Kayıt Ol

Gelecekten Anılar - William Morris

Çevrimdışı TheWalkingIdeas

  • **
  • 348
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Gelecekten Anılar - William Morris
« : 27 Ocak 2015, 00:53:39 »

     William Morris’in 1890 yılında yazdığı orijinal ismiyle “News From Nowhere” ütopyası Ayrıntı Yayınları tarafından 2002’de “Gelecekten Anılar” ismiyle basıldı. Kitap isminin tam Türkçe çevirisi “Hiçbir Yerden Haberler” olsa da ben bu adın kitap için daha uygun olduğu kanısındayım. “Hiçbir Yerden Haberler” ismiyle Say ve Kaos Yayınları tarafından yeni baskısı bulunmasına karşın Ayrıntı’nın kitaplardaki özverisine güvenerek, baskısı tükenmiş olmasına karşın zor da olsa kitabı edindim. Diğer baskılardan okuyan arkadaşlar varsa veya olursa konunun altına farklılıkları -ve tabi yorumlarını- eklemeleri, başka okurların da karşılaştırma şansı bulması açısından güzel olur. Ben bu baskı ve çeviriden oldukca memnun kaldım, ufak tefek harf hataları dışında da hata bulamadım.

     William Morris, bilindiği üzere şair, desinatör, ressam, mimar, el sanatları ustası ve yayınevi sahibi, hayatını sanata ve çalışmaktan zevk almaya adamış biridir. Yaşadığı dönemde sanayileşmenin getirdiği toplumsal sorunlar üzerinde durmuştur. Kendisi ilk ingiliz sosyalistlerindendir, döneminde ve ilerisinde birçok insanı etkilemiştir.

     Morris, Gelecekten Anılar’ı birlik üyeleri için yazmış ve Sosyalist Birlik’in Commonweal gazetesinde 1890 ocak-ekim arasında yayınlamıştır. Daha sonra kitap halinde bastığında ufak tefek değişiklikler yapması dışında ilk halini korumuştur.

     Konudan olabildiğince az bahsedip düşünceleri üzerinden gitmeye çalışacağım, okuma zevkinin hiç azalmaması için. Ana karakterimiz William Guest, bir gece evine döner, uyur ve kalktığında kendisini aynı yerde farklı bir zamanda bulur. En başta bunun farkına varmaz, evden dışarı çıkar ve etrafı inceler, uykunun verdiği mahmurlukla. Sonrası ise kısacası Morris’in hayal ettiği sosyalist toplumu anlatması, devamından bahsedersem okuma keyfini kaçırırım eminim.

     Morris hikayeyi doğup büyüdüğü, yaşadığı coğrafyada anlatır. Hikayenin çoğunda da yaşadığı yerlerden bahseder hatta kendi yaşadığı evlerin isimlerini kullanır. Morris’in hayatını ufak bile olsa bir okursanız kitabın neredeyse kurgulanmış bir otobiyografi olduğunu düşünürsünüz. Sanayileşmenin insanları kapitalist düzene daha da bağlayacağından korkar ki çokta haksız sayılmaz. Morris tam bir “ortaçağcı”dır. Eskiyi sever ve doğaya olan bakışı, düşkünlüğü hayranlık uyandırıcıdır. Makineleşmenin -ilerleme,modernleşme,gelişme- insanlığı -bozuk- düzene bağlayacağını öngörür. Onun için hayatın özü “İnsanın yaptığı işten zevk alması”dır.

     Morris, hayattaki her problemin mülkiyet edinme yüzünden çıktığını düşünüyor. Mülkiyet olmazsa paraya ihtiyaç kalmaz. Para olmaz ise sınıf ayrımı olmaz. Morris’in şu sözü asla aklımdan çıkmayacak, “Ülkenin adaletsizliğinden dolayı insanları ülkeye düşman eden zengin bir sınıf olmayınca nasıl suçlu sınıflarımız olabilir ki?” Demek istediği efendi-işçi ilişkisi yok olursa adaletli bir toplumun kurulması için temel adım atılmış olur.

     Morris’in doğaya bakışı, eğitim sistemine olan eleştirisi, cins ayrımcılığına olan karşı çıkışı, eşitlikçiliği ve kanunlara karşı anarşist ruhu benim için hayranlık verici. Ben, insanların yaptıkları her şeyin ancak ve ancak içten geldiği zaman anlamı olacağının düşüyorum; baskı ve zorunluluk dahilinde yapılan her şeyin anlamsızlaştığı görüşündeyim. Morris de bu görüşüme paralel düşünüyor. Şunu da belirtmek gerek ki boş bir fikir atmıyor ortaya, yarattığı karakter -bence kendisi-  “gerçek” diye tabir ettiğimiz dünyadan biri ve hayal ettiği dünyada yaşayanlara karşıt görüşte eleştirir pozisyonda duruyor. Karşı çıktığı her şeyin ise mantıklı bir açıklaması ve olması gereken şekli hikayede var. Böyle olmamalı diyip bırakmak yerine olmamasını istediği şeylerin yanında nasıl olması gerektiğini de anlatmış.

     Ütopyadan ziyade fazlasıyla distopya okuyan biri olarak şunu söyleyebilirim ki, kitapta bazı çelişilen yerlerin olmasına rağmen, karakterlerin zayıf kalmasına rağmen son zamanlarda okuduğum en harika kitap. Okuma zevki, merak ettirme duygusu ve macera okuyormuş hissi vermesi kitabı daha da güzel kılıyor.

     Farklı veya aynı görüşte olun, bence bu kitap okunmaya değer.
"Sahtekârlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir."