Kayıt Ol

Orta Dünya'da ne yok

Çevrimdışı Ugur

  • ***
  • 459
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Orta Dünya'da ne yok
« Yanıtla #15 : 23 Mart 2015, 23:01:18 »
Yahu bende mesajlarımın ikisindede düzenli bir din vardır demedim ki .Orada bir anlaşalım. Sadece herhangi bir ibadet şekli görmediğimizi , savaşmanın belki "orta dünya için" bir ibadet olabileceğini söyledim .Nedenlerinide yukarıdaki mesajımda açıkladım .Artık mantıklı gelir gelmez orasıyla ilgilenmiyorum ki sizde  fikrinizi değiştirmesenizde olur çünkü sizde kusurabakmayın sizin dediklerinizde bana mantıklı gelmiyor , benimde fikrim değişmiyor .Ben hiçbir yerde Eru valar vs tapınmaya ihtiyaç duyuyor tolkien böyle demek istemiş falan demedim.Sadece insanlar ve elfler farkında olarak ya da olmayarak onların iradesi (gandalf aracılığı ile ) altında (kendi hayatlarını korumak için diyelim kırılmayın sizde ) savaşıyor.Belki bunu bir ibadet olarak kabul edebiliriz demek istemiştim özet olarak. İlk mesajımdada orta dünyada gördüğüm eksiklerin bir kısmına yer vermiştim onun nedenide konunun adından dolayıydı , konuyu saptırdıysam özür dilerim .


Şuraya son bir not ekleyeyim : Yukarıda işid hakkında yazdığım cümle yanlış anlaşılmasın , muhafazakar inançlı bir insanım . Bu kadar  :)

Çevrimdışı Grayswandir

  • ***
  • 815
  • Rom: 14
  • You may have heard of me.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Orta Dünya'da ne yok
« Yanıtla #16 : 24 Mart 2015, 01:08:56 »
Keşke yorum yazarken imlaya, noktalamaya, paragraflara falan dikkat etseniz biraz. Okunmuyor çünkü.
In the beginning the Universe was created.
This has made a lot of people very angry and been widely regarded as a bad move.

#hayır

Çevrimdışı Ugur

  • ***
  • 459
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Orta Dünya'da ne yok
« Yanıtla #17 : 24 Mart 2015, 08:05:40 »
İlk mesajimi telefondan atmistim , su mesajimi atttigim gibi ikinci olarak bilerek paragraf birakmiyorum , cogu mesajimda oyle , sen okumasanda olur :D

Çevrimdışı Darkone

  • **
  • 76
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Orta Dünya'da ne yok
« Yanıtla #18 : 24 Mart 2015, 15:11:47 »
işin gerçeği fantastik bir kitapta din unsuru görmeye de pek gerek yok diye düşünüyorum.

bir insanın iyi yada kötü olması için dini inanç gerekmediği kanısındayım

Çevrimdışı Evis

  • **
  • 307
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Orta Dünya'da ne yok
« Yanıtla #19 : 24 Mart 2015, 17:24:37 »
işin gerçeği fantastik bir kitapta din unsuru görmeye de pek gerek yok diye düşünüyorum.

bir insanın iyi yada kötü olması için dini inanç gerekmediği kanısındayım

Aslında kitabın konusuna uygun olarak din olabilir veya olmayabilir. Misal Brandon Sanderson kitapları.

Çevrimdışı Darkone

  • **
  • 76
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Orta Dünya'da ne yok
« Yanıtla #20 : 27 Mart 2015, 17:54:46 »
Şuan Kan Şarkısı'nı okuyorum. bu kitapda din ön planda. savaşlar bile din adına yapılıyor. kitap konu ve işleyiş olarak güzel olmakla birlikte din adına savaşmak fethe çıkmak ne kadar gerekli bilemiyorum ( gerçi burda fetihlerin savaşların amacı farklı , sadece insanları din adına yapılıyormuş gibi ikna ediyorlar )

Çevrimdışı Auguste Dupin

  • **
  • 84
  • Rom: 8
  • geceleri esen terör
    • Profili Görüntüle
Ynt: Orta Dünya'da ne yok
« Yanıtla #21 : 30 Mart 2015, 22:54:49 »
Belli bir din yok, çünkü eserlerin toplamının kendisi zaten bir dini hikaye, mitoloji. Alıp inanıp tapmak mümkün. Gandalf Saruman filan keşiş, rahip değil, bizzat tanrısal varlıkların kendileri. Onların karşısında eğilip dua etmeye gerek yok, onlara yardım etmek, onlarla savaşa gitmek, onların emrini yerine getirmek zaten boyun eğmenin ta kendisi.
Tapılan bir mitoloji, bizim anladığımız formda Platonik bir dinden farklı bir anlayış şeklidir. Mitolojilerde tanrılar birer karakter olarak temsil edilir ve göz önündedirler. Haliyle hikaye içinde atılan her adım, onların arzuları ya da arzulamadıkları doğrultusunda gerçekleşir aslında. Kazanan tarafa göre bir grup ya ödüllendirilir ya da yıkıma uğrar böylece. Daha fazla bir tapınmaya gerek yoktur. Ama isteyenler bu anlatıları alıp onlara tapabilirler.

Orta Dünya mitosu bir roman değil. Bir epos sayılabilir. Her unsuru tasvir etmesine gerek yok. Roman kafasıyla mitoloji okursanız olmaz. Şiirin içinde paragraf başı aramaya benzer bu. Düz yazıya gelene kadar daha çok var. Olay zaten bir din savaşı. Ama sonu aynı kapıya çıkacak bir din savaşı. Bu yüzden taraflar çok keskin. Bir romanın gerisinde, o karakterlerin taptığı bir mitolojinin olmasını anlayabiliriz. O zaman onları temsil eden rahipleri, tapınakları vesaireyi tasvir etmek gerekebilir. Ama Orta Dünya hikayeleri zaten öykülerin gerisinde tapınılan mitosun kendisi. Tanrılar orada bizzat dururken bir tapınağa gerek olmuyor. Onlarla savaşa gidiyorsun, seni kurtarıyorlar, dua etmiyorsun. Karakterler de birer mitolojik kahraman.
Tarafların keskinliği, mitolojideki bu hikayeleri alıp yorumlayarak, kişilerini insan karakterine yakınlaştırıp trajikleştirdiğimiz Tragedyalarda yumuşayabilir ancak. Orta Dünya mitosunu arkanıza alıp, karanlık yana düşmekle düşmemek arasında gidip gelen ve sonunda kibrine yenilerek felakete uğrayan bir Elf hakkında trajik bir hikaye yazabilirsiniz. Bu, mitostan bir sonraki adım olan Tragedya olur. Tanrılar artık bir adım daha geride kalmıştır, aslolan karakterdir.
Böylece dramatik gelenek ilerleyerek mitosların değil karakterlerin ön planda olduğu hikayelere evrilir,
mitoslar hikaye içindeki hikayeler, anlatılar, dışsal unsurlar olarak kalır ve onlara ait kurumlar görünür olur.
Dramatik yazının evrimidir bu.

Öte yandan, Antik Yunan mitoslarındaki tanrılardan farklı olarak, Valar, Maiar filan seni kurtarmak için sürekli kurban gibi bir karşılık isteyen varlıklar değil. Bu yönleriyle de ayrılıyor ve mitosları farklı şekillendiriyorlar. Kurbandan ziyade, onların mücadelesine katılıp katılmayacağın önem kazanıyor. Tarafını seçmen gerekiyor. Haliyle tarafların keskinleştiği bir yapı ortaya çıkıyor.

Silmarillion bir mitolojidir, Yüzüklerin Efendisi bir mitostur.
Oradaki herhangi bir karakterin hikayesini alıp, açmazlarını çıkmazlarını sorgulayacağımız bir öykü ise ele alış biçimimize göre tragedya ya da komedya olur.

Gerçekte dramatik geleneğin başında Antik Yunan mitolojisi var. Bir üst paragrafta saydığım sıralama oradan geliyor. Mitoloji, ondan bir adım sonra bir olayı anlatan bir mitos, örneğin X ile Y mitosu. Yani bir hikaye. Sonraki adım ise hikayeden seçilmiş bir karakteri merkez alarak onun olaylara bakışını, insanlık durumlarını sorgulayan Tragedya. Örneğin Antigone tradegyasını ele alalım. Kral Kreon'a bakınca, adam koyduğu yasayı sokağa çıkıp kendisi duyurur gibi görünmektedir günümüzden bakınca. Ama o dönemde bunu daha detaylı resmedecek bir perspektif algısı yok. Evet, resimde de perspektifin girişiyle paralel olarak ilerliyor bu süreç. Kreon çıkıp yasayı duyuruyor, ama biz demiyoruz ki "bu kralın adamları yok mu, niye kendisi dolaşıyor?" Çünkü bizim o kralı görmemiz gerekiyor karakterin karşısında. Yasayla değil, yasayı koyan karakterle burun burunasın, onunla çarpışıyorsun. Dinle değil, tanrıyla. Mitolojide de karakter bizzat tanrısal unsurlarla çatışıyor zaten, ki kendisi de o düzenin bir parçası. Bu yüzden tragedyalar üst kesimde geçiyor. Rönesans'a kadar böyle. Sonra aşağı doğru yeterince uzamış olan metin, yanlara doğru da genişlemeye başlıyor bu kez. Krala eşlik eden lordları, dükleri, prensleri, soytarıları vesaireyi de görmeye başlıyoruz, perspektifi genişliyor olayın. İşte Tolkien'in türlere sıradan bir okuyucudan elbette ki çok daha hakim bir profesör olarak yapmaya çalıştığı şey de bu, geçmişimizdeki Antik Yunan mitolojisine alternatif bir mitoloji daha üretmek. Onu taklit etmek. Dolayısıyla adam yaptığı şeyin ne olduğunu bildiği için koymuyor o saydığınız unsurları öyküsüne. Koysa, eserin türü değişecek tümden. Yapmaya çalıştığı şeye aykırı olacak.

“House”
Sometimes I think it’s like I live in a big giant head on a hilltop
made of papier mache, a big giant head of my own head.
I polish the eyes which would be windows, or
mow the lawn, I mean this is my house we’re talking about here
even if it is a big giant papier mache head that looks just like mine.
And people who go past
in cars or buses or see the house the head on the hill from trains
they think the house is me.
I’ll be sleeping there, or polishing the eyes, or weeding the lawn,
but no-one will see me, no-one would look.
And no-one would ever come. And if I waved no-one even knows it was me waving.
They’d all be looking in the wrong place, at the head on the hill.
I can see your house from here.
-Neil Gaiman

Çevrimdışı yavanna

  • **
  • 109
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Orta Dünya'da ne yok
« Yanıtla #22 : 06 Haziran 2017, 15:19:20 »
Müzikle yaratılmış bir dünyadan bahsediyoruz yahu ne dini?
Böyle bir ahengin içerisine giren güç faktörü felakete yol açtı, güce tapınıyorlardı ki bu serzeniş 3. çağa kadar sürdü ve sonrasında yok edildiğinde rahata erildi.