Kayıt Ol

Rıhtım Okuma Etkinliği #10 || Amerikan Tanrıları

Çevrimdışı Sayhh

  • **
  • 189
  • Rom: 15
  • Her şey başladığı yere döner.
    • Profili Görüntüle
Etkinlik kapsamında fantastik bir eseri tartışmayı uzun süre beklemiştik hepimiz. Sonunda seçtiğimiz eser, bir süredir kitapçılarda bulunamayan ve 10. yıl özel baskısı ile geri dönen, Neil Gaiman imzalı Amerikan Tanrıları olmuştu.

Tartışma başlığı Goodreads'de de açıldı. Şuradan ulaşabilirsiniz. Konuya atılan mesajların her iki başlıkta da bulunmasını istiyoruz. Başlıklardan birine mesaj yazdığınızda diğerine de sizin adınızla taşıyacağız. Her iki site için hesabınız varsa bunu siz de yapabilirsiniz. :)

Kitabın tanıtımına buradan bakabilirsiniz.

Kitaba dair tüm düşüncelerinizi paylaşabilir, üzerinde tartışılmasını istediğiniz noktaları öne çıkarabilir ve sorularınızı diğer okuyuculara yöneltebilirsiniz.

Etkinlik, dileyen herkese açıktır.

Çevrimdışı oguzkaan

  • **
  • 92
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rıhtım Okuma Etkinliği #10 || Amerikan Tanrıları
« Yanıtla #1 : 16 Şubat 2016, 18:56:55 »
Okuyalı bayağı oldu. Kitap hakkında ki düşüncelerim biraz paslanmış olabilir. Mazur görün.

Gaiman okumak isteyenler -çevremdekiler- genelde bu kitabı almak gafletine düşüyorlar. Eğer ilk kez yazarla tanışan biriyse kitabı elinden alıp, Yokyer veya Yıldız Tozu'nu eline tutuşturup 'Al Gaiman okumaya buradan başla!' demekten kendimi geri alamıyorum. Bu kitap yazara aşina olmanız gereken veya biraz sabretmenizi bekleyen bir hikayeye sahip. Amerikan Tanrıları gördüğüm kadarıyla okuyucu tarafından zıt kutuplara yerleştiriliyor, ya hayran kalıyorsunuz yada nefret ediyorsunuz. Belirteyim, seven kümenin sabit elemanıyım.

Kitabın negatif olarak baktığım tek yanı fazlaca uzun olmasıydı. Biraz daha kırpılabileceğini düşünmüştüm.

Çevrimdışı Sayhh

  • **
  • 189
  • Rom: 15
  • Her şey başladığı yere döner.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rıhtım Okuma Etkinliği #10 || Amerikan Tanrıları
« Yanıtla #2 : 16 Şubat 2016, 20:25:54 »
Goodreads'deki başlığımıza Ahmet Turan isimli kullanıcının gönderdiği mesaj:


Daha önce bu tarz yorumlar yazmamış biri olarak sürçü lisan etmişsem affola diyor ve başlıyorum.

Daha önce Neil Gaiman'dan Yokyer'i okumuş çok da sevmiştim. Aynı şekilde Amerikan Tanrıları'da oldukça iyi bir kitap bende sevenleri arasındayım. Ama okurken biraz zorlandığımı itiraf edeyim. Bu çoğunlukla benim fantastik kurgu anlayışıma pek uymamasından kaynaklanıyor. Okuduğum çoğu kitap epik fantazi tarzında olduğu için -Zaman Çarkı gibi- ister istemez bir karşılaştırma yapıyorum ama bu tabi ki yanlış. Bana Neil Gaiman her zaman fantastik kurgunun daha garip daha eksantirik tarafındaymış gibi geldi.Böyle düşündüğüm zamanda kitap benim için oldukça iyileşti ve keyifli hale geldi.

Kitabın en sevdiğim tarafı tanrılara getirdiği bakış açısı. Hiç de hayal ettiğimiz gibi müthiş değiller en azından çoğu.Çoğu kötü durumlarda ve eskiyi özleyen arayan yaşlı insanlar gibiler.
Artılar olarak sayabileceğim diğer şeylerse ilginç karakterler ve onların birbirleriyle olan yine ilginç etkileşimleri diyebiliriz.

Sanırım söyleyeceklerim şimdilik bu kadar aklıma geldikçe eklemeye devam ederim.

Alıntı
"Okuyalı bayağı oldu. Kitap hakkında ki düşüncelerim biraz paslanmış olabilir. Mazur görün.

Gaiman okumak isteyenler -çevremdekiler- genelde bu kitabı almak gafletine düşüyorlar. Eğer ilk kez yazar..."

Söylediklerinin çoğuna katılıyorum özellikle sev ya da nefret et kısmına. Ama uzunluğu bence normaldi. Tabi bu benim tuğla gibi kitapları okumayı sevmemden kaynaklanıyor o ayrı.

Çevrimdışı azizhayri

  • ***
  • 581
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rıhtım Okuma Etkinliği #10 || Amerikan Tanrıları
« Yanıtla #3 : 19 Şubat 2016, 12:57:05 »
Henüz Goodreads'ta başarılı olmadığım için bu kere burada yazayım. Umarım sonra oradan katılabilirim.

Amerikan Tanrıları:
Bir zamandır bu etkinliğe katılmaya çalışıyorum. Bu sayede daha ciddi bir şekilde kitaplar okuyorum ve eleştiriler yapmaya çalışıyorum. Önceden okuduklarımla kıyasladığımda Amerikan Tanrılarının daha zor bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Neden derseniz çok şey olmaya çalışmış ama olmak istediklerinin büyük bir kısmanı başaramamış bir kitap diyebilirim. Bu kitabın o kadar ödülü nasıl kazandığı konusunu da hiç anlamadığımı söylemeliyim. Böyle olunca ben sanki Neil Gaimandan daha üstün biriyim gibi bir anlam çıksın istemem ama böyle yani...

Yazar, iki gurup tanrı arasında var olan bir savaştan söz etmiş ve neredeyse kitap boyunca bizi bu savaşa fırtınaya hazırlamış ama final çok zayıf kalmış diye düşünüyorum. Onlar kin onca öfke, bilenme bir anda kayboluyor. Eskiler duydukları birkaç cümle ile ikna olup geri dönüyorlar, yeniler bütün hırslarından bir anda vazgeçiyorlar. O zaman yazık oldu Saba melikesine. Üstelik Neil Gaiman Tanrılar arasında da açıkça taraf tutmuş kanaatimce. Varsa yoksa eski tanrılar. Baş kahramanımız Gölge bile yarı eski Tanrı O zaman yeni tanrılar daha baştan kaybetmiş olmuyorlar mı?
Başka bir nokta, eski tanrılar uzun uzun anlatılmış, kendileri hakkında gerek tarihten gelen alıntılarla gerekse romanda bir hayli söz edilmiş ama ya yeni tanrılar. Kimdir bunlar. Birkaç yerde kaçamak söyleniyor demiryolu tanrısı medya tanrısı diye. Onlarında hakkı yok mu kendilerinden bahsedilmeye. Acaba genelde paradan özelde dolardan bir tanrı olarak neden söz edilmemiş. Ve siyasi figür olsalar da etten kemikten insan olsalar da başkanlardan ve liderlerden niçin söz edilmiyor bir tanrı gibi. Bu yeni Tanrının mabedinin de beyaz saray olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Borsa tanrısı da olmalıydı ve yakışan mabedi de wall street. Acaba buralara sataşmaya korktu mu?  

Dikkatimi çeken bir başka konu eşcinsel iblisten başka -ki neden homo olduğunu da anlayamadım- hiç arap tanrısı yok. Ve Yunan panteonundan da kimse yok. Güçlü kudretli Zeus ve savaşı istediği gibi yönlendirecek Ares veya Mars yok; güzeller güzeli Afrodit yok. Bizden hiç kimse olmadığını söylemiyorum zaten. uzun zaman önce bende oluşmuş kanaatten söz etmek istiyorum, biz yabancıların gözünde yokuz. Bunu Arthur C.Clark’ın eserlerinde gözlemlemiştim bir kere daha teyit etmiş oldum.
Birazda cümlelerin yapısından söz etmeliyim. Kısaca cümleler sıklıkla kullanılmış. Bence okumayı ve anlamayı zorlaştırıyor. Bu başlık altında yazmak istediğim başka bir nokta da cinsellik konusunda cesur cümleler kelimeler var. Okurken beni rahatsız etti. -okuduğum kitap onuncu yıl versiyonu olarak basılan ciltli kitap.  

Konu doğrudan lakeside da kaybolan çocuklarla ilgili olsaydı daha mı iyi olurdu ne. Tam hikaye bitti dekorları toplamaya başlıyoruz derken tekrar Lake side ye gelmek belde şaşkınlık yaptı ve iyi de oldu. Ölüm hakkındaki yazı aklımda kalan en önemli cümlelerden biri. Akşam koca kitabı aradım ve yerini bulamadım. başka biri de bir bölümün başında var olan Tanrı ile ilgili giriş bölümü. Onsekizinci bölümün başı, dinleri ve tanrıları çok güzel tarif ediyor.
"İnsanlığın en büyük trajedilerinden biri ahlakın din tarafından ele geçirilmesidir." Sir Arthur Charles Clark

Çevrimdışı Moriarty

  • *
  • 42
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rıhtım Okuma Etkinliği #10 || Amerikan Tanrıları
« Yanıtla #4 : 21 Şubat 2016, 23:02:57 »
Romanı yeni bitirdim ve hakkında hemen yazmak istedim,
 Romanın ilk bölümünü açıkçası çok beğenemedim, Bay Ibis'in yazdığı hikayeleri başlarda gereksiz ve sıkıcı buldum. O hikayelerin gerçek olabileceği hiç aklıma gelmemişti. Romana bağlanış biçimleri güzeldi. Laura karakteri gerçekten dikkat çekiciydi, kocasını her zaman takip eden ve onu her zaman koruyan bir kişilikti. O da romana güzelce bağlandı ve romanda olayları bitiren en önemli hareketi yaptı.
 Lakeside kısmı ise benim roman boyunca en çok ilgimi çeken kısımdı. İyi niyetli Hinzelmann (!) , Chad Mulligan, Sam, Bayan Olsen gibi karakterler romana ayrı bir tat kattı ve işler biraz Tanrı Polisiyesi'ne dönüştü.
 Romanımızın ana karakteri Gölge ise akıllıcı konuşmalar ve para oyunları yaptı. Sonunda Dünyayı gezmeye başlaması ise , Tanrıları gerçek vatanlarında göreceğine bir işaretti.
 Mekan ve bilgiler bu romanda harita ve wikipedia açtıracak kadar merak ettirici kullanılmış.
 Romanda adı geçen parçaları kitabı okurken dinlemek beni gerçekten orada hissettirdi.

Don't Let Me Be Misunderstood:https://youtu.be/vstNm5xzuKM

Çevrimdışı Sayhh

  • **
  • 189
  • Rom: 15
  • Her şey başladığı yere döner.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rıhtım Okuma Etkinliği #10 || Amerikan Tanrıları
« Yanıtla #5 : 28 Şubat 2016, 18:39:54 »
Kitabın eski baskılarından birini okudum. Pek çok önemli noktayı kaçırıyor olabilirim bu nedenle. Yorumumda bu noktalardan dolayı karanlıkta kalan yerler varsa birilerinin beni aydınlatmasını önemle rica ediyorum. :)

Neil Gaiman'ın bazı kitaplarını aynı anda hem çok derin, hem de çok sığ buluyorum. Amerikan Tanrıları bu duruma güzel bir örnek.

Kurguyu oluşturan malzemeler, binlerce yılı kapsayan bir zaman diliminden ve farklı coğrafyalardan toplanmış. Sonrasında da bu malzemeler iç içe geçen öykülerle örülerek aktarılmış. Bunlar esas olarak kitabın ilk yarısını oluşturuyor ve bana göre kitabın böylesi değerli oluşunu bu bölümler sağlıyor.

Kitap ilerledikçe çağlar içinde nadiren gerçekleşen büyük kırılma anlarından birine tanık olacağımız duygusu iyiden iyiye veriliyor ve olayların çözüleceği noktaya ulaştığımızda büyük bir beklenti içinde oluyoruz. Kitabın güzelliğindeki çözülme de bu sıralarda başlıyor. Olaylar hızlanıyor, bitmeyen tesadüfler de artıyor. Laura'nın çürüme kokusunu da hesaba katınca bir an için Olasılıksız'ı (kitapların çıkış tarihleri sebebiyle tersine bir etkilenme olabilir ancak) okuduğum duygusuna bile kapıldım ki böyle olması son derece tatsızdı. Sonunda da tanrıların toplumsal devinimi ve bunun doğuracağı kitlesel sonuçlar nasıl olacak acaba derken her şeyin iki kişilik bir senaryo olduğu ortaya çıktı. Ters köşeydi ve zekiceydi, ama kesinlikle tatmin edici değildi.

Bununla birlikte, kitabın sonunda okuyucuyu mutlu etmeye yönelik özel bir çaba da yok değil. Önceki eserlerine yazdığı sonlarda yarattığı hayal kırıklıklarından olsa gerek, yazar tüm kötüleri tek tek cezalandırıp, iyileri de ödüllendirmiş. Bu yönden içime de sindi.

Tüm bu sonuçlandırılan olaylar arasında sadece Gölge'nin kim olduğu havada bırakılmış. Ben kitap boyunca kendisini Thor sanmıştım. Gerekçelerim aşağıda:

Alıntı
".......Biz kolay ölmeyebiliriz ve gerçekten de ölmüyor olabiliriz; ama yine de ölebiliriz. Eğer hala sevilir ve hatırlanırsak bize çok fazla benzeyen bir şey gelir ve yerimizi alır. Böylece bütün bu lanet şey tekrar baştan başlar. Ve eğer unutulursak, işimiz bitmiştir." (Bölüm 13)

Alıntı
"........Devamlı Thor'u düşünüp duruyorum. Onu hiç tanımadın. Seni gibi iriyarı bir adamdı. İyi kalpli. Pek zeki değildi; ama eğer istesen üstündeki tanrının cezası gömleği sana verirdi. Ve intihar etti. 1932'de ağzına bir tabanca soktu ve kafasını uçurdu. Bu bir tanrı için ne tür bir ölüm ki?" (Bölüm 13)

Son Thor intihar ettiğine göre, alıntıdaki ilke gereği bir yerlerde yeni bir Thor'un olması gerekiyor.

Thor, fırtına tanrısı ve Gölge, bulutları toplayıp kar yağdırabilme becerisine sahip. Yakın sayılır. :)

İkisi de iriyarı ve aptal. Gölge'nin zekasıyla hemen herkesin alay ettiği sizin de dikkatinizi çekmiştir.

Ama ne var ki Gölge, Thor değilmiş. :( Bir sonraki durağım, Gaiman'ın Kırılgan Şeyler kitabındaki “Vadinin Hükümdarı” adlı öyküsü olacak.

Bu arada Thor nerede?


Dikkatimi çeken bir başka konu eşcinsel iblisten başka -ki neden homo olduğunu da anlayamadım- hiç arap tanrısı yok. Ve Yunan panteonundan da kimse yok. Güçlü kudretli Zeus ve savaşı istediği gibi yönlendirecek Ares veya Mars yok; güzeller güzeli Afrodit yok. Bizden hiç kimse olmadığını söylemiyorum zaten. uzun zaman önce bende oluşmuş kanaatten söz etmek istiyorum, biz yabancıların gözünde yokuz. Bunu Arthur C.Clark’ın eserlerinde gözlemlemiştim bir kere daha teyit etmiş oldum.


Ben ifritin eşcinsel değil biseksüel olduğunu düşünüyorum. Sanıyorum ki bedenini almak isteyeceği kişinin erkek veya kadın olması onun için fark etmeyecekti.

Türk mitolojisinden sayabileceğim tanrıların adı bir elin parmaklarını geçmiyor. Dahası onlara tapındığımız ve daha da önemlisi inandığımız dönem çok ama çok gerilerde kaldı. Ve bizler kitleler halinde yeni dünyaya göçmedik. Bizden kimse yok derken onlardan bahsetmediğini varsayıyorum.

Bizi temsil edecek olan, Tek Tanrı olabilirdi sadece. Dahil olsaydı nasıl olurdu diye düşünmekten kendimi alamadım ben de. Kitaptaki mantığa göre kiliseler, camiler ve sinagoglardan beslenmeye devam ediyor olmalıydı hala ve tek olmak konusundaki kesinliği sebebiyle diğerlerinin onun karşısında hiçbir şansları olmazdı. Ne savaş, ne fırtına...

Elbette böyle bir şey de kitaba dahil edilemezdi. İnfiale yol açardı her şeyden önce. Yukarıdaki iki cümleyi yazarken bile tedirgin oldum birilerinin tepkisini çeker miyim diye.



Gelen yorumlar genel olarak olumsuz olduğu için şaşkınım. :) Bazı noktalara takılmış olsam da kitabı çok sevdim ben.

Çevrimdışı azizhayri

  • ***
  • 581
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rıhtım Okuma Etkinliği #10 || Amerikan Tanrıları
« Yanıtla #6 : 08 Mart 2016, 16:50:34 »
Ben kitap hakkında olumsuz şeylerden söz etmek istemedim sadece oluşturulan imaj dolayısıyla daha iyi bir kitap umduğumu ama bu beklentilerin biraz altında olduğunu söylemeye çalıştım. Yoksa yediyüz sayfalık tuğla gibi bir roman yazan ve otoritelerin çoğundan olumlu eleştiriler alan biri için pek kötü şeyler söylenmez. Üstelik bu kişi uluslararası bir yazarsa ve yazdıkları çok satıyorsa ve de çok okunuyorsa işte böyle bir yazardan daha yazmasını ümit ettiğimi söylemeye çalıştım.
Bir başka nokta da Türk mitolojisinin bizim sandığımızdan ve bildiğimizden daha iyi ve zengin olduğunu düşünüyorum. Bizden vazgeçtim Yunan ve Roma mitolojisinden de pek söz edilmemiş ne dersiniz?
Saygılarımla...
"İnsanlığın en büyük trajedilerinden biri ahlakın din tarafından ele geçirilmesidir." Sir Arthur Charles Clark