Kayıt Ol

Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« : 04 Ocak 2015, 14:05:31 »
                      
 
Görsel için Bahri Sertkaya'ya teşekkür ederim :).


Vahşi Rıhtım; kalemine güvenen her kovboyun bir diğerine düello teklif edebileceği bir arenadır. Düellonun kabul edilmesinden sonra - red de edilebilir :) - yazılan öyküler paylaşılır ve biz üyecanlar, bu öyküleri bir güzel yerip överiz. Bunun ardından, yapılacak bir anket ile düellonun kazananı belirlenir.

Unutmayın ki bir kovboy her an hazırlıklı olmalıdır. Bu yüzden, kaleminizin kurşununun bitmesi ihtimaline karşın yanınızda yedek bir tükenmez bulundurmanızı tavsiye ederim :). Uçlu takılanlar buralara uğramaz, burası en babayiğit kovboyların mekanıdır :).

Kurallar

I - Yazacağımız öyküler olumlu olumsuz eleştirilere maruz kalacaktır, bunu göz önünde bulunduralım.

II - Bir sayfayı aşmayan öyküler yazmaya özen gösterelim.

III - Efendim bundan sonra atılacak düellolarda, silahşörler kendi aralarında bir tür kararlaştırıp o tür hakkında yazacaklar.

IV - Düello yapacak kovboylar - öykülerinin tek bir başlıkta paylaşılabilmesi adına - yazdıkları öyküleri bendenize özel mesaj yoluyla göndermeliler.

V - Ayrıca paylaşılan öykülerin kimlere ait oldukları ilk etapta söylenmeyecek. Anket sonuçlandıktan sonra açıklanacak.

Sevgili Fırtınakıran ve Magicalbronze'a desteklerinden dolayı çok teşekkür ederim :).
İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.

Çevrimdışı Stoney

  • *
  • 12
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #1 : 04 Ocak 2015, 15:07:09 »
Heyecan verici! Eğer mümkünse ben de şansımı denemek, katılmak istiyorum.

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #2 : 04 Ocak 2015, 15:25:16 »
Tabii katılabilirsiniz arena herkese açıktır. Kendinize bir rakip bulun, sırt sırta verin ve on adım ilerleyin, sonrası...
İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #3 : 04 Ocak 2015, 20:31:52 »
Hadi hayırlı olsun. Bekliyorum heyecanla neler çıkacağını.


Örnek olması açısından şöyle kısa bir şey yazıyorum:

--

Siyah kedi, sessiz adımlarla kapıdan içeri girdi. Sahibinin arkası kendisine dönüktü. Hayvani duyguları kabardı birden. İki sıçrayışta boynuna atladı. Pençelerini çıkardı, oynamak için. Boğazına sürttü. Fakat ayarı kaçırmıştı. Şah damarına denk geldi. Sahibi yavaşça yana döndü ve gözleri şaşkınlıkla açıldı. Bir an ayakta dururken, yere yığıldı. Ölmüştü. Kedi bir süre sahibine baktı. Eskiden sahibi olduğu insana.

Siyah kedi, sessiz adımlarla kapıdan dışarı çıktı...

--

Şimdi bunu yazdıktan sonra, birine meydan okuyup ona buna benzer bir şey mi yazmasını söyleyeceğim? Bunu neden soruyorum? Üyelerimiz tam olarak nasıl olduğunu anlasın diye.

Bu arada doğru anlamışsam, yukarıdakine benzer bir kısa metinle meydan okuyacak kişileri bekliyorum. Nihayetinde benden iyi yazarsa banlar ve öyküsünü hiç yayınlatmam. Yine kazanan ben olurum (hehehe). Şaka bir yana nasıl bir şey olduğunu görmüş oluruz böylece.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #4 : 04 Ocak 2015, 20:42:26 »
Ben şöyle düşündüm mesela örnekle açıklayayım; ben size düello teklif ediyorum sizde kabul ediyorsunuz.

Bundan sonra yazmaya başlanıyor öyküler. Yani ben yazdığım bir öyküyle meydan okumuyorum direk size meydan okuyorum siz kabul ederseniz yazmaya başlıyoruz.

Sonra da paylaşıyoruz öyküleri. Tema sınırlaması yok zaten. Bir sayfayı aşmayan kısa öykülerle kapışıyoruz :). Siz düelloyu kabul ettikten sonra bir saat belirleriz, sonra da belirlediğimiz saatte  paylaşırız öyküleri. Hatta size düello teklif ediyorum :). Banı göze aldım :).
İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #5 : 04 Ocak 2015, 20:51:47 »
Anladım. Meydan okuma en baştan başlıyor o vakit, biri bir şey yazdıktan sonra diğeri ona karşılık bir şey yazmıyor.

Bu aylık beni es geçersen çok ama çok mutlu olurum. Şenlik projeleri sebebiyle kafa kaşıyacak zaman bile yok şimdilik. Ama söz, katılacağım :)
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #6 : 04 Ocak 2015, 20:58:54 »
O vakit yoğun dönemleri atlattıktan sonra mutlaka atalım bir battle :).
İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #7 : 26 Ocak 2015, 14:06:47 »
Konuyu hatırlatmak adına hortlatıyorum. Zaten açılalı uzun bir zaman geçmedi. Bu güzel proje arka sayfalarda kaybolmasın :).

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #8 : 14 Şubat 2015, 13:22:50 »
Selamlar efendim;

Nightmare ve benim aramda gerçekleşecek düellonun öyküleri (Allah'tan bir mani çıkmaz ise) en geç akşam yedi sularında paylaşılacaktır. Hepinizden hikayeleri okumanızı ve en önemlisi de yorumlarınızı eksik etmemenizi rica ediyorum :). Sonuçta sizin yorumlarınız ve yine sizin oylarınız birinciyi belirleyecek.

Sevgiler...
İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.

Çevrimdışı seabiscuitxx

  • **
  • 60
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #9 : 14 Şubat 2015, 14:17:44 »
Yazılan iki hikayeyi eleştircek puan verecek bi jüri sistemi falan olacak mı?
Ölüm sadece başlangıçtır.

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #10 : 14 Şubat 2015, 14:21:44 »
Tüm okuyucularımız birer jüri :). Bir anket açacağım öyküler iyice yoğurulduktan sonra, orada oyunuzu kullanabilirsiniz efenim.
İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.

Çevrimdışı Nightmare

  • ***
  • 627
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
    • Saklı Günlükler
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #11 : 14 Şubat 2015, 15:05:53 »
Arkadaşlar hikayelerimize yorum hatta bol bol eleştiri yazarsanız bizi mutlu etmiş olursunuz. Her türlü ağır eleştiriyi kabul edebiliriz :)

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #12 : 14 Şubat 2015, 15:11:10 »
Hangi öykünün kime ait olduğunu, anket sonuçlandıktan sonra konunun altında açıklayacağım :). Herkese keyifli okumalar.


Saradis’ in Ordusu

Kalkanlar yukarı!

Oklar yağmur gibi yağmaya başladığında Lord Saradis ilk emrini vermişti ordusuna. Gerçi buna ordu diyebilmek de büyük cesaret isterdi doğrusu. Saradis’ in ordusu toplamda 50 eğitimsiz cüceden oluşuyordu. Böyle bir ordunun komutanı olmak hayatının en utanç verici şeyi değilmiş gibi şimdi de bir grup vahşi insan tarafından kuşatmaya alınmışlardı. Şans bu ki ilk talimde kalkan kullanmasını öğretmişti onlara. Yoksa anında ölebilirlerdi.

Okların vızıltısı eşliğinde vahşilerin sayısını öğrenmeye çalışıyordu. Sanırım onları 3 yönden kuşatmışlardı. Düşmana kısaca göz attı ve yaklaşık 40 kişi saydı. Tabi bir grup çaylak cüceye bu şekilde az adamla ve dikkatsizce saldırmaları kendilerine olan güvenlerini ortaya koyuyordu.

Saradis savaş için çok büyük eğitimler almış özel bir liderdi. Onun liderliğinde her ordu savaş meydanından sürülmüştü. Ama bu cücelerle pek de fazla şansı olmadığını düşünüyordu.

Cüceler! Birbirinize iyice sokulun!
Beceriksizce emirleri yerine getirmeye çalışan cüceler bir süre sonra birbirlerine iyice sokulmuş ve kalkanları daha da sıkı tutmaya başlamışlardı.

İnsanlar okları hemen ilerideki bir tepeden üç yönden gönderiyorlardı. Bu durumda yapılması gereken bu düzeni bozmadan vahşilerin ortasına kadar girip iğneleme taktiği uygulamaktı. Bu taktik bu tarz deneyimsiz orduların yapabileceği en iyi taktikti. Kalkanların arasından saplanan mızraklar vahşilerin güçsüz zırhlarını anında delebilirdi.

En öndekiler kalkanları sıkı tutun. Orta saf mızrakları elinize alın. Düzeni bozmadan ilerlemeye başlayın!

Grubun en arkasında olan Saradis cücelerin düzeni bozmaması için dua ediyordu. Gördüğü kadarıyla en öndekiler kalkanları sabit tutamıyordu ve uygun adımda yürümüyorlardı. Mesafe gitgide azalıyordu. Bunu yapabilirlerdi.
 
Oklar bir kez daha gönderildiğinde telaşa kapılan bir cüce düzeni bozmuş ve kalkanını düşürdüğü anda karnına isabet eden bir okla yere devrilmişti. Grup iyice telaşa kapılmıştı.

Bir sonraki ok yağmuruyla birlikte en ön grup artık kalkanları tutamaz hale gelmişti ve 3 cüce daha vahşilerin okuyla düşmüştü.

En öndekiler durun! Orta grup öndekilerle yer değiştirin. Acele edin, düzeni bozmayın!
Böyle bir emri düzgün bir şekilde yapmalarını beklemeyen Saradis cüceler emri yerine getirdiğinde şaşırmıştı doğrusu. Daha ilk talimde bu hareketi yapmak hem zor hem de çok tehlikeliydi. Düzen değiştiğinde ön grup artık daha sağlamdı ve gitgide vahşilere yaklaşmışlardı.

Artık düşmanla burun buruna olan Saradis’ in ordusu son emri bekliyor ve iyice heyecanlanıyordu.

Orta grup mızrakları alın. Kalkanları aralayın. Şişleyin şu lanet vahşileri!
Bir anda şaha kalkan ordu büyük bir heyecanla mızrakları savurmaya başlamıştı. Elinde yakın dövüş için hançerden başka bir şeyi olmayan vahşiler teker teker yere devriliyordu. Kalkanları tekmeliyor, mızrakların doldurduğu boşluklara hançerlerini saplamaya çalışıyordu. Yaklaşık 15 kişi daha savaştan düştüğünde yapacak bir şeylerinin olmadığını fark eden vahşiler kaçmaya başlamıştı bile. Lord Saradis de savaş alanına girdiğinde geride kalan birkaç vahşi Saradis’ in keskin kılıcı tarafından öldürülmüştü.

Bu hikaye yıllardır her talimde cücelere anlatılır. Umudunuzu kaybetmeden birlik içinde savaşmalısınız denir cücelere. Yanında savaştığın kardeşine güvenirsen eğer savaşı kazanamaman için bir sebep yok! Eğer şu tepeden yıllar önce olduğu gibi bir vahşi grubu gelir ve bize oklar yağdırmaya başlarsa artık ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz!

                                                                  
-SON-


Ah Bu Anneler...

Bir sağıma bir de soluma baktım. Pufuna gömülmüş duran ablamdan da, odun sobasının dibindeki mindere kurulmuş babamdan da hızlı davranmalıydım. Vücudumun tüm kasları gerilmiş vaziyette, patlamaya hazır bekliyordu. Her şey buna bağlıydı.

Televizyonun kumandası sol çaprazımdaki üçgen sehpanın üzerinde duruyordu. Bu da ablama daha yakın demekti. Çok dikkatli olmalıydım. Ablam her ne kadar oldukça tehlikeli de olsa, babam en büyük rakibimdi. On beş dakika sonra Galatasaray - Fenerbahçe derbisi başlayacağından gözlerini kumandaya dikmiş, bir Road Runner edasıyla pis pis sırıtıyordu. Benim için Avatar vardı ve ablam da delisi olduğu Medcezir’ i izlemek için çırpınıyordu. Bir yandan zihnimde olasılıkları ölçerken, diğer yandan da rakiplerimi izlemekle meşguldüm. İkisi de gayet rahat, sanki ortada bir şey yokmuş gibi görünmeye çalışıyorlardı.

Kumandayla ablamın arasında, küçük kız kardeşimin yere saçılmış oyuncakları duruyordu. Ablam onlara basmamak için çabalarken, ben o arada kumandayı kapıverecektim. Planım buydu. Sonra babamın uzun boyunu hesaba katmadığımı fark ettim. Eğer kumandaya atıldığım sırada sırtımın altındaki yastığı sobaya fırlatabilirsem, babam yastık yanmasın diye uğraşırken ben yine kumandayı kapabilirdim.

Bu her ne kadar biraz hain bir plan olsa da, tek şansım gibi görünüyordu. Babam esneme bahanesiyle biraz doğrulur gibi oldu ve ablam da hemen, beli ağrımışta oturma pozisyonunu değiştiriyormuş edasıyla pufuna gömülmüş halinden kurtuldu. Zaman durmuş gibiydi, elimden geldiğince onlara belli etmemeye çalışarak sırtımın altındaki yastığı çekiştirip kucağıma aldım.

İşte tam o sırada kafamın arkasında patlayan pervasız bir tokat, neye uğradığını şaşıran bana ve evin diğer ahalisine yatmam gerektiğini hatırlattı. Çünkü yarın asla kaçırmamam gereken bir deneme sınavım vardı. Zonklayan başım ve buğulu gözlerimle doğruca odama gidip yumuşak yatağıma yattım. Ama üzülmüyorum, çünkü annem beni odama gönderdikten sonra, benim yerime oturup kumandayı da alarak Lezzet Haritası’ nı açmış ve izlemeye başlamış. Zaten benim arkama ablamla babam da yatmışlar, sabah öğrendim.
                                                                  
-SON-

İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.

Çevrimdışı seabiscuitxx

  • **
  • 60
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #13 : 14 Şubat 2015, 16:13:41 »
1.Hikaye eleştirim.

Onun liderliğinde her ordu savaş meydanından sürülmüştü.
Burada anlam karmaşası var.
Onun liderliğinde düşman orduları savaş meydanından mağlup ayrılmıştı.Yada Onun liderliğinde her ordu savaş meydanından galip ayrılmıştı.

  İnsanlar okları hemen ilerideki bir tepeden üç yönden gönderiyorlardı.
İki tane tümleç rahatsız edici.(İnsanlar yerine vahşiler denilebilirdi vurgulamak için.)

Bu taktik bu tarz deneyimsiz orduların yapabileceği en iyi taktikti.
“bu tarz” gereksiz olmuş.Tavsiye cümle: Bu taktik deneyimsiz orduların yapabileceği en iyi yöntemdi.

Lord Saradis de savaş alanına girdiğinde geride kalan birkaç vahşi Saradis’ in(fazla kelime) keskin kılıcı tarafından öldürülmüştü.

Düzeltilmiş hali: Lord Saradis de savaş alanına girmiş geride kalan birkaç vahşiyi keskin kılıcıyla öldürmüştü.

Şişleyin şu lanet vahşileri!(Amerikan İngilizcesi kıvamında.Lanet olasıcalar gibi.Fantastik hikayelerde eski kelimelerin kullanılmasına alıştığımızdan bana ters geldi.sefil vahşiler yada melun kelimeside olabilirdi.)

Son söz:Kısa ve etkili.Anlatım güzel.Üslup anlaşılır.

2.hikaye

Zaten benim arkama ablamla babam da yatmışlar, sabah öğrendim.
Tek takıldığım cümle.”benim arkama” yerine ”benim arkamdan” olabilir.

Günlük yaşadığımız kısacık bir anı çok güzel anlatmışsınız.Finali çok hoştu.Basit ve etkili.Neredeyse hatasız bir anlatım.
Ölüm sadece başlangıçtır.

Çevrimdışı

  • ***
  • 403
  • Rom: 7
  • ☆★
    • Profili Görüntüle
Ynt: Vahşi Rıhtım Kısa Öykü Düelloları
« Yanıtla #14 : 14 Şubat 2015, 16:24:16 »
Efendim hikayeleri okuduğunuz ve yorumlarınızı esirgemediğiniz için çok çok teşekkürler fakat bir konuya arka arkaya mesaj atmak biraz, uygunsuz mu denir olmuyor yani kısacası. Buna dikkat etmekte fayda var. Zaten editörlerimiz de fark eder etmez düzelteceklerdir.
İt was one of those March days.
When the sun shines hot,
And the wind blows cold.
When the summer in the light,
And winter in the shade.