Kayıt Ol

Umay~ek$isözlük alıntısı.

Çevrimdışı Jejune

  • ***
  • 658
  • Rom: 1
  • *LucillaClarté'm. ~
    • Profili Görüntüle
Umay~ek$isözlük alıntısı.
« : 15 Mart 2008, 16:04:51 »
ben bilmiyordum anne.
umay birazcık sihirliymiş.
melek gibi, kuş tüyü gibi, bazen de ekşi elma.. ama en az herkes kadar adem ve havva..
hep deniz'in işi ama, o gösterdi bana o'nu.
bir mart ikindisiydi, beyazıt meydanında sallana sallana yürürken,bir eli de telefonda,birden dikildi karşımıza..
keşke o ana bir daha dönebilsem anne, bir kez daha..gözlerine daha dikkatli bakabilsem onun, o an'ın cereyanında..nerden bilirdim ki o gözlerin bütün bir baharı mühründen geçirip her bi' şeyi bu kadar temize çekebileceğini..ki kendini de temize çekecekti tabi bir parça..
elini daldırdığı bir reçel kavanozu parmak uçlarını kemirmişti onun arsızca, uzun zaman önce..öğrendim sonradan.. çok şey taşımıştı daracık omuzlarında ve kocaman kalbinde.. öyle bir yorgunluğun ortasında düşmüşüz ki birbirimizin hikayeleri içine, o da çok şaşmıştı..

hep derdi: "sen de nerden çıktın be mabel?"

hiç bilmiyorum..ya her şey bi' tesadüftü, ya da hiçbir şey..ikincisine inanıp her bi' şeyi pandora'nın kutusuna emanet ettik.
o kadar çok şey oldu ki lafı neresinden yırtıp nereye diksem bilmiyorum.
kiliseden mum, camiden tesbih çaldık; aynı kalorifer üstünde ellerimizi ısıtmaya çalışırken kaloriferi değil birbirimizin elini sardık; yağmurda da yürüdük kilometrelerce, güneşte de..
kuzguncuk-çengelköy-anadolu hisarı ve kanlıca'yla seviştiğimiz o güzel bahar gününü kim unutabilir ki?ya da yeni çıktığım evin ilk gecesini onunla birlikte sabah edişimizi..
karaköy meydanında dudaktan öpüşüp yaşlı simitçiye fişlenişimiz, mabel çikolata dükkanından kaptığımız sakızlar, ismek'li teyzelerle girdiğimiz nargile muhabbeti, gittiğimiz filmler, çalıp söylediğimiz şarkılar, atladığımız istanbul vapurları, dinlediğimiz istanbul martıları..
yarın'a dair hayaller, yarın'ı sorgulayan sorular sorunlar ve isyanlar..
anneden babadan habersiz birbirimizin yanına, istanbul'a-edirne'ye kaçmalar göçmeler..
ama tabi bu kadar genel değildi anılar..
söz konusu o olduğunda, kelimeler yoksullaşıp sığlaşıyor, anılar bulutsu bir çuvala dolup çoğaldıkça çoğalıyor ve şekerleniyor, aklım kalbimin ayakları altında hırpalanıyor..ama anı anlatılmıyor anne.. beni en iyi sen anlardın bir zamanlar ama inan anlatılmıyor..sana bile..

ben ilk defa böyle seviyorum anne..
düşmesin diye ardından koşturduğun o küçücük oğlan çocuğu belki de ilk defa senin sevgini birkaça katlayan bir oğul ihanetinde..
ne bileyim, ben hiç trene binmemiştim o'ndan önce, ya da dolmamıştı gözlerim giden bir tren vagonu için..haydarpaşa'yı ve nazan'ı hiç bu kadar canıma katıp sevmemiştim, ya da edirne yolu için 30 ytl de biriktirmedim kimse için haliyle.

ne bileyim anne..hiçbirimizin kanatları yok evet, ama hayat bazen konfetiler döküyor saçımıza sihirli sandıkların önünde, çocuklaştırıyor bizi, barıştırıp küstürüyor kendimizle ve birbirimizle..
umay'ın verdiği nefesi tam da orada hissediyordum işte..geçmişinin derin tecrübesi, yarınındaki birkaç koca soru işareti ve bugünün o umursamaz güleryüzlü konfetisi..
kimse bilmez aslında ,o susmak bilmeyen bir şiir dinletisi.

yarın ne olur bilmem ama, ben o şiirleri yeni yeni okuyorum işte be anne, kızma küsme bana n'olur,onu sevdim diye.mavi nevresimlere, yeşil duvarlara, beyaz kapılara ve o kırmızı koltuğa sor, onlar söylesinler..yaşaşayım sonu her neyse.

asmalı çardakta uyurken yazları, bazı geceler ay birden yükselirdi, taa biz küçükken..ummadığım anda doğan aylar büyütürdü masallarımızı, uyuturdu çocuk gözlerimizi ve rüyalarımızı..
işte şimdi tam da o çocuk zamanlarımın huzurlu uykuları, rüyaları, gündüzleri ve geceleri gibi bir göğe dalıp gidiyorum.
bırakıp ellerimizi gidiyoruz biz..ki ne ufka bakıyorum ben ne de ardıma.ne isterim ki artık, üstüne bir de 4 tekerlekli bisikletim olsa!

umay..elbette ki sabaha yetiştirmeye çalışılan bi yazı değil o..olsa olsa kalbimin türlü köşelerinde türlü coğrafyalarında yapılacak ve yapılmakta olan heyecanı/macerası/tatlısı/tuzlusu/ağrısı/sancısı/sihri ve de şehri bol bir arkeolojik kazı!!! buldukça gördükçe ağladıkça ve güldükçe zenginleşen, çoğalan, dinlenen ve dillenen..

bildiğim bir şey var anne..ki çoktan eminim..
bir
tek
ben
değilim
çok
seven..
o zaman yaşasın!!
tıpkı o'nun dediği gibi, sen de korkma artık, korkma şimdi ve anla..
"korkma anne,
aşk seni de öldürmedi, hatırla.."

ben kim miyim anne?
ben yeryüzüne saldığın o uçsuz bucaksız harita..
bir ucum güneyi görüyor artık, bir ucum salt trakya!

şeritlerimiyse kimse göremez, onlar umay'a..birazı toz şeker, birazı ekşi elma..
yani işte bilirsin, biliyorum..
herkes kadar ademiz biz de..ve herkes kadar havva.

Çevrimdışı Lucilla Clarté

  • ****
  • 935
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Umay~ek$isözlük alıntısı.
« Yanıtla #1 : 15 Mart 2008, 17:42:58 »
''ne bileyim anne..hiçbirimizin kanatları yok evet, ama hayat bazen konfetiler döküyor saçımıza sihirli sandıkların önünde, çocuklaştırıyor bizi, barıştırıp küstürüyor kendimizle ve birbirimizle..
umay'ın verdiği nefesi tam da orada hissediyordum işte..geçmişinin derin tecrübesi, yarınındaki birkaç koca soru işareti ve bugünün o umursamaz güleryüzlü konfetisi..
kimse bilmez aslında ,o susmak bilmeyen bir şiir dinletisi.''


Pff çok güzel yazıymış btnm sağol  :-\