On yıllarca kıymeti bilinmeyen, yazılmış ilk bilimkurgu ROMANInın(Biz) yazarı Zamyatin'in öykücülüğünün önemli örneklerinden biri Üç Gün. İletişim Yayınları tarafından 93 Mayıs'ında basılmış, bu tarihe yakın zamanlarda ise 3 eseri daha basılmış. Zamyatin'in Türkçe'ye çevirilmiş tüm eserleri, bu cep boy seride yer alan Üç Gün, Mağara, Taşkın ve Kuzey, Biz haricinde ise Stalin'e Mektuplar ve Sabaha Karşı Toprak Şifa Bulacak ile birlikte toplamda 7 eser.
Üç Gün'ün çevirisi Mehmet Fehmi İmre'ye ait. Redaksiyon ise Ayşen Gür'e ait. Ben çevirisini çok beğendim; deyim yerindeyse kaymak gibi akıyor okurken. Zamyatin zaten fazlasıyla usta fakat çeviri de oldukça önemli. 52 sayfalık ufacık bir kitap Üç Gün,bir seferde su gibi okunup bitiyor.
Zamyatin bu hikayesinde Potemkin zırhlısının mürettebatının Rus Devrimi esnasındaki isyanını ele alıyor. Ana karakterimiz bu isyan esnasında bir ticaret gemisinde bulunuyor. Her ne kadar Potemkin mürettebatından bahsediyor olsa da bunu Potemkin'den oldukça az bahsederek yapıyor. Zamyatin'in üzerinde durduğu konu daha çok isyanın halk üzerindeki etkisi. Kurgusu oldukça hoşuma gitti, ana karakter gemisiyle Odessa'ya yaklaşır. Karaya çıkmaları için bazı izinler gerekir, hallolur ve bir gün sonra karaya ayak basarlar. Gezip, dolaşıp içerler. Bir süre sonra olaylar patlak verir. İsyan başlar, ateş açılır ve etraf ateşe verilir. Kalabalık ne yapacağını şaşırır, karakterimiz ile arkadaşı güç bela yollarını bulurlar ve gemilerine dönerler. Sonrasında Potemkin zırhlısının hamlelerini beklerler.
Öyküden her ne kadar "öykü" diye bahsetsek de aslına bakılırsa oldukça biyografik öğeler içeriyor. Ben eseri alırken öykü olduğunu varsayarak almamıştım zaten tarihi bir şeyler bekliyordum,beklediğim gibi de oldu. Zamyatin'in çevre tasvirinin ne kadar güçlü ve içe işler olduğunu Biz'i okuyanlar bilir. Halkın tükenmiş ve umursamaz halini, şehrin ve rıhtımın durumu, yangını ve askerlerin bilinmezlik içindeki durumlarını hayran bırakıcı şekilde yazmış.
Bulursanız, elinize geçerse almanızı tavsiye ederim, bir seferde su gibi akan bir kurguyla bitiveriyor. Zamyatin'in öykücülüğünden de güzel bir örnek okumuş olursunuz.