Kayıt Ol

Yabancı

Çevrimdışı simyona

  • *
  • 2
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Yabancı
« : 16 Mayıs 2014, 16:36:16 »
Selam millet bu siteyi yeni keşfettim. Ama elbette çok sevdim. Zira hayatı fantastik ve bilimum romanlar okumakla geçen hatta yazmaya çalışan biri olarak burayı çok sevdim. Burada amatörlerin hikayelerini yayınlaması da çok güzel ve bende ilk defa cesaretimi toplayıp yazmaya karar verdim. Umarım beğenirsiniz ve yorumlarınızı esirgemezsiniz. :)



      Okuldan çıkmış kütüphaneye uğramış zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım.Oysa şimdi hava kararmaya başladığı ve soğuduğu için zamanın ne kadar hızlı geçtiğini gayet net anlıyordum. Ayrıca ara sokakta eski erkek arkadaşım ve zebani arkadaşlarıyla karşılaşınca, kendime lanet okumaya başlamıştım. Can ondan ayrılmamı iyi karşılamamıştı. Ne de olsa o okulun en popüler sporcu öğrencilerinden biriydi ve bunun herkese yetmesi gerektiğini düşünüyordu. Bana da bu yaptığım için çok sinirliydi.
        Şimdi bu ara sokakta ona yaptıklarımı ödeyecektim. Kızlara el kaldırılmaz kuralını biraz esnetmeye kararlıydılar. Oysaki, biraz daha dikkatli olsalar sokağın karşı tarafında, bozuk sokak lambasının altında geceyle bütünleşen siyah giysileri ile bekleyen kişiyi görebilirlerdi. Ya da göremezlerdi. Ne de olsa bu yabancı kendini gizlemeyi çok iyi başarıyordu. Can ve arkadaşlarını karşımda gördüğüm anda benim için iyi olmayacağını anlamıştım. Kendimi koruyamayacak biri değildim.Ama üç devasa adamla aynı anda karşılaşacak da değildim. Seçeneklerimi gözden geçirdiğimde tek çaremin kaçmak olduğunu anlamıştım. Anlaşılan bunu karşımdakiler de biliyordu. Çünkü bunu düşündüğüm anda goriller etrafımı sarmışlardı.
   
   Can, işte şimdi başbaşa kaldığımıza göre şu ayrılık konuşmasını yapabiliriz Melisa diyordu.Eğer karşısında ezilip büzüleceğimi sanıyorsa gerçekten çok yanılıyordu. Seninle konuşacak birşeyimizin kaldığını sanmıyorum. Ne de olsa anlayacak kapasitede olmadığın çok belli.. Demek küçük hanım oyun oynamak istiyor. Peki, öyleyse bunu seve seve yerine getireceğim. Bu gece beni terketmenin acısını bütün bedeninde hissedeceksin dedi Can ve bütün gücüyle bir yumruk salladı. Ama bunun olacağını anladığımdan hemen eğilip yumruktan kurtulmakla kalmamış, karşımdakinin bacak arasına tekmeyi indirivermistim. Can acıyla yere kapaklanırken diğer goriller üstüme yürümeye başlamışlardı. Tam sağ taraftaki goril yumruğunu bana indirmek üzereydi ki nerden geldiğini bile anlamadığı bir el tarafından yolun karşı tarafına atılmış ve bir çuval misali orada kalmıştı. Diğer goril ne olduğunu anlamaya çalışırken karşısına dikilen adamı son anda farketti.Bu da zaten gördüğü son şey oldu.

      Adam aralarındaki tek adımlık mesafeyi kapatıp sivri dişlerini boynuna geçirmiş ve yaşamını sürdürmek için gereken bütün sıvıyı dakikalar içinde son damlasına kadar içmişti. Ben karşımda ki manzarayı şok olmuş bir biçimde nefes dahi alamadan seyrediyordum. Bunun imkansız olması bir yana, hayatımda gördüğüm en çekici erkeğin yanı başımda birinin kanını içiyor olması mümkün değildi. Bu kesinlikle bir rüya olmalı hatta bir kâbus diye düşünüyordum. Diğer taraftan bunun yüzde yüz gerçek olduğunun farkındaydım. Ve şu anda önemli olan tek şey bu adamın bunu sonsuza kadar yapmayacak olmasıydı. Talihe inanıyorsanız şu anda bulunduğum zaman kesinlikle en talihsiz zamandı. Eğer karşıma çıkanlar sadece eski erkek arkadaşım ve arkadaşları olsaydı birkaç çürük en fazla kırık ile buradan kurtulabilirdim.Ama hayır nerede bende o şans..

    Büyük ihtimalle sırada ben vardım ve bu adamdan kurtulmam hiç mümkün görünmüyordu. Buna; adamın ne kadar hızlı hareket ettiğini ve bir yumrukla 1.90 boyunda neredeyse yüz kilo ağırlığında birini yere yıktığını gördüğüm anda karar vermiştim. Kurbanlık koyun misali beklerken "ki bu durumda bunu mecazi anlamda da söylemiyordum" dişlerim birbirine çarpıyordu ve ben bunu durduramiyordum. Adam işini bitirip cesedi olduğu yere bıraktı ve simsiyah gözlerini gözlerime dikti. Sırf bu bile içimde bütün duyguların birbiriyle çarpışmasına yetmişti. Korkudan ölüyordum, heyecandan titriyor ve dudaklarımı dudaklarına bastırmamak için büyük savaş veriyordum. Kalbim deli gibi atıyor kan suratıma hücum ediyordu. Domates gibi kızarır, yaprak gibi titrerken bana bir saat gibi gelen sürenin sadece birkaç saniye olduğunu biliyordum.

Çevrimdışı duhan

  • **
  • 284
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yabancı
« Yanıtla #1 : 16 Mayıs 2014, 17:53:38 »
Öncelikle hoş geldiniz. Umarım kalıcı olur, sürekli yazarsınız. Hikayeniz için malesef iyi manada söyleyebileceğim pek bir şey yok.

İlk olarak noktalama işaretlerini hiç kullanmıyorsunuz. Yani nokta haricinde hiç işaret yok. İkincisi anlatım bozukluğuna yol açan cümller mevcut. Örnek vereyim ;

"Oysa şimdi hava kararmaya başladığı ve hava da soğuduğu için zamanın ne kadar hızlı geçtiğini gayet net anlıyordum."

hava kararmaya başlamış ve oldukça da soğumuştu yazmanız yeterli olurdu.
Başka bir husus; konuşmaları işaret içine almamışsınız. tırnak ya da  "-" işaretşnş kullanırsanız karmaşa ortadan kalkacak aslında.

Teknik olarak epey sıkıntılı bir başlangıç olmuş.Başlangıç diyorum çünkü devam edecek gibi bir bitiş olmuş. Devamında bu hataları yapmazsanız kurgunuz için de yorum yapabilme şansımız olacaktır. Şimdilik sıradan ve klişe bir hikaye gibi duruyor ama devamını görmek şart.

İlk kez yazıyor olmanızın heyecanı sanırım bu hataların sebebi. Okuduğunuzu söylemişsiniz, daha çok okuyarak ve yazarak bu teknik durumları da düzeltebilirsiniz. Kolay gelsin.

Çevrimdışı simyona

  • *
  • 2
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yabancı
« Yanıtla #2 : 16 Mayıs 2014, 18:24:42 »
Yorumun için teşekkürler. :) Noktalama işaretleriyle gerçekten çok büyük sorunlar yaşıyorum. Neden bilmiyorum ama bir türlü olmuyor. Oradaki yazım hatasını gerçekten fark etmemişim. Tam bir vampir aşığı olduğumdan ilk hikâyemin de konusu bu oldu. Umarım devamını daha iyi getirebilirim..