Kayıt Ol

Fantastik Hikayede Yeni Irklar Ve Haritalar Yaratmak Üzerine

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Selam arkadaşlar. Benim merak ettiğim iki konu var. Fantastik hikayelerde; bu evrenleri kurgulayan, yazan kişiler çoğu zaman insandan farklı yeni bir ırk yaratmaya ve bu yeni ırk veya ırklarla insanların arasındaki tabiri caizse mevzuları anlatmaya çalışıyorlar. Bunu ben de yaptım daha önceki hikayelerimde. Sonra üzerinde çok düşündüm ve bence "İnsan'ı" yeterince işleyemiyoruz. İçinde sadece insan ırkının bulunduğu inanılmaz fantastik hikayeler yaratılabilirdi, neden pek tercih edilmiyor sizce? Ya da bizlerin bu, farklı ırklar oluşturup, yeni kültürler yaratma ihtiyacı nereden geliyor? Çünkü iyice düşündüğümde, bu kadar yazar fantastik hikayelerinde yeni ırklar yaratmaya çalışıyorsa bu ya bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor olmalı ya da herkesin beynine öyle yerleşmiş. Bu iş yeni ırklar yaratmadan olmaz bunun kaidesi buymuş gibi mi geliyor?

Bir de harita mevzusu var tabii. Çoğunlukla harita olmadan da yapamıyor fantastik yazar kitlesi. Yine ben de eskiden çok takılırdım harita meselesine. Bu yüzden yazamadığım, yazmaktan vazgeçtiğim hikayelerim oldu. Bu konu hakkındaki şimdiki fikrim şöyle: Ben yazmak istediğim şeyi yazabildikten, betimlemelerimi akla yatkın ve başarılı yapabildikten sonra okurlarıma gözle görülür bir harita sunmayı istemem. Anlattıklarımla, betimlemelerimle okurumun düşünde ne çağrıştırıyorsam o öyle kalsın isterim. Zaten benim anlattığımı benim aklımda kurguladığım gibi doğrudan almasın okur, kendi hayal gücüyle orayı kendisi baştan yaratsın. Bana göre okura bir harita sunma ihtiyacı hissetmek "Ya ben anlattım ama o tam anlayamaz belki, bir de buradan baksın aklında tam otursun." gibi bir şey oluyor. Tabii bazen hikaye açısından iyi anlaşılabilmek şart oluyor, o da artık bizim yeteneğimize kalıyor.

Genel olarak düşüncelerim böyle, sizler bu konularda neler düşünüyorsunuz?
İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.

Çevrimdışı milenya

  • **
  • 260
  • Rom: 6
  • Belki de Tanrı bize inanmıyor!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fantastik Hikayede Yeni Irklar Ve Haritalar Yaratmak Üzerie
« Yanıtla #1 : 15 Eylül 2016, 10:44:45 »
 Fantastiği kaçış değil de keşif edebiyatı olarak değerlendiriyorum. Eh bir şeyi keşfedeceksen onun farklı olması gerekir. Yeni ırklar da bu işin en kolay yolu, ırk yaratmayanlarda çok farklı mekan ya da hayat şartları üzerinden gariplikler sunuyor bize. Alt kültürde bir şeylerin farklı olması lazım, bizi de kendileriyle farklılaştırmaları gerek kanımca.
 
 Ben fantastik okumaya başladığımda Majestelerinin Ejderhası'nı okumuştum ve gerçekten benim için güzel bir başlangıçtı. Tarihi fantastikti, 1700'lerin sonlarında İngiltere, Fransa, Çin neyse onu okuyordun. Elfler, cüceler ya da böcek kafalı insanlar da yoktu. Sadece gerçekte yaşanmış o zamana dair ne varsa onlara yedirilmiş ejderhalar vardı. Ejderha da yeni bir ırk değil, belki de en eskisi. Çin mitolojisine gidiyor ucu. Bunun gibi bir kitapla başlangıç yapınca ben bu fantazya işlerinin yeni ırklar yaratmayla çok da dip dibe olduğunu düşünmüyorum.
 
 Yine çocukken izlediğim fakat hiç üzerinde durmadığım Şalvar Bank da aynı şekil kısmi bir fantazya.
 
 Örnekler uzar gider bende lakin demek istediğim farklı, bilinmeyen ya da az bilinen bir şeylerin kurgu içerisinden bize sunulması fantazya için yeterli.
 
 Haritalar benim kanayan yaram. Az çizmedim, etmedim ama sonunda kendisinin yüksek fantazya edebiyatının ayrılmayan parçası olmadığını kabul ettim. Serilerde -genelde seri olur fantazyalar- her kitaba konan haritalarda ben sadece ilk kitapta dikkat ediyorum kendisine. Hatta kendini fazlasıyla yarattığı kurgu evrene kaptıran kitaplarda bir parmağım okuduğum yerde diğeri haritanın bulunduğu sayfadadır lakin ikinci kitaba geçince bakmamaya başlarım.
 
 Haritaların kurgulanan evreni cisimleştirdiği düşüncesindeyim. Onu daha gerçekçi hale getiriyor hepsi bu.
 
 Harita farklı mekanı tasvir etmek farklı. Harita çok uzaklardan bir kroki, sizin betimlediğini yeri bir nokta misali az buz seçebileceğimiz bir çizgi yığını. Resimli öykülerde ya da romanlarda sizle aynı fikirdeyim. Narnia'nın okuduğum tek kitabında ara sıra çıkan resimleri itici bulmuştum.
Spoiler: Göster

Çevrimdışı maviadige

  • **
  • 161
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fantastik Hikayede Yeni Irklar Ve Haritalar Yaratmak Üzerie
« Yanıtla #2 : 15 Eylül 2016, 11:04:24 »
Bence yeni ırklar şart değil. Konulacaksa da iyi işlenmesi gerekir, çünkü artık o kadar çok benzer ırk görüyoruz ki okuduğum fantastik romanlar hem kurgu hem üslup olarak genelde birbirini andırıyor. Bu da okuyucuyu çok yorar.

Fantastik deyince sadece ırk da akla gelmemeli. Farklı konular ele alınarak da harika romanlar yazılabilir. Biraz daha farklı bakış açısı edinmeli insan. Günümüzde özellikle farklı ırklar oluşturma çabası var yazarlarda bu da bence ihtiyaçtan değil yazarın kendini kanıtlama isteğinden kaynaklanıyor. Benim için romanın dili, kurgusu kendine has olmalı yoksa insan ya da başka ırk yer almış çok fark etmiyor. Yeter ki okuduğumda "şu romana benzemiş/ beklentimin altında kaldı," demeyeyim.




 
Yakından bakarsan güzelleşecek.
Uzun süre bakarsan sevimli olacak.
Sen de aynısın...

-School 2013-

Çevrimdışı Guy Fawkes

  • **
  • 266
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fantastik Hikayede Yeni Irklar Ve Haritalar Yaratmak Üzerie
« Yanıtla #3 : 15 Eylül 2016, 14:54:08 »
Bence fantazya yazanların aklına "ırk yaratma" konusu iyice yerleşmiş. Ben sırf bu yüzden diğer türler kadar fantazya okumam, okursam da gerçekten kült olmuş eserleri okurum. Urban fantasy dedikleri türe ise bayılırım.

İlk cümlede söylediğim gibi yazarların aklına yerleşmiş bence. Bu türde kitap ya da öykü yazmak isteyenlerin aklını karıştıran ilk konu bu çünkü. Harita konusu da böyle. Oysa yeni bir ırk ya da harita yaratmak zorunlu değil. İnsanların ejderhalarla - diğer mitolojik varlıklarla da olabilir - yaşadığı bir şehrin ya da dünyanın öyküsü, romanı yazılabilir. Ben daha zevk alarak okurum.

Haritaları ise hiç sevmiyorum. Gereksiz geliyor biraz da. Yolculuk yapan kahramanlarımızın nereye gittiğini, neyin nerede olduğunu takip edebilmek için haritaya ihtiyaç duymuyorum. Aldım notlarla güzelce takip edebiliyorum kahramanların geçtiği mekanları, ormanları vs.

Çevrimdışı

  • **
  • 82
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fantastik Hikayede Yeni Irklar Ve Haritalar Yaratmak Üzerie
« Yanıtla #4 : 17 Eylül 2016, 21:55:03 »
Kurguda ırk yaratmak aslında sırf ırk yaratmış olmak için yapılması gereken bir eylem değildir. Bu yaklaşımın ardında yazarın kendisine farklı bir öykü anlatma metodu ve argümanları oluşturma çabası yatar. Fantastik ırk aslında bu dünyada bizimle beraber olan ama "farklı" addettiğimiz yahut ötekileştirdiğimizi işlemenin bir aracıdır. Örnek vermek gerekirse ABD'de zencilerin uğrayageldiği ayrımcılık hepimizin malumudur. Marvel çizgiromanlarında bunun "mutantlar ile insanlar arasındaki sürtüşmeler" teması altında işlendiğini görebilirsiniz. Burada toplumun ekseriyetinden farklılık arz eden azınlıkların uğradıkları muamele kurgulanmış ırk/tür üzerinden işlenmektedir. İşte fantastik alemlerde ırk yaratma çabasının ardında yatan önemli bir saik budur.

Bir diğeri de "tanınmayan/bilinmeyen"i bir nevi tanımlama çabası olabilir. Örneğin yunan mitolojisinin önde gelen fantastik canlılarından sentorların aslında; attan hiç inmediği için bir nevi atla birleşik gibi görünen/algılanan iskit savaşçılarından esinlenilerek kurgulandığı söylenir. Bilinmeyene duyulan merak, farklı olanı anlatırken bire bin katarak abartmak ve hayal gücünün sınırlarını zorlayan alemler/olaylar oluşturmak hikaye anlatımının özünde olan şeyler değil midir zaten? Ata yadigarı masal kültürü tamamen bunun üzerine oturmaktadır. Hem, sıradan insanın sıradan günlük sefaleti hepimizin malumuyken, kurgu tabii ki eğlendirmek için farklı olanı anlatma çabasına girecektir. Yüzüklerin Efendisi'nde anlatılan huysuz tiplemeler cüceler değil de iskoç madenciler olsaydı daha mı çok hoşumuza gidecek, daha mı çok ilgi çekecekti? Zannetmiyorum. Kurgusal kabiliyet biraz da basit ve sıradan olanı alıp onu ilgi çekici hale getirebilmekte yatıyor bence.

Haritaları ise oldukça faydalı buluyorum. Düz yolda bile kaybolabilen müzmin bir coğrafya özürlüsü olarak Hobbit'i ilk okuduğumda kim nereye gidiyor hiç bir şey anlamamış ve tamamen olayların akışında kendimi kaybolmuş gibi hissetmiştim. Ancak kafamın içinde bir yerlerde beynim sürekli neyin nerede olduğunu oturtmaya çalışıp durdu ve bu his beni kitabın sonuna kadar kemirmeye devam etti. İyi bir haritanın bazı şeyleri anlamaya çok yardımcı olacağını düşünüyorum. Örneğin Warcraft 3'ün senaryo modunu oynarken her iki bölüm arası yükleme ekranında çıkan harita ve üzerinde kat edilen mesafeyi gösteren ok işareti neyin nerede olduğunu ve kimin nereye neden gittiğini anlamamda büyük rol oynamıştı. Daha sonra o haritalar World of Warcraft için de temel teşkil etti ki bence bu da bir bakıma önemlidir. Hem bir başka konu başlığında da ifade ettiğim gibi, harita yazar için de faydalı olabiliyor, böylece bir şeyler kurgularken ne nerede duruyor şöyle gelen bir bakış yapıp mantık hatasına düşmekten de kurtulabiliyorsunuz. Daha uzak bir mesafeyi 2 haftada giden birilerinin bir başka noktada aynı yolculuğu 2 ayda yapması gibi saçmalıklara, zaman/mekan arasındaki bağlantıda oluşabilecek kopukluğa düşmeye engel teşkil edebiliyor.
"Demire şeklini veren demircinin iradesidir, çekicin darbesi değil." - Turram oğlu Kopram, Hakon'un demircisi

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fantastik Hikayede Yeni Irklar Ve Haritalar Yaratmak Üzerine
« Yanıtla #5 : 17 Eylül 2016, 23:20:45 »
Irk yaratma hakkında özellikle takıldığım konu; kendi şahsi düşüncem, "İnsan'ın" yeterince iyi işlendiğini düşünmüyorum. Ve bu durumda nasıl farklı bir ırk oluşturup onu anlatacak cesarete sahip olabiliyoruz anlamış değilim. Bu, özellikle son zamanlarda aklıma takılan bir konu. Bence farklı ırklar yaratılarak yazılan öykülerin daha ilginç daha çekici hatta daha çok okunacak olduğu sanılıyor. Öyle de olabilir, ben Tolkien hayranıyım sonuçta. Ama sadece "İnsan" da farklı bakış açılarıyla, sağlam bir kurgu ve anlatışla işlenirse gerçekten başarılı fantastik öyküler ortaya çıkabilir. Bir de yaratılan ırklar çoğunlukla temelsiz oluyor. Yapmak için yapılmış, boş.

Ne bileyim: "Bir gün gökten bir meteor düşer. İçinden bir yılan çıkar, ısırdığı herkes yılan adama dönüşür. Bu yılan adamlar iç güdüsel olarak ısırmayı çok seviyorlardır ancak zehirli olduklarından ısırdıkları her insan yılan adama dönüşür. İnsanlar soylarının tükeneceğinden korkarlar ve birleşip bu yılan adamlara savaş açarlar." Bu kadar bile temele oturtulmayan ırklar oluyor. O zaman ben yarım bırakıyorum okuduğum hikayeyi. Oysa; aykırı karakterler, farklı kültürler, olaylara ilginç, farklı gözlerle bakarak ve fantastik öğeleri de iyi kullanarak yazılan bir kurgu kendini çok daha fazla okutur ve zevk verir. Ama bence diğer yol daha kolay geliyor. Hem cazibesi de var; hikayeyi okutacağına ve daha güzel kılacağına inanıldığını düşünüyorum.

Haritayı; yazar kendisi için, hikayeyi yazış esnasında kendine yardımcı olması için kabataslak bir şekilde çizebilir. Ama karakterlerin, yaşadıkları macera boyunca bulundukları mekanları genel olarak tasvir edebildikten, okurun bu yerleri hayal edebilmesini sağlayabildikten sonra bir genel haritaya ihtiyaç olmadığını düşünüyorum. Okur zaten anı yaşamış oluyor. Ona: "Bak işte bizim karakterlerimiz en başta buradalardı, vardıkları yer de burası." diye göstermeye ne gerek var. Hem bütün fantastik hikayeler bir yolculuğu anlatmaz ki. O tür bir ihtiyaç da olmaz. Tolkien üstadın etkisi bunlar hep :). Bence biraz daha farklı düşünebilirsek, ortaya özgün ve güzel şeyler koyabiliriz.
İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fantastik Hikayede Yeni Irklar Ve Haritalar Yaratmak Üzerine
« Yanıtla #6 : 29 Eylül 2016, 17:05:16 »
Bayağıdır bu başlığa yazmak niyetinde olsam da bir türlü dilimin ucundakileri nasıl yazacağıma karar veremiyordum. Ne kadar çabalasam da, aşağıda yazdıklarımda konudan biraz biraz sapmış, yanlış örneklendirmelerde bulunmuş olabilirim. Şimdiden affola.

Harita konusunda fikrim:

Yazarın oluşturmaya çalıştığı macera için yardımcı olması açısından yararlı olabilir.
Okur olarak, bir defalığına göz gezdirip bir daha bakmam.

Fantastik ırk konusunda aklıma takılan şu:

Yüzüklerin Efendisi'ndeki ırklar, başka mitolojilerden faydalanan Tolkien'in eklemeleri çıkarmaları sayesinde, kendi yarattığı mitolojiye temellenerek kitapta can bulmuşlar.

Orada, her ne kadar kişilik kazanıp insani meziyetler gösterseler bile mitsel söylence varlıkları olma özelliklerini koruyorlar. Fantastik varlıklar olarak hala belli kısıtlamalara tabiiler; hikayedeki yerleri ve görev dağılımları olarak, karakterleri, ait oldukları ırkın temel özelliklerinin dışına pek sarkmaz (burada Frodo biraz istisna gibidir. Gene de fazla değişmeden kalabilir).

Y.E'ndeki fantastik varlıklar, masallardaki fantastik varlıkların öykü için varolma özelliklerini korurken kendi karakterlerine sahip olarak daha bağımsız bireyler olarak algılanmalarını sağlıyor gibi. Bu evreni zenginleştirip, anlatımın dışında da hayatlar sürdüğü fikrini aşılıyor.

Bu şahsi teoriyi, dilden dile aktarılan hikayenin her anlatıcıyla birlikte, anlatıcının kendi sebep sonuç ilişkisine göre tekrar yorumlanıp, ekleme çıkarmalar yapılarak anlatıldığı (Kaynak: Michael Shermer - İnanan Beyin) görüşüyle pekiştirince; başka kitaplarda yaratılan fantastik ırkların neden bazen zorlama veya eğreti durmalar ile karşılaşıldığına ışık tutabilir belki de.

Tolkien'in eserinde veya da başka mitlerde adı geçen varlıklar, bir başka yazar tarafınca bambaşka bir kurguda yer alınca; insansı karakter özellikleri daha belirginleşiyor ya da fantastik tarafları daha da keskinleşiyor. Herhangi bir kaynağa bağlı olmadan kendi mitolojisine dayanarak ırk yaratılmaya çalışıldığında, sırf maceranın ihtiyacı var diye varsalar daha da göze batıyorlar. Sırf fantastik olsun diye yazılmak ile anlatıldıkça, anlatılanın köklerinden uzaklaşması böyle bir durum yaratıyor olabilir.

Kötülük efendisinin kötücüllüğüne yaraşır orduya ihtiyacı var diye, emri altında, sivri dişlere ve sivri pençelere sahip korkunç canavarlardan oluşma askerlere hükmetmesi, akla ister istemez Orcları getiriyor. Bu yaratıkkarın kökenini, kötülük tarafından bozulmaya uğramış ırka dayandırınca benzerlik ister istemez daha da artıyor. Hatunkız'ın yılan adamlar örneği de, macera için bahane yaratmaya zorlanmanın sonucu olabilecek cinsten.

Olmazsa olmaz yerine; ne sebeple, ne kadar ve ne ölçüde gerekli diye bakıp kurmacada yer edindirmeye çalışmak, yazar ve okur için daha tatminkar sonuçlar verecektir. Ha tabii, benimkisi okur bakışaçısı. Yazarlık mutfağının içindekilerin benimkisinden daha net ve tatminkâr görüşleri olacaktır.

Çevrimdışı Tenekeci

  • **
  • 79
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fantastik Hikayede Yeni Irklar Ve Haritalar Yaratmak Üzerine
« Yanıtla #7 : 29 Eylül 2016, 18:07:16 »
Alıntı
Ya da bizlerin bu, farklı ırklar oluşturup, yeni kültürler yaratma ihtiyacı nereden geliyor? Çünkü iyice düşündüğümde, bu kadar yazar fantastik hikayelerinde yeni ırklar yaratmaya çalışıyorsa bu ya bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor olmalı ya da herkesin beynine öyle yerleşmiş. Bu iş yeni ırklar yaratmadan olmaz bunun kaidesi buymuş gibi mi geliyor?

Farklı kültürlerin, farklı kültür kodları, davranış biçimleri, hayata bakış açıları vardır. Bu durum, dünya küreselleşme ve ortak bir kültür yaratma aşamasına girmeden önce insanoğlu arasında da önemli yer tutuyordu. Bir Moğol cinsiyet mevzularında çok açık olmasına rağmen, hemen komşu ve yaşayış şekli benzer bir kavim olan Türkler namus ve cinsi ilişkiler konusunda daha sıkı normlara sahipti.

Bunu çok daha betimleyici örnekler vererek açıklayabiliriz. Bir Amerikan yerlisini, bir Eskimo, bir İngiliz'i hedefe koyabiliriz. Afrika'nın yakıcı sıcaklarında vücudu kapatmayan ve üryan dolaşan kabileler ile birlikte, saçı bile örtmeni emreden Sami ırklarından bahsedebiliriz.

Ancak günümüze geldiğimizde, artık kültür kodları işlemekte zorlanıyor. Bizler küresel bir köyde yaşıyoruz, çoğumuz ingilizcenin ana dinamiklerini biliyor. Evrensel kıyafetler ve görgü kuralları var. İnsanlar arasında kültürel fark çok çok azaldı. Bu gibi bir ortamda bizler insanın farklı yönleri, farklı düşünce şekilleri geliştirebileceğini tahayyül edemiyoruz. Sorunun birinci ve ana kaynağı budur. Tahayyül sıkıntısı var.

Hatta şöyle söyleyeyim, çoğu fantastik eserde insanlar nereli olursa olsun, hep aynı dilde konuşurlar, birbirleriyle konuşma sıkıntısı çekmezler, bölgenin kendine özgü dili olsa dahi her zaman bir ortak dil vardır. İsterse o iki bölge birbirine çok uzak olsun. Bu önemli bir örnektir.

Ancak farklı kültürler bize günümüzde acayip gelir, böcek yiyen bir güneydoğu Asyalıyı, Afrikalı kabileleri yadırgar ve bambaşka bir gözle bakarız. Amerikan'a, İngiliz'e, Alman'a bakmadığımız gibi. Bizler farklı ırk oluştururken aslında karşımıza yine insanı alırız, lakin ona farklı bir kimlik verdiğimiz için önümüze kendi ördüğümüz tahayyül duvarını yine bu yöntemle aşarız.

İstediğimiz kadar ırk yaratalım. Karşımızdaki yine insandır. Hiçbir ırk yoktur ki fantazi edebiyatında, insansı duygular barındırmayıp, bir insan davranışını bize göstermesin. Bu Tolkien'de de böyleydi, izlenilen bu dolambaçlı yolu kötülemiyorum. Sadece artık kabak tadı verdi diyorum.

Bir Elf'in kendini beğenmişliği ve sonsuz öz güveni onda bir insan ışığı almamıza neden olmuyor mu? Orklar her ne kadar vahşi ve insanlık dışı görünselerde içlerindeki haset ve vahşet, insanlardan bir parça koparılmış gibi hissettirmiyor mu? En ekstrem olacağını düşündüğümüz örnek ise Tanrılar... Tanrı ırkı sadece fantazi edebiyatında değil, mitolojide bile, birer insanı ele alarak oluşturulmuş kurgular değil midir? Zeus'un kadın düşkünlüğü, Hades'in karanlık dünyası, Hephaistos'un sakat olduğu için kötü muamele görmesi, Hera kıskançlığı... Bunlar bize insanı göstermiyor mu?

Sözün özü... Bu yaratılan ırkların hepsi zaten insanı anlatmak için yaratılmış ırklar, bir paravan, bir perde. Günümüz dünyası, insanları bu şekilde tasnif etmemiz için fakir bir dünya. Yazarlarda bu konuda, böyle bir çözüm, böyle dolambaçlı bir yol görmüşler.

Renkli ve hikayeye zenginlik katan unsurlarda olmuşlar. Bence ırk yaratımının altında yatan gerçek budur. Ancak artık bu durumda kesinlikle kaçınılmalıdır. Biraz düşünüp, fantazyaya daha orjinal dinamikler katmak bu işle uğraşıyorum diyen herkesin boynunun borcudur.


Alıntı
Bir de harita mevzusu var tabii. Çoğunlukla harita olmadan da yapamıyor fantastik yazar kitlesi. Yine ben de eskiden çok takılırdım harita meselesine. Bu yüzden yazamadığım, yazmaktan vazgeçtiğim hikayelerim oldu. Bu konu hakkındaki şimdiki fikrim şöyle: Ben yazmak istediğim şeyi yazabildikten, betimlemelerimi akla yatkın ve başarılı yapabildikten sonra okurlarıma gözle görülür bir harita sunmayı istemem. Anlattıklarımla, betimlemelerimle okurumun düşünde ne çağrıştırıyorsam o öyle kalsın isterim. Zaten benim anlattığımı benim aklımda kurguladığım gibi doğrudan almasın okur, kendi hayal gücüyle orayı kendisi baştan yaratsın. Bana göre okura bir harita sunma ihtiyacı hissetmek "Ya ben anlattım ama o tam anlayamaz belki, bir de buradan baksın aklında tam otursun." gibi bir şey oluyor. Tabii bazen hikaye açısından iyi anlaşılabilmek şart oluyor, o da artık bizim yeteneğimize kalıyor.

Harita güzel ama bence hiçbir başarılı yazar kitabın metnini yaratmadan harita yaratmaya kalkmamıştır. Bu öncelikle hayal gücünün sonsuzluğuna koyulan bir sınırdır. Neden dersek, haritalar sadece denizleri, karaları ifade etmez, dağlar, nehirler, çöller ve benzeri her türlü iklimi ve yolculuğu etkileyecek dinamikleri de barındırır.

Bir bölgeyi buzul, bir yeri nehir yapmak, o bölgelerde geçecek hikayenin akışını daha kurguyu yazmadan etkiler. Hayal gücünüze sınır koyar. Bir harita yapıp yazmaya başladıysanız, ilerleyen bölümlerde bir şehirden yola çıkan bir insanın başına önemli bir olay geleceğini tasarladığınız halde ortada doğru bir coğrafi alan yoksa veya başka türlü daha iyi olacaksa, bu kurgunuza vurulmuş büyük bir darbe olacaktır.

Bu nedenle, kurgu sürerken haritadan çok, yazarın zihninde canlanan aktif bir harita hepsinden daha iyidir. Kurgu bittikten sonra bir harita sunmak ise elbette okur için oldukça iyi bir şeydir. Bu açık...

Bir de fantazi dünyasının zenginliğini yansıtma çabasından ileri geliyor bu ırk, dil, kültür, harita olayları falan. Çünkü haritalar gizem barındırır. Sen gidip kuzeydoğuya, medeniyetten uzakta, çöllerin arkasında tek bir kale koyarsan ve hikayede bundan bahsetmezsen, okur ister istemez sorar "orada ne var?" diye.

Burada kişinin ve hikayenin haddini bilmesi önemlidir. Bu bir Zaman Çarkı veya Silmarillion gibi bir hikaye değilse, kimse üzerine düşmez haritanın falan. Bu tarz görsel ve gizemli çaba yaratma numaraları ancak tutmuş hikayelerde ilgiyi daha da arttırmak için kullanılır.

Bu nedenle Zaman Çarkı serisinde "Shara neresi?", "Land of the Madmen neresi?" diye sorarım. Ama ilgimi zaten çekmemiş bir hikayenin haritası umurumda olmaz.

Çevrimdışı Rang Baru

  • **
  • 168
  • Rom: 0
  • "Ningun mar en calma hizo experto a un marinero"
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fantastik Hikayede Yeni Irklar Ve Haritalar Yaratmak Üzerine
« Yanıtla #8 : 29 Eylül 2016, 19:50:11 »
Tenekeci'nin şu söylediğine katılıyorum;
"İstediğimiz kadar ırk yaratalım. Karşımızdaki yine insandır. Hiçbir ırk yoktur ki fantazi edebiyatında, insansı duygular barındırmayıp, bir insan davranışını bize göstermesin."

Muhtemelen Tolkien de orcları falan belirli bir topluluğu düşünerek yarattı. Martin nasıl Dothraki'leri yaratırken bizim yakından tanıdığımız vahşi göçebe orta asya topluluklarını baz aldıysa.

Bana göre özellikle insan dışında ırk yaratırken sorun şu;
Bir kere birey olarak şu dünyanın yüzlerce ırkından kaç tanesiyle beraber yaşamış ya da derinlemesine biliyor olabiliriz ki? Yüzeysel olarak bildiğimiz için de yaratılan ırkların biraz içi boş kalması sıkıntı.
"Türkiye'de develere biniyorlarmış biliyor musun Jean?" diyen Fransız amca ne kadar yüzeysel türklere benzer ırk yaratabilirse, bizim de bilmediğimiz bir ırk üzerinden insandışı fantastik bir ırk yaratmamız aynı derecede yüzeysel olur.

Hassas bir konu. Çok iyi düşünülmesi gerekiyor. Çok iyi araştırılması gerekiyor. Ve bunlara rağmen birçok noksanlık ve yüzeysellik baş gösterebilir. En basit tabiriyle "Epey Zor" bir iş, yeni bir ırk yaratmak. Bunu kolaya indirgeyerek yapılan ırklar zaten kabak tadı veriyor, ama üzerinde iyi çalışılmış olanlar bana göre gayet de tadından yenmeyen aş olabilir.

Şu gerçeği de göz ardı etmeyelim ki; yeni bir ırk, karakter hatta dünya yaratırken en büyük kaynak var olan dünyada, yaşadığımız kültürlerde ve tanıdığımız insanlarla olan tecrübelerimizdir. Yani Google bize bir yere kadar yardımcı olabilir. Bu nedenle fantastik ırklar yaratırken, tabiri caizse görmüş geçirmiş olmak, farklı kültürlerde insanları tanımış olmak önemli bir kıstastır.

Harita için ise belirli bir fikrim yok. Haritayı kendim yapıyorum, ve yazar olarak bana yararı dokunuyor. Ama benim yaptığım haliyle kitaba koymak konusunda çekinceliyim. Bütün görseller hatta yazı profesyonel olup da harita eh işte olunca, kitabın seviyesini aşağı çeker mi düşüncesi var.
Harita koymak iyidir, yazara da okura da yardımcı olur, özellikle de büyük bir dünyaysa ve yolculuklar (köyler arası ya da ülkeler arası fark etmez) varsa. Ama bu tamamen sübjektif bir görüş. Haritaya hiç gerek duymayan kişilere de saygı duyarım. Sonuçta herkesin beyni farklı çalışır. Benim gibi yön özürlü insanlara faydası olduğunu kanaatindeyim.

Çevrimdışı Ozymandias

  • **
  • 200
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fantastik Hikayede Yeni Irklar Ve Haritalar Yaratmak Üzerine
« Yanıtla #9 : 29 Eylül 2016, 20:38:07 »
Konu mükemmel .

Up !