Ben galiba ilk bölümü izledikten sonra aldım kitabı o yüzden hani diziyi tek başına beğenmek ile alakalı bir yorum yapamayacağım.
LAAAAKİİİNNN kitabı okuyup diziyi sevebilenleri hiç ama hiç anlamıyorum. Dizi yani evet baya üst seviye bir dizi ama neticede bu kitaptan uyarlama bir şey, bence izleyici kitlesi kaybetmeyi, izleyiciye hitap etmemeyi felan göze alarak kitaba sadık kalmalıydılar. Zira dizinin herhangi bir bölümünü izlerken sürekli "aaa bu kitapta şöyleydi" diye düşünmekten bölüme odaklanamıyorum. Yani demem o ki diziyi beğenmediysen kitabı beğenmezsin diye bir durum söz konusu bile değil çünkü baya farklılar. Bir kere Martin fantastik edebiyat tarihinin Rowling'den sonra en akıcı yazarlarından biri. Bence en azından ilk kitabı okumayı dene, ona göre fikir yürüt. İlk kitabı okumaktan kastım dibine kadar çünkü hani zaten bütün olarak düşününce güzel bir seri, bölüm bölüm düşünürsek bazen çok sıkıcı bölümleri de yok değil.
Aslında ben kitapların dizi/film olmasına da karşıyım. Bence bu durum kitap yazarlarının ufkunu daraltıyor. Yazarlardan sonra da okuyucunun ufkunu daraltıyor. Neyse of anlatamıyorum ama bence siz anladınız bırak diziyi kitapları oku hatta kitapları oku diziyi merak etmemeye çalış ben bu konu hakkında baya kafa yormuş biri olarak en azından bunu tavsiye edebileceğimi düşünüyorum. Dizinin sana hiçbir yönden katacağı bir şey yok bence. Kitabı oku, mutlu ol, ağla, bazen heyecanlan falan ama diziyi izlemeni tavsiye etmiyorum. Yine senin bileceğin iş. Oy bu geceler çok sıkıcı değil mi ya ne pano akıyor ne anasayfalar böyle sosyal medyalarda gönderi yolu gözlüyoruz yeminlen.

aslında sormak istediğim kitabın dili ve akıcılığını diğer kitaplarla karşılaştırılmasıydı. Harry Potter kadar akıcı olabileceğini pek sanmıyorum gerçi, çünkü hp kültleşip fantastik edebiyata girse de, çocuk kitabı. İkisinin dil anlatımını karşılaştırmak adaletsiz olur ama kralkatili gibi bir anlatımı varsa arkadaşın dediği gibi, zaten çok seveceğimdir
Bu arada dizi ve kitaplar hakkındaki düşüncene katılmıyorum, ikisi bambaşka şeyler bence. Örneğin sevdiğim bir kitabın dizisi kitapla birebir yapılsa, ben izlerken sıkılırım. İlk başlarda sevdiğin serinin ekranda ifade edilmesi çekici gelse de, sürükleyicilik olmaz çünkü her şeyi biliyorsundur. Kitap, diziyi izlemiş olanlar için de gizemli kalırken aynı şekilde dizi de öyle kalmalıdır bence. Kitabın aynısını ekranda ne yapacaksın ki? Zaten hayal gücünde oldukça etkileyici ve güzel bir şekilde var. Yani, bence böyle

tabii bazen değişimler o kadar abes kaçar ki, yok artık kitapta böyleydi; filmde nasıl böyle oldu denebilir.
Örneğin Eragon'un kitabında, Saphira'nın büyüyüşünü, yavaşça duygularını hissettirmesinden konuşmayı öğrenmesine ve hatta Eragon'un Saphira'nın adını buluşuna kadar her şey varken filmde ne olmuştu

Saphire yumurtadan çıktıktan bir süre sonra uçmaya başlıyor ve göğe çıktığında bir anda kocaman olup, konuşmayı öğrenip, merhaba eragon, ben saphire senin ejderhanım ve sen de süvarimsin felan diyor

Ben filmi ilk izlediğimde çok beğenmiştim ve o kadar çok sevmiştim ki hemen kitaplarını okumuştum. Ama eğer ilk kitabı okusaydım, filmin daha o sahnesini gördüğümde (Eğer sinemada olsaydım) ne yalan söyliyim küfredip salonu bile terkedebilirdim. Bu kadar saçmalık olabilirdi yani, ne vardı onu hızlandırılmış bir süre zarfı gibi göstermekte. Ya da ekran karartıp işte bir yıl sonra ya da birkaç ay sonra diyip Eragon'a da rastlantı eseriymiş gibi Saphira'nın gelişiminden bahsettirmekte. Çok mu zordu?

Değildi ama böyle bir şey yapmayı tercih etmişler, her nedense. İşte bu tarz şeyler, kitaptaki kurgu özenine hakaret kabul edilebilecek şeyler; evet, sinir bozucu. Ama sadece kitaptan farklı olan kısımlar, sadece kitaptan farklı diye kötü eleştirmek haksızlık bence.
Mesela Arya'nın kasıntı triplerinin gitmesi ve yerine yakışıklı çiftlik çocuğumuza hayran bir ergenimse prensesin gelmesi de çok kötü bir tercih olmamıştı. Dörtleme çekilecek bir filmde o tarz bir gelişme kitaptaki gibi ilerletilemezdi zaten, her filmde her kitleye oynamaları gerektiğinden ve özellikle de ilk filmde bazı kitlelere filmi beğendirmek durumunda olduklarından yerinde bir seçenekti bence. Ne yalan söyliyim, filmi ilk izlediğimde on iki gibi bir yaştaydım ve gayet duygusal bir orta okullu kızdım

yani hoşuma gitmişti, doğal olarak.
Neyse işte benim dizi ve filmlerle ilgili düşüncem buydu. (ve taht oyunları dizisini o kadar da sevmiyorum, her iddiasına girerim ki; eğer kitaplar olmasaydı, bu şekilde başarılı bir dizi olamazdı. Ya da düşündüm de, yok olabilirdi çünkü spartacus gibi cinselliğe o kadar çok yer verdi ki, en azından ergenleri bağlıyordu

Ama legend of the seeker'daki gibi senaryoya ağırlık verilseydi, biz konumuz ve oyunculuklarımızla güçlüyüz denseydi; ı ıh. Bu piyasa böyle yürümüyor. Hakeden diziler iptale mahkum)
EDİT: Allahım ne yazmışım bee