Kayıt Ol

Yağmur İşçisi

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Yağmur İşçisi
« : 27 Şubat 2014, 23:02:47 »
     İnsanların hiç bilmediği bir mesleğe sahibim; taşıyıcıyım ben. Sırtında onca ağırlığı ta dünyaya kadar taşı, olması gerektiği yere bırak, bunları yaparken diğer taşıyıcılarla hiçbir şekilde çarpışma, bulutların üzerine geri dön… Kar ve yağmur taşıyıcısı olmak gerçekten zor iş; ama işimi seviyorum. Kendimi bildim bileli dünyaya kar taneleri ve yağmur damlaları taşırım ve bugüne kadar bir kez olsun sıkılmışlığım yoktur. Sadece yükümü bırakacağım yeri kendim seçebilmek isterdim o kadar. Mesela bir kar tanesi; onu diğer yığınların üzerine değil de ilk defa kar gören küçük bir çocuğun yanağına bırakmak isterdim. Ya da ılık bir bahar gecesinde el ele tutuşmuş gezen sevgililerin saçlarını ıslatmak, dağıtmak pasparlak.
     İşimi yapmaktan hiç sıkılmadığımı söylemiştim; aslında hazırlık süreci bazen sıkıcı olabiliyor. Özellikle de güzün. Gök gürülder, göz kamaşır, yağmur; geleceğini insanlara haber verir ama bir türlü yağamaz ya işte o anlarda beklemek nedir gelin de bize sorun. Su taneciklerini üretenler, güzün her zaman daha büyük damlalar oluştururlar; nedenini bilmem… Kar taneleriyse en sevdiğimdir. İlk olarak sanatçılar, daha önce hiç yapılmamış, özgün bir şekil verir kristallere, sonra onları zedelemeden, özenle taşıyarak küpecimize yerleştiririz, yağmur damlacıklarından daha hafif oldukları için yormaz da kar taneleri, hiç acele etmeyiz onları yeryüzüne ulaştırmak için.
     Bulutlar, bizim fabrikamız. Bulutun en üst katmanında, mühendisler oksijen ve hidrojen elementlerini büyük bir dikkatle birleştirirler ve iki farklı atomdan bambaşka bir mamul üretirler. Daha sonra su tanecikleri bir alt kata gönderilerek moleküller birleştirilir, o mevsim için en ideal büyüklüğe getirilir ve en son bizim katımıza uğrar. Burada bir asker nizamıyla sıraya girerek damlaları teslim almak için bekleriz. Yağmur damlasını küpecine yükleyen taşıyıcı, hemen yeryüzüne inmek yerine bulutun en alt katına gider ve orada, dünyaya ineceği pozisyona geçip bekler. İlk grup tamamlandığındaysa aynı anda bulutlardan aşağıya süzülür ve yolculuk başlar.
     Dünyaya ulaşmamız, bulutun ne kadar yüksekte olduğuna bağlı olarak değişir; ancak biz atlar atlamaz başka bir grup sıraya girmiş ve ardımızdan atlamış olur. Yere ulaşıp yükümüzü boşalttığımızda ise tekrar göğe çıkarız ve yoğunluğa göre tekrar damla yüklenir ve atlarız. Ancak bazı zamanlar şansımız yaver gitmiyor ve talihsiz kazalarla karşı karşıya kalabiliyoruz.
     Ben de iş hayatım boyunca bir kez talihsizlik yaşadım. Bahar ayındaydık ve ahmakıslatan yağdıracaktık. İstikametimdeki ormanda bir izci grubu kamp halindeydi ve inmem gereken yerde de kamp ateşi yakılmıştı. Ateşe yaklaştığımda yükümü bırakıp kaçmaya çalışmış ama kaçamamıştım. Kanatlarım alev yüzünden ağır hasar almıştı. Yere indiğimde kuru yapraklardan birinin altına yuvarlandığım için arkadaşlarımın gözünden kaçmıştım.
     Yağmur kesilip diğer taşıyıcılar gökyüzüne geri döndüğünde toprakta tek başıma kalmıştım. Canım o kadar acıyordu ki ağlamama engel olamadım. Yaprağın altına sinmiş çaresizce ağlarken gördüm o küçük çocuğu… Yere diz çökmüş, altına yuvarlandığım yaprağı nazikçe kaldırmıştı. Nasıl olsa beni göremez diye olduğum yerde kanatlarımı sıvazlayıp ağlamaya devam ederken gözlerini bana dikmiş olan çocuk ‘Neden ağlıyorsun?’ diye sordu ve kısa süreli bir şok geçirdim; ama hemen sonra, sayıları çok az da olsa bizleri görebilecek kişilerin olduğunu hatırladım.
     Yanmış kanatlarımın acısıyla bir yandan hıçkırıp bir yandan durumumu anlatmıştım çocuğa. Beni minnacık elleri arasına alıp iyileşmeme yardım etti. Küçücük parmaklarıyla kanatlarımı sardı. İyileşene kadar arkadaşlık etti. Bir gece sonra kanatlarım eski gücüne kavuştuğundaysa ayrılık vaktinin geldiğini anlattım ona. İlk  önce benden ayrılmak istemese de onu tekrar ziyaret edeceğime dair söz verdim ve kanatlarımı geceye açıp evime, bulutlara geri döndüm.

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yağmur İşçisi
« Yanıtla #1 : 28 Şubat 2014, 09:12:40 »
Tebrikler gerçekten harika olmuş. Tam bir masal. Çocuk olsam biri bunu bana okusa keşke diye düşündüm. Yüreğinize sağlık.

Çevrimdışı grikunduz

  • **
  • 368
  • Rom: 6
  • Est solarus oth mithas
    • Profili Görüntüle
    • HayalGezer
Ynt: Yağmur İşçisi
« Yanıtla #2 : 28 Şubat 2014, 09:47:57 »
Küçük, güzel bir hikaye olmuş. Keşke biraz daha macera görebilseydik.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yağmur İşçisi
« Yanıtla #3 : 28 Şubat 2014, 15:12:47 »
Teşekkürler arkadaşlar, beğenmenize sevindim. :)

Çevrimdışı M.K.Immortal

  • **
  • 290
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yağmur İşçisi
« Yanıtla #4 : 28 Şubat 2014, 15:59:11 »
Çok güzel, masal tadında bir öyküydü. Her bi yağmur ve kar tanesini indiren meleklerden esinlenmişsiniz anladığım kadarıyla. Ki bu inanışı bu şekilde çok hoş bir tarzla yansıtmak, öyküyü daha güzel kılmış. Elinize sağlık.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yağmur İşçisi
« Yanıtla #5 : 02 Mart 2014, 00:56:02 »
Teşekkürler M.K.Immortal, aslında biliyor musun öyküyü yazdıktan sonra öğrencim yağmur damlacıklarının melekler tarafından taşındığına inanıldığını. Ben bunu yazarken daha çok masalsı bir kurgu olsun istedim; ama bir yandan da doğanın canlılığını vurgulayacak imgesel ögeler  kullanarak yaptım.

Çevrimdışı darrel standing

  • **
  • 51
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yağmur İşçisi
« Yanıtla #6 : 02 Mart 2014, 14:06:51 »
Çocukların televizyondan ve bilgisayardan uzak tutulmaları ve çizgi filmler yerine masallarla büyümeleri gerektiğine inanırım. Kurgunu okuyunca bir kez daha inandım buna :)
Zevk alarak okudum. Bu hikaye bir çocuğa okunduğu takdirde, yaratıcılığının ve hayal gücünün gelişmesine katkısı olacaktır.

Çevrimdışı Bars Elsa

  • **
  • 318
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yağmur İşçisi
« Yanıtla #7 : 02 Mart 2014, 19:54:52 »
Teşekkürler darrel standing! :)