Kayıt Ol

Dikiş Nakış - Marjane Satrapi

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Dikiş Nakış - Marjane Satrapi
« : 10 Mayıs 2016, 22:08:54 »

Künye:

Adı: Dikiş Nakış - Aşklar, falcılar, kıskançlıklar, ayrılıklar, dedikodular, semaver başı "kırmızı noktalı" sohbetler
Orjinal Adı: Embroideries
Yazar ve Çizer: Marjane Satrapi
Türü: Grafik Roman
Yayın Yılı:2003
Türkiye Basım Yılı:2008
Sayfa Sayısı: 136
Türkçe Basımı: Minima yayınları
Türkçe Çeviri: Şule Çiltaş

Tanıtım:

     Aile yemeği sonlanır, her zaman ki gibi beyler yan odaya konuşmaya geçer. Hanımlar da çay demlenirken sofrayı toplamaya koyulurlar. Sofra toplanıp çay faslı başlayınca, hanımlar arasında, kadınlık ve eşlik arasında geçen hayatları üstüne, kah komik kah hüzünlü, koyu bir sohbet başlayıverir...

Yorumum:

     Persepolis ile büyük çıkış yakalayan yazar/çizer Marjane Satrapi, bu seferki çalışmasında, kadın-erkek ilişkilerinin mahremiyet örtüsündeki dünyasına kısa bir bakış atıyor. "Çay, kahve bahane, dedikodu şahane..." havasındaki kıssadan hisse kıvamındaki hikayeler, kah Ninenin kah içindeki büyük sıkıntıyı dillendirmesi için yüreklendirdiği birilerinin ağzından dökülüveriyor. Sevgililer, eşler, aşk, cinsellik ve evlilik üzerinde duran her minik hikayecik veya anlar, katı bir toplumda yaşanan kadınlık hallerini samimi ve elverdiğince sansürsüz aktarmakta. Kadının düştüğü olumsuz hallerin panzehiri olarak "Kadınlar kendi ayakları üstünde durmalılar." sözü de artan bir yoğunlukla kendine yer bulmakta tabi. Elbette, konu hakkında, araştıran, olmadı sağdan soldan edindiği bilgiler ile fikir edinen veya da kendi hayatlarından örnekler ile şahit olanlar için taze bilgiler sunmuyor, Dikiş Nakış. "Kadınlar kendi ayakları üstünde durmalılar."ın nasıl gerçekleştirileceğine dair kesin bir eylem planı da yok kitapta. Erkeklerden illallah diyecek noktaya gelmiş mutsuz insanlar ile dolu topluluğa odaklanmış kitapta, dertlerinin çözümünü detaylandıracak zemine yapı itibari ile yer verilememiş pek. Kadın dayanışmasından örülü topluluk ve onlara arkalarından hırlayan yaşlı erkeklik sembolü sahnesi gibi görsel anlatılar anlamca daha işlevsel geldiler doğrusu. Tabi, içerdiği hikayecikler kadar kısa ve sade kitabın, sıradan insanların dertleri hakkında söyleşiler olduğunu hatırlayınca, kitaptan fazlasını beklemiş olabilirim de.
     Gene de, Persepolis gibi basit çıkış noktasına rağmen, içeriği ile hacimlenmiş çalışmasından sonra; samimiyet ve sahiciliğine rağmen, havada kalan kurtuluş söylemi ile Marjane Satrapi'nin bu kitabını, güçlü yanlarına rağmen biraz yavan buldum.