Kayıt Ol

Mütevazı Bir İntikam - Bahadır Cüneyt Yalçın

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Mütevazı Bir İntikam - Bahadır Cüneyt Yalçın
« : 10 Eylül 2015, 16:40:14 »

Tanıtım:

Alıntı
"Annem Kur'an okurdu, babam ansiklopedi. Ahlakımı annemden, bilimimi babamdan almışım.

Çocukluğum sefertası gibi bir apartmanda geçti. Üç katlıydı, kızartma kokardı."

April Yayıncılık heyecanla sunar.

Bahadır Cüneyt Yalçın.

Yeni bir eve taşınıyorsunuz.

Deli saçması, İspanyol paça mektuplar almaya başlıyorsunuz.

Mektupları yazanın semtinizde bulunan hapishanedeki bir mahkûm olduğunu anlıyorsunuz.

Bir akşam eve geliyorsunuz ve…

Deli mahkûm karşınızda…

Ve sizin kahramanı olduğunuzu söylüyor!

Kuş kafesi kokan, duvarları kitap sayfalarıyla kaplı bir evde spor yazıları yazan inovatif anarşist Ali.

Uğruna hapisten kaçılan Selin, uğruna hapise düşülesi cevval Şevval.

Pırlanta asker Muhterem, utanmaz mafyöz Tanju.

Aleksi bir polisiye, Aleksi bir dram, Aleksi Pavloviç.

Tren, katır, traktör ve kahkaha dolu bir yol hikâyesi…

Mütevazı Bir İntikam.

"Bizi kelimeler kurtaracak."


Yorumum:

Afili Filintalar'dan yeni kitaplar okumayalı epey olmuştu. Türk edebiyatının bu yeni, çağdaş yüzünü çok sevmiş biri olarak Bahadır Cüneyt Yalçın'la da tanışmak için sabırsızlanıyordum. Böylece ilk kitabı olan Mütevazı Bir İntikam ile kendisiyle tanışmış oldum.

Müteazı Bir İntikam, adı gibi "mütevazı" bir kitap. Murat Menteş adını teşekkür edilenler kısmında görüyorsunuz ve şaşırmıyorsunuz; çünkü kitapta ciddi anlamda Menteş'in izleri var. Onun daha (başta da dediğim gibi) mütevazı, daha sade bir anlatım yoluyla giden bir eseri gibi.

Bahadır Cüneyt Yalçın'ı bu konuda eleştirmiyorum aslında. İlk kitabında kendine bir rol model seçmiş olması ve dahası, o rol model ile birlikte çalışmasının sonucu olarak kitabın böyle bir ize sahip olmasını doğal karşılıyorum. Ama tamamen yepyeni, kimseyi hatırlatmayan bir dokusu olsa daha çok hoşuma giderdi.

Kitabın konusu ve karakterleri bir hayli ilginç. Olimpik sporların yer aldığı bir spor dergisinde, spor dallarına dair bir mizah köşesi olan Ali, aynı zamanda bir sekreterdir. Yeni taşındğı eviyse kuş kafesi gibi kokmaktadır ve buna kimseyi inandıramaz. Öte yandan yeni komşuları da pek bir civcivli. Özellikle onu olmaıdk şeylerle suçlayarak evden attırmaya çalışan rakip kiracı görülmeye değer.

Bir Ali daha var bu kitapta: Ali Paşa. Kendisi hapisten çıkıp gelecek ve bizim Ali'nin hayatına fena yerleşecek. Onu Aleksi Pavloviç olarak tanıyacağız daha sonra ki, Murat Menteş'in Nuh Tufan'ı gibi bir karakter olacak. Yazarın yeni kitabı Hep Lunapark'ta da adından söz ettiriyormuş. Yazarın adı anılınca akla gelecek bri karakter tiplemesi.

Diğer bir önemli karakterse Türkçe öğretmeni Şevval. Tersi çok pis bir öğretmenimiz kendisi. Abisinin haksız yere hapsedilişi uğruna ortalığı yerinden oynatacak.

Kitaba dair anlatılacak çok şey var, ama ben son sözleri söyleyerek tadını fazla kaçırmayayım. Mizah köşesi sahibi Ali'nin evinin yakınında bir hapishane mevcut ve oradan İspanyol bir soyludan tuhaf tuhaf mektuplar gelmekte. Hepsinde de Ali'nin adresi yazmakta. Ancak yazanlara bir anlam vermek mümkün değil. Absürd demek en doğrusu.
Bir yandan da birinin askerden yazdığı mektupları okuyoruz. Peki bu asker mektupları ne? Ne alaka? Sonradan çözüyoruz işi.

Birçok karakterin başlarda tuhaf anlarda karşımıza çıkışı ve daha sonra hepsinin birleşmesiyle ilerleyen bu kitap, size Menteş tadı verecek bir kurguya sahip. Ancak, başta da dediğim gibi, dili onun kompleks dili değil. Bahadır Cüneyt Yalçın daha yalın bir tarza sahip. Okuması oldukça kolay okunuyor. Bir günde bile bitirebilirsiniz. Fakat beni kendine aşık etmediğini de belirtmem gerek. Kurguda bazı ucu açık kalan ve bir yere bağlanacak hissi verip bağlanmayan noktalar var. Onlar bağlansaydı harika olabilirdi. Ama yazarın ilk eseri oluşuna veriyorum bunu biraz.

İkinci kitabı olan Hep Lunapark'ı merak ediyorum şimdilerde. Yazarın çok sevilen bu ilk kitabına oranla kendini daha çok geliştirdiği gibi yorumlar okudum.

Beklediğimden daha mütevazı olan bu kitabı tavsiye ediyor muyum? Ediyorum yahu. Bizden, içimizden böyle uçuk kafalara konuk olmak ne hoş.