Kayıt Ol

Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?

Çevrimdışı estelturin

  • **
  • 143
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #15 : 27 Mayıs 2016, 00:49:05 »
Konuya bir eğitimci gözünden bakacak olursak şunları söyleyebilirim:
Yazılım ve donanımın ne olduğunu öğrencilere anlatırken sık kullandığımız bir örnek vardır.Örnekte : Donanım insan bedeni gibidir.Yazılım ise ruhumuz gibidir."
Bu örneği çocuklar çok yüksek orada anlıyor.Çünkü fıtratlarında bu var.Ama daha iyi anlaşılması için şunu da ekliyoruz:
"Bilgisayarda herhangi bir yazılımın olmadığını düşünelim.Bilgisayar elektirik olduğu sürece mekanik olarak çalışır.Ancak yazılım olmadığı için hiçbir işlem gerceklestiremeyiz.Ayrıca donanım gözle görülebilen bir şey dir.Fakat ruh aynı yazılımlar gibi elle tutulup gözle görülemez.
Yazılımsız bir bilgisayar bitkisel hayattaki bir insana benzer.Bütün organları çalışıyordur fakat o insan sizle konuşamaz ne dediğinizi anlayamaz. Kendisine bir silah doldurduğunuzda buna engel olamaz."
Sonuç olarak bence insanı insan yapan ruhtur.Ölüm beden ile ruhun birbirinden ayrılması olarak nitelendirilir.Bence bu durum bilim kurgu için oldukça uygundur.Hatta Kuran'da insanın uyurken aslında öldüğünden bahsedilir.Buda bence ruyalar ve ölüm konusunda ufuk acıcı bilimkurgu öykülerin yazılabileceğini göstermektedir.Tabi ruha bilmediğimiz yetenekleri atfetmek fantastik bir durum mu yoksa henüz ortaya çıkmamış bilimsel bir durum mu ortaya çıkarır onu bilemiyorum.
İnsan için önüne çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise, o insan artık kaybolmuştur.

Çevrimdışı Daarlan Gardan

  • ***
  • 722
  • Rom: -1
  • to hell with gatech
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #16 : 30 Mayıs 2016, 16:02:38 »
Ben de planlarına göre on sene sonra akademisyen olacak biri olarak, ruh inancı olan akademisyenlere saygı duyuyorum, ama ruh inancı gibi dini motifleri dersteki örneklerle öğrencilerine empoze ederek, inançlı öğrenciler gözünde prestij kazanmaya yönelik ya da inançsız öğrencileri rahatsız etmeye yönelik hareket eden akademisyenlerden rahatsızlık duyarım.

Amatör olarak bile olsa beyin çalışmış biri ruhun olmadığını, beyin gibi karmaşık bir sistem varken ruh sistemine gerek duyulmayacağını fark edebilir. Mont üstüne kısa kollu tişört giymek?
''Civilizations have the morality and ethics they can afford.''

 — Larry Niven & Jerry Pournelle, ''Lucifer's Hammer''

''These colonies in nature can reach at least two million individuals at a time, last for decades, and occupy a hundred cubic meters of space. It was a wonderful achievement to see a fragment of this world captured all around you, so that you almost had the experience of being inside the ant colony when you were in that room.''

 — Robert Trivers, ''Natural Selection and Social Theory'', p. 162

''... Bu amaç doğrultusunda nükleer santraller hedeflenecekse, yapılması gereken şeyler vardır. Çünkü nükleer elektriğe geçiş bir hobi değil, bir akademik egzersiz hiç değil, temel bilimlerden yaygın endüstriyel alt yapıya açılacak bir uygulamadır.''

Ömer Faruk Ağa Yarman 1993

Çevrimdışı estelturin

  • **
  • 143
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #17 : 30 Mayıs 2016, 18:18:02 »
Ben de planlarına göre on sene sonra akademisyen olacak biri olarak, ruh inancı olan akademisyenlere saygı duyuyorum, ama ruh inancı gibi dini motifleri dersteki örneklerle öğrencilerine empoze ederek, inançlı öğrenciler gözünde prestij kazanmaya yönelik ya da inançsız öğrencileri rahatsız etmeye yönelik hareket eden akademisyenlerden rahatsızlık duyarım.

Amatör olarak bile olsa beyin çalışmış biri ruhun olmadığını, beyin gibi karmaşık bir sistem varken ruh sistemine gerek duyulmayacağını fark edebilir. Mont üstüne kısa kollu tişört giymek?

Sizi tebrik etmek lazım.Yazdığım yazıdan insanlara bir şeyleri empoze etmeye çalıştığımı düşünecek büyük bir hayal gücüne sahipsiniz demekki.
Ben çocuklara ruhtan bahsettiğimde bana itiraz eden olmuyor.Durum tespiti yapmak ne zamandan bu yana insanlara bir şey empoze etmek oluyor.  

Ayrıca bedenin tesadüfen oluştuğunu soyleyen bir insan, ruhun da tesadüfen oluştuğuna inanıyor diyelim.Bu kişiye dini motif mi kullanıyor diyeceğiz.
İnsan için önüne çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise, o insan artık kaybolmuştur.

Çevrimdışı Grayswandir

  • ***
  • 815
  • Rom: 14
  • You may have heard of me.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #18 : 30 Mayıs 2016, 21:09:58 »
Bir eğitimcinin inançlarından bahsetmesini ben de pek doğru bulmuyorum, hele ki konuyla ilgisi yokken.

Nasıl oluştuğunun pek bir önemi yok, zira varlığı tamamen spekülatif olan metafizik bir kavramdan bahsediyoruz. Bir şeyin varlığı ortaya konmamışken nasıl oluştuğu sorusu bir anlam ifade etmez. Ayrıca elbette tesadüfen oluşmadık, böyle bir şey söyleyen olduğunu sanmıyorum. Evrim tesadüf değildir.
In the beginning the Universe was created.
This has made a lot of people very angry and been widely regarded as a bad move.

#hayır

Çevrimdışı estelturin

  • **
  • 143
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #19 : 31 Mayıs 2016, 09:38:22 »
Bir eğitimcinin inançlarından bahsetmesini ben de pek doğru bulmuyorum, hele ki konuyla ilgisi yokken.

Nasıl oluştuğunun pek bir önemi yok, zira varlığı tamamen spekülatif olan metafizik bir kavramdan bahsediyoruz. Bir şeyin varlığı ortaya konmamışken nasıl oluştuğu sorusu bir anlam ifade etmez. Ayrıca elbette tesadüfen oluşmadık, böyle bir şey söyleyen olduğunu sanmıyorum. Evrim tesadüf değildir.


Hala inanç diyor.Ruh dediğimiz kavram bir fenomen. Benzetme yaparak bir konuyu anlatmak onun kesin varlığına delil getirmez.Ben tutup hiçbir öğrencim e dindar olun demiyorum.Bir konuyu günlük hayatta sürekli duydukları bir kavram üzerinden anlatıyorum.

Ama sizin beyniniz sürekli insanlara bir sablondan bakmayı söylüyor.Bu son yorumdu, kimse cevap vermek zorunda değil. İnsanları yaftalamayı bırakın.
İnsan için önüne çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise, o insan artık kaybolmuştur.

Çevrimdışı Grayswandir

  • ***
  • 815
  • Rom: 14
  • You may have heard of me.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #20 : 31 Mayıs 2016, 13:32:00 »
Kimse kimseyi yaftalamıyor, saygı sınırlarını zorlayan sizsiniz.
In the beginning the Universe was created.
This has made a lot of people very angry and been widely regarded as a bad move.

#hayır

Çevrimdışı

  • **
  • 82
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #21 : 02 Haziran 2016, 18:06:29 »
Teknik olarak konuşmak gerekirse, evrim sürecinden herşeyin cevabıymış gibi bahsetmek de hatalıdır. Pek çok bilim insanının görüşüne ve çalışmalarına göre insan oğlunu hayvanlardan ayıran akli melekeleri evrim süreciyle açıklanamaz, çünkü bu özellikler evrim geçirmenin temel amacı olan ekosistemin daha iyi bir parçası olabilme güdüsüyle ters düşer. Hali hazırda doğada varolan her canlı kendi çapında görevini mükemmel icra eder. Evrim, canlıya değişen koşullara adapte olma imkanı sağlar, halbuki bu ekosisteme adapte olmayı bırakın dahil olmayan tek canlı türü insandır. Besin piramidinin hiç bir kademesine girmez, hiç bir başka canlı türü evrimsel sürecini etkilemez (virüsler hariç, onların da canlı olduğu tartışılır), dahası aklıyla ortaya koyduğu işler evrimsel süreçte canlılığına katkı sağlamaktan uzaktır. Kısacası malesef hiç bir kalıba tam olarak uyamıyoruz.

Öte yandan son yılların popüler konusu bu evrenin gerçekliğidir. Bazı arkadaşlarımız herşey kesinmiş gibi konuşuyor ancak bütün bu varoluşun bir projeksiyon, bir tür hologram olduğu ile ilgili teoriler de gündemde ve bunlar deli saçması değil, ciddi bilimsel otoritelerin bilimsel yayınlarına konu olmakta. Bu bakımdan, bir yaratıcı iradenin varlığı da, insanların hayatına hükmeden olası gücü de, ya da insanları diğer canlılardan ayrı kılacak bir tür "ruh" da, potansiyel dahilinde ciddi bir bilim insanının kenara kaldırıp atamayacağı ihtimallerdir.

Bilimsel düşüncenin ve eleştirel düşünmenin temelinde, her olgudan, her bilimsel fikirden ve her bilgiden şüphe etmek vardır. Şu anda "kabul gören" bilimsel bilgi varlığını ortaya koymuyor/koyamıyor diye hiç bir olgu büsbütün yok sayılamaz. Nitekim yarın öbür gün "doğru" ya da "kesin" addettiğiniz bir şey yanlış çıkabilir. Her şey olasılık dairesinde değerlendirilmeye açıktır.
"Demire şeklini veren demircinin iradesidir, çekicin darbesi değil." - Turram oğlu Kopram, Hakon'un demircisi

Çevrimdışı Kitap Adam

  • **
  • 141
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #22 : 02 Haziran 2016, 19:16:27 »
Burada okuduğum bazı şeyler kafamı karıştırdı. Cevaplarım doğru olmayabilir. Amacım sadece fikir alışverişinde bulunmak. Yanlış olan kısımlarla ilgili bilgilenmeyi de çok isterim.


"Bilgisayarda herhangi bir yazılımın olmadığını düşünelim.Bilgisayar elektirik olduğu sürece mekanik olarak çalışır.Ancak yazılım olmadığı için hiçbir işlem gerceklestiremeyiz.Ayrıca donanım gözle görülebilen bir şey dir.Fakat ruh aynı yazılımlar gibi elle tutulup gözle görülemez.
Yazılımsız bir bilgisayar bitkisel hayattaki bir insana benzer.Bütün organları çalışıyordur fakat o insan sizle konuşamaz ne dediğinizi anlayamaz. Kendisine bir silah doldurduğunuzda buna engel olamaz."
Sonuç olarak bence insanı insan yapan ruhtur.

Bu örnek bana yanlış gibi geldi. Bu mantıkla herhangi bir hayvanın bitkisel hayata girmiyor olması gerekmez mi o zaman? Eğer girmiyorsa lafımı geri aldım.

Teknik olarak konuşmak gerekirse, evrim sürecinden herşeyin cevabıymış gibi bahsetmek de hatalıdır.
Evrim sürecinin her şeyin cevabı olmadığına katılıyorum ama zaten evrimin her şeyin cevabını vermeye çalışmadığını düşünüyorum. Canlıların nasıl oluştuğuyla bile ilgilenmez evrim. Canlıların gelişimini inceler.

Pek çok bilim insanının görüşüne ve çalışmalarına göre insan oğlunu hayvanlardan ayıran akli melekeleri evrim süreciyle açıklanamaz, çünkü bu özellikler evrim geçirmenin temel amacı olan ekosistemin daha iyi bir parçası olabilme güdüsüyle ters düşer.
Bu pek çok bilim insanı kimler? Hangi çalışmalar bunlar? Aklın, ekosistemin bir parçası olmaya ters düşen tarafını gerçekten duymak isterim. Dahası evrim gerçekten bir amaç güder mi? Mutasyonlar rastlantısal bir şekilde oluşur ve bu mutasyonlar o canlıyı, çevre koşullarına daha uygun hale getirirse ancak anlam kazanır.

Hali hazırda doğada varolan her canlı kendi çapında görevini mükemmel icra eder. Evrim, canlıya değişen koşullara adapte olma imkanı sağlar, halbuki bu ekosisteme adapte olmayı bırakın dahil olmayan tek canlı türü insandır. Besin piramidinin hiç bir kademesine girmez, hiç bir başka canlı türü evrimsel sürecini etkilemez (virüsler hariç, onların da canlı olduğu tartışılır), dahası aklıyla ortaya koyduğu işler evrimsel süreçte canlılığına katkı sağlamaktan uzaktır.


Soyu tükenen canlılar var. Her canlı görevini mükemmel bir şekilde icra edemiyor aslında. İnsanın ekosistemde yerinin olmaması konusunu bilmiyordum. Özellikle eski çağlarda insanın, diğer canlılara benzer şeklide yeri yok muydu? Şu an zarar verdiğimiz açık ama bu da bir şekilde sisteme dahil olduğumuzu göstermez mi? Ekosisteme dahil olmak olumlu bir anlam ifade etmez. Bir canlının varlığı başka bir canlının neslinin tükenmesine bile yol açabilir.
"Zekâ, zulümle baş ettiği kadar kurnazlıkla baş edemez; kurnazlık vasatın zekâsıdır."

Çevrimdışı Son_Silahsor

  • *
  • 20
  • Rom: -1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #23 : 02 Haziran 2016, 19:35:25 »
Evrimin bir amacı yok. Dolayısıyla evrimsel sürece katkı sağlamak gibi bir durum yok. İnsan, evrimsel süreçte, evrimin dinamikleri sayasinde öne çıkarak diğerlerine üstünlük sağladı. Yine de evrimsel süreçte canlılığa katkı sağlıyor insanlık: Yapay Seçilim. Evrimi kendi çıkarımız için kullanıyor insanlık birkaç yüzyıldır.

Öbür taraftan insanları hayvanlardan ayıran bir şey yok. Evrimin ortaya koyduğu basit bir gerçek var insanın egosunu altüst eden. İnsan herhangi bir hayvan türü.

Öte yandan bilim olgularla ilgilenir. Bunun için de ortada bir veri olması gerekiyor. Ortada bir veri olmadıkça olasılığa açık değil. Bu tür söylemler daha çok fikirlerine, öğretilerine, inançlarına destek arayanların söylemler.

Tavsiyem baştan başlamanız evrime: http://www.evrimagaci.org/
Ya hep ya hiç...

Çevrimdışı Grayswandir

  • ***
  • 815
  • Rom: 14
  • You may have heard of me.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #24 : 02 Haziran 2016, 19:51:05 »
Her şey olasılık dahilinde değerlendirilmeye açık olabilir, neredeyse her şeyin olasılığı sıfırdan büyüktür. Buna periler ya da Superman de dahil. Fakat bu bilimsel bir ağırlık taşımaları gerektiğini göstermiyor.

Evrim geçirmenin bir "amacı" yoktur zira evrim bilinçli bir süreç değildir. Herhangi bir türün evrimi diğer canlıları nasıl kötü etkileyeceğine göre şekillenemez. Zira evrimin "amacı" ekosistemin daha iyi bir parçası olmak değildir. Ortadaki tek amaç genlerin bir sonraki nesle aktarılmasıdır, dolayısıyla bir türün hayatta kalması ve üremesi için faydalı olan her türlü değişiklik evrim tarafından seçilmeye meyillidir. Bunun diğer türlerin üremesini kötü etkilemesi seçilmesine engel değildir, zira doğa zalimdir. Zalim derken iyi ya da kötü demek istemiyorum, tamamen nötrdür ve kim daha iyiyse o kazanır. Bu açıdan zalimdir. 

Düşündüğünüzde de insan şu ana kadar bunu en iyi başaran memelidir diyebiliriz. Yani zekanın evrimle ters düşmesi için hiçbir sebep yok.
In the beginning the Universe was created.
This has made a lot of people very angry and been widely regarded as a bad move.

#hayır

Çevrimdışı ryuk

  • ***
  • 497
  • Rom: 25
  • ne değiştirebilir bir insanın doğasını?
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #25 : 03 Haziran 2016, 00:14:02 »
Alıntı
Bilgisayarda herhangi bir yazılımın olmadığını düşünelim.Bilgisayar elektirik olduğu sürece mekanik olarak çalışır.Ancak yazılım olmadığı için hiçbir işlem gerceklestiremeyiz.Ayrıca donanım gözle görülebilen bir şey dir.Fakat ruh aynı yazılımlar gibi elle tutulup gözle görülemez.
Yazılımsız bir bilgisayar bitkisel hayattaki bir insana benzer.Bütün organları çalışıyordur fakat o insan sizle konuşamaz ne dediğinizi anlayamaz. Kendisine bir silah doldurduğunuzda buna engel olamaz."
Sonuç olarak bence insanı insan yapan ruhtur.

Bitkisel hayat örneğini hatalı buluyorum. Çünkü bir insanın bitkisel hayata girmesi yazılımla değil, tamamen donanımla ilgilidir. Beyindeki fiziksel hasardan kaynaklanır. Biglisayarın işlemcisindeki yapısal bozulma nedeniyle, geri kalan her parça düzgün çalışabilecek olsa da, makinenin çalışamaması gibi bir şeydir bitkisel hayat.

Peki böyle bir durumda, kişinin kaç tane ruhu var? Lütfen izleyin



Evrim, her şeyi olmasa da bir çok şeyi açıklamakta. Sadece biyolojik evrim değil, sosyolojik evrim de süregelmektedir çünkü. Biyolojik kalıtımımızı oluşturan genler gibi, düşüncelerin kalıtımını (bir bakıma) oluşturan mem'lerden söz edilebilir. (lütfen bakınız)

Konuyla ilgili, kolay okunan ve kapsamlı bir kitap. Bu eser üzerine tartışmayı çok isterim: Yuval Noah Harari - Sapiens




Alıntı
Bilimsel düşüncenin ve eleştirel düşünmenin temelinde, her olgudan, her bilimsel fikirden ve her bilgiden şüphe etmek vardır. Şu anda "kabul gören" bilimsel bilgi varlığını ortaya koymuyor/koyamıyor diye hiç bir olgu büsbütün yok sayılamaz. Nitekim yarın öbür gün "doğru" ya da "kesin" addettiğiniz bir şey yanlış çıkabilir. Her şey olasılık dairesinde değerlendirilmeye açıktır.
Bu hak verdiğim bir ifade, her olasılığı tartışmalıyız bu nedenle.

Alıntı
te yandan son yılların popüler konusu bu evrenin gerçekliğidir. Bazı arkadaşlarımız herşey kesinmiş gibi konuşuyor ancak bütün bu varoluşun bir projeksiyon, bir tür hologram olduğu ile ilgili teoriler de gündemde ve bunlar deli saçması değil, ...

Mümkün, fakat şu an nasıl ufoların varlığı hakkında kesin bir yargıya varmak çok zorsa bu konuda da kesin bir yargıya varamıyoruz. Yinde de üzerine düşünmeyi sevdiğim bir konudur :)


Kaynağını unuttuğum iki alıntı:

"Doğanın amacı, yaşamı korumaktır; yaşayanları değil."

"Yaşamın amacı, yaşamın kendisidir."

Bu güzel fikirlerin paylaşıldığı güzel bir başlık. Birbirimize saygı duyarak fikirlerimizi paylaştığımızda, birbirimizden çok şey öğrenebiliyoruz :)
Fikirlerim için ölmeyi göze alamam çünkü yanılıyor olabilirim - Bertrand Russel

İyi bir fikir üretmek için, pek çok fikir bilmek gerekir:

* Yeni başlayanlar için FRP

* Fantastik edebiyata yeni başlayanlar ve bu türde ilerlemek isteyenler için

* Kılıçlar ve diğer eskiçağ silahları hakkında

* Dark Sun


* Distopya Korkuları

Daha fazlası için: Index

Çevrimdışı estelturin

  • **
  • 143
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #26 : 03 Haziran 2016, 00:47:21 »
Arkadaşlar benzetme ile yapılan orneklendirmeler insanlara bir şey öğretirken aşağı yukarı akıllarında bir fikir oluşturmak içindir.Verdiğim bitkisel hayat örneği bu gözle degerlendirilmelidir.Bir insana "aslanım" dediğimizde ne alıyorsak verdiğim örnekte benzetmelerden yola çıkılarak oluşturulmuş bir seydir.
Ayrıca o örneğin vurgusu bilgisayarı bilgisayar yapan iki kavramın arasındaki farktır.
İnsan için önüne çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise, o insan artık kaybolmuştur.

Çevrimdışı Kitap Adam

  • **
  • 141
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #27 : 03 Haziran 2016, 01:27:07 »
Bu hak verdiğim bir ifade, her olasılığı tartışmalıyız bu nedenle.

Haklısınız ama her olasılığı tartışmak gerekir dendiğinde, bizim ülkemizde biraz yanlış anlaşılıyor bu söz. Burada yazılanlar için söylemiyorum, kimse yanlış anlamasın ama özellikle evrim gibi bilim temelli konularda olasılığın sıfırdan büyük olduğu her durum bu torbanın içine koyuluyor. Yukarıda da söylenmiş, Superman'in olup olmamasının  tartışılması gibi savlar bir antitezmiş gibi sunulup bilimselmiş gibi tartışılıyor. Ve bunlar maalesef alıcı buluyor. Halbuki evrim böyle bir şey değil. Bunlar çoktan geçildi. Bilimsel bulgular elbette değişebilir ama bu genelde gerçeğe eskisinden daha fazla yaklaşan bir önermeyle olur. Bu eskisini değersiz kılmaz. Newton kanunu gibi mesela ki hala kullanılıyor. Bizse "şimdiki maymunlar neden insan olmuyor?" seviyesindeyiz.

İşin felsefi boyutu bambaşka bir konu. Orada bilimdeki gibi net sınırlamalar elbette yok. Zaten eleştirdiğim konu işin o kısmıyla alakalı değil.   
"Zekâ, zulümle baş ettiği kadar kurnazlıkla baş edemez; kurnazlık vasatın zekâsıdır."

Çevrimdışı

  • **
  • 82
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #28 : 03 Haziran 2016, 11:42:45 »
Değerli arkadaşlar, birden fazla konuya alıntı yapmayı beceremediğim için tümden buradan cevap vermeye çalışacağım, affedin.

Pek çok bilim insanı derken olmayan kişileri refere etmiyordum. Spesifik olarak en fazla hatırımda kalan kişi adını hatırlayamadığım ama meşhur olduğunu bildiğim bir Japon profesöre ait. Fizikist'in facebook sayfasında 6 dakikalık enfes bir videoda çok güzel anlatıyordu insanoğlunun "akıl" dediği şeyin evrim sürecinde neden işe yaramadığını. Bununla ilgili bir kaç çalışma daha okudum ama 5-6 yıl oldu, bulup çıkartmam biraz sürebilir. Fen bilimleri enstitüsünde çevre bilimleri dalında yüksek lisans yaptığım için geçtiğimiz yıllarda bu konuları biraz araştırmak durumunda kaldım, inanılmaz farklı görüşler var yani herşey bize popüler medya organlarının dayattığı kadar "kesinleşmiş" değil.

Evrimin bir amacının olmadığını söyleyen arkadaşlara kesinlikle katılmıyorum. Bir kartalın burun delikleri dalış sırasında hava alımını engellemesin diye konik olarak şekillenmiştir, bu da yaşadığı yüksek irtifalardaki hava basıncına uygun gelişim göstermesi için binlerce yüzbinlerce yıl almıştır. Tek amacı kartalı daha iyi bir avcı yapmaktır. Kartal metrelerce yüksekte neredeyse kilometre mesafesinde suyun altındaki avını görebilecek gözlere de evrim sayesinde erişmiştir. Yani evrim bir canlının ekosistemde üstlendiği fonksiyon her neyse onu daha da iyi hale getirir, bir nevi biley taşıdır.

Türü yok olan canlılara gelince, bunun birden fazla sebebi var. Yüzbinlerce yıllık süreçte evrimleşebilecek olmanız doğal şartların size bu kadar zaman tanıyacağı anlamına gelmez. Sadece bildiğimiz kedigillerin 4000'den fazla türün soyunun tükenmesinde aktif rol oynadığı düşünülmektedir. Yani daha efektif bir avcı soyunuzu tüketiyor diye bu sizin tür olarak mükemmel olmadığınız anlamına gelmez. Belki varlığını sürdürebilseydi bulunduğu besin basamağında çalı grubu bitkileri gübrelemeye ya da çiçekleri polenlemeye devam edecekti. Yani karmaşık ilişkiler düzeninde üzerine düşen görevi yerine getirmeye devam edecekti. Soyunun tükenmesi onun soyunu tüketen avcıyı başka türleri avlamaya, ondan fayda sağlayan çalıları da farklı gübre kaynakları edinmeye doğru evrimleştirir sadece. Mesele şu ki hayatta kalma ile evrimleşme süreci birbiriyle ilişkilidir ancak bu her zaman aynı şeyi ifade ettikleri anlamına gelmez.

İnsanın diğer canlılardan "üstün olduğu", "evrimsel süreci kullanarak üstünlük sağladığı" gibi ifadeler de kesinlikle bilimsellik içermemektedir. İnsan hala tek hücreli en basit canlı grubu olan bakterilerin merhametinde olan bir canlıdır. Basit bir yaralanmadan kaynaklanan enfeksiyon ile ölebilecek iken kalkıp dna sı etrafına çeper dahi örememiş bir canlı türünden üstün olduğumuzu söylemek bence asıl "ego" dolu yaklaşımdır. Bu yaklaşım kesinlikle bilimsel değildir ve ciddi hiç bir bilim insanı yaşadığımız hayata bu gözle bakamaz, bakmamalıdır.

Evrimsel tarihi inceleyen araştırmaların ortaya koyduğu sonuç şudur: İçinde yaşadğımız zamana kadar yaşanan milyonlarca yıllık süreçte hiçbir canlı türü kendi türünün faaliyetleri yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmamıştır. Ekosistemi dünya gezegeni çerçevesinde kapalı bir döngü olarak hayal edersek insana kadar bütün canlı türleri kendi popülasyonlarını otokontrol altında tutacak düzenin bir parçasıdır. Bu açıdan bakıldığında dahi insanın ekosistemden koptuğu apaçık ortadadır. Daha anlaşılır bir dille, piramidin tepesinde olduğumuzu söyleyenlere cevaben şu bilimsel gerçek ortadadır: Bizden önce piramidin tepesinde yer alan hiç bir avcı türü bizim gösterdiğimiz üreme hızını, yayılma hızını, farklı coğrafyalara adaptasyon kapasitesini ve tür ayırmaksızın gıda tüketimini özellik olarak göstermemiştir. Bunlar bizim ekosisteme uymadığımızı dolayısıyla bir parçası olmadığımızı gösteren göstergelerdir.

Yine de dediğim gibi, evrim kuramı da dahil olmak üzere hiç bir şey kesinlik kazanabilmiş değildir. Çünkü şu anki teknolojiyle evrimsel süreci insan ömrü sınırları içinde deneyleyip gözlemlemek mümkün değil. Genetik mutasyonu, modifikasyonu ve adaptasyonu gözlemleyebiliyoruz, gen eksiltme, ekleme ve değiştirme yapabiliyoruz. Bilimsel sınırlar bundan ibaret. Ne zaman ki karmaşık bir ekosistemin milyonlarca yıllık gelişimini birkaç dakikada deney ortamında gözlemleyebilir hale geliriz, o zaman neyin ne olduğu daha fazla kesinlik kazanır. O zamana kadar insanların evrimsel sürecin bir ürünü olup olmadığı, henüz tespit edilemeyen bir enerji boyutunda ruh ve benzeri varlıklar olup olmadığı ile ilgili düşünceler ancak spekülasyonla sınırlı kalır.
"Demire şeklini veren demircinin iradesidir, çekicin darbesi değil." - Turram oğlu Kopram, Hakon'un demircisi

Çevrimdışı M.K.Immortal

  • **
  • 290
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ruh konusunda ne düşünüyorsunuz?
« Yanıtla #29 : 03 Haziran 2016, 17:02:46 »
Açıkçası tüm konuyu okumadım sadece bazı yerlerde evrim ile ilgili tartışmalar gördüm. Şunu özetleyip gideceğim o yüzden.

Dini inanışları olan biri olarak bu evrenin sebep ve sonuçlar evreni olduğuna inanırım. Yani her şeyin bir sebebi, bir kaynağı var şeklinde yaratılmış ki en temele indiğinizde bütün bu mükemmel sistemin tek bir yapı taşı ile meydana geldiğini görmekteyiz. Neyse, konumuz evrim ve evrim de olası bir durum haliyle. Ancak şu anki evrim değil.

Şöyle açıklayayım, şimdiki evrim teorisinin temeli çok büyük oranda adaptasyona bağlantı kurulmaya çalışılıyor. Bir canlı yaşadığı ortama ayak uydurması ve bunu nesillerine aktarması şeklinde. Ancak biliniyor ki bu evrim değil, adaptasyon dediğimiz durumdur. Evrimdeki kilit nokta, yani kromozom farklılaşması konusunda nedense tam bir kaynak yok. Bilenler de okuduğu yerlerde ezbere saydırıyor, ne dediğini bile bilmiyor çoğu zaman.

Yani şunu düşünün. 46 kromozomluk insana gelene kadar bilmem kaç tane maymun türü evrildi ancak bu maymunların hepsi 46 kromozom değil. Genetik bir mutasyon söz konusu yani. Fakat bu öyle bir mutasyon olmalı ki yeni bir nesil ortaya çıkarsın. Yani, ya iki farklı ama birbirine yakın yerde pozitif mutasyon geçiren ama birbirinin aynı olan canlılar doğup bir nesil oluşturmalı, veya dişi ve erkek olarak ikiz meydana gelip ensest bir ilişkiyle nesil oluşturmalı... Bu saydığım iki olayı da olasılığa ve 2.4 milyar yılda meydana gelen milyonlarca canlı çeşidine bir parabol olarak dağıttımızda, günümüzde her 50 canlıdan biri pozitif mutasyona uğramalı, bunu da tutturması için en iyi ihtimalle her 3 canlıdan biri mutasyona uğramalı. Peki günümüzde var mı böyle bir gözlem? Yok... Yani günümüzdeki maymunlar neden insan olmuyorun açıklamasıdır bu...

Sırf Darwin'i ayakta tutmak için ille de evrim diyorlar kısacası. Adamın yaşadığı yıllarda genetik bilimi bile yoktu, bütün evrim ağacını tamamen canlıların Ekofizyolojik yaşayışlarına göre değerlendirmiş. Günümüzde biliyoruz ki insanın maymun yerine fare, hatta inekten evrilmesi genetik olarak çok daha olası bir durum... Ama günümüzde evrim teorisini modernize edip geliştirmek yerine hala üstüne koymaya çalışıyorlar. Neden? Çünkü bütün bilim sanki onların elindeymiş gibi ilerlesin diye. (komplolar geliyor)

Herkes Einstein denilince bilir. Peki fizik ile uğraşanlar dışında kaç kişi Behram Kurşunoğlu'nu tanır? Ki zamanında Einstein ile eşit derecede kabul edilen Türk bilimadamıdır kendisi. Aynı şekilde günümüzde karadelik namına en ufak bir keşif dahi olmamasına rağmen, hatta buluntuları bir şekide "ya aslında kara delik tam öyle değil de böyleymiş" şeklinde değiştirip değiştirip karadelik teorisini ayakta tutmaya çalışmalarının sebebi ise tamamen Stephen Hawking'in şu anki en büyük bilim adamı gibi gösterme çabasından öte değildir.

Bilimi kenara mı atıyorum? Kesinlikle hayır. Başta da dediğim gibi sebepler evrenindeyiz ve bilim bunun anahtarı. Bilim ile uğraşmayı seven biriyim ancak günümüz bilimi ciddi anlamda insanlara ezber cümleler söyletmekten ibarete dönüşmüş. Kimse oturup da "yahu bu ne diyor" diye kafasında tartmıyor. Bu sonuçlara nasıl ulaşıldığını araştırmıyor. Araştıran da yine aynı çıkmazda kilitleniyor. Batı biliminin söyledikleri bunu destekliyormuş da muş muş...

Muhtemelen söylediklerime katılmayacaktır bazı arkadaşlar. Ancak yine evrim ile ilgili söylediğim kısımları iyi düşünün. Doğal seleksiyon demek afilli olabilir ama o seleksiyonun nasıl işlediğini ihtimaller doğrultusunda masaya koyun bakalım neler çıkıyor?

Peki ruh var mıdır? Elbette vardır. Nasıl mı ispat ederim? Öldükten sonra görüşürüz :D