Kayıt Ol

Faldekarth'ın Hikâyesi

Çevrimdışı Laki Mannelig

  • *
  • 19
  • Rom: 2
  • Mor Çölün Beklenen Varisi
    • Profili Görüntüle
Faldekarth'ın Hikâyesi
« : 12 Mayıs 2015, 00:36:10 »
    Zamanında, kurgusal dünyamız olan Rinnundo için yazdığım Şer Süvarileri Birliği'nin kuzey topraklarındaki kolunun başı olan ve önceleri sakin ve unutulmuş bir köydeki küçük kütüphanenin sorumluluğunu üstlenmiş bir gençken deliren ve kara büyüye başvurarak ruhunu bir orkun bedenine hapseden Faldekarth'ın hikâyesini yazmaya karar verdim. Uzun zamandır kurguluyordum ve artık yazdıkça, bölüm bölüm burada yayınlamaya karar verdim.

(Önsöz - Başlangıç Mahiyetinde)


 Faldekarth gibi hissettiğim zamanlar... Onun kadar hevesle çıkmıştım yola ama onun gibi sapıttım. Onun kadar istekli atılmıştım hayata ama başlangıcım hatalarla doluydu. Ne yaptıysam bir ömür telafi edemedim. Ne olduysam hep düzeltmeye çalışırken daha da çarpıttığım için oldum. Nihâyetinde daha ''Günlerin Sonu'' gelmeden, ben, bu hâle geldim.
 
  Hakikâti buldum sanmıştım bir kütüphane köşesinde sayfaları bakir ve zamanı geçip solmuş kitaplarının içinde. Oysa bulduğum şeytandı. Bulduğum bir tanrıydı. Unutulmuş ve artık iman edilmeyen bir tanrı. Kendini yok etmek isteyen bir tanrı -oysa bilirsiniz ki tanrılar ölmezler, ölmedikleri gibi yok olup gitmezler. En azından kurgulananlar böyledirler. Lâkin o ölmek istiyordu, bilincini sonsuza kadar kaybetmenin ölmekle eş değer olduğunu öğrenmişti okuduğu bir kitapta. O da bir insana musallat olacak ve rızası olup olmamasına aldırmayarak ruhuna karışacaktı. Bir müddet sonra kudretini salacak ve kontrolü ona bağışlayacaktı. Haset ve kin doluydu içi. Kıskançlığından alev rengine bürümüştü çehresi. Unutulmayı kaldıramıyordu artık yüreği. Tanrılığından sıyrılmıştı, kutsallığından soyunmuştu. Ne şanslı, ne mutlu ona ki Faldekarth uğramıştı o gün kütüphaneye. Ve Faldekarth'ın ince, uzun parmakları büyük bir şehvetle bakir sayfalarının üzerinde gezinirken intikamcı tanrı elini uzatmış ve bir parmağını kavramıştı. Faldekarth'ın nutku tutulmuştu ama göz açıp kapayıncaya kadar ilahî bir sırra vakıf olduğunu hissetmişti.

  Faldekarth diyorum size dostlarım, içinde kindâr bir tanrı taşıyan Faldekarth... Bunun cerenemesini çeken, sorumluluğunu omuzlarına yükleyen bedbâht bir adam. Hayatım boyunca hikâyesini anlatmak istediğim, kim olduğunu bilmeden, daha tanımadan kendimi 'ona' benzettiğim bir kahraman. İçimde yaşayan türlü karakterden en ağır basanı Faldekarth. Sadece Rinnundo için var olmuştu, bu amaçla 'düş çocuğu' olarak doğmuştu dimağımda -hiç de sancısını çekmemiştim oysa-. Demek değilmiş. Beynimin kıvrımlarına serpilen bir tutam rahmet yahut akıtılan bir damla zehir. Yüksek sesle okunmuş, iyi niyetli efsun; ya da mırıldanılmış bir lanet. Zamanı geldiğinde belli olacak.

 
''For too many years
I've been lost.
I'm so lonely, dead lonely...
Please show me the way home''
*



___________________________________________
* (Germ- So Lonely, Dead Lonely)
Resim: Knight by İlker Serdar Yıldız
''Herkes ölür, ama herkes gerçekten yaşayamaz.''

Çevrimdışı Nightmare

  • ***
  • 627
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
    • Saklı Günlükler
Ynt: Faldekarth'ın Hikâyesi
« Yanıtla #1 : 12 Mayıs 2015, 06:49:44 »
Yazım tarzınız çok hoşuma gitti. Genelde önsözler sıkıcı ve anlamsız(kitabın başlarında bir anlam veremeyebilirsiniz) olurlar fakat bunda öyle bir hava yoktu. Yazım tarzınız ve seçtiğiniz kelimeler de akıcı bir anlatım sağlamış. Tebrik eder ve devamını beklerim :)