Kayıt Ol

Döngü

Çevrimdışı Evis

  • **
  • 307
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Döngü
« : 23 Nisan 2014, 14:55:14 »
''Gitti.'' dedi. Sözün ağırlığından mı, yaşlılıktan mı bilemediğim bir ölüm kokusu vardı. Boyaları sökülmüş odanın ortasında, yosun tutmuş sandalyede oturuyordu. ''Sen gelmeden önce...'' Sustu. Kafasını çevirdiği pencereden gökyüzünü izlemeye başladı. Şehri göremediğinden sanırım, önüne döndü. Buruşuk, kemikli elleri dizlerinin üzerindeydi. ''Görüyor musun?'' dedi odanın karanlık köşesinde duran kuru yaprakları göstererek. ''İşte onlar solmadan önce gitti.'' Kelimeler dudaklarını ıslatıyordu. Çiçekler öleli uzun zaman olmuştu.

Önündeki aynayı şehri görecek şekilde ayarladı. Uzun süre izledi. Düşünüyordu, konuştuktan sonra da anlamadım ne düşündüğünü. '' Şu şehrin yıkılmışlığı çöküyor üzerime geceleri, hangi duvarın altında kaldığımı bulamıyorum. Gece kondu duvarı mı bir han duvarı mı, belki bir sarayın mozaikleri... Görüyor musun nasılda yaşıyor insanlar, unutulmuş bir şeylerin eksikliği kaplamış içlerini. Sonsuz bir boşluğu neyle doldurursun çocuk?'' Şaşırmıştım, ilk defa bana bakmıştı, hala unutmam o çukurların içindeki siyah noktaları. Dilim dolandı ve cevap vermemi beklemeden devam etti. '' Senin gibi bir çocuk yaparsın, bir köpek alırsın ya da birkaç eşya. Arkadaşlar, işler ve zamana bırakırsın onca şeyi. Zaman çocuk, yaşıma geldiğinde anlarsın değerini...'' Aynayı düzeltti ve kendine baktı. '' Gitti. Uzun zaman önce. Kurumuş çiçekleri görüyorsun ya onları da sulardı o. Kendisi dikmişti ve burayı bulduğumda beni sandalyeye oturttu. Konuştu bazen ve bazen şarkı söyledi. '' Kafasını aynaya daha fazla yaklaştırdı. '' Ben böyle olmadan önceydi, şu kapıdan çıkarken gördüm. Çok uzağa gitmiş olamaz herhalde, hala ölmedim. '' Gülmüştü, güldüğünü göreceğimi sanmıyordum, o kadar yaşlı biri nasıl güler hayal edememiştim ama güzel gülüyordu; sıcak ve kendine özgü. Yaşlı ayaklarıyla ayağa kalkmaya çalıştı. Elleriyle destek alarak ayaklandı ve bana doğru gelmeye başladı, üzeri deniz ve toprak kokuyordu. Şimdi hatırlıyorum da daha çok topraktı koktuğu. Yanıma geldiğinde yürüyen bir ölü gibi duruyordu ama bilirsiniz, yaşlılığına özgü sevimliliği de vardı.

Çıkarken arkasına bile bakmamıştı. Son söylediklerini hatırlıyorum ama söyleyemem. Öğrenmek istemezsiniz eminim. Bazen şu şehre bakarken keşke diyorum, o gün ne bu odaya girseydim ne de duysaydım o yaşlı adamı. ''Gözleri buğulanmıştı, yanaklarındaki çizgiler bir ağaç gibi yaşını gösteriyordu. Kaç yaşında olduğunu söylemek güç ama, bir ölü gibi duruyordu. Parmakları titriyordu ve ayağa kalktığında az kalsın düşüyordu. Yanımdan geçti, duymamayı tercih edeceğin şeyler dedi ve gitti. Senin olduğun yerde kalakalmıştım.''

Çevrimdışı Loial

  • *
  • 39
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Döngü
« Yanıtla #1 : 23 Nisan 2014, 17:25:40 »
Güzeldi... İki kez okudum. :D İlkinde biraz karışıkmış gibi geldi ama ikincisinde daha yavaş ve dikkatli okumaya çalıştım. Eline sağlık...

Çevrimdışı Evis

  • **
  • 307
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Döngü
« Yanıtla #2 : 23 Nisan 2014, 19:58:54 »
Teşekkür ederim, kafamı dağıtmak için yazmıştım, hatta direk site üzerinden yazdım. İlk taslak, yanlış mouse hareketiyle silindi bundan dolayı, normalde daha uzun işleyecektim ama bu da içime sindi böyle paylaştım. :)