Kayıt Ol

Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler

Çevrimdışı Lordmuti

  • ****
  • 1123
  • Rom: 35
  • Time is a drug. Too much of it kills you.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #45 : 01 Haziran 2016, 09:04:53 »
http://coppermind.net/wiki/Diagram

Bu diyagram ile tüm dünyayı birleştirmeyi planlıyor Taravangian anladığım kadarıyla. Bunu da işte kıyameti (kitapta başka bir şekilde geçiyor da adını unuttum) önlemek için yaptığını düşünüyorum ben. Yokelçileri çağırma işini Taravangian'ın planladığından emin değilim, orada başka bir olay olmuş olabilir Gavilar tarafında.



İmparator olmayı canım kolay mı sandın?
Dünyaya kazık çaktım duyulsun adım.

Çevrimdışı MissMacKLane

  • *
  • 20
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #46 : 01 Haziran 2016, 12:33:19 »
Bütün her şeyin Gavilar'ın parshendileri keşfetmesi ile başladığını düşünüyorum. Bence diyagram ya da görüler olmadan da gerçekleşecek olan Issızlığın gelişini önlemek için süreci hızlandırdılar yalnızca. Eğer bütün krallıklar toplanır ve elçilerin geri gelmesini ve parlayan tarikatlarının kurulmasını her şeyden önce kendileri başlatırlarsa parshendilerin tanrıları daha gelmeden saldırıya hazır olacaklarını düşündüler. Bir nevi diyagrama güvenerek risk aldılar. Ama Gavilar mı yoksa Taravangian mı olduğunu bilebilmek için bunların kronolojik sırasını bilmek gerekiyor. Taravangian ne zaman Gecegözcüsünden bu dileği diledi? ya da Gavilar'ın görüleri Parshendiler'den hemen sonra mı göründü yoksa Taravangian'ın diyagramı hazırlandıktan sonra mı? gibi...

Çevrimdışı cankutpotter

  • ****
  • 1233
  • Rom: 14
    • Profili Görüntüle
    • Büyülü Kale, Hayallerinizin adresi.
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #47 : 01 Haziran 2016, 14:09:37 »
3. kitabın bize bu konuda önemli bir şeyler söyleyebileceğini düşünüyorum, büyük ihtimalle Dalinar'ın hayatını okuyacağız ve kısmen de olsa Gavlilar ve planlarını da görecekmişiz gibi geliyor bana.
İnsan, hayalleriyle vardır.

Çevrimdışı yafeshan

  • **
  • 310
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #48 : 02 Haziran 2016, 11:29:11 »
Issizlik gelisi ve Parlayanlarin ortaya cikmasi arasinda bir baglanti var. Ne oldugunu cozemedik ama kesinlikle var. Bu baglantinin elcilerin yemini bozusuyla ilgisi de var. Hepsinin dugumu ilk kitapta gavilarin szethe verdigi siyah kure olabilir. Bunun bir cesit anti-firtinaisigi oldugu konusunda onemli isaretler var.

Diagramdaki o sayili sifreler 17. shard forumunda cozuldu. Taravangianin planlari hakkinda dehset ipuaclari veriyor. Adam istedigi zaman parlayanlari tekrar dagitabilecek bilgiye sahip. Ayrica onun gavilai manipule ettigini de dusunuyorum.

3. Kitap icin kisa bir on okumada Dalinarin gencliginde nasil bir zipir savasci oldugu da anlatiliyor. Adam tam savas delisi.

Çevrimdışı Nightmare

  • ***
  • 627
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
    • Saklı Günlükler
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #49 : 02 Haziran 2016, 12:24:02 »
Issizlik gelisi ve Parlayanlarin ortaya cikmasi arasinda bir baglanti var. Ne oldugunu cozemedik ama kesinlikle var. Bu baglantinin elcilerin yemini bozusuyla ilgisi de var. Hepsinin dugumu ilk kitapta gavilarin szethe verdigi siyah kure olabilir. Bunun bir cesit anti-firtinaisigi oldugu konusunda onemli isaretler var.

Diagramdaki o sayili sifreler 17. shard forumunda cozuldu. Taravangianin planlari hakkinda dehset ipuaclari veriyor. Adam istedigi zaman parlayanlari tekrar dagitabilecek bilgiye sahip. Ayrica onun gavilai manipule ettigini de dusunuyorum.

3. Kitap icin kisa bir on okumada Dalinarin gencliginde nasil bir zipir savasci oldugu da anlatiliyor. Adam tam savas delisi.
O siyah küre neydi unuttum ama ara sözde yerde kayabilen bir hırsız anlatılmıştı. Hatta onu öldürmek için benim semadeşenler olarak tahmin ettiğim tarikattan biri çocuğun içindeki fırtınaışığını çekmişti. Dediğinin bununla ilgisi olabilir.
Not: Adı lift olan.

Çevrimdışı yafeshan

  • **
  • 310
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #50 : 02 Haziran 2016, 14:11:26 »
Lift karakteri cok ilginc ama genel teorilere pek etkisi yok simdilik. Onun spreni firtinababaya degil gecebekcisine baglantili. Ileriki kitaplardan biri lift karakterinin gecmisine dayali olacak. Liftin garipligi yedigi besinleri firtinaisigina donusturebilmek. Bu yetenegi sanirim gecebekcisi verdi ona

Edit:  gozumden kacmis. Yazar lift ile ilgili kisa roman yaziomus bu aralar.

Pek konusamadik ama szeth in finalde aldigi kilic baska dunyadan geliyor. Roshardaki parekiliclar modellenerek yapilmis. Spren karakteri gosterdigi icin ve icerdigi buyu dusundugunde szeth ile bag kurup ona hic gorulmemis gucler kazandirabilir. Bu tip varliklarin insanlarla bag kurmasi roshar gezegeninde buyulu gucler kazandiriyor. Elantrisden bir seon icin de ayni kural gecerli.

Çevrimdışı uveybaba

  • **
  • 117
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #51 : 16 Haziran 2016, 20:49:42 »
Hıyanet gününde görevini bırakan Parlayanlar'ın Parshendi'ler olduğuna dair aptalca bir teorim var. Tamımı olmasa bile önemli bir kesimi. Bir süre sonra aldığım notlar ve ipuçları ile birlikte detaylıca anlatacağım fakat benzer bir düşünceye kapılanınız oldu mu ?

Edit : İp-ucu birleşik yazılıyormuş. Google büyük nimet.
Mizah en güçlü savunmam. Mizah önemli. Mizah güzel. Cici mizah.

Çevrimdışı yafeshan

  • **
  • 310
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #52 : 17 Haziran 2016, 08:17:54 »
Ilginc bir teori ama aklima su geliyor. Dalinar parlayanlarin zirhlarini ve kiliclarini biraktigi ani bizzat goruyor gorulerinde. Parshendi olsaydi aralarinda sanirim farkedilirdi.

Çevrimdışı Gunslingers

  • **
  • 83
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #53 : 17 Haziran 2016, 12:10:21 »
Ayrıca Dalinar, bir görüdede parlayanlarla birlikte savaşıyor ve bir kadın ve bir erkek parlayanı tarif ediyor..
O tarif gözlerinin aşırı parlıyor olması dışında tamamen normal insan görünümü tasviri şeklinde..
Parshendiler hangi formda olurlarsa olsunlar derileri mermer gibi damarlı..kırmızı fonda siyah damarlar gibi tarifler var..

Bu teorinin gerçek olmasının tek bir yolu var, o da parshendilerin geçmişte insan formunda olmaları..

Bununda pek mümkün olduğunu sanmıyorum...

KA bir tekerlektir, daima döner...

Çevrimdışı uveybaba

  • **
  • 117
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #54 : 27 Haziran 2016, 17:40:09 »
Öncelikle özür dilemek istiyorum , ortaya bir teori atıp kaçtım. Bugün kendimi yazmaya hazır hissediyorum detayları ile. Günün ilerleyen saatlerinde bu mesajımı düzenleyeceğim ve sizlerle teorimin tamamını paylaşacağım.

... ve geldim. Öncelikle kısa bir not sunayım, kitabı okurken birden dikkatimi çekmedi bu durum. İlk kitabın sonunda Jasnah'ın Parshmen'lerin Yokelçiler olduğunu açıklamasından beri kabul edemedim bu durumu. Çok fazla basit, her şey çok fazla ortadaymış gibi geldi. Brandon Sanderson'dan bahsediyoruz değil mi? Bunu asla kabul edemem. Kitaplarında en ufak detaylardan kocaman ve mükemmel bir son yaratabilen kişi. Ben de bu yüzden ikinci kitaba başlarken özellikle didikledim her şeyi. Ve sonucunda bu şekilde bir sonuca ulaştım. İkinci kitabı bitirdikten sonra coppermind ve reddit sayfalarını araştırdım, benzer düşünceye kapılan kimse var mı diye. Göremedim :(

Bu teori çok büyük bir balon da olabilir çünkü kendi içinde çelişen kaynakları var.

Kralların Yolu'na dönelim. Dalinar'ın Hıyanet Günü'nü gördüğü görüdeyiz :

Bu görüde benim ilgimi çeken en önemli nokta göz renklerinden garip şekilde bahsedilmiş olmasıydı. Parlayan Sözler'de hatırlarsanız Kaladin Parlayan'a dönüştükten sonra gözlerinin rengi değişmişti. Fakat Hıyanet Günü'ne ait olan görüde önce Shinovar'lı gibi açık tenli bir Parlayan Şövalye'yi görüyor. Sonrasın da ise kendi sözleriyle devam edelim " Adam döndü, bir Alethi gibi derisi bronzlaşmış ve saçları koyuydu. Gözleri en solgunundan maviydi. Hatta doğal olmayan bir şekilde solgundu; irisleri neredeyse beyazdı." Bölümün devamında Parlayanlar'ın her ırktan olduğundan bahsediliyor ve sonlanıyor.

Buradan çıkarttığım sonuç şu ; Göz rengi Parlayanlar için belirleyici bir özellik değil. Bu aklımızda kalsın.

Ya ilk ya da ikinci kitapta yine Dalinar'ın görülerinden birisinde Parlayanlar ile birlikte bir Yokelçi ile savaşıyordu. Savaştıkları Yokelçi insan veya parshmen görünümüne sahip değildi. Bir yaratık veya hayvandı. Fırtına formuna sahip Parshendiler ile tek ortak özelliği, yaratığın gözlerinin kırmızı parlamasıydı. Bu bizi Yoksprenlere götürüyor. Yokspren herhangi bir varlıkla bağlandığı zaman gözlerinin rengini kırmızıya çeviriyor. Peki Yoksprenler kimlerle bağ kurabilir ? Daha önce Brandon Sanderson ile yapılan soru soru-cevap etkiliğinde şu şekilde bir cevap alınıyor :

Alıntı
Q: Are the Parshendi of Odium?
A: Not originally.

Q: Are the Parshendi of Cultivation?
A: Not originally.

Q: Are the Parshendi of Honor?
A: No

Honor insanları yarattı bunu biliyoruz. Brandon Sanderson kesin olarak Parshendi'lerin insanlar ile aynı soydan gelmediğini onaylıyor bize. Ki Parshendiler insanlardan önce Roshar'da vardı. Burada aklımda oluşan durum ise Odium ve Cultivation tarafından yaratılan varlıklara Yoksprenler'in etki edebileceği , bağ kurabileceği. Ya da direk Honor ile ilgisi olmayan varlıklara ulaşabildikleri.

Parshendi'ler savaş formundayken kendi zırhlarını vücutlarından çıkartabiliyorlardı. Hatta Kaladin bu zırhları sökerek Köprü Dört için bir savunma sistemi kurmuştu. Pare Zırh'larında bu şekilde bir oluşum olabileceği bana çok mantıklı geliyor. Pare Kılıç'larının ölü sprenler olduklarını biliyoruz. Parshendi'ler savaş formundayken kılıç yaratabildiklerine dair hiç bir şey duymadık. Bu da düşüncemi güçlendiriyor.

Parshendi'ler hakkında ne biliyoruz ? Bilinen tarihe göre Tanrı On Tarikatı Parshendiler yerine insanlara verdiği için, tanrılarını terk ediyorlar. Bazı kabilelere bölünüyorlar, zor şartlar altında yaşadıktan sonra Harap Ovalar'a yerleşiyorlar ve sonra Alethiler ile tanışıyorlar. Gerisi zaten Kralların Yolu'nun hikayesi. Yani tarihte geçen hikayeye göre Parshendiler aslında gayet normal bir topluluk. Dünyanın sonunu getireceklerini bekleyemezsiniz ki Parlayan Sözler'de bu durum iyice pekişiyor. Kendilerinin bir kültürü olduğunu, insanlardan hiç de farklı olmadıklarını görüyoruz. Taki yoksprenler ile karşılaşana kadar.

Parlayan Sözler ikinci kısımda bölüm başlarında Parshendi Şarkıları yazılıydı. Bir onlara bakalım. İlk önce Listeleme Şarkısı olarak okuduğumuz bölümde Parshendiler'in şu an sahip oldukları forumlarla alakalı kıtalar var. Bahsedildiği üzere Parshendiler öncesinde yüzlerce forma sahipti.

 
Alıntı
Fırtınaform sebep olur
Bir Rüzgar ve yağmur fırtınasına,
Gücünden korkun, Gücünden sakının.
Tanrılar getirecek geceyi onun gelmesiyle, Kan kırmızı sprenler zorla bağlanmış.
Sonundan korkun, sonundan sakının.

Dinleyici Rüzgarlar Şarkısı, 4. kıta

Parshendiler kendi nesillerine bu şekilde bir kıta bırakarak onları Yoksprenler'e karşı uyarıyor. Daha önce kendileri bu durumu tecrübe etmişler veya eden yoldaşlarına şahit olmuşlar. Tüm bir topluluğun Yokelçiler olmadığının diğer bir kanıtı gibi geliyor bana.

Alıntı
İnsanlarımızı suçladılar.
Kaybedilen topraklar için.
Daha önce üstünü örten şehir,
Doğudakileri başarısızlığa mı uğratmıştı.
Biliniyordu kaynağı gücün, halkımızın yazıtlarında...
Değildi suç bu toprakları parçalayan bizim tanrılarda.
 

Parçalanan topraklar : Harap Ovalar. Üstünü örten şehir : Urithiru. Bu noktada Harap Ovalar ve Urithiru'ya olanların sorumluluğunun Parshendilere yüklendiğini anlıyoruz. Kendileri bu durumu üstlenmese bile.

ve gelelim benim için en önemli kıtaya

Alıntı
Sprenlere ihanet getirdi bizi buralara.
Dalgalayı vermişlerdi insan mirasçılara,
Fakat kimse bilmezdi en sevdikleri kimler, bizden önce.
Şaşırtmadı onları geri çevirmemizi bunu
Tanrılarımıza adamıştık son günleri
Ve topraktan heykelleri döktük, değiştirdiler bizleri.

Burası bilinen Parshendi tarihinin geldiği kıta diye düşünüyorum. Sprenlere sırtlarını dönmeleri insanlar yüzünden. "değiştirdiler bizleri." Ben buradaki değişimin fiziksel olarak olduğuna eminim. Parsehndilerin şu an sahip olduğu mermer gibi ve damarlı dış görünüş bu değişimin eseri.

Alıntı
Sprenler bize ihanet etti, derinden hissedildi.
Zihinlerimiz dünyalarının içindeydi.
Bu verdi bize formları, hatta daha da fazlasını
Talep ettiler en akıllı sprenlerin bazıları,
dediler devam edemeyiz insanlara ödünç verdiğimiz şeye,
Sandık ki, biz özüz onlar et bu bedene. (Not: Ne kadar güzel bir çeviri olmuş şu son satır yahu ^^)

Bu kıtada ise Sprenlerin yaptıkları şeyin Parshendilerin açısından ihanet olarak yorumlandığı. Ve Sprenler'in kendileri için ne kadar önemli olduğu. Aynı zamanda Parshendiler Sprenler ile bağ kurdukları zaman Shallan ve Jasnah gibi Shadesmar ile bir şekilde iletişime geçebiliyorlar. Neyse benim için en önemli kısım "devam edemeyiz insanlara ödünç verdiğimiz şeye". Bence burada denilmek istenen "insanlara verdiğimiz şeyi size vermeye devam edemeyiz" , "insanlara ödünç verdiğimiz şeyi devam ettiremeyiz" değil. Teorim biraz şekilleniyor gibi :D

Alıntı
Fakat elde değil karışmamak,
Dalgalar bize ait sonuca bakarsak.
Sözler verildi ve tutulmasının zamanı geldi.
Anladık mı davranışların sonucunu?
Bize sahip olsalar bile değil cevaba,
Ama cüret edebilir miyiz onları tekrardan almaya.

Burada dalgaların, parlayanların, on tarikatın kendilerine ait olduğunu söylüyorlar. Verilen sözlerden bahsediliyor. Ve tekrardan sprenleri almaktan. Tekrardan sprenleri alıp neye dönüşmekten ?

Sonraki kıtanın teorim ile ilgisi yok fakat yine de yazacağım. Cosmere ve Parlayanlar ile ilgili. Parshendilerin Cosmer'in yartılışı hakkında bilgi sahibi olduğunu öğreniyoruz en azından

Alıntı
Tanrılarımız bir ruhun parçalarından doğdu,
İçlerinden birisi başa geçmenin yolunu buldu,
Anladı bütün diyarları yok et, garazla.
Onun spreni, onun hediyesi, onun bedeli.
Fakat geceformları haber verdi gelecekten,
Bir şampiyon meydan okuyacak. Bozulup öcünü alma uğruna.

Buradaki şampiyonun Eshonai olduğunu düşünüyorum ya neyse :)

Neyse şimdi biraz teoriyi toparlayıp bitireyim. Parshendiler hiç bir zaman Yokelçiler olmadılar en azından tamamen bir ırk olarak. Yani Parshmenler ve Parshendiler evcilleştirilmiş Yokelçiler değiller. Yoksprenler sadece belirli varlıklar ile bağ kurabiliyor, Honor tarafından yaratılmasında katkısı olmuş varlıklara erişemiyor (emin değilim). Parshendiler kesin olarak Honor tarafından yaratılmadığı için geçmişte ve günümüzde Fırtınaform'a sahip oldular.

Parshendiler Hıyanet Günü görevlerini terkeden Parlayanlar'dı. Sprenlerin kendilerine verdiği gücü insanlara da vermeye karar vermesinden sonra onları terk ettiler. Pare Zırhları büründükleri formun eseri, Kılıçları ise terk edip ölüme bıraktıkları sprenler. Sprenler ile çok daha fazla varlık paylaşan Parshendiler görevlerini bıraktıktan sonra fiziksel değişime uğradılar. Uzun süre acı, yalnızlık ve dışlanmışlık yaşadıktan sonra son kalanları Harap Ovalar'a yerleşti Urithiru'nun varlığını sürdürdüğü alana. Pare Kılıçlarına sahip olamayıp , Urithiru'ya geçen kapıyı açamasalar bile orada huzur buldular.

Ta ki Gavilar ile karşılaşana kadar. Gavilar'ın Dinmez Fırtınayı öğrenip Parlayanlar'ı geri getirmeye çalışacağını anlayınca (Parshendiler'in eski tanrılarını) ona suikast düzenlediler.

Şimdi gelelim benim çıkmaza girdiğim noktaya daha önce yapılan bir soru cevap etkinliğinde Brandon Sanderson şu şekilde cevap veriyor :

Alıntı
Geçmişte pashen veya Parshendilerin Parlayan şövalye olmasına izin verilmiyordu. Her ihtimale karşın bu durum değişebilir. Söz vermiyorum

Büyük ihtimal ben bu teorimde haksızım. Ama sizde kabul ederseniz ki ortada bir durum var. Parshendiler kesinlikle beklenen Yokelçiler değil. Yıkım onların eseri olmayacak. Yinede bana fazlasıyla mantıklı gelen bir durum. Sizlerin fikirlerini almaktan çok mutlu olurum.

Yoruldum :'(

Düzenleme : aklıma geldi bu arada. Diğer bir uç düşüncem ise Parshendiler ve insanların birlikteliğinin sonucunda bazı Roshar ırkları oluştu. Shinler gibi. Yani insan olan ırklar Althiler ile sınırlı olabilir.

Kafamda deli sorular.
Mizah en güçlü savunmam. Mizah önemli. Mizah güzel. Cici mizah.

Çevrimdışı yafeshan

  • **
  • 310
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #55 : 28 Haziran 2016, 08:14:26 »
Parshendiler Roshar dunyasinin yerlileri, onlar gibi insan disi akilli baskalari da var. Insanlar baska bir yerden geliyorlar zaten. Kendi dini doktrinlerinde de oyle yaziyor. Temel oalrak parshendilerin yokelci olmadiklarina bende inaniyorum. Sprenlerin ihaneti sonrasinda parshendiler Odium paresi tarafindan kullanilmis masum bir irk bence de.

Belki cok onceden parlayanlara benzer gucleri vardi ama bilinen insan tarihinde bunun goruldugunu sanmiyorum. Hem sprenlerin parlayanlari ortaya cikarmasi Elcilerin guclerini taklit etmelerinden geliyor.

Bence parshendiler ve sprenler bu gezegende parelerin gelmesinden cok once vardi. Adonalsiumun bizzat kendisinin parcalnmadan once bu gezegenden gectigini biliyoruz.Bu durumda spren ve parshendiler buyunun en orjinal formu tarafindan beslenmis oluyor sanirim.

Çevrimdışı

  • **
  • 116
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #56 : 29 Haziran 2016, 22:41:38 »
Adonalsium bilinçli bir varlık mı? Bazı röportajlarda parçalanmak,bazı röportajlarda öldürülmek(kill, emin değilim tam) şeklinde geçiyor sanki. Bütün Kozmer kitaplarını okumadığım için röportajları tam okumadım ama, öyle mi?

Çevrimdışı uveybaba

  • **
  • 117
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #57 : 30 Haziran 2016, 17:59:45 »
Parshendiler Roshar dunyasinin yerlileri, onlar gibi insan disi akilli baskalari da var. Insanlar baska bir yerden geliyorlar zaten. Kendi dini doktrinlerinde de oyle yaziyor. Temel oalrak parshendilerin yokelci olmadiklarina bende inaniyorum. Sprenlerin ihaneti sonrasinda parshendiler Odium paresi tarafindan kullanilmis masum bir irk bence de.

Belki cok onceden parlayanlara benzer gucleri vardi ama bilinen insan tarihinde bunun goruldugunu sanmiyorum. Hem sprenlerin parlayanlari ortaya cikarmasi Elcilerin guclerini taklit etmelerinden geliyor.

Bence parshendiler ve sprenler bu gezegende parelerin gelmesinden cok once vardi. Adonalsiumun bizzat kendisinin parcalnmadan once bu gezegenden gectigini biliyoruz.Bu durumda spren ve parshendiler buyunun en orjinal formu tarafindan beslenmis oluyor sanirim.

Evet, bu da çok güzel bir düşünce. Direkt olarak Adonalsium ile bağlantılı olmaları. Burada kafama takılan soru; eğer öyle ise Brandon Sanderson soru cevap bölümünde Parshendiler'in neden Honor ile alakası olmadığını söylediği. Bilemiyorum. Önümüzde daha çok kitap var, pek çok kurulacak teori ve açılanacak sır bizi bekliyor.

Adonalsium bilinçli bir varlık mı? Bazı röportajlarda parçalanmak,bazı röportajlarda öldürülmek(kill, emin değilim tam) şeklinde geçiyor sanki. Bütün Kozmer kitaplarını okumadığım için röportajları tam okumadım ama, öyle mi?

Bilinç konusunda net bir açıklama yok fakat ben kendisinin bilinçli bir varlık olduğuna inanıyorum. Çünkü kendisi ilk orijinal insanları yaratan varlık. Mistborn : Secret History'de kendisiyle ilgili ufakta olsa bir bilgi kırıntısı var. Spoiler olarak aşağıda veriyorum dilerseniz bakabilirsiniz.

Spoiler: Göster

Bir tanrı vardı. Adonalsium. Kendisinin bir güç mü veya varlık mı olduğundan emin değilim. Her ne kadar ikincisinden şüpheleniyor olsam da.
Mizah en güçlü savunmam. Mizah önemli. Mizah güzel. Cici mizah.

Çevrimdışı yafeshan

  • **
  • 310
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #58 : 01 Temmuz 2016, 07:59:41 »
Bence parshendilerin ve sprenlerin cogunlugunun honor yada obur parelerle alakasi yok. Sonradan etkilenmis olabilirler ama ortaya cikis sebebi olark yok. Insanlar Honor'a yatkin olsa da kotu pare Odium tarfindan da etkilenmisler. Alethilerin savasta hissetmeye basladigi hirs ve zevk Odiumdan geliyor mesela.

Adonalsium cok buyuk ihtimalle bilincliydi. Kozmer evreninde yeterli pare buyusu bir yerde veya cisimde toplandiginda ona bilinc kazandiriyor, buyu ile bilinc aarsinda saglam bir iliski var.

Çevrimdışı Gunslingers

  • **
  • 83
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fırtınaışığı Arşivi - Parlayan Sözler Full spoiler
« Yanıtla #59 : 01 Temmuz 2016, 14:22:09 »
Aslında güzel bir kurgu oluşturmuşsun @üveybaba ama teorinin bazı noktalarında hatalı olduğunu düşünüyorum.
Kralların Yolu'na dönelim. Dalinar'ın Hıyanet Günü'nü gördüğü görüdeyiz :
Bu görüde benim ilgimi çeken en önemli nokta göz renklerinden garip şekilde bahsedilmiş olmasıydı. Parlayan Sözler'de hatırlarsanız Kaladin Parlayan'a dönüştükten sonra gözlerinin rengi değişmişti. Fakat Hıyanet Günü'ne ait olan görüde önce Shinovar'lı gibi açık tenli bir Parlayan Şövalye'yi görüyor. Sonrasın da ise kendi sözleriyle devam edelim " Adam döndü, bir Alethi gibi derisi bronzlaşmış ve saçları koyuydu. Gözleri en solgunundan maviydi. Hatta doğal olmayan bir şekilde solgundu; irisleri neredeyse beyazdı." Bölümün devamında Parlayanlar'ın her ırktan olduğundan bahsediliyor ve sonlanıyor.
Buradan çıkarttığım sonuç şu ; Göz rengi Parlayanlar için belirleyici bir özellik değil. Bu aklımızda kalsın.

Bu bölümde parlayanın göz renginin açıklığının fırtına ışığını kullanma süresiyle alakalı olduğunu düşünüyorum, yani Kaladin yıllarca fırtına ışığını düzenli olarak kullanırsa onunda göz rengi açılacak ve gözleri daimi bir parlaklık kazanacak diye düşünüyorum. Yani göz rengi parlayanlar için belirleyici bir özellik değil ama gözler parlayanlar için belirleyici, çünkü parlıyorlar.


Alıntı
Parshendi'ler savaş formundayken kendi zırhlarını vücutlarından çıkartabiliyorlardı. Hatta Kaladin bu zırhları sökerek Köprü Dört için bir savunma sistemi kurmuştu. Pare Zırh'larında bu şekilde bir oluşum olabileceği bana çok mantıklı geliyor. Pare Kılıç'larının ölü sprenler olduklarını biliyoruz. Parshendi'ler savaş formundayken kılıç yaratabildiklerine dair hiç bir şey duymadık. Bu da düşüncemi güçlendiriyor.

Parshendiler farklı bir ırklar, tıpkı kabuklarını sırtında taşıyan kaplumbağalar ve savunma durumunda dikenden bir topa dönüşen kirpiler gibi...Parshendilerde amaca yönelik olarak vücutlarını ve zihinlerini farklı formlara dönüştürebilen varlıklar. yaptıkları şeyin pare zırhı veya kılıcı ile bir ilgisi yok...Tek paredarları Eshonai'yi düşünecek olursak; savaş formunun üstüne pare zırhını giyiniyor ve pare zırhı savaş formunda olan bedeninin şeklini alıyor.

Alıntı
Bu kıtada ise Sprenlerin yaptıkları şeyin Parshendilerin açısından ihanet olarak yorumlandığı. Ve Sprenler'in kendileri için ne kadar önemli olduğu. Aynı zamanda Parshendiler Sprenler ile bağ kurdukları zaman Shallan ve Jasnah gibi Shadesmar ile bir şekilde iletişime geçebiliyorlar.

Parshendilerin insanlar gibi sprenlerle bağ kurabildikleri muhakkak...ama Parshendilere ihanet eden sprenlerin hangileri olduğu muğlak, ben ihanetin kızıl sprenlerden kaynaklandığını düşünüyorum.

Sprenler hakkında söylenen en net ifade onların bir fikir olduğu. Burda insan düşünce tarzı ile Parshendi düşünce tarzı arasındaki fark nedeniyle kızıl sprenlerin olduğunu, normal şartlarda uysal ve toplum çıkarları yönünde hareket eden parshendilerin kızıl sprenler(negatif düşünceler) nedeniyle vahşi formlara büründüklerini ve kendi annelerinin bile ölüm emrini vermekte sorun yaşamadıklarını görüyorum. Bence bu durum Parshendilerin sprenler tarafından uğradıkları ihanetin temeli, terk edilen değil terk eden taraf Parshendiler.

Alıntı
Neyse şimdi biraz teoriyi toparlayıp bitireyim. Parshendiler hiç bir zaman Yokelçiler olmadılar en azından tamamen bir ırk olarak. Yani Parshmenler ve Parshendiler evcilleştirilmiş Yokelçiler değiller.
Bu kısımda tamamen aynı fikirdeyim :)

Alıntı
Parshendiler Hıyanet Günü görevlerini terkeden Parlayanlar'dı. Sprenlerin kendilerine verdiği gücü insanlara da vermeye karar vermesinden sonra onları terk ettiler. Pare Zırhları büründükleri formun eseri, Kılıçları ise terk edip ölüme bıraktıkları sprenler. Sprenler ile çok daha fazla varlık paylaşan Parshendiler görevlerini bıraktıktan sonra fiziksel değişime uğradılar. Uzun süre acı, yalnızlık ve dışlanmışlık yaşadıktan sonra son kalanları Harap Ovalar'a yerleşti Urithiru'nun varlığını sürdürdüğü alana. Pare Kılıçlarına sahip olamayıp , Urithiru'ya geçen kapıyı açamasalar bile orada huzur buldular.

Buraya ise malesef katılmıyorum...Parlayanlar silahlarını ve zırhlarını bıraktıktan sonra dünyaya dağıldılar...Çoğu ailelerinin yaşadığı yerleri, bir kısmı Urithiru civarını tercih etmiş olabilir ama amaçları savaşmayı bırakmak olduğu için bir grup olarak kaldıklarını düşünmüyorum. Harap ovaların haraplığıda aslen terkedilmişlikten geliyor bence. Parshendilerin buraya yerleşmesi ise Gavilar'dan sonra gerçekleşiyor aslında..Savaş kesinleşince çekildikleri bir kale, daha önce yaşadıkları bir yer değil yani. Eshonai annesini ziyaret ederken bu konuda ipuçları veriyor.

Özet olarak şunu söyleyebilirim; Parshendiler toplum olarak yokelçiler değil(toplum olarak değil dememin nedeni Yokelçilerin bir ırk olmama ihtimalini düşünüyor olmam) ve parlayanda değiller. Parshendiler insandan farklı fizyolaojiye sahip bilinçli varlıklar bence…

Sprenler, duygu ve düşüncelerin ruhu, acı sprenleri ve yaratım sprenleri gibi… ve sprenlerin kendi doğalarına yakın olan insanlar ile bağ kurduklarını sanıyorum, böylece kişi ve spren karşılıklı birbirlerini güçlendiriyorlar. Sprenin doğasını oluşturan bir insan onun daha katı olmasını sağlarken, sprende kişinin o doğa çerçevesinde daha güçlü olmasını sağlıyor, bu nedenle de 10 farklı tarikat oluşuyor. Yani her spren her insanı aynı yönde güçlendirmiyor. Bu noktada kızıl sprenler devreye giriyor, negatif fikirler olduklarını düşündüğüm bu spren türü, yıkıma yönelik fırtına formuna girmiş Parshendiler ile kolaylıkla bağ kurabiliyor, ama hali hazırda kullandıkları işçi, eş vs formlarında böyle bir yatkınlık olmadığından o formlarda parshendiler ile bağ kuramıyorlar. Her ne kadar yazar Parshendilerin geçmişte parlayan olup olmadıklarına karar veremedim desede Parshendileri bir nevi parlayana çevirmiş durumda(kırmız parlayan gözler ile) sadece sınıflandırılmamış yada varlığı istenmeyen bir tür :)
KA bir tekerlektir, daima döner...