemi de olmamalı zaten. Ama bunu yapmanın yolu et yemeyi bırakmak değil söz konusu tesislerin belli standartlara bağlanması gibi daha gerçekçi bir seçenek olmalı diye düşünüyorum.
Kimi üretim çiftlikleri özgür yaşama uygundur mesela. Kendi kendini sağan ineklerin olduğu çiftlikler var. Özgürçe, çit olmadan dolaşan tavukların olduğu yerler var. Nasıl ki günü gelen bitki öldürülüp yerine yenisi konuyor, aynı şeyler hayvanlara da yapılıyor. Hayvanların son gününe kadar özgürce yaşadıkları sistemlerin yasallaşması gerektiğini düşünüyorum.
Hala devam ediyor mu bilmiyorum, daha önceleri forumda okuma etkinliği vardı. Konunun daha bilinçli tartışılabilmesi için ve Bülend'in ilham aldığı fikirlerin daha iyi anlaşılabilmesi için ilk sayfada önerilen kitaplardan biri üzerinde karar kılınıp, okunup ay sonunda konuya biraz daha hakim olarak tartışılmasını öneriyorum. Bu benim konuya hakim olduğum ve "okuyun da bir şeyler öğrenin!" demek istediğim anlamına gelmesin. Birkaç vegan forumuna dinleyici olarak katılmama rağmen pek bir şey bilmiyorum ben de. Önerdiğim durum bilinmeyen şeyler hakkındaki genel tutumum. Saygılar.
Konunun başlığına olacak ilk eleştirim. İnsanların herhangi bir konuda, a ve b olarak ayrılmasına karşıyım ben ve inanıyorum ki buradakilerin büyük çoğunluğu da bu kanıdadır, bundan şüphem yok ve fakat, konu başlığı ayrımcılık kokuyor. İnsanları zenci ve beyaz şeklinde ayırmak gibi tıpkı. Hayvan yiyenleri kötü, vejetaryenleri ise iyi insanlar olarak gösteriyor bu başlık ve bence çok yanlış. Yapılmamalı böyle bir şey. Bu bir.
Bu konunun foruma kazandırılması, işin ciddiyetini kavramamız ve konuya daha geniş bir pencereden bakmamızı sağlaması açısından oldukça önemli, bu yüzden yeri gelmişken teşekkürümü de edeyim. Ama, vejetaryenliği diğer insanlardan üstün görmek ve profilin bir köşesine "Vegan olun!" diye emredercesine not düşmek de çok sağlıksız bir durum ve açıkçası insanların kaale alacakları varsa bile, almazlar. Yani almayabilirler, kişiden kişiye göre değişir. Ben hoş karşılamıyorum ama. Bu iki....Umarım kendimle çelişmemişimdir. Fikirlerimi belirtmek istedim, kırıcı bir yanı varsa yazdıklarımın özür dilerim...