Kayıt Ol

Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch

Çevrimdışı uveybaba

  • **
  • 117
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #75 : 03 Ağustos 2015, 13:05:34 »
Serinin ilk kitabını bu sabah bitirdim. Kitap bittikten sonraki halim tam olarak şöyleydi ;



Ben seriye başlamadan önce baya düşünmüştüm açıkçası. Ne zaman Kralkatili Güncesi ile ilgili bir şey araştırsam illa ki bir köşeden centilmen piç serisi çıkıyordu. Haliyle beklenti yükseldi. Gerçi bazı yerlerde fazla abartılmış olduğu veya olumsuz yorumlara da rastladım ama beklentimi düşüremedim. Gerçekten çok güzel bir kitaptı. Betimlemelerin biraz fazla olması dışında inanılmaz keyif aldım.

Edit : Ben neden bu kadar kısa yorum yapmışım yahu ? Şimdi bir kez daha okuyunca kitaba haksızlık ettiğimi düşündüm. Bunlar hep uykusuzluktan işte.

Betimler konusunda beni rahatsız eden nokta çok fazla veya kötü olması değildi. Tam olay örgüsünde kilit noktadayken , merak sınırlarınızın doruklarındayken birden bir kaç paragraflık betimlemeler ile karşılaşmak rahatsız etti. Yoksa betimlemeler gayet güzel ve akıcı.

Bunun dışında kitapla ilgili tek isteyebileceğim nokta uzun soluklu bir hikayeye sahip olması olabilirdi. Yani ikinci kitaba başlayacağım ama aklımda çok bir merak unsuru yok. Keşke Scott Lynch biraz daha gizem ve merak katsaydı hikayeye , ikinci kitabı okumak için sabırsızlansaydım. Belki Fırtınakıran'ın dediği gibi belirli bir döngü içerisinde ilerliyordur hikaye ama işte arka plana bir iki büyük gizem okuru çok güzel heyecanlandırabilirdi.

Spoiler: Göster

Gri Kral'ın gerçek kimliği beni rahatsız etti. Kitap karakterlerinin değil , okurun tanıdığı bir karakter olmalıydı ve bu hikayeye çok zekice bir şekilde yedirilmeliydi. Evet , klişe ama her zaman işe yarıyor bu sistem zekice hazırlandığında.

bu arada "götoş" çevirisini kim yaptı bilmiyorum , çevirmen mi yoksa editör mü ama bu kadar mükemmel olabilirdi ya. bu kadar güzel oturabilirdi yerine. kim yaptıysa ellerine sağlık.

Zincir'in Locke'a bağlıbüyücüler hakkında verdiği nasihatları dinlediğimiz bölümün hemen ardından yeni bölümde direk Locke'un Şahinci'ye " Kuşun güzelmiş götoş, " demesi kahkaha atmama sebep oldu. bu kadar mükemmel oturabilirdi o kelime oraya.

aynı zamanda kuzgun yuvasında Locke , Şahinci'ye yaptıklarını anlatırken birden " ayırca ona götoş dedim , bundan pek hoşlanmadı " demesi ayrı bir kopardı. uzun süredir bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum :) kelimeye karşı bir sempati kazandım direk.


@mit , bilgilendirme için çok teşekkür ederim  :)
Mizah en güçlü savunmam. Mizah önemli. Mizah güzel. Cici mizah.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #76 : 03 Ağustos 2015, 13:19:39 »
"Götoş" çevirisi sevgili Cihan Karamancı'ya ait :) Bence de ancak bu kadar yerinde bir kelime seçimi olabilir. Hatta aynı yerlerde kahkaha bile attım.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Grayswandir

  • ***
  • 815
  • Rom: 14
  • You may have heard of me.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #77 : 03 Ağustos 2015, 17:19:36 »
Çeviri müthiş gerçekten ya. Cihan Karamancı'nın elinden çıkan her şey farkını belli ediyor. Ellerine sağlık, çok başarılı kendisi. Ben de birçok yerde kahkahamı tutamadım, hala okudukça gülesim geliyor. :D
In the beginning the Universe was created.
This has made a lot of people very angry and been widely regarded as a bad move.

#hayır

Çevrimdışı demiray68

  • *
  • 22
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #78 : 10 Ağustos 2015, 13:29:19 »
Kitabı bir kaç gün önce bitirdim ve ilk kitapta olduğu gibi çok sevdim. Okumayı düşünenler düşünmeyi bırakıp en kısa sürede başlasın bence kitabın eleştirilecek hiç bir yönü yok. Baskıdan kaynaklı 3-4 yerde harf eksikliği vardı ama o da nazar boncuğu olsun artık. Ben çok beğendim ve şiddetle herkese tavsiye ediyorum.
Betimlemelerin fazlalığından bahsedilmiş ben kesinlikle bu görüşe de katılmıyorum.
Bir örnek vermek gerekirse;

"Locke'un kurduğu yalanlar zinciri o kadar hassaslaşmıştı ki, bir güvenin osuruğuyla bile dağılabilecek durumdaydı."

Bence ustalıkla yapılan bu ve diğer betimlemeler yazarın zekasının göstergesi ve kitaba fazlasıyla zenginlik katıyor.
Scott Lynch'in yazarlık için genç sayılabilecek bir yaşta (37), ve ilk kitapları olmasına rağmen ortaya böyle bir iş çıkartması bundan sonra yazacağı kitaplar adına beni fazlasıyla heyecanlandırıyor.

3. kitabı dört gözle bekliyorum. 2016'nin sonlarına doğru çıkar mı? yoksa 2017 den öncesi için hayal kurmasak mı?

Çevrimdışı Kitap Adam

  • **
  • 141
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #79 : 10 Ağustos 2015, 13:57:11 »
Ben facebook'tan İthaki'ye sorduğumda şubat veya mart ayında (2016) çıkacağını söylediler. Zaten burada da soru hattı bölümünde 2016 programı içinde olduğunu yazmışlardı.
"Zekâ, zulümle baş ettiği kadar kurnazlıkla baş edemez; kurnazlık vasatın zekâsıdır."

Çevrimdışı demiray68

  • *
  • 22
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #80 : 11 Ağustos 2015, 10:07:01 »
Bu müjdeli haber için teşekkürler.
Ben 2016 nın sonlarına bile razıydım eğer şubat - mart gibi çıkarsa harika olur. Sanderson çevirileri bizleri yıllara alıştırdığı için bu süreler fazlasıyla makul geliyor.

Çevrimdışı uveybaba

  • **
  • 117
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #81 : 12 Ağustos 2015, 19:41:20 »
Serinin ikinci kitabını az önce bitirdim. İlk kitaba göre biraz daha durağan olduğu konusuna bende katılıyorum. Yine de akıcı bir şekilde okudum , eğlendim , üzüldüm , heyecanlandım , kahkaha attım. Neden bilmiyorum ama Locke'un girdiği ukala diyaloglar , küfürleri vs. ayrı bir hoşuma gidiyor.

Spoiler: Göster


Kitabın sonunda esas hedefin tablolar olması bana da çok yavan geldi. İki senelik plan , harcanan binlerce solari , alınan o kadar risk , hepsi otuz bin solari içindi yani. Yanlış hatırlamıyorsam , ilk kitapta şu an isimlerini hatırlayamadığım çifti dolandırırken ki hedefleri 15-20 bin solari civarıydı. Daha az riskli , daha az masraflıydı. Ve planın işlemesi ise sadece bir kaç ay sürmüştü. Bu noktada bir düşüş yaşamadım değilim. Evet , planın son noktaya gelişi , Locke'un duruma göre aldığı ani kararlar çok yerinde ve güzeldi ama sonu olmamış gibiydi.

Tüm planlar , olaylar uzun uzadıya işlendikten sonra final aceleye getirilmiş gibi geldi bana da. Ayrıca Jaffrim Rodanov'un yaşadığı dönüş çok mantıksız geldi bana. Jacquelaine Colvard , toplantı esnasında Drakasha'ya destek olup , söylevlerini mantıklı bulduktan sonra Radanov ile iş çevirmesi garip geldi. Evet , Drakasha'yı öne sürüp Stragos'a yem etmek mantık dahilinde ama yinede buna son anda karar vermiş olmaları biraz eksik bir entrika gibi geldi bana.

Mizah en güçlü savunmam. Mizah önemli. Mizah güzel. Cici mizah.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #82 : 12 Ağustos 2015, 21:11:24 »
Spoiler: Göster
Ben de tam tersine Jaffrim Rodanov ile Jacquelaine Colvard'ın yaptığını daha "korsanca," Drakasha'nın hal ve davranışlarınıysa daha bir Disney-vari buldum. Kendi çıkarları uğruna başka bir kaptanı satmak tam da korsanlara yakışır bir davranış bence. Bununla birlikte Drakasha fazla müşfik ve yardımseverdi. İki çocuk annesi olmasının bunda payı olabilir elbette.

Nihai hedefin tablolar olmasıysa bence mantıklıydı. Çünkü Requin'in kasası o kadar iyi korunuyordu ki oraya değil Locke ile Jean, tüm Centilmen Piçler bir araya gelseler bile giremezler. Scott Lynch şaşırtmaca yapmayı amaçlamış, tabloları durmadan gözümüze sokmasına rağmen son ana kadar da bizi yanıltmayı başardı. Ama zayıf bir sürpriz oldu, orası ayrı.

Sonunun aceleye getirildiği, Priori'nin hoppadanak işe dahil edildiği ve her şeyin çok çabuk olup bittiği konusundaki yorumlara da aynen katılıyorum maalesef.


Her şeye rağmen çok eğlendiren, bol bol güldüren, hatta kahkahalar attıran güzel bir maceraydı. İlk kitap o kadar iyiydi ki ikincisinde bir nebze düşüş olması kaçınılmazdı. Yine bu kitabın kötü olduğu anlamına gelmiyor kesinlikle.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı uveybaba

  • **
  • 117
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #83 : 13 Ağustos 2015, 16:10:16 »
Spoiler: Göster
Jaffrim ve Jacquelaine'in yaptığı gizli anlaşma evet tamamen korsanlara uygun. Aslında Jacquelaine'in toplantı esnasında Drakasha'ya destek olması , onu ön plana çıkarması , sonrasında Jaffrim ile anlaşma yapması gayet zekice geliyor şu an. Sonuçta yılların tecrübesine sahip bir kaptan. Drakasha'yı yem olarak sundu , üstüne gidip Jaffrim ile anlaşıp onu da Drakasha ile savaşa soktu. Kendisi koltuğunda oturup hiç bir şey yapmadan , hiç riske girmeden direk kazan - kazan durumuna sahip oldu. İhsan abinin de yardımıyla ikna ettim ben kendimi :) Sanırım entrikanın yavan gelen noktası çok dallı budaklı olmayışı oldu benim için. Bunun dışında Drakasha'nın uysal çıkması beni rahatsız etmedi. Locke ile Jean o kadar çok talihsizlikle karşılaştı ki Drakasha'nın bu şekilde birisi olmasına sevindim bile sanırım.

Sorun hedefin tablolar olmasından çok tabloların değeri ile ilgili. Yani bir önceki kitapta 24 bin solari için bir kaç aylık plan yeterli olmuştu. Evet , üç takım üyeleri daha vardı , daha fazla ekipmana sahiplerdi ve tanıdıkları topraklardaydı. Yine de iki sene harcayarak , tonlarca risk alıp , bir o kadarda yatırım yaptıktan sonra sadece otuz bin solari için olması garip geldi bana. Evet , kendilerine ünvan satın alarak ömür boyu rahatça yaşayabilirlerdi. Sonuçta bir işçinin bir senelik kazancı yedi solari olarak tanıtılıyor kitapta. Belki de Locke için Requin'i soymak sadece para için değil , aynı zamanda tatmin içindi. Asla hile yapılamaz , asla çalınamaz olarak tanıtılan bir insandan çalmayı başardı.

Dün ilk kitabı düşünürken kafama bir şey takıldı. Büyük ihtimal bir noktayı atlıyorum. Bizim bağlıbüyücü , Locke kuledeyken yanına gelip ona işkence yapıyordu , kalbini sıkıştırıyordu. Bunu yaparken Locke'un gerçek adını bilmiyordu , Locke orada da mı rol yaptı ? Yoksa o kişiyi karşısında görmesi ve ağzından çıkan bir kaç söz bu büyüyü yapmasına yetiyor mu ? Eğer yetiyorsa Locke onu bağlayıp işkence ettiği zaman neden bir kaç kelime mırıldanarak Locke'u etkisiz hale getirmedi ?


edit : neden bilmiyorum ama spoiler içerisine aldığım mesajım tek satır halinde gözüküyor :/
edit 2 : ilk editi yazınca düzeldi. sanırım spoiler ile birlikte bir kaç satırda normal yazı yazmak gerekiyor.
Mizah en güçlü savunmam. Mizah önemli. Mizah güzel. Cici mizah.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #84 : 13 Ağustos 2015, 18:24:51 »
Spoiler: Göster

Alıntı
Belki de Locke için Requin'i soymak sadece para için değil, aynı zamanda tatmin içindi. Asla hile yapılamaz, asla çalınamaz olarak tanıtılan bir insandan çalmayı başardı.

Aynen öyleydi bence de :) Requin ve Günahane, Locke için karşı konulamaz bir hedefti. İlk kitaptan da bildiğimiz üzere bu tür meydan okumalara karşı koyamıyor kendisi. Ayrıca hırsızlığı hiçbir zaman para için yaptıklarını düşünmüyorum. Bu işin adrenalini, heyecanı çekiyor onları. Bence tabii :)

Alıntı
Dün ilk kitabı düşünürken kafama bir şey takıldı. Büyük ihtimal bir noktayı atlıyorum. Bizim bağlıbüyücü, Locke kuledeyken yanına gelip ona işkence yapıyordu, kalbini sıkıştırıyordu. Bunu yaparken Locke'un gerçek adını bilmiyordu, Locke orada da mı rol yaptı ? Yoksa o kişiyi karşısında görmesi ve ağzından çıkan birkaç söz bu büyüyü yapmasına yetiyor mu ? Eğer yetiyorsa Locke onu bağlayıp işkence ettiği zaman neden birkaç kelime mırıldanarak Locke'u etkisiz hale getirmedi ?

Muhtemelen bunun cevabı "bağlıbüyücü" (bondsmagi) isminin içinde gizli. Hatırlarsanız Şahinci büyü yaparken sürekli parmaklarının arasında örümcek ağına benzer bir tür "bağı" hareket ettiriyordu. Büyüsünü yaparken ondan faydalanıyordu. Locke ona işkence yaptığı sıradaysa elleri bağlıydı. Herhalde sadece sözle de büyü yapabiliyordur ama aynı derecede etkili olmuyor olabilir. Ya da sınırlı sayıda büyü yapabiliyordur. Scott Lynch'in nasıl bir sistem yarattığını bilmediğimiz için henüz kesin konuşmak güç.


Başka teorileri olan varsa duymak isterim :)
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı uveybaba

  • **
  • 117
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #85 : 15 Ağustos 2015, 20:39:37 »
Spoiler: Göster
"bağlıbüyücü" ismini ben daha farklı düşünmüştüm. Şahiniyle arasında olan bağdan dolayı o tarz bir isme sahip olduğu gelmişti aklıma. Ayrıca şahine vurulan darbelerin bağlıbüyücüyü de etkilemesi önemli bir noktaydı. Gerçi bu çok bariz bir durum. Örümcek ağı kısmına hiç dikkat etmemiştim :) Yeni bir bakış açısı daha kazandım. Belki bir ihtimal bağlıbüyücüler bağlı olduğu hayvanlardan güç alıyordur.  


belki bir ihtimal üçüncü kitapta daha detaylı bilgilere sahip olabiliriz :)
Mizah en güçlü savunmam. Mizah önemli. Mizah güzel. Cici mizah.

Çevrimdışı Quid Rides

  • **
  • 399
  • Rom: 17
  • #800000
    • Profili Görüntüle
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #86 : 31 Ağustos 2015, 21:55:49 »
Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler. Kitabı bugün yarın bitireceğim ama şu bölümü paylaşmadan edemeyeceğim. Nedense okuyunca bir hoş oldum. :)

Spoiler: Göster
"Bu geceki hassas bir iş," dedi Drakasha. "Hovarda Limanı'ında gece yarısından sonra yanlış yapmak kızgın bir yılanın üstüne işemek gibidir. Benim --

"Öhöm," dedi Locke. "Biz aslen Camorrluyuz."


Sen kime neyi anlatıyon bacım? :D
http://turanmemre.wordpress.com/
Bana dönek demiş itin birisi
Açığım ne imiş sor hele hele

Çevrimdışı cankutpotter

  • ****
  • 1233
  • Rom: 14
    • Profili Görüntüle
    • Büyülü Kale, Hayallerinizin adresi.
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #87 : 12 Eylül 2015, 22:46:42 »
Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler. Kitabı bugün yarın bitireceğim ama şu bölümü paylaşmadan edemeyeceğim. Nedense okuyunca bir hoş oldum. :)

Spoiler: Göster
"Bu geceki hassas bir iş," dedi Drakasha. "Hovarda Limanı'ında gece yarısından sonra yanlış yapmak kızgın bir yılanın üstüne işemek gibidir. Benim --

"Öhöm," dedi Locke. "Biz aslen Camorrluyuz."


Sen kime neyi anlatıyon bacım? :D
:D Son cümle çok hoş olmuş ya çok güldüm. :D
Bize böyle gerçekçi çeviriler lazım işte.

Neyse, ben Locke Lamora'nın Yalanları'na başlamıştım aslında; ama geçen sene sınavlar ve taramam kötü olduğu için devam edememiştm. Şimd önünde bekleyen sadece iki kitap var, sonra ona dönüş yapacağım. Aslında yazın okuyacaktım da yeni gelen başka dostlara selam vermek istediğim için onu geciktirmek zorunda kaldım. :)
İnsan, hayalleriyle vardır.

Çevrimdışı cankutpotter

  • ****
  • 1233
  • Rom: 14
    • Profili Görüntüle
    • Büyülü Kale, Hayallerinizin adresi.
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #88 : 16 Eylül 2015, 22:14:53 »
Locke Lamora'nın Yalanları'na tekrar başladım. :) Ve şu an bıraktığım yere geldim. :D Daha doğrusu, bırakmak zorunda kaldığım yere. Eh, durum buyken, üçüncü bölümün altıncı parçasından devam edeceğim ve sanırım olaylar şu an bir ivme kazanmaya başladı. Karakterler çok iyi kurgulanmış, arkaplanda müthiş bir şehir var; ama işin nasıl fantastik bir hâl alacağını -ya da alıp almayacağını- merak ediyorum doğrusu. Üstelik 2. kitap da bana doğru yollanmışken, ilk kitabı bitireyim diyorum. :)
İnsan, hayalleriyle vardır.

Çevrimdışı Gunslingers

  • **
  • 83
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Centilmen Piç Serisi - Scott Lynch
« Yanıtla #89 : 18 Eylül 2015, 16:23:55 »
Kitaplar hakkında oldukça olumlu yorumlar var, 2.kitabın ortasına gelmişken bende birkaç kelime eklemek istiyorum müsaadenizle;

İlk kitap uzun süre durağan bir seyirde ilerledi benim için, araya serpiştirilmiş Locke’un çocukluğu ve daha tek haneli yaşlarda iken bile kurduğu sonu belirsiz muhteşem dalavereler haricinde, onlar durgun ilerleyen hikayede çıkıntı yapan egzotik anlardı  ;D

Yazarın özellikle mekan betimlemelerine ayırdığı uzun paragraflarda okuyucu olarak tercih etmediğim bölümler olduğundan kitabı uzun bir maraton misali okudum(genelde kitapları 100 m lik deparlar gibi okurumda :D).

Ancak malum trajik olaydan sonra
Spoiler: Göster
Böcek ve ikizlerin ölümü
hikaye birden bire şaha kalktı, her sayfa, her paragraf, her cümle bir sonraki ne acaba, bu olayın sonu nereye gidiyor merakı ile bir solukta bitti. Muhteşem bir finaldi.

Bazı arkadaşlar kitabın seri olması itibariyle sonunun daha farklı bağlanabileceği görüşünde olabilir ama bence bir sonraki kitaba ilişkin bilgi ve sorularla biten kitaplar uzun soluklu hikayelerin bölümleri gibi olup şahsen bu tarz hikayelerden hoşlanmakla birlikte yazarın uyguladığı tek kitapta başlayıp biten hikaye tarzının da kendine has bir güzelliği olduğu düşüncesindeyim.

Şöyle ki; ilk kitap içinde Locke’un çocukluğu ile ilgili bölümler hikayenin bir parçası değil başka bir kitapta geçen olaylar dizisi de olabilirdi. İnsanlar bu şekilde okuduğunda da hoşlanabilirler, hikaye Locke’un 5 yaşında başlayıp, hiç geri sarmasaydı da hoşlanabilirlerdi. Ben mevcut halinden memnun kaldım.

İlk kitap ve sanki bir ikincisi yokmuş gibi biten sonundan sonra ikinci kitap biraz benim için serinin devamı gibi değil de iyi bir yazarın yeni bir kitabı olarak ele aldığım bir kitap oldu. Keza yazar bu konuda beni hayal kırıklığına uğratmadı, bazı noktalarda ilk kitabı okumanın getirdiği bilgi avantajları olsa da birisi ilk kitabı okumadan da ikinci kitaba kendini kaptırabilir.

Başta da belirttiğim gibi henüz 2.kitabın ortasındayım ama şunu rahatlıkla söylebilirim ki ikinci kitapta Locke’un hayatı çok daha hareketli, birbirinden bağımsız ama birbiriyle bağlantılı olaylar öyle iç içe geçiyor ki, hangi konuda hangi gelişmelerin olacağını merak etmemek mümkün değil. Özellikle
Spoiler: Göster
Kahramanımızın pirinç denizine açıldığı ve fırtınadan kurtulmayı başardığı bölüme gelmişken
Devamını okumak için iş saatinin bitmesini ve eve doğru okuyarak geçireceğimin yolculuğun başlamasını sabırsızlıkla bekliyorum.
KA bir tekerlektir, daima döner...