Kayıt Ol

Sevginin Ölümü

Çevrimdışı Rosemary

  • **
  • 282
  • Rom: 12
  • With tired eyes, tired minds, tired souls we slept
    • Profili Görüntüle
    • last.fm
Sevginin Ölümü
« : 01 Ocak 2015, 02:01:46 »
Basiretsizlik bir mühim sonuç mudur, kederden türeyen
Gölgeler derindir, göründüğü kadar
Günler eriyip akar, kaynamış zihinlerden
Şefkatli vakitler gelir, sonralardan
Bir gün, o gün

Çamurlu ayaklar, kirletir zemini
Kem gözler, çürütür düşleri
Canlanır bir gün, mahvolması gereken
Karşı koyun ya da koymayın
Gider o, bir gün

Daha fazlası kaybettirir, çoğu şeyi
Açar, parıldar, gülümser, solar
Sıralama yanlış olsa gerek, tümden
Bir bıçak söndürür mü yürekteki ateşi
Söndürür elbet

Titreşirken yaratıcının adaleti, yüzeysel
Bir olta alır eline, korkak olan
Yeni doğmuş girer toprağa, ansızın
Gözler onu arar, fani
Kim bilir nerede

Kitaplar tozlanır raflarda, yıllar üstüne yıllar
Bir yılan yutar fareyi, miskin
Kahkaha atar körelmiş, kendine
Gerçeği ver eline, yansın eli, her şeyi
Sonsuzluğa bir ağıt yak

İfrit düşer girift dalgaya, bir mektup yaz
Kalem kırılır, dönüşmeye başlar duvarlar
Mühür belli eder anıları, boğar diri diri
Şarap mı tatlı, elma mı taze
Çıldırmış olan kim

Boğdum onu, lekeledim
Kustum mücevherleri boğazımdan, sahiplendiler
Boğdular beni, derine
İzlediniz siz, müsavi
Susarsam anlarlar mı beni

Bir ağaç vardı, evlat sahibi
Şimdi ölü kuşlar var, kiralık sularda
Masum bir yalan değerlidir, bayağı
Biraz su ver, aç olana
Kırıldı düzen

Bulabilirsen yedi gerçeğini, masumiyet
Hatırla topraktan çıkan dikenleri, değişmez
Öteki gün, aydınlıktır daima öncekinden
Onurun var mı boğazını kesmeye, anlık
Yollar neden hep soğuktur

Gücün sikke olduğu yerde, tutsaktır fahişeler
Bir adamın kamışı ne kadar büyük olabilir, heybetli
Bir kama al eline, bırakma hiçbir şey geriye
Serin bir gerçek, en büyük yalan mıdır ki
Kucakla cehaleti

Keskindir şelale suları, ihya olur kurbağalar
Bir kötülük görünür, tecavüze uğramış aynalardan
Yok edebilir misin, ölü olanı
Zamandan atlayabilir misin, zamana
Cesursan sık yumruğunu

Mühim dediler, canhıraş bakışlara
Güvenme gözlerine, görünen ne sana
Tokmak ezer mi adaleti, zemheri
Bir yoldaş seç kendine, uçurumdan düşmüş
Ardına bakmadan yürüyebilir misin

Uçabilirsen bir vakit, selam dur ak bulutlara
Renk değiştirir her daim, güzelin rengi
Karala bütün bildiklerini, pörsümüş duvarlara
Anlatırsan alırlar seni, dilin sıcak çelik görür
Gülebildiğin vakit çürümeyi düşünme

İçerisinde virane kalmış yabani umutlar, körpe
Keskindir baltanın sırıtışı, güzel gözler
Zihin unutmaz, bilekler kımıldar
Favorimdir sonbahar akşamları, şafağa uzanan
Kızıllar içerisinde, suyun dibinde

Sığdı dudaklara gelen keskin yapraklar, öyleydi
Bir düş et, yüz acı çek
Hazine daima saklıdır, cansız toprağın yüreğinde
Bir amaç ver eline, kazsın durmadan
Gerçeği derinlerde olsa gerek

Köhne bir kamara idi, yitip giden bohem rüzgârlar
Zincir vur, durur mu ki yoksa
Bir deniz canlısıdır, karın doyuran
Tok gezen bilir mi, ruhların rengini
Aç mısın, korkunu yiyecek kadar

Hatırladım, sonunda
Utandım, utanmıştım çok
Soydular beni, kalabalığın gözleri önünde, utanç
Cinayet işledim, herkesin huzurunda, gurur
Bu olsa gerek, hakikate yabancılaşmak


Not: İlk defa bu düzen de bir şeyler karaladım. Haydi bakalım.