Huzurlu bir yaz esintisinin altında bir kelime. Geri dönüşler. Travmalar. Düşen yüzler. Bin hafızada bin hatıra. Her biri birbirinden eşsiz bir kar tanesi –değil.- Hayat bayağılaşıyor, ölümler sıradanlaşıyor. Fakat koca bir hafıza bir olguyu unutamıyor.
Yere bir şeyler oluyor. Saklandığımız kovuklarımız bizi istemiyor. Güvenceli battaniyelerimiz üzerimizden kayıyor. Kendi kafesimize tıkılıyoruz. Yer kırılıyor. Yerden gaz çıkıyor. Hava çıkıyor. Geleceğe saçılan sonsuz hayalet çıkıyor. Geceleri yatak odalarımızda dolaşan zombiler tırmanıyor. Tüm inşaat malzemimizi onlara karşı barikatlar yapmaya kullanmaya itiyorlar.
Yer öyle bir yarılıyor ki, içinden düşman bir şeytan çıkıyor. Bu kara şeytan, iyi şeyler düşünen insanların hafızalarına dokunuyor. Oraya
Deprem’in hayaletlerini, zombilerini, geri dönüşlerini, kokusunu aşılıyor. Bu şeytan kendini unutturmuyor. En çok korktuğumuzsa bu.
İşte bu şeytanı bizlere anlatan 8 öykücü:
-
İra Deorum adlı öykü seçkisi
Arif Anıl Özdil -
Yıkıntılarda Yitirdiklerimiz adlı öykü seçkisi
Ege Emir Özkan -
Deprem Saati adlı öykü seçkisi
Emre Çelik -
Kadim Suret adlı öykü seçkisi
Gökhan Tiritci -
Yüzleşme adlı öykü seçkisi
Pınar Kumsal Başdağ -
Kutsal Bir Gece adlı öykü seçkisi
Ruhşen Doğan Nar -
Yapay Tanrı adlı öykü seçkisi
Sefa Tursun -
Nihayet adlı öykü seçkisi
Selçuk Gökhan KalkanoğluBu ayın görseli, aramızdan bir isimden,
Tarık Kaplan’dan geldi. Kendisine teşekkür ediyoruz!
Eylül ayının teması “
YAMYAM” olarak belirlendi. Öykülerinizi ikinci hafta sonuna kadar
oykuseckisi@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
İyi okumalar,
Özgürcan "Amras Ringeril" Uzunyaşa