Kayıt Ol

Asbemarion da bir olay

Çevrimdışı serhan1310

  • **
  • 91
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Asbemarion da bir olay
« : 03 Temmuz 2015, 17:45:12 »
Gecenin karanlığı yeryüzünü bir battaniye gibi saralı çok olmuştu. İri ve parlak yıldızlar daha küçük yıldızların ışığını boğarcasına parlarken yaşlı adam önünü kesen üç kişilik gurubu fazla önemsemez tavırlarla “Ne istiyorsunuz?” diye sordu. Korktuysa bile bunu belli edecek herhangi bir şey yapmadan, gürbüz atının sırtında, bir an önce yoluna devam etmek istediğini belli ediyordu.

   Önünü kesenlerden genç olanı gülümseyerek öne çıktı. “Yolunu mu kaybettin ihtiyar?” At sırtındaki adamın kolundaki mavi ağaç dövmelerine meraklı bir bakış attı.

   “Tamda olmam gereken yerdeyim, şimdi yolumdan çekilin.”

   “Ahhh!” dedi neşeli, şaşırmış vakur bir edayla genç. “Yine de buralara ticaret için gelirler, satılık ilgi çekici bir şeylerin var mı?”

   Yaşlı adam karşısındakileri şüpheyle tepeden tırnağa süzdü. Haydut olamayacak kadar iyi giyimli bir guruptu. Atından inerek küçük bir hançeri uzattı.

“İşine yararsa hançeri satabilirim.”

Hançeri incelerken gencin gözleri parladı. Güneyin büyü ateşiyle dövülmüş olduğu ve içinde güçten bir parça barındırdığı kabzasındaki büyüsel taştan belliydi.

“Gücü ne?”

“Kaliteden anlıyor gibisin evlat. Çeliği kağıt gibi kesen bir hançer.”

Genç, hançerin keskinliğini sınamak istercesine avcunun içine sürttüğünde bir an acıyla elini çekti. Avuç içinde oluşan derin kesikten kanı süzülmeye başlayınca “Gerçekten de çok keskinmiş.” Dedi.

Yaşlı adam gencin aptallığından eğlendiğini belli eden bir kahkahaya engel olamayarak “Sana keskin olduğunu demiştim.” diye uyarısını yineledi.

   Genç, adamın kahkahasını umursamadan, kemerinde asılı bir keseyi fırlatarak “Sanırım yeterli olur” diye kısaca belirtti.

   Merakla keseye bakan adam öfkelenmişti. “Bu da neyin nesi?”

   “Altın.”

   “Neyim ben bir çelik döven mi? Aptal metalleriniz karşılığında bayat ekmek bile satmam.”

   “Ağaçla doğanlardan olduğuna dikkat etmemişim ihtiyar.” Diye yalan söyledi. Yaşlı adamı ilk gördüğü anda kolundaki ağaç dövmelerini fark etmişti. Yanına yaklaşarak kesilmiş eliyle adamın dövmelerle dolu kolunu tuttu. “Ne derler bilirsin, çelik dövenler metalle, ağaçla doğanlar dalla alışveriş yapar. Bir tane de ben ekleyeceğim buna.”

   Yaşlı adam bir şeylerin ters gittiğini düşünerek rahatsız olmuştu. Kolunu, gencin kavrayan parmaklarından kurtarmak için geri çekmek istedi ama o daha da sıkı kavradı. Buna bir son vermek isteyen yaşlı adam büyü yapmak için kolundaki ağaçların gücüne ulaşmaya çalıştı. Sanki tüm gücü, tüm hazinesi elinden alınmışçasına, korku dolu gözlerle gence bakarken “Melezler! Bu olamaz.” diyebildi.
 
   “Evet, melezler de tohumla alışveriş yapar.” Dedi. Avucundan akan kanın, karşısındakinin gücünü kullanmasına engel olduğunu biliyordu. Yaşlı adamın kollarındaki dövmeler tek bir ağaç kalana kadar yok oldu.  Ardından tek ağaç, önce yapraklarını döküp genç bir fidana sonra da tohuma dönüşürken adamın gözlerindeki korku okunuyordu.  Elini çektiğinde tek bir dövme bile kalmamıştı. Parmaklarının arasında tuttuğu küçük, mavi, fasulyeye benzer tohumu göstererek güldü.

Yaşlı adam zemini kaplayan otların arasına yıkıldığında böyle bir şeyin imkânsız olduğunu düşünüyordu. Tüm gücü elinden çekilip alınmıştı. “Melezler yok edilmişti.” diyebildi sadece.

   Genç; tohumu avucunun içine alarak yumruğunu sıkıp, tatmin içinde gözlerini kapayarak orman havasını ciğerlerine doldururken, avucundaki yara ile birlikte tohumda kaybolmuştu. Kısa bir an sonra kolunda beliren ağaç dövmesini, acımasız bir sırıtışla yaşlı adama gösterdi.

   Adam yerde güçsüzce yatarken, bulundukları açıklığı saran ağaçların arasında saklanmış, daha önce fark etmediği büyükçe bir kalabalığın ortaya çıkışını belli belirsiz gördü. Hissettiği dehşet iliklerine kadar titremesini sağladı. Üzerine doğru eğilen gencin, elinde tuttuğu kendi hançeri, soluk yıldız ışığını yansıtıyordu. Hançerin darbesi ve onu takip eden derin acı birbirini izledi. Kanıyla birlikte tüm yaşamı da hançerin açtığı derin yaradan akıyordu. Duyduğu son ses, ayağa kalkan gencin dudaklarından kıyametin ayak sesleri edasıyla yükseldi...

   “GERİ DÖNDÜK…”
cesaret yoksa zaferde olmaz

Ynt: Asbemarion da bir olay
« Yanıtla #1 : 06 Temmuz 2015, 23:11:06 »
Tebrikler!
Bu tebrik, bir kısa hikaye yazdığın için değil; yazdıklarını paylaşıp, emeğine gelebilecek eleştirilere göğüs germeye hazır olduğun için.

Peki, gerçekten hazır mısın? Görelim...

1. Öncelikle "dahi anlamındaki "de, da" ayrı yazılır. Bunu 1000 kere "bence de, dedemde de vardı bu huy" yazarak bünyemizden atalım ( “Tamda olmam gereken yerdeyim, şimdi yolumdan çekilin”). Bir yazar, bu hatayı sarhoş ve uykulu bir halde, zifiri karanlık bir odada, kimsenin okumayacağı bir metni yazdığını bilirken bile yapmamalı.

2. Aynanın karşısına geçip, aynı anda "neşeli, şaşırmış vakur bir eda" ile bakabilir misin? Karakterleri farklı özellikleri ile betimlemek iyi fikir olsa da, bunu tek bir nefeste yapma zorunluluğumuz yok. Bir de sırf kulağa "edebi" geliyor diye "vakur bir eda" gibi kalıpları araya sıkıştırmak pek doğru olmayabilir. Yazma işinde biraz daha tecrübe edinince ara sıra böyle çıkışlar eklemek yazılarına güzel tat katabilir. Ama sanırım bunun için henüz erken. Vakur bir eda yerine, akıcı bir sadeliği tercih etmeni öneririm.

3. "...sürttüğünde bir an acıyla elini çekti.".
"...duyduğu acıyla birlikte elini çekti?"
"... acıyla yüzünü buruşturarak elini çekti?"
...
Yazdıklarını okurken, hızlanıp, cümlelerini kafanda kendin tamamlarsan hikayen sadece sende tamam olur, okuyucunda değil. Önerim, yazdıklarını farklı günlerde tekrar tekrar okumak ve/veya burada paylaşmadan önce bile objektif bir ahbabına bu tip teknik hataları tespit edebilmek için okutmandır.

4. "“Evet, melezler de tohumla alışveriş yapar.” Dedi. "
Bu "dedi", büyük harfle yazılmaz. Kullandığın kelime işlemcinin (=word processor, örn: Microsoft Word) otomatik düzeltme özelliği her zaman doğru düzeltmiyor maalesef.

5. Bir paragraf uzunluğunda cümleler kurmak yerine, cümlelerimizi kısaltalım. Bunu yapmakta ben de çok zorlanıyorum. Nokta yerine, virgül kullanarak aynı etkiyi yaratamadığımızı unutmayalım, işin kolayına kaçmayalım.

6. Tekrar tebrik ederim. Yaratıcı, akıcı ve etkileyici bir kısa hikaye olmuş. Çalışmalarının devamını dilerim.

Eline sağlık.

 :svampire:
"New York Times Best Selling Author" aday adayı.

Çevrimdışı serhan1310

  • **
  • 91
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Asbemarion da bir olay
« Yanıtla #2 : 07 Temmuz 2015, 00:51:09 »
Teşekkürler yorumun için aslında bahsettiğniz otomatik düzeltme olayını cep telefonundan kapatmak işkence oluyor :) tüm bunları 4 inc bir ekranda yazıyor olmam yine de mazeret sayılmaz. Çünki gerçekten özenerek yazmadığım üstünkörü hikayelerimden biri.
  Genelde uzun bir konuya başlamadan önce bu şekil alel acele pek çok şey yazarım ve haklısın paylaşacaksam daha dikkatli olmalıyım.
  Paylaşma nedenime gelirsek yazmaya başladığım  "buzun yüreği" ni nedendir bilmem bu hikayemden esinlenerek başladım...

     Değerli eleştirilerin çok hoştu. Aynı acımasız tavrı buzun yüreğinde gösterir ve hatalarımı gözüme sokarsan gerçekten memnun olurum...
cesaret yoksa zaferde olmaz