Yav arkadaş... Brandon Sanderson bir, sen iki. El attığınız her işte o kadar başarılı oluyorsunuz ki kıskanmamak elde değil!
Açık konuşayım, şiir konusunda acayip seçiciyimdir. Her şiiri kolay kolay beğenmem, hele bazı şairlerin kafiyesiz uyaksız kaleme aldığı metinleri oldum olası sevmem. Yavan gelir, hoşlanmam, şiirin o kendine has tadını alamam.
Gel gelelim senin şiirin gerçekten de çok çok iyiydi. Dört dörtlüktü demiyorum, ama hakikaten çok başarılıydı. Okumaya başlamadan önce ne bekleyeceğimi bilmiyordum; konuyu anlatırken şiirsel havayı ya da kafiye için çabalarken anlatımı bozan bir şey çıkacak diye endişelenmiştim. Sana özgü bir durum değil, hep öyle oluyor da ondan. Ön yargı oluşmuş.
Ama Gezegene Ağıtı her anlamda çok beğendim! Kafiye desen var, bilimkurgu ile şiirin duygusal tadını bir arada kullanabilmek var, satır aralarından konunun aslını çıkarabilme imkanı sağlıyor ve en önemlisi taşa sor, toprağa sor beni gibi çok başarılı bir cümleyle insanı duygulandırıyor.
İlk denemen olduğunu bilmesem bu işi çok uzun zamandır yaptıpını düşünürdüm. O derece... Kalemin dert görmesin.