Kayıt Ol

Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« : 28 Temmuz 2016, 21:47:30 »
Kitap, sinema, dizi, çizgiroman ve animasyon alemlerinde, saf şeytanlık peşinde koşanından, yüce amaçlar uğruna elini kirletenine kadar ki geniş yelpazede kötü/kötümsü/kötülüğe bulaşmış pek çok karakter ile karşılaşıyoruz. Kötü olarak varolan kötüler; belli gerekçelerden ötürü kötülük edenler; duruma göre kötü konumuna gelenler, kötü işlere bulaşmışlar; ve sayamadığım diğer kötü olma durumları. Kurgu içinde özellikle kötü olarak tasarlanmış karakterlerden bahsetmiyorum sadece. Çizginin görece iyiler tarafındayken kötü işlere karışıp kötü sonuçlara sebep olmuş kurgu karakterlerden de bahsediyorum.

Örneklerin edebiyat dışına çıktığının farkındayım. Kaynak sayısını arttırmak için örneklenebilecek alanı geniş tutmak istedim. İllaki benim yaptığım gibi her alandan birer örnek vermenize gerek yok. Aklınıza geldiği gibi paylaşın.

İlk ben başlayım:

Rocannon'un Dünyası (Kitap): Zgama. Güçlü bir zalim olduğunu göstermek için yaptığı abartılı hareketler aklıma rahmetli Erol Taş'ın canlandırdığı kötüleri getiriyor. Kalkıştığı onca maskaralığın ardında, iktidarının nüfuz edemeyeceği, edemeyeceği içinde eldeki iktidarı darmadağın edebilecek bilinmezi yok etme gayreti yatıyor. Liderlik vasfı tehlikeye düşünce, anlamadığına karşı, ne sihre ne ilime sığınmayarak -ve içinden bir "ama" geçirerek- bilinçli bir cahillik sergileyerek mücadeleye girişmek Zgama'nın yaptıkları.

The Black Hole (Film): Dr. Hans Reinhardt. Ömrünü karadelik araştırmalarına vakfetmiş bilim insanı. Evrendeki en gizemli kavramlardan birinin sırlarını açığa çıkarmak için yanıp tutuşmasını anlayabiliriz. Amacı güzel olsa da, keşfinin önüne engel konulmaması için yaptıklarının insanlıkdışılığı mazur görülemez. Çalışmalarının büyüsüne kapılarak insanlıktan çıkmış kötü portresi var karşımızda.

Star Trek The Next Generation (Dizi): The Drumhead bölümünden Amiral Norah Satie. Kaptan Picard'ın laflarını derleyerek şahsını özetlersek; iyi niyet maskesi altında, yakmak için cadılık ile suçlayacağı birilerini avlamaya çalışan bir avcı. Yanındakilere, görüşlerine uyum gösterdikçe sorun yaşatmayan; aksi olunca tüm hiddetiyle saldıran, sakınılası biri. Sabit inancı sebebiyle düşmandan başka bir şey göremez olmuşluğunda, sağduyulu adalet çağrısını dahi haklılığına gölge düşürmek için kullanılmış silah olarak algılayacak vaziyette. Evlerden ırak biri. Gerçekliğimizde de onun gibilerle  karşılaşıyor ve hatta farkında olmadan onun gibi davranabildiğimizde olmuyor değil hani. Kurgu dünyadan gelen bir uyarı.

V for Vendetta (Çizgiroman): V. Sinema uyarlaması ile milyonların maskesini taktığı anarşistlik imgesi anti-kahramanımız V, evet. Neden mi? Onu büyüleyici yapan şeyle aynı aslında. Kendisinin de belirttiği gibi anarşizmin yıkıcı yarısında yer almasıyla, intikamı için bile isteye fena işlere kalkışması söz konusu. Ve bu vesile ile intikamının kapsadığı alanın, intikamın hedefindeki kişilerce sınırlı kalmaması var. Düşmanlarının, şahsına ve sevdiklerine işkenceler çektirten ideolojilerine düşman olması şaşırtıcı değil elbet. Buradan hareket ile başlattığı intikam hareketinin kapsamının sonuçları ise dehşet verici. V'nin düşman bellediklerinin yöntemlerini benimsemekle kalmayıp onlardan daha acımasız olabilmesiyle kazandığı her zafer ile; hedefinde olsun olmasın herkes kurban konumuna gelmekte. V çizgiroman sürecinde devleşirken, "kötüyle kötü olmak gerek" lafının kitabını yazıyor.

Fang of the Sun Dougram (Anime): Call Destin. Tv serinin bir diğer kötüsü olan Helmut J. Lecoque ile beraber, yönetmen Ryosuke Takahashi'nin daha sonraki yapımlarında da (Armored Trooper Votoms, Spt Laynzer, Panzer World Galient) görülen yardımcı kötü rolüne bürünmüş asıl kötücüllerden biri. Yönetmen Takahashi'nin bu kötülerinin kötülükleri; bir fikir, ideoloji ya da inancın kurucularının değil, ikinci kuşak ve sonrasındaki takipçilerinin, takip ettiklerini iddia ettikleri sistemin varoluş gerekçelerini ve yapısını anlamadan onu sahiplenerek asıl amaçtan sapıp yozlaşmalarına dayanmakta. Call Destin'de bu şablona göre, zamanında idealist devrim sempatizanı iken, kopan kıyamette çıkarcı casusa dönüşmüş biri. İdealist iken, ideal edindiklerinin tam zıddı birine dönüşüm. Kurgu dünya ile sınırlı kalmayan bir durum daha bizlere.

Çevrimdışı Rang Baru

  • **
  • 168
  • Rom: 0
  • "Ningun mar en calma hizo experto a un marinero"
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #1 : 07 Ağustos 2016, 00:11:09 »
Bazen düşünüyorum da, acaba ilk Darth vader'ı değil de, Anakin Skywalker'ı izleseydik, ve gelişimine yavaş yavaş tanık olsaydık, o zaman Darth Vader'a nasıl bir bakış açımız olurdu?
Bence biraz daha sempatiyle bakardık gibime geliyor.

Sebepsiz ve abartılı kötüler bana karikatürize gelse de, aslında gerçek kötüler onlar. Çünkü kötünün kötü olma sebebini gösterirseniz, seyirci veya okuyucunun her zaman bir yumuşak tarafı oluyor kötüye karşı ki bu da karakterin kötülüğünü azaltıyor. Evet, kötü dediğin Erol Taş gibi olur.
n

Çevrimdışı milenya

  • **
  • 260
  • Rom: 6
  • Belki de Tanrı bize inanmıyor!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #2 : 07 Ağustos 2016, 06:52:19 »
 Unbreakable (sinema): Aklımın derinliklerinden kopan gelen filmin kötü karakterinin adını kopya çektim ve kendisi, Elijah Price. İnandığı boş bir ideoloji uğruna yapmadığı kötülük kalmamış ve bu yaptıklarının arkasında durmuş, savunmuştur. Bunun iyi bir sebep uğruna olduğunu kendine yedirmiştir. Film güzel değildi pek tavsiye de etmiyorum, naçizane fikir ve uyarım.
 
 Koku(kitap): Jean-Baptiste Grenouille. Hani genellikle kötüleri severiz ya biz ama bazı kötüler içimizi burkar. Dünyanın en eşsiz kokusunu bulmak için yaptığı onca şey ve bu şeylerin maalesef cinayet oluşu, benim içimi burkan karakterlerden biridir.

 Unsere Mütter, Unsere Väter(dizi): Bu benim en sevdiğim dizilerde ilk üçtedir. Herkes izlesin, sert bir tokat yesin ve bir daha izlesin. Dizide tam anlamıyla iyi ya da kötü yok. Savaşı konu alan bir yapımda olması gereken de budur kanımca. Friedhelm Winter benim ele almak istediğim karakter. Savaşın bir insanı kötü yönde nasıl etkilediğini görüyoruz bu karakterde. Nasıl içindeki şeytanı ortaya çıkardığını, seni nasıl dönüştürdüğünü tek karakter üzerinde göstermek gerekse benim seçeceğim kişi bu olurdu. (Bu dizi için hummalı bir yazı yazmayı da düşünüyorum.)

 Bunun dışında sıkça karşılatığımız (aklıma ilk Watchman geldi) daha iyi bir dünya için kötü olanın yok edilmesi, resetlenmesi fikri üzerine yapılan kötülükler bolca mevcuttur. Ben de bazen bu şekilde düşünüyorum açıkçası.

Bu devirde adamı zorla kötü yaparlar yemin ederim.
Spoiler: Göster

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #3 : 10 Ağustos 2016, 01:55:17 »
@milenya, Otomatik Portakal'ın bahsi geçince kendisinden bahsetmemek olmaz :).

Otomatik Portakal (Kitap, Film): Haklı veya haksız, geçerli sebebi olsun ya da olmasın; fırsatını buldu mu dolaylı veya dolaysız şiddet kullanma hakkını kendinde gören herkes. Alex'in hikayesinde suçlu-kurban döngüsü içinde herkesin ister doğrudan isterse dolaylı olsun bir diğerinin canına okumaktan çekinmiyor. İktidar aracı olarak şiddet türevlerini duruma göre onaylayıp onaylamama da söz konusu üstelik -son bölümler bu anlamda önemli. Buna şahit oldukça, insanın içindeki küçük şeytanların hep pusuda beklediğine kuşku kalmıyor.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #4 : 10 Ağustos 2016, 08:38:52 »
Alex'in zorla kötü olduğuna ben pek inanmıyorum. Hatta kitapta kendisi açık açık buna değinir. Yine okulu astığı bir gün, evde oturmuş gençlerde artan şiddet olaylarına dair bir makaleyi okurken yazarla alay eder. Ardından da, "Neden sadece kötü olduğumuza inanmıyorlar?" der.

Bu sahneyi çok seviyorum, çünkü bir nedene bağlamaktansa insanın içinden gelen kötülüğü ve bunu birey olarak kabulünü gösteren ender sahnelerden biriydi.

Aslında ben de seviyorum arkası dolu kötü karakterleri. Ancak dünyada Alex gibi insanlar da var. Kötü oldukları için, etrafa zarar vermekten hoşlandıkları için bunu yapan insanların varlığına güzel bir örnekti. Her saldırgan, çevresine ciddi zarar veren kişinin arkasında travmatik bir geçmiş olduğuna inanmıyorum. Gündelik hayatımda gözlemlediğim şekliyle de böyle.

Bazen insanların "kötü" olduğunu kabul etmemiz gerekir.


Şimdi konuyu daha fazla dağıtmadan Bay Karamsar'ın konusune dönüyorum.

Berserk (anime): 97 yapımı, 25 bölümlük animesini kast ediyorum.

Serinin başkarakteri Guts nelere yol açtığını bilmez. Bilinçsizce, diğerlerinin kapıldığı bir meleksi yüzün peşinden giderek yapar dünyaya kötülüğünü. Mangasından devam edersek, Berserk'e adını veren gelişmeler Guts'ı da okurda bir şüpheye sürükler. Şahsen Berserk bittiğinde Guts'ın karşımızda nasıl bir karakter olarak kalacağını korkuyla karışık bir merakla bekliyorum.

Ama Berserk deyince bir de Griffith var... Melek yüzlü, ilahi tavırlı Griffith... Hakkında ya internetteki Berserk hayranları gibi caps lock açık, bir paragraf küfür yazarsınız ya da animenin en başında, her açılışta karşımıza çıkan şu cümleyi iyice düşünerek Griffith'i tekrar ele alırsınız.

Nedir o cümle?

Alıntı
In this world, is the destiny of mankind controlled by some transcendental entity or law? Is it like the hand of God hovering above? At least it is true that man has no control; even over his own will.

Ya, işte böyle. At least it is true that man has no control; even over his own will. Çok koyuyor bu söz bana. Her defasında hen de.

Griffith, gördüğüm en orjinal karakterlerden biriydi. Ama işte, 25 bölüm bittiğinde olanlar sonucu insan aklını kaçıracak raddeye geliyor. Çok şey bekliyorsunuz ama bu tahminlerin çok ötesinde kalıyor.

Griffith kötü bir karakter midir? Yoksa "kendi arzularında bile kontrolü olmayan" sıradan bir insan mıdır? Yoksa "kötü" dediğimiz kişiler daha baştan "arzularını kontrol edemeyen" kişiler midir? Ama Griffith gördüğüm en kontrollü, hatta tanrısal bir kontrole sahip bir karakterdi. Sonra ne oldu? Peki o dehşet sona nasıl gelindi? Oralar hep spoiler.

Yani tavsiye ediyorum! Evet!

Çevrimdışı

  • **
  • 82
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #5 : 10 Ağustos 2016, 10:36:12 »
Ben mangakanın karaktere çizdiği rol icabı Griffith'in bu hale geldiğini düşünüyorum.

Spoiler: Göster
Tamamen kendi hatası olan şeylerin bedelini tamamen kendisine %100 güvenen ve inanan insanlara ödetti.

"Arzularını kontrol edemedi" ucuz bir bahane gibi geliyor bana.

Spoiler: Göster
Bence Griffith'in bir seçeneği daha vardı, o da yediği haltların bedelini ömrünü sakat olarak geçirerek ödemekti, ya da kendi canına kıymaktı. Canları ve zor kazanılmış ünvanları pahasına kendisini kurtarmaya gelenleri iblislere kurban etmek tek seçenek değildi.
İnsanlar bu yüzden Griffith'e ağız dolusu sövüyor, çünkü kendisi aşalığık pislik herifin teki, kader kurbanı falan değil yani :D

Tartışma bu noktaya gelmişken ben de akıl küpüm, sırdaşım, en büyük yoldaşım ve arkadaşım D&D Alignment Chart'ı paylaşmazsam olmaz :D

"Demire şeklini veren demircinin iradesidir, çekicin darbesi değil." - Turram oğlu Kopram, Hakon'un demircisi

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #6 : 10 Ağustos 2016, 10:44:26 »
Alıntı
İnsanlar bu yüzden Griffith'e ağız dolusu sövüyor, çünkü kendisi aşalığık pislik herifin teki, kader kurbanı falan değil yani :D

Şahsen ben de böyle düşünüyorum :). Bilinçli seçimler yaptığı kanısındayım. İstediğinde neler yapabildiğini hepimiz gördük sonuçta. Bu kadar kararlı bir adamın kader kurbanı olduğunu düşünmek çok zor.

Ehem, ne diyorduk? Berserk bu konuya güzel bir örnek :).

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #7 : 14 Ağustos 2016, 00:23:48 »
@Fırtınakıran: Otomatik Portakal'a da konumuz olan kötülük konusuna da güzel katkı oldu.

Alıntı
Bazen insanların "kötü" olduğunu kabul etmemiz gerekir.

Arttırıyorum. Matt Ridley'in erdemin kökenini araştırırken ki sonuçlarında, neden kötülük yaptığımızın değil neden iyilik yaptığımızın araştırmalık olduğuna değiniliyordu. Yani, "insanlar bazen iyilik yapan kötülerdir"e kadar götürebilir. Eyvah! Eyvah!

@Şenaydın ve @Fırtınakıran: Griffith konusunda ikinize de katılıyorum.

Neyse. Devam, devam.

Lolita (Kitap): Humbert Humbert. Kibar. Nükteder. Kültürlü. Edebiyata hakim. Kelime ustası. Kitabın anlatıcısı. Yanlışlığını bildiği şehvetini tatmin ve sürdürmek için planlar yapan. Pişmanlık içermeyen iç döküşüne şahit olunan. Emellerine ulaşıp ulaşamayacağının geldi gittisinde, okura huzursuzluk yaşatan. Coşkulu samimiyet anlarında paylaştıkları ayrıntılar ile rahatsız eden. Anlatı ustalığında, kurban olduğu iması taşıyan. Fenalığın, zihinden akmaya fırsat bulduğu sızıntıda gizil ve olağangelen olabileceğinin temsili.

Çevrimdışı

  • **
  • 82
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #8 : 15 Ağustos 2016, 11:03:31 »
Yazdığım bir kurgu karakteri hikayenin bir yerinde şöyle diyor: "İnsanın doğası kötülüğe meyillidir. Nasılsa karanlık, ışık var olduğu için oluşmaz, bilakis onu çevrelerse, kötülük de iyiliği çevreler. Öyleyse insanlar da yüreklerinde daima iyilik taşımalıdır, aksi takdirde herkes doğası olan kötülüğe meyleder ve dünya yaşanılmaz bir hale gelir.". Matt Ridley'in yaklaşımını yazdığınızda aklıma direkt bu geldi. Kötülükle (ya da nefsiyle) mücadele aktif bir uğraşı olmalı insanın.

Paarthurnax (Elder Scrolls 5: Skyrim): Tam olarak edebi kurgu sayılmaz ama, beni derinden etkileyen bir karakter de Paarthurnax, o kadar ki aradan 5 yıl geçmesine rağmen o garip yazılışlı adını google'a danışmadan doğru yazabiliyorum hala. Skyrim'in gizli thuum efendisi. Paarthurnax bir ejderha, ve insanlara ejderhaları yok edebilmeleri için el altından yardım ediyor. Sonunda, kendisini de öldürmemiz icab ettiğinde, karşılık vermeksizin boynunu kılıcımıza uzatmadan önce yaptığı konuşmada geçen şu sözleri kötülük ve iyilik üzerine hala düşündürür beni: "Söyle bana, Dovahkiin, hangisi daha yücedir; doğuştan iyi olmak mı, yoksa kötülükle dolu tabiatını mağlup ederek sonradan o iyiliğe ulaşmak mı?". Gerçekten de öldürürken ellerimin titrediği tek karakterdi, onu öldürmek zorunda bırakan oyun yapımcısına da az sövmemiştim. Kurguda öldüğünde hepimizin içine su serpilen nice kötü karakter, belki fırsat tanınsa iyiliğe ulaşma azmini gösteremez miydi? Aynı şekilde, Harvey Dent'in Nolan'ın Batman filmlerinde dile getirdiği gibi, yeterince uzun var olduğunda, her kahraman kötü adama dönüşme riskini taşımaz mı?

İyi olan kötüler, kötü olan iyiler, kafamda deli sorular :)
"Demire şeklini veren demircinin iradesidir, çekicin darbesi değil." - Turram oğlu Kopram, Hakon'un demircisi

Çevrimdışı Rang Baru

  • **
  • 168
  • Rom: 0
  • "Ningun mar en calma hizo experto a un marinero"
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #9 : 15 Ağustos 2016, 19:14:20 »
Aynı şekilde, Harvey Dent'in Nolan'ın Batman filmlerinde dile getirdiği gibi, yeterince uzun var olduğunda, her kahraman kötü adama dönüşme riskini taşımaz mı?

"Either die as a hero or live long enough to see yourself become the villain"

Güzel söz.

Benim de buna benzer bir diyalogum var;

"Kahramanlar fazla uzun yaşamaz oğul,"

"Biz de yeryüzüne kazık çakmaya gelmedik ya!"

Bu arada Drizzt ne alemde bilen var mı? O kadar yaşayıp dark side'a geçmeyen bir o var herhalde. (Bir de Polat Alemdar var ama o daha genç.)


Çevrimdışı Amrasamandil

  • *
  • 11
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #10 : 17 Ağustos 2016, 23:12:32 »
Sonunda kötülere (!) hak ettiği değer veriliyor. Güzel başlık :) Açıkçası konuyu biraz farklı boyuta taşıyacağım mazur görün fakat ben bu iyilerin kazanmasından bıktım usandım artık. Her oyunda filmde aynı senaryo. Güncel filmden örnek vereyim, Xmen ve suicide squad filmlerinde boss bir base de büyüler müyüler yapıyor. Kahramanlarımız küçük adamları döve döve geliyor. Boss yeniliyor ve ta daaa! Artık bir kötünün galibiyetini, yıkımı, kaosu görmek istiyorum. psikopat Jared Leto'lu Joker'in, Alduin'in, Raistlin'in, Sithler'in, Orclar'ın destan yazdığı, yönettiği bir dünya görmek istiyorum :D Sizlerin de bu kadar "kötülük zaten içimizde" yorumlarından sonra (referans da tamamdır) haklı olduğumu düşünüyorum. Ayrıca buradan önümüzde çıkacak iyilik savunucularına sesleniyorum: Bir müsaade edin kötülüğü hükmederken görelim ki iyiliği özleyelim :)

Çevrimdışı Rang Baru

  • **
  • 168
  • Rom: 0
  • "Ningun mar en calma hizo experto a un marinero"
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #11 : 18 Ağustos 2016, 16:45:45 »
Sonunda kötülere (!) hak ettiği değer veriliyor. Güzel başlık :) Açıkçası konuyu biraz farklı boyuta taşıyacağım mazur görün fakat ben bu iyilerin kazanmasından bıktım usandım artık. Her oyunda filmde aynı senaryo. Güncel filmden örnek vereyim, Xmen ve suicide squad filmlerinde boss bir base de büyüler müyüler yapıyor. Kahramanlarımız küçük adamları döve döve geliyor. Boss yeniliyor ve ta daaa! Artık bir kötünün galibiyetini, yıkımı, kaosu görmek istiyorum. psikopat Jared Leto'lu Joker'in, Alduin'in, Raistlin'in, Sithler'in, Orclar'ın destan yazdığı, yönettiği bir dünya görmek istiyorum :D Sizlerin de bu kadar "kötülük zaten içimizde" yorumlarından sonra (referans da tamamdır) haklı olduğumu düşünüyorum. Ayrıca buradan önümüzde çıkacak iyilik savunucularına sesleniyorum: Bir müsaade edin kötülüğü hükmederken görelim ki iyiliği özleyelim :)

Bu istedigini birgun alacagina dair seni temin ederim

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #12 : 19 Ağustos 2016, 16:42:33 »
@Amrasamandil: Bilimsel örnekle kötülük parçamız dedikte: Hemen "Yaşasın Kötülük" flamalarını da asmayalım :D.

Eh, prensip olarak, iyilik ile kötülüğün içi içe geçmiş olduğuna çoğunluğumuz hemfikirizdir sanırım :).

Ben, Matt Ridley'in kitabından, iyiliğin ne kadar kıymetli olduğunu çıkarsamıştım. İyilik adı altında yapılan herşeyin iyilik olmayacağını da ("Amaçlar araçları meşru kılar mı?" sorunsalı da buradan mı geliyor acaba?).

Kısaca, kötülük kol gezerken, iyiliği hemen tanıyamasak bile daha da kıymete biniyor, derim :).

Başlığımıza ve konumuza uygun bir örnek daha:

Amadeus (Sinema): Antonio Salieri. Salieri! Ah, Salieri! Bestelerinin önce yeryüzünü sonra da cenneti doldurmasını arzulayan Salieri!

Müziğini, Yaradan’ın hizmetine adamayı amaçlar. Ama bestelerin ardındaki inceliği ve ayrıntıyı görebilmesine rağmen, yoktur yeteneği. Yaradan’ın, Mozart gibi kural tanımaz bir rezile yetenek bahşetmesiyse kahretmiştir onu.

Salieri, amacı çok şahsi olsa da, oldukça gerçekçil bir kötü portresi. Doğrudan Yaradan’a kızıp onun yarattığı mucizeyi yok etmeye girişir. Gene de uhreviliğe bağlılığını sürdürmekten geri durmaz. Kininin kökeni, en sevdiği tarafından ihanete uğramışlık hissidir. Güzelliğin ne olduğunu bilir. Güzel olanı kendi icra edemediği için hayıflanır. Günahkâr zevklerden uzak durur. Yok etmek istediklerini ise dünyevi cazibeler ile ayartır. Belki de, kralların ve otoritelerin rızasını alayım derken, ilahi olan ile bağını fark etmeden çok önce koparmıştır da, haberi yoktur.

Lanet! Salieri’nin o tanıdık ve eşsiz gelen kötücüllüğünü doğru dürüst tarif edemiyorum!

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #13 : 19 Ağustos 2016, 17:13:05 »
Kötülüğü hükmederken gördük aslında. Sissoylu böyle başlar. Hatta kehanetin seçilmişinin başarısız olduğu bir ortamda geçer seri. Sonrasında iyiler bu karanlık ortamda atağa geçer.

Öyle ya da böyle, kötülüğün hükmettiği evrenler mevcut. Elric'te de Kaos ve Düzen'de Kaos'un tamamen dünyayı ele geçirdiği bir dönem var. Kaos ipleri ele aldığında olanlar ve insanların ruhsal olduğu kadar fiziksel açıdan da geçirdiği değişim oldukça dikkat çekici.

Ek: Ejderha Mızrağı'nda da kötülerin hüküm sürdüğü bir dönem var aynı şekilde. Solamniya Şövalyeleri'ni alt eden Takhisis Şövalyeleri'ni unutmamak gerek. Kendilerine Solamniya tarzı rütbeler bile seçmişlerdi.

Ve Salieri,

Amadeus bende çok ama çok ayrı yeri olan bir film ve Salieri yorumu da bambaşka bir şaheser benim için. Film ayrı, Salieri ayrı bir başyapıt bende.

Bir de Yaradan'a kızmak demişken, o meşhur repliği yok mu:

Alıntı
"All I wanted was to sing to God. He gave me that longing... and then made me mute. Why? Tell me that. If He didn't want me to praise him with music, why implant the desire? Like a lust in my body! And then deny me the talent?"

Ve,

Alıntı
"Tanrım, bu bana nasıl bir cezadır ki bu adama böyle bir yetenek verdin, bana ise sadece bu yeteneği anlayabilecek kadar bilgi verdin.

Çevrimdışı

  • **
  • 82
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kurgu Alemlerde Kötülüğe Göz Kırpma
« Yanıtla #14 : 21 Ağustos 2016, 02:01:23 »
Ortamın tadını kaçıran adam olmak istemem ama Salieri ile ilgili yapılan film tarihi gerçeklerle tam manasıyla örtüşmüyor. Film büyük oranda Salieri'ye iftira boyutunda yakıştırmalar yapıp Mozart ile arasındaki ilişkiyi dramatize ediyor. Esasında gerçek hayatta, filmde gösterildiği kadar büyük bir rekabet yok aralarında, dahası Salieri de hiç de yeteneksiz sayılmaz. Yapımcı bu iki karakteri alıp kendi kafasına göre kurgulamış biraz, ekran başındaki insanlara hoş gelecek bir duygusal ağırlık yüklemiş. Tıpkı Mel Gibson'ın Cesur Yürek filminde William Wallace / Robert de Bruce için yaptığı gibi.
"Demire şeklini veren demircinin iradesidir, çekicin darbesi değil." - Turram oğlu Kopram, Hakon'un demircisi