Kayıt Ol

Tekvin

Çevrimdışı Gimilzagar

  • *
  • 46
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Tekvin
« : 09 Temmuz 2016, 14:31:58 »
Karanlık sokak, unutulmuş kabristanları hatırlatan, rüzgârın yığdığı buruk ve ağır bir koku ile boğulmuştu. Sokağı baştan aşağı çıplak omuz, göğüs, kahkaha ve terle karışmış dişi kokusu doldurmaktaydı. Bu dünyadan sadece kâm almak niyetinde olan mirasyedi efendiler. Kasbar Efendi'nin kitabevinin yahut Madam Eva'nın şapkacı dükkanının önünde şuh edalarla göz süzen hanımlar. Doyasıya tüketmek iştiyakı, kadın, alkol ve para. Etval Sineması'nın girişinde kurulmuş perişan sergiye şöyle bir göz attı. Hırpalanmış, ısınmış, ölgün laleler, fulyalar, güller, şakayıklar, zambaklar. Hepsi solmuş, naz dolu ruhlarının son katrelerini boğucu ve bezgin bir tazyikle etrafa dağıtıyorlardı. Ötede, her tarafta muttasıl büyüyen bir insan yığını.

Bir otomobil çevirmek maksadıyla anacaddeye doğru birkaç adım yürüdü, sonra aniden durdu. İleride, caddenin başında, Avrupa saçları yumuşak, sarışın ışıklarla akan bir oğlan duruyordu. À la mode şık bir bahriyeli üniforması giymiş, koltuğunda kalınca bir kitap, bekliyordu. Yel, ürkek dokunuşlarla çocuğun esvabını okşadıkça o titriyor, kendinden geçiyordu. Bedeni haz tarafından zaptedilmiş gibiydi. Bu histen ürkerek yolunu değiştirmek istedi, sonra içinde birdenbire dayanılmaz bir arzunun kabardığını duydu. O anda oğlanın parlak bakışları ona yöneldi ve bu gözlerdeki müphem dilek, duru bir alev gibi kalbine yavaş yavaş sindi. Bu, tatlı, sıcak tebessümünde muziplikler taşıyan bir çocuk değildi. Bu gözler ve bu gülüş, bütün ömrü boyunca hiç rastlamadığı dehşetli bir şeydi. Çocuk, sanki onu kirli ruhuna dek soyuyor, anadan üryan görüyor gibiydi. Vakıa bu bir anlık olmuştu. Çocuğun gözlerinin üzerinden ayrıldığını hisseder etmez o ateşin, tahripkar tebessümü unutmuş ve yürümeye devam etmişti. Fakat akşam vakti kahvesini içip yatağına yattığında, bütün gün en vahşi hülyalarında beliren sureti düşünürken, birdenbire bu taşkın bakışı olduğu gibi duymuş ve ürpermişti. Mütekait müstantik Yümnü Bey, altmış yedi yıllık hayatında hiç bu kadar küçük düşürülmemişti. Bununla beraber onu o gece sabaha kadar uyutmayan, içinde kaynayan şenaat değildi. Müthiş bir şevk saçan bu bakışların hayaliydi.
"Aye! I am a poet and upon my tomb
Shall maidens scatter rose leaves
And men myrtles, ere the night
Slays day with her dark sword."

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tekvin
« Yanıtla #1 : 10 Temmuz 2016, 00:28:47 »
Karanlık sokak, unutulmuş kabristanları hatırlatan, rüzgârın yığdığı buruk ve ağır bir koku ile boğulmuştu. Sokağı baştan aşağı çıplak omuz, göğüs, kahkaha ve terle karışmış dişi kokusu doldurmaktaydı.

İkinci cümledeki "...terle karışmış dişi kokusu," aynı cümle içerisinde, kendisinden önce gelen görsel betimlemeleri "koku" duyumsamasına eklemletmiş. Ses ve görsel olanın kokuyla ilişkilenmesi, farklı algı dünyalarından olması sebebiyle uyumsuz bir betimleme topluluğu oluşturuyor. Ses, görsel ve kokulara dair ayrıntılar peşi sıra verilirken, ritmi hızlandırmak için kısaltılacaklarına, kendi özellikleri daha belirgince ayrıntılandırılsa daha iyi olurmuş.

İlk cümlede, sokağa dışarıdan bakan gözlemcinin bakış açısı hakim. İkinci cümlede, sokağın içinden birinin bakış açısı. Birinci cümledeki sokak ile ardından gelen ikinci cümledeki sokak apayrı ayrıntılara sahip. İçerdikleri duygusal anlamlar da bu sebeple birbirinden farklı. Duygusal içeriklerindeki farklılık biraz keskin geldiğinden, fiziki konumlarının da farklı olduğu iki mekandan bahsedildiğini düşündürttü.

Alıntı
Vakıa bu bir anlık olmuştu. Çocuğun gözlerinin üzerinden ayrıldığını hisseder etmez o ateşin, tahripkar tebessümü unutmuş ve yürümeye devam etmişti.

Birinci cümleden, anlık bir bakışma olduğu anlaşılıyor. İkinci cümlede, bakışların bir süre üzerinde olduğu hissiyatının bitiminden bahsedilmekte. Bu iki cümle arasında devamlılık açısından bağlantısal zayıflık var. Arada, rahatsız edici bakışlardan nasıl uzaklaştığının bilgisi verilse bu eksiklik giderilirdi.

Alıntı
.., birdenbire bu taşkın bakışı olduğu gibi duymuş ve ürpermişti.

Farklı iki duyuyu birlikte kullanarak, yaşanan ana ve harekete duygusal derinlik katmaya çalışılmış. Lakin
ikinci duyu, birinci duyuyu karşılayamamasından ötürü; aktarılmak istenen anlam ve vurgu etkisizleşmekte. Göstermelik durmakta.

Çevrimdışı Gimilzagar

  • *
  • 46
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tekvin
« Yanıtla #2 : 10 Temmuz 2016, 13:22:41 »
Besleyici degerlendirmeniz icin cok tesekkur ederim. Biraz calakalem oldu, uzerinde pek fazla calisma imkani bulamadim.
"Aye! I am a poet and upon my tomb
Shall maidens scatter rose leaves
And men myrtles, ere the night
Slays day with her dark sword."

Çevrimdışı azizhayri

  • ***
  • 581
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tekvin
« Yanıtla #3 : 29 Temmuz 2016, 16:45:02 »
Merhaba:
Bence güzel olmuş. Bay Karamsar'ın tarzı iyi "etler iyi pişmemiş, soğanlar diri kalmış biberleri acısı... der gibi detaylı, gurme işi Bence iyi bir yemekti, tadı tuzu kıvamındaydı. Osmanlıca kelimelere hakim olduğunuz da belli oluyor... Elinize sağlık.
"İnsanlığın en büyük trajedilerinden biri ahlakın din tarafından ele geçirilmesidir." Sir Arthur Charles Clark

Çevrimdışı

  • **
  • 82
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tekvin
« Yanıtla #4 : 03 Ağustos 2016, 17:22:47 »
Profil resmi kendi resminiz herhalde :D Şaka bir yana mükemmel bir dil, mükemmel bir anlatım, mükemmel bir 1800'lerin sonu 1900'lerin başı (hatta 30'lara kadar) atmosferi... Beklenmedik bir sonla bitti desem yeridir. Askerliği donanmada yaptığım için ve o bahriye üniformasını vakti zamanında ben de giydiğim için içten içe rahatsız bile oldum diyebilirim. İnsan düşünmeden edemiyor. Bu rahatsızlığı yaşatabildiğine göre öykü  (zihinlere ve duygulara hitap etme noktasında) başarılı olmuştur diyebilirim. Çok kaliteli işler ortaya koyabileceğinizi düşünüyorum.

Yalnız öykünün isim seçimi garibime gitti. Bağlantıyı kavrayamadım, gerçi bir bağlantı olmak zorunda da değil. Yine de merak ettim, ne alaka?
"Demire şeklini veren demircinin iradesidir, çekicin darbesi değil." - Turram oğlu Kopram, Hakon'un demircisi

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tekvin
« Yanıtla #5 : 13 Ağustos 2016, 23:57:58 »
Yalnız öykünün isim seçimi garibime gitti. Bağlantıyı kavrayamadım, gerçi bir bağlantı olmak zorunda da değil. Yine de merak ettim, ne alaka?

Tamamen okur teorisi 1:

Öyküden çıkarımsadığıma göre, öyküye anlamsal katkı sağlayan bir ayrıntı.

Tekvin (Yaratılış), ana karakterin farkında olduğu kendi doğasından gelen ama görmezden geldiği saklı kalmış yanını ima ediyor.

Yaradılışına rağmen, yaşadığı dönem ve sonrasında edindiği mevki sebebiyle, hayatı boyunca kendiyle arasına mesafe koyduğu arzu var. Seneler sonra, hayattan elini eteğini çektiği bir dönemde bu arzu ansızın kendini hatırlatıveriyor.

Tamamen okur teorisi 2:

Öyküye başlık lazımdı :).

Çevrimdışı Gimilzagar

  • *
  • 46
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tekvin
« Yanıtla #6 : 03 Eylül 2016, 23:43:41 »
Merhaba:
Bence güzel olmuş. Bay Karamsar'ın tarzı iyi "etler iyi pişmemiş, soğanlar diri kalmış biberleri acısı... der gibi detaylı, gurme işi Bence iyi bir yemekti, tadı tuzu kıvamındaydı. Osmanlıca kelimelere hakim olduğunuz da belli oluyor... Elinize sağlık.

Cok tesekkur ederim, cok incesiniz.

Profil resmi kendi resminiz herhalde :D Şaka bir yana mükemmel bir dil, mükemmel bir anlatım, mükemmel bir 1800'lerin sonu 1900'lerin başı (hatta 30'lara kadar) atmosferi... Beklenmedik bir sonla bitti desem yeridir. Askerliği donanmada yaptığım için ve o bahriye üniformasını vakti zamanında ben de giydiğim için içten içe rahatsız bile oldum diyebilirim. İnsan düşünmeden edemiyor. Bu rahatsızlığı yaşatabildiğine göre öykü  (zihinlere ve duygulara hitap etme noktasında) başarılı olmuştur diyebilirim. Çok kaliteli işler ortaya koyabileceğinizi düşünüyorum.

Yalnız öykünün isim seçimi garibime gitti. Bağlantıyı kavrayamadım, gerçi bir bağlantı olmak zorunda da değil. Yine de merak ettim, ne alaka?

Guzel yorumunuz icin tesekkur ederim oncelikle. Bu, daha evvelki yorumumda da belirttigim gibi uzerinde uzun sure calistigim bir hikaye degildi. Hikaye henuz nihayet bulmus da degil, aklimdaki sey, Yumnu Bey'in sahsinda, insansoyunun arzu ve ihtirasin, yani hayvani ve sehvani olanin pesinden gittigi takdirde basina gelebilecek korkunc hadiselere isaret etmekti. Belki bir roman dahi olabilecegi icin, bu mesele hakkinda soyleyeceklerime bir prelud mahiyetinde olmasini istedim Yumnu Bey'in delikanliyla tesadufunun. Bu yuzden Tekvin.
"Aye! I am a poet and upon my tomb
Shall maidens scatter rose leaves
And men myrtles, ere the night
Slays day with her dark sword."

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tekvin
« Yanıtla #7 : 04 Eylül 2016, 16:02:13 »
Hikaye olarak değilde, taslak olarak tanımlamamız daha mantıklı olur o zaman.

Eh, ben de fazla yüklenmiş demek oluyor bu :). Hikaye, vereceği duyguları daha yüklüce versin ki, kısa da olsa daha güçlü olsun istemiştim :).

Ve evet, Yumnu Bey'in hikayesi belirttiğiniz amaçlarda daha uzun bir hikaye olarak, novella veya roman olabilecek potansiyel taşıyor.

Çevrimdışı

  • **
  • 82
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tekvin
« Yanıtla #8 : 06 Eylül 2016, 09:35:40 »
Öyleyse şimdiden başarılar temenni ediyorum. Romana dönüşecek ise zaten daha fazla bilgi vermenize gerek yok.

Profil resminizi bir yerlerden gördüğüme emindim. Bu arada yemedim içmedim araştırdım, bizim H.P. Lovecraft imiş meğer :D Ben de diyorum bu meşum gülümseme nereden kaldı aklımda :D
"Demire şeklini veren demircinin iradesidir, çekicin darbesi değil." - Turram oğlu Kopram, Hakon'un demircisi

Çevrimdışı Gimilzagar

  • *
  • 46
  • Rom: 3
    • Profili Görüntüle
Ynt: Tekvin
« Yanıtla #9 : 09 Eylül 2016, 05:15:17 »
Hikaye olarak değilde, taslak olarak tanımlamamız daha mantıklı olur o zaman.

Eh, ben de fazla yüklenmiş demek oluyor bu :). Hikaye, vereceği duyguları daha yüklüce versin ki, kısa da olsa daha güçlü olsun istemiştim :).

Ve evet, Yumnu Bey'in hikayesi belirttiğiniz amaçlarda daha uzun bir hikaye olarak, novella veya roman olabilecek potansiyel taşıyor.

Estagfurullah, aksine gayet faydali bir elestiri yapmistiniz. Isteginizi de cok hakli buluyorum.

Öyleyse şimdiden başarılar temenni ediyorum. Romana dönüşecek ise zaten daha fazla bilgi vermenize gerek yok.

Profil resminizi bir yerlerden gördüğüme emindim. Bu arada yemedim içmedim araştırdım, bizim H.P. Lovecraft imiş meğer :D Ben de diyorum bu meşum gülümseme nereden kaldı aklımda :D

Cok tesekkurler. Ben sorunuzun saka amacli oldugunu zannetmistim, o yuzden affedersiniz.
"Aye! I am a poet and upon my tomb
Shall maidens scatter rose leaves
And men myrtles, ere the night
Slays day with her dark sword."