Kayıt Ol

Penceremdeki Adam

Penceremdeki Adam
« : 31 Mart 2016, 17:07:20 »
Tekrar tekrar yaşayacağım bunu. Gelmek üzere. O an, yani.

Yine uyanacağım ve penceremden bakacağım, ve yine göreceğim onu; yatağının kenarına oturmuş, yüzünü avuçlarıyla kapatmış, o adamı.

Onu her gün görüyorum. Odamdaki uzun, perdesiz pencereden ne zaman baksam orada. Belki biraz kafası karışık gibi, veya bir şeyden dolayı mutsuz gibi olurdu. Belki sadece bir rüyayı hatırlamaya çalışıyor olurdu, belki de unutmaya.

Ama sonra bir de karısını görürdüm, halı kaplamalı yerde yatan. Umursanmayan. Adamın sırfı kadına dönük olurdu, sanki orada değilmiş gibi yaparsa, kaybolacakmışçasına. Adeta çoktan varlığını unutmuş gibi. Yine de orada olurdu, yatardı yerde kadın hareketsizce. Ağzı sessiz ve sonsuz bir çığlıkta sabitlenmiş olurdu, tıpkı ölümün sonsuz olduğu gibi. Bakan ama görmeyen gözleri sonuna kadar açık, ince kızıl dalgalarla koca koca ‘x’ şeklindeki, sırtındakilerden çok da farklı olmayan desenlerin kapladığı duvarı seyrediyor olurdu.

Kadın ölüyor, ve onu öldüren herif de oracıktadır, ama bu beni hiç rahatsız etmiyor. Polisi bile aramıyorum. Aramıyorum çünkü şaşırmıyorum, şaşırmıyorum çünkü bunu daha önce çok yaşadım.

Neredeyse sıkıcı bile.

Ha gayret, az kaldı. Biliyorum çünkü uykumun arasından göz kapaklarımı delen güneş ışığını hissedebiliyorum.
İnsanlar çeşit çeşit rüya görür. Kimisi yalnızca kabus görür, kimisi hiçbir şey görmez. Ben mi? Ben bunu görüyorum işte.

Neredeyse her gün gözlerimi açtığımda penceremden dışarı bakarım. Ve şüphesiz, herif yine orada, hemen arkasında da cansız karısı. Kafamın içinde sonsuz tekrara düşmüş bir şarkı, penceremde her sabah aynı görüntü.

Polise de aynen böyle anlattım, ve onlara da söylediğim gibi, bugün uyandığımı anı hatırlamıyorum. Ve nihayetinde de bu, şu anda yaşananların hiçbirinin gerçek olmadığını gösterir.

Artık her an uyanabilirim. Her bir göz kırpmamda aslında beynim benim uyuyup uyandığımın sinyalini veriyor olabilir. Bekliyorum.

Ve an geliyor. Kalktığımda, beyaz floresan ışık yüzüme vuruyor. Çelik parmaklıkların aralarından içeriyi süzen çirkin bakışları görüyorum, üniformalı gardiyanlar tehditler ve emirler yağdırıyor. Kalkıyorum ve lavaboda yüzümü yıkıyorum. Lavabonun hemen üstündeki, evimdekine çok benzeyen ama çok daha küçük olan pencereye bakıyorum.

Yine aynı adamı görüyorum, ancak bu defa karısı yok. Konuşmasını, açıklamasını bekliyorum, o ise sadece beni seyrediyor; yüzünde belki biraz kafası karışmış, veya bir şeyden dolayı üzülmüş gibi bir ifadeyle.

Belki sadece bir rüyayı hatırlamaya çalışıyormuş gibi, belki de unutmaya.
"The woods are lovely, dark and deep,  
  But I have promises to keep,  
   And miles to go before I sleep,  
    And miles to go before I sleep."

Sentetik Distopya tüm kitap sitelerinde mevcuttur a dostlar. (Ayrıca, daginikoda.com'a bir bakın derim)

Çevrimdışı Engin YILDIRIM

  • *
  • 27
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Penceremdeki Adam
« Yanıtla #1 : 03 Nisan 2016, 11:34:47 »
Bu öykünün neredeyse aynısını 20-25 yıl önce bir dergide okumuştum.
Orada da bir kadın penceredeki bir başka kadından bahsediyordu ve hikayenin sonunda aynaya baktığı anlaşılıyordu. Onun da bir hastanede olduğunu ve aynadaki kadının daha yaşlı göründüğü gibi ayrıntıları hatırlıyorum.
Bunu buraya yazmamın sebebi, çok parlak ve özgün gibi gelen fikirlerin sizden önce yazıya dökülmüş olabildiğini bilmeniz ve unutmamanız gerektiğidir. Fakat aynı fikri ve konuyu öyle bir yazmalısınız ki benzerlerinden ayrılıp öne çıkabilsin.
Sözlerim sakın sizi itham ediyormuş gibi de algılanmasın buradaki pek çok kişi gibi siz de büyük ihtimalle değil öyküyü, o dergiyi görecek yaşta bile değilsinizdir.
Üstüne basarak tekrar ediyorum. Aklınıza gelen şeyi daha önce binlerce kişi düşündü, çoğu biçimlendirdi, bir kısmı yazdı, bazıları okunması için gözlere ulaştırdı.
Aklınıza gelenin okunabilecek özgünlükte olması için üzerine binler koymanız gerekir. Bunun için de önceden yapılanlardan haberiniz olması ve okumanız gereken ciddi bir külliyat var. Yeryüzünde basılan ve yazılan tüm öykülerden elbetteki haberimiz olamaz, fakat tüm öykücülerin beslendiği kaynaklar bellidir. Kaynağa inin. Orada milyonlarca literatürü dolduracak esinler sizi bekliyor.
Tamirci

Ynt: Penceremdeki Adam
« Yanıtla #2 : 03 Nisan 2016, 20:40:13 »
Aklınıza gelen şeyi daha önce binlerce kişi düşündü, çoğu biçimlendirdi, bir kısmı yazdı, bazıları okunması için gözlere ulaştırdı.

Doğrudur, haklısınız. Zaten bunu göze alarak ve bunun farkında olarak üretiyoruz çoğumuz.

Aklınıza gelenin okunabilecek özgünlükte olması için üzerine binler koymanız gerekir. Bunun için de önceden yapılanlardan haberiniz olması ve okumanız gereken ciddi bir külliyat var.

Bu konuda da haklısınız, konu ve fikir aynıysa bile üslup çok farklı etkiler yaratabiliyor. Yapılanların tamamından haberdar olmak ise biraz imkans-

Yeryüzünde basılan ve yazılan tüm öykülerden elbetteki haberimiz olamaz, fakat tüm öykücülerin beslendiği kaynaklar bellidir.

Hah, ben de bunu diyecektim. Fakat bir önceki dediğinizi de aklımda tutayım derken bir çakışma var sanki. Hem, tüm öykücülerin beslendikleri kaynaklar belliyse, dünyada benzeyen veya birbirini çok andıran hikayeler hiç olmamalı, prensip olarak. Ayrıca belirli kaynaklardan beslenmek tamam, mantıklıdır. Ancak öykücü olabilmek için çok okumak bir kenara, bazı kaynakları mutlaka takip etmelisiniz diye bir şeyi kabullenmekte zorlanırım, dürüst olmak gerekirse. Salt bilgi haricinde, keyif alınan şeyleri yapmakla yükümlüdür insan. Zevk ve tercih gözetmeksizin yapılırsa, bahar temizliğinden farkı kalmayacaktır.

Ortalamanın üzerinde okuyan bir insan olduğumu düşünmeyi severim Engin Bey. Elbette her şeyi okuyamayız, ancak en azından daha önce yapılmışını bilip, buna rağmen benzer bir metin üretmemiş olmanın iç huzuru ve gururuna sahibimdir. Açık sözlülüğünüz için teşekkür ederim.

İyi günler!
"The woods are lovely, dark and deep,  
  But I have promises to keep,  
   And miles to go before I sleep,  
    And miles to go before I sleep."

Sentetik Distopya tüm kitap sitelerinde mevcuttur a dostlar. (Ayrıca, daginikoda.com'a bir bakın derim)

Çevrimdışı Engin YILDIRIM

  • *
  • 27
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Penceremdeki Adam
« Yanıtla #3 : 03 Nisan 2016, 21:41:06 »
Sözlerinizden biraz alındığınız anlaşılıyor. Bunun üzerine bir kaç ekleme daha yapmalıyım.
Öncelikle mesajınızın altına yazılan satırlar, böylesi bir durumla karşılaştığımda aklıma gelen; doğrudan size değil, okuyan herkese naçizane tavsiyeler de bulunmak adına ortaya çıkan düşüncelerimdir. Zira buraya öyküler koymak demek eleştiriye açık olduğunuzun beyanıdır. Buyrun benim öykülerimi de eleştirin. Zira buradaki herkes gibi bende öğrenmeye aç bir şekilde hala okuyor ve bildiklerimi paylaşmaya çalışıyorum. Yazılanlar sizden bağımsız olarak her okuyanı ilgilendireceğini düşündüğüm için paylaşılmıştır. Yoksa size özelden mesaj atardım.
Herhangi bir itham olmadığını da yukarıda açıklamama rağmen böyle hissetmenize çok üzüldüm.

Sizin de belirttiğiniz gibi tüm kaynakları takip etmeniz tabii ki mümkün değil. Zira ciddi yayınların yanında pek çok dergi, fanzin hem matbu hem de internet üzerinde yayınlanmakta. Bunların yanına düzgün bir editör kontrolünden çıkmadan yayınlanan kitapları hatta parasını bastırıp istediğinizi yayınlatabileceğiniz yayınevlerini de eklerseniz koskoca bir çöplükten başımızı kaldıramaz hale geliriz.

Tüm öykücülerin beslendiği kaynaklar ve literatürleri burada daha fazla açmama gerek olmadığını düşünüyorum. Zira günümüz fantastik, kurgu, korku külliyatının beslendiği ve çeşitlendiği mecraları hepimiz biliyoruz.

Fakat; eğer yazarlığı profesyonel olarak düşünüyorsanız, yazdığınızdan çok okumak zorundasınız. Bu konuda da alınmaya veya kırılmaya hakkınızın olmadığını da söylemeliyim. Okunmak istiyorsanız okuyucuya karşı sorumluluklarınız oluşur ve okuyucular kendilerinden daha az okuyan bir yazarı okumayacaklardır.

Yazmayı sadece hobi olarak yapıyorsanız, yukarıda söylediklerim zaten sizinle ilgili değildir. Üzerinize alınmayın lütfen.
Hoşçakalın
Tamirci

Ynt: Penceremdeki Adam
« Yanıtla #4 : 03 Nisan 2016, 21:57:00 »
İletimin sonuna, "Rica ediyorum, sözlerimi olumsuz veya ters bir şekilde algılamayın, yazışma üslubum böyledir benim," diye ekleyecektim aslında. Sonra tekrar bi' okuyunca, gerek olmadığına karar verdim. Meğer varmış :)

Böyle düşünmenize sebep olduysam özür dilerim öncelikle. Bu forumda sık sık yazışıp konuştuğum, eski ve değerli üyelerden bazıları bilir, yapıcı ve olumsuz eleştiri benim için daha değerlidir.

Ayrı bir konu olarak da eminim benimle hemfikir olursunuz ki, eğer ki konudan bağımsız bir söz söylenecek olursa bu elbette ilgili bir bölümde, belki farklı bir başlık olarak belirtilebilir. Yani aslında tamamen bizden bağımsız olamayacaktır, bağımsız olduğunu iddia edecek olursanız da sizle hemfikir olmayacağımdır.

Ancak eğer zaten bağımsız olması amaçlanmıyorsa, bağımsız olduğu da belirtilmemelidir efenim. Genel mantık der ki, metinle ilgili eleştiri kısmına metinle ilgili olmayan genelleme elbette yazmakta özgürsünüz, ancak bunun genelleme mi yoksa eleştiri mi olduğu muhakemesinin insanlarca doğru olarak yapılmasını beklemek biraz iyimser gelebilir göze. Mantığımda bir hata varsa lütfen belirtiniz.

Son olarak, alınıp kırılma gibi bir durum yoktur, öyle düşünmeyin. Gelecekteki yazışmalarımızda da, -olursa elbette- genel üslup olarak böyle olduğumu göreceksinizdir. Sevgiler.
"The woods are lovely, dark and deep,  
  But I have promises to keep,  
   And miles to go before I sleep,  
    And miles to go before I sleep."

Sentetik Distopya tüm kitap sitelerinde mevcuttur a dostlar. (Ayrıca, daginikoda.com'a bir bakın derim)

Çevrimdışı Deniz Eksilen

  • *
  • 12
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Penceremdeki Adam
« Yanıtla #5 : 19 Nisan 2016, 13:48:37 »
Güzel bir öyküydü. Kısa, öz, vurgulu. Güzel bir kurgu.

Seçkide de bir öykünü okuduğumu hatırlıyorum. (Kullanıcı adın akıldan kolay çıkmıyor.) Orada
da üslubun kendisini belli ediyordu. Yorumlarımda eleştiri yapmaya özen gösteriyorum, fakat herhangi bir nokta bulamadım.
Eline sağlık.
Onların onlar olmasıdır bizi biz yapan.

Çevrimdışı azizhayri

  • ***
  • 581
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Penceremdeki Adam
« Yanıtla #6 : 28 Nisan 2016, 12:35:04 »
Güzel bir deneme olmuş. Hiç istemediğim ama bir o kadarda hoşuma giden kasvetli hava iyi verilmiş. Eleştirilecek fazla bir yanı yok. Yukarıdaki tartışmanıza bir katkıda benden olsun diyerek "Güneşin altında yeni bir şey yoktur" diyorum.
"İnsanlığın en büyük trajedilerinden biri ahlakın din tarafından ele geçirilmesidir." Sir Arthur Charles Clark