Terbiyeli, düzgün ve zengin gençlerin son gireceği yerdir Spear Bar...
Ahlaksız, eğitim almamış gençlerin toplanıp sövdükleri, içlerindeki sıkıntılarını ve hayatlarındaki anlamsızlığı Rock müziği kullanarak dile getirdikleri bir yerdir Spear Bar. Şehrin merkezindeki ara sokaklardan birinde bulunur. Genellikle sokak serserileri, başıboş gezen Rock sever gençlerin uğrak yeridir. Barın bulunduğu ara sokağa girdiğiniz anda pis ter kokusu burnunuza hücum eder. Ara sokak gençlerin küfürleri, sert davul sesleri, sert ve bir o kadar da hareketli müziklerinin sarhoş edici tınılarıyla yankılanır.
Şehir halkı pek sevmez bu barı. Kimse sevmez. Çünkü gerçekler...gerçek hayat buradadır. Gençler yitip giden hayatlarına bir anlam katmak için yaparlar bu müziği. Gerçekte değersiz değil midir hayat?
Şu para denilen şey çıktığından beri hayatın değeri kalmamıştır bu gençlere göre. Yaptıkları müzik bütün sorunlarını anlatır; durdukları uçurumun derinliğinden bahseder.
Bir hafta sonu bu bara ilk kez girme fırsatı buldum. İşimden kovulmuştum ve durumu benimle aynı olan arkadaşlarım buraya geldiklerinden bahsetmişlerdi.
Sokağa ilk girdiğimde duvara yazılan yazı dikkatimi çekti."Para ve Hayallerimiz... Ailelerimiz seçimi yaptı. Zafer paranın!"
Birkaç dakika boyunca o yazıya bakakaldım. Benim için bir anlam ifade etmiyordu ama buradaki gençler için çok şey ifade ediyordu. Ben 27 yaşındaydım ve beni aralarına alacaklarından emin değildim. Duvardaki resmi geride bırakıp kapıya yaklaştım.
"Bara girmek için bir şartınız var mı?" diye sordum.
Genç samimiyetle gülümsedikten sonra,"dünyası boşlukta asılı kalan herkes içeriye girebilir, efendim." dedi.
Bu bar tam bana göreydi. Çünkü kurallar yoktu. İçeriye girmek için bir şart yoktu, söverseniz biri sizi alıp dışarıya atmıyordu, kavga etmek serbestti. Bu barda eksik olan tek şey masaların üstüne konulan cüzdanlardı.
Barın içi loş bir ışıkla aydınlanıyordu. Çoğunlukla karanlıktı ve eski bir kütüphaneyi andıran havası vardı. Duvarlarda çeşitli dillerde yazılar, küfürler, işaretler ve karalamalar vardı. Bardaki birkaç yüksek platformun üstünde sakallı, uzun ve dağınık saçlı gençler müzik yapıyordu. Vurucu, sert ve hızlı bir müzik tarzları vardı. Sözler genellikle tekrar ediyordu. Rock müziği sevsenizde sevmesenizde bu gençlerin müziği doğru, yakın ve samimiydi; ve sizi inanılmaz derecede sarhoş ediyordu.
Bir şarkıda;
"Güzel kıvrımlar,
Hoştur bence.
Babam dedi ki bu kalçalar,
Beş para etmez.
Unut gitsin.
Diyordu gençler. Gerçekten sözlere ve yapılan müziğe bayılmıştım. Bu müzik farklıydı. Gerçekti ve sözleri söylenmeye cesaret edemeyeceğiniz derecede terbiyesizdi. Her gün kavga, şiddet ve coşku eksik olmazdı; ha birde ter kokusu vardı ki, harikaydı.
İlk bir hafta boyunca bara gitmeden duramadım. Bir gün aklıma geldi, belki bende bir müzik grubu kurup böyle bir müzik yapabilirdim. Parasızdım ve işim yoktu. Üstelik artık gençler arasında tanınıyordum.