Kayıt Ol

Stranger Things

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #15 : 27 Ekim 2017, 11:09:31 »
Sezon 2 yayında, Canavar Uzmanı Sadettin Teksoy görevde... İzliyoruz...

Çevrimdışı OZ

  • ***
  • 401
  • Rom: 5
  • Melanj
    • Profili Görüntüle
    • http://bortubocekgaleri.com/
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #16 : 27 Ekim 2017, 12:47:19 »
Sakata gelmeyelim  8)
"Rebellions are built on hope"

Çevrimdışı yavanna

  • **
  • 109
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #17 : 27 Ekim 2017, 13:35:06 »
Spoiler yemeye geldiiim, zaman geçmiyooorrrr, akşam olsa da panduflarımı giyip salepimi alıp diziye gömülsem  :clap

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #18 : 27 Ekim 2017, 17:36:49 »
Sezon 2 yayında, Canavar Uzmanı Sadettin Teksoy görevde... İzliyoruz...

Sadettin Teksoy'la fragman çekmek kimin aklına geldiyse kutluyorum. Cidden çok iyi olmuş :) Üstelik sadece Teksoy'u koyalım, bilindik lafını etsinden daha fazlası var bu çalışmada. "Sakata gelmeyelim burada," "İn cin top oynuyor" gibi laflar ve tabii o parmak hep zamanında kendi programında sık sık kullandığı sözler ve hareketler. Adamlar cidden çalışmasını yapmış da çekmiş fragmanı :)
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #19 : 27 Ekim 2017, 19:52:17 »
Cidden öyle. O reklam, şimdiye kadar diziye ilgi duymayanda bile bi' kıpırdanma yaratır :D

Sakata gelmeyelim  8)
Canavarla, cinle uğraşıp, o lafı sarf etmesine bir türlü alışamamaşımdır :D
Spoiler yemeye geldiiim, zaman geçmiyooorrrr, akşam olsa da panduflarımı giyip salepimi alıp diziye gömülsem  :clap
Spoilersız ilk bölüm yorumu: İlk sezonla bağını koparmadan ikinci sezona giriş hazırlığı yapılmış. Öyle devam edeceğe benziyor. Bunu sevdim. İlk sezondakiler yaşanmamış gibi davranılsaydı rahatsız olurdum. İlk sezonun sonunda varılan ilişkilerin üstüne yeni katlar çıkılacak olması isabetli olmuş. Yeni karakterler ve yeni yan hikayeler de cabası.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #20 : 06 Kasım 2017, 16:49:34 »
2. Sezonu bitirdim. Ve bazı endişelerimin gerçekleştiğini fark ettim.

Birinci sezon dizi değil de, 8 bölümlük film gibiydi. Gizemin çözümünde, yan hikâyeler ve farklı grupların farklı gaye ve yöntemlerle olaylara dâhil olması diziyi zenginleştiriyordu. Grupların kaderleri kesişmeye yaklaştıkça heyecanda artıyordu. Sonra gelsin büyük final.

İkinci sezonda da aynı formül uygulanıyor. Eh, birinci sezon başarısından sonra yeni formül uydurmaya gerek yok zaten. Ama bu sefer birinci sezonda tutturulan kıvam burada tam tutturulamamış. İkinci sezon, birincinin tam zıddına dönüşmesine ramak kalmış; bir filmden 9 bölümlük dizi çıkarılmaya meyletmiş.

Yeni yan karakterler ve hikâyeler eklenmiş. Birinci sezondaki karakter gelişimlerini ve hikâyeleri ilerletip geliştirilmeye çalışılmış. Bu esnada dizi yer yer durağanlaşmalar, tempo düşüklüğü ve ana konudan ufak sapmalar oluşmuş. Burada birden fazla etmen var. Bazısı karakterden, bazısı yan hikâyenin kendisinden, bazısı da zamanlama ve zamanın kullanımıyla alakalı anlatım tercihlerinden kaynaklanıyor. Karakter ve olay gelişimi için gereksiz olduklarını iddia edemem. Ama kamera ne zaman ana konu dışına çıkıp Eleven’ınkinin dışındaki yan hikâyelere/olaylara kaysa bende bazı hoşnutsuzluklar oluşmaya başladı.

Spoiler: Göster


Max ve abisi Billy’nin hikâyesi uzatılmaya gerek duyulmayacak kişisellikteydi. Abiye zaten başından beri uyuzdum. Sırf bizimkileri tehdit etsin diye yaratılmış bir karakter olduğunu öğrenince daha da uyuz oldum. Aile sorunları yüzünden kötü olduğu düşünülsün istenmiş. Yine de bu karakterinin gereksizliğine gerekçe değil. Zaten ailede çelişki yumağı. Kızın annesi artık nasıl bir adamdan ayrıldıysa, sorunlu evlada sahip sinirli bir adamla evlenmiş. Max’sa kötüde olsa öz babayı seven çocuk mu bilinmiyor. Tabii bunun dizinin çoktan şişmiş yan hikâye kontenjanında ne yeri, ne önemi var.

Bob, katalizör olarak aktif ve önemli bir yan karakterdi. Bu büyük kusur mu? Hayır. Buradaki sorun, Bob’un hep katalizör olarak kullanılması. Hikâyenin İsviçre çakısı görevi üstlendirilirken bu yönü fazla öne çıkıyor. Varlığı, iyi ve maharetli adam kalıbından sıyrılıyor. Senaristlerin ihtiyaç duydukları yerde kullandıkları bir araca dönüşüyor; karaktere değil. Bu özelliği sayesinde sevildiği doğru. Ama işlevselliği o kadar üstteki, Bob olmasaymış ikinci sezon olmayacakmış gibi geliyor. Will’in ailesinin huzurlu hayatı oluşturmak ve bunu yansıtmak için Bob var. Will’in başına iş gelmesinde yine Bob’un payı var. Şerifin bulunmasında ne olduğu anlaşılmayan şekilden mana çıkaracak kişi elbette bulmacaları seven Bob’dur. Çocukları Eleven’a yardım etmeye teşvik eden Bob’un varlığıdır (Burada da ilginç bir soru ortaya çıkıyor, “Bu bilgi ekibin geri kalanına ve seyirciye neden dizinin bitimine yakın veriliyor?”). Will’in annesinin gözü, Bob’u düşününce kararır ve yapması gerekeni yapar. Bob karakterden öte, senaristlerin kurtarıcısı olmuş.

Nancy’nin yaşadığı vicdan azabından Steve’le ayrılmalarını kötüye yoramam. Ta ilk sezondan kalma belirsizlik varken, Jonathan’la ilişki yaşattırılmasıysa zorlama olmuş. Evet, zorlama. Nancy –Jonathan beraberliği bekleyenler “Ne zorlaması?” diye sorabilirler. Şöyle ki: Nancy-Steve ilişkisi güzel gelmişti, çünkü pislik popüler oğlan ile iyi ve güzel kız klişesinde ilerlemiyordu. Jonathan uzaktan seven iyi adam olarak, Nancy’ye âşık silah arkadaşı rolünde daha orijinal ve sahici gelmişti. Nancy ve Jonathan’ı bir araya getirmek için kalbi kırık bir Steve yaratılmasını beğenmiştim. İlişkiler her zaman istenildiği gibi yürümez, değil mi? Steve ve Jonathan farklı sebeplerden dolayı yer değiştiriyorlar. Nancy ve Jonathan’ın arasındaki adı konulmamış tansiyonun, komplo teorisyeninin tahlilleri vesilesiyle fırlayıp ilişkiye dönüşmesiniyse sindiremiyorum. Birinci sezondaki Nancy-Steve ilişkisindeki klişe ötesi inceliğe ve doğallığa şahit olduktan sonra bunu kabul edemem. Tamam, kız gerçek aşkıyla olur klişesini yapmak istemişler. Kabul. Özellikle Nancy’nin aşk değil vicdan temizliği yolculuğuna çıkmışken Jonathan’la ilişkisinin böyle oldubittiye getirilmesi hoşuma gitmedi. Dizinin kendi yarattığı meziyetlere sırt çevirmesini yakıştıramadım.

Birinci sezonda şerifin senaryo zırhıyla donatılması hoşuma gitmemişti. Özellikle, yapımın referans aldığı filmlerdeki ilişkileri daha modern ve ikna edici biçimde yorumladığı düşününce bu daha da dikkat çekiyordu. Her şeyi sessiz sedasız hallederek de çözebilecekken işi adam öldürmeye kadar vardırabilecek devlet görevlileri vardı. Ama ne hikmetse elinde revolveriyle koca araştırma binasını basan şerifi izlemekle yetinmiştiler. İkinci sezonda da şerif bu derece etkin senaryo zırhı taşımaya devam ediyor. Modern FPSlerdeki gibi takım arkadaşı gelince dirildi resmen. Burada dizinin zaman kullanımı konusunda yarattığı ufak kafa karışıklığının da payı büyük.

Dizinin, farklı yerde farklı zamanlarda hikâyeler sunma özelliğinden gelen “Ne ara oraya geldi(ler)? Ne zaman oldu?” durumları oluşabiliyor. Şerife yardım etmeleri mesela. Eleven’ın çıktığı yolculuğu burada muaf tutuyorum.

İzleyiciye bir şeyler hazırlatmak için kullanılan anlık hafıza tazelettirme anları hoşuma gitmedi. Mesela, Will’in başına gelenler bir kez daha doktorun konuşmasıyla hatırlatılır. Konuşmalar zaten yeterince açıklayıcıyken buna gerek yok. Dizi olmasına kıyasla izleyicinin aradaki bağlantıyı pek ala yakalayabilecekken de kuşku yok. Bu yola başvurulması seyirciyi etkilemek için yapılan gereksiz vurgulama gibiydi. Bir tek Eleven’ın hatırlama sahnelerini gereksiz bulmadım.


Hiç mi beğenmedim? Hayır. Beğendiğim yönleri tabii ki oldu.

Spoiler: Göster

Eleven güçlü bir karakter olduğundan olabildiğince ana hikâyeden uzak tutulmaya çalışılmış. Bunun için yazılan yan hikâyeyi çok beğendim. Kız hem yeteneğini kullanmada gelişim gösterdi hem de tarz sahibi oldu. Star Wars Episode VI’da Luke’un eğitim alıp tarzını değiştirerek İmparator ve Darth Vader’la yüzleşmesi gibiydi. Eleven’ın gücünü kontrol için öfkelenmesi gerekince düşündükleri bile hoşuma gitti.

Eight (Kali) karakterini ve çetesini de beğendim. Eight ile Eleven arasındaki usta-çırak ve zıt kutuplarda duran kız kardeş ilişkisi keyifliydi.

Steve! Karakterini zaten iyi çizilmişti. Öyle de devam diyor. Dustin’e verdiği öğütlerle falan kendine yeni bir yol çizdi.

Dustin, Lucas ve Mike’ın, “Oğlanlar kızların varlığını keşfeder.” hikâyesi fena değildi be. Mike, ekip dağılıyor diye Max’a kızarken, Eleven’ı özlüyor. Dustin ve Lucas’ın Max’ın gönlünü kazanmak için farkında olmadan yarışıyor. Seçtikleri yollar, kadın erkek ilişkileri açısından yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler hakkında üstü kapalı tüyolara dönüşüyor.

Dustin’in yeni dişlerini fark ettirmek için hırlamasına koptum ya. Uff Dustin!  İyi ki Steve akıl hocalığı yaptı. Yoksa yanlış yoldaydın. Dustin’in aşk macerasında Nancy’nin yardımı da şıktı hani. Dustin her teklifte geri çevirilince Nancy’nin onunla dans etmesi öyle hafife alınacak bir yardım değil. Nancy etraftaki kızların psikolojisine oynuyor. Alfa dişi olarak diğer dişilere Dustin’in dikkate değer olduğu sinyalini veriyor. “Kızlar o yaşlarda aptaldır.” lafınaysa katılmıyorum. O yorum yakışmamış. Neyse, bu kadar evrimsel güzelleme yeter.

Lucas ve kız kardeşinin didişmelerini izlemek keyifliydi.

Hükümetin bu sefer iyi ve anlayışlı adamı oynayarak durumu kontrol altına almasını köklü ve güzel bir değişiklik olmuş. Önceden bir hükümetle bir de neyle karşı karşıya olunduğunu bilmemekten karışıyordu. Şimdi sadece bilinmezle olan mücadelede ne yapılacağına karar verememek var.

Doktor Sam Owens’ını da hükümetin yeni yüzü olarak beğendim. Ara yol bulmaya çalışırken endişelerini saklamaya çalışması ve ideallerini koruma çabasını izlemek zevkliydi. Oyuncu zaten Aliens filminin kötü adamı. İzlerken taraf değiştirip değiştirmeyeceği şüphesi uyandırıyordu.

Bob'un cadılar bayramı için Dracula kılığına girmesi tebessüm oluşturdu. Sebebiyse Will'in annesini oynayan Winona Ryder'dır. Dracula uyarlamasında Mina'yı canlandırdığından, dizide bir vampirle(!) romantik anlar geçirmesi komiğime gitti.


Genel olarak ikinci sezondan aldığım tatlar aşağı yukarı böyle. Hatırlamayıp da yazmadığım kadar, fark etmediğimden ya da aklıma gelmediğinden ötürü yazamadıklarım vardır. İkinci sezon kötü değil. Sadece evreni genişletip hikayeyi ilerletmek için atılan bazı adımlarda kıvam tutturulamamış.

Üçüncü sezonda bakalım neler olacak?

Çevrimdışı yavanna

  • **
  • 109
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #21 : 07 Kasım 2017, 09:42:09 »
@Bay_Karamsar; söylediklerinin büyük bir kısmına katılıyorum. Ve hatta ben zengin oğlanla biten ilişkilerine üzüldüm, eğlenceli bir tipti, o da zenginleştirilebilirdi. Benim en çok takıldığım nokta; çocuklar evde yaşamıyor ama aileler bu konuda oldukça rahat. Hadi Mike ailesini anladık da hepsinin bu rahatlığa ulaşması? Bilemiyorum bu küçük ayrıntılar bence detaylandırılabilirdi. Çocuklar bu kadar rahat hareket edememeliler. Okula zaten gitmiyorlar. Hafta sonu olarak zaman dilimi mi düşünüldü? Öyleyse kısa bir süreç. Kaldı ki bu esnada Eleven seyahat ediyor, olaylara karışıyor, geri geliyor vsvsvs Kopukluklar çok fazla, biz olayı verelim detayları "salla" gibi bir durum söz konusu olmuş.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #22 : 07 Kasım 2017, 12:50:55 »
Steve zengin miydi? Aklımda sadece okulun popüler çocuğu olarak kalmış. Neyse, Steve demiştik. Farklı bir koldan karakteri zenginleştirilmiş aslında. Üçüncü sezonda ne olur bilinmez elbette.

Hikayenin yürümesi için göz yumulan şeylere gelirsem; oluyor elbette. O tip ayrıntıların üstüne fazla gidemiyorum. Fakat bu, hikaye yürüsün diye yapılan bazı tercihlere hoşgörüyle yaklaşılacak manasına da gelmemeli.

Spoiler: Göster

Şerifin normalde ölmesi gereken durumda ölmemesi. Eleven'a özgürlük verilsin diye senaristlerin Doktoru yaralı bırakıp öldürmemesi. Senaristlerin, Nancy ve Jonathan'ın ses kaydını alabilmeleri için üzerlerini arattırmamaları... Kritik noktalarda müdahale edinildiğini hissettiren dokunuşlar bunlar.

Çevrimdışı Selcen

  • *
  • 8
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #23 : 07 Kasım 2017, 23:25:02 »
Bu dizinin sorunu sezon finalini mutlu son yapma tutkuları. İlk sezonun sonunda Will bulunduğunda hadi kapı kapandı demogorgon yok oldu muhabbetine girmeden orayı muallakta bırakmaları gerekirdi. Her sezon sonu Gate kapandı yapıp bir sonraki sezon bir bahaneyle tekrar açmaları son derece komik ve aptalca bir fikir.

 
Spoiler: Göster
Aklıma gelmişken, Joyce soğuğu sevdiklerini üstüne basa basa söylemesine rağmen demo-dog'un leşini buzdolabına koyan koca yürekli kuş beyinli Steve & Dustin ikilisine bir alkış lütfen.
if this is to end in fire
    then we shall all burn together

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #24 : 08 Kasım 2017, 10:33:47 »
Sondan bahsetmişken, Dustin'e kurulan komplo aklıma geldi. Senaristlere parmak sallayıp, "Sizi üçkağıtçılar sizi!" diyesim var :D (İç Ses: Yazıyla da olsa bunu dedin :D)

Spoiler: Göster

Balo kısmında Dustin'i eşsiz ve dostsuz bırakabilmek için "Zombie Boy!" lakabıyla aşağılanan Will'e bile şipşak dans partneri yazmışlar ;D

Çevrimdışı yavanna

  • **
  • 109
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #25 : 08 Kasım 2017, 13:58:38 »
Steve zengin miydi? Aklımda sadece okulun popüler çocuğu olarak kalmış. Neyse, Steve demiştik. Farklı bir koldan karakteri zenginleştirilmiş aslında. Üçüncü sezonda ne olur bilinmez elbette.

Hikayenin yürümesi için göz yumulan şeylere gelirsem; oluyor elbette. O tip ayrıntıların üstüne fazla gidemiyorum. Fakat bu, hikaye yürüsün diye yapılan bazı tercihlere hoşgörüyle yaklaşılacak manasına da gelmemeli.

Spoiler: Göster

Şerifin normalde ölmesi gereken durumda ölmemesi. Eleven'a özgürlük verilsin diye senaristlerin Doktoru yaralı bırakıp öldürmemesi. Senaristlerin, Nancy ve Jonathan'ın ses kaydını alabilmeleri için üzerlerini arattırmamaları... Kritik noktalarda müdahale edinildiğini hissettiren dokunuşlar bunlar.


Steve zengin, dedi ya aile işinde çalışıcam, şartlar iyi yol yemek sigorta falan,gerek yok üniversiteye (:
Şerif demişken, nen mi kaçırdım bilmiyorum ama ölülere ait detaylar hep vardı etrafta, ama Barbara'nın hala hiçbir kalıntısına rastlanmadı. Bunun altından bir şey çıksın çok istiyorum :d
Sam(bob) meselesine de bir o kadar takığım ben. Çocuğu gazlayıp çık karşısına dediğinde acaba bu da mı upside downlugillerden diye düşündüm bir ara. Doğru düzgün bir şey yaşayamadıkları kadının arkasından gözünü böyle karartıp gitmesi, gerçekçilikten uzak gibi.

Dustin' kurulan komplo derken? Tam çıkaramadım ama?

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #26 : 08 Kasım 2017, 17:39:25 »
Demek ki Steve'in varlıklılığına dikkat etmemişim :D

Spoiler: Göster

Barbara konusuna gelirsem: Hatırladığım kadarıyla kızcağızın cansız bedenini upside downun bir yerinde bulmuştular. Avlandığı bölümde başına ne geldiği belirsiz kaldığından bir süre ben de merak etmiştim. Hayatta kalması umut ederken akıbetini öğrenmek moralimi bozdu :-\

O iyi yürekli ve maharetli Bob'un ardında gerçekten üç kağıtlar dönüyor. Ama upside downun değil, senaristlerin kuklası olduğundan şüphelendirdiği kanaatindeyim. Hikaye anlatımda, Bob acil durum araç kiti gibi bir şey. Mesela:

Senarist 1: Olayların patlak vermesi için Will'in yakalanması gerek. Çocuğu canavara nasıl yakalatıcaz?
Senarist 2: Kolay. Bob, Will'e aklınca akıl hocalığı yapmaya kalksın. Will'de canavarla yüzleşmek için kaçmayınca yakalanır.
Senarist 1: Tamamdır. Oldu bu iş.

Will'in annesiyle aralarındaki ilişki bir süredir var. İki sezon arasında geçen zaman diliminde kadının gözünü karartacak kadar aralarında tutkulu bir ilişki yaşanmasını sağlayacak kadar süre var. Bob gibi şeker gibi adam söz konusuysa hem de, neden olmasın?

Lakin evet. Burayı kazıyınca da sorular oluşuyor. Bob ve Will'in annesi yıllardır aynı kasabada yaşamalarına rağmen Bob oraya dışarıdan gelmiş biri gibi hayatlarına ansızın girmiş gibi. Kadına da yıllarca platonik aşk beslemiş. Ama niyeyse kendini göstermek için birinci sezonun bitmesini beklemiş. Neden acaba ;)?

Bu tip durumların sebebini, senarist-yapımcıların diziyi en başından tek sezon olarak tasarlamış olmalarına bağlıyorum. İş beklentilerin ötesini aşıp ikinci üçüncü sezonlara kadar uzayınca böyle küçük pürüzler çıkıyor. Neyse ki o tip ayrıntılar seyir zevkini aşırı baltalamıyor. Karakteriyle diziyi baltalayan yok mu? Elbette var, Max'ın abisi. Hikayeye ne katkı sağladığı anlaşılamayan, zorlama ve özellikle gıcıklaştırılmış biri.

Dustin'e kurulan komplodan kastım karakterlerin bilinçli olarak yaptığı bir şey değil. Şu yaramaz senaristlerimizin başının altından çıkan tezgahı kast ediyorum. Oğlan (Dustin) baloya gider. Tüm çabalarına rağmen tüm teklifleri geri çevrilir. Sonra biri çıkar ve gecesi hüsranla sonuçlanmaktan son anda kurtulur. Bunun için önce bir başına kalması gerek. Senaryoda ona göre kurgulanmış. Gruplarından iki kişi dans edip diğer ikisi kenarda duysaydı Dustin ile Nancy dansının etkileyiciliği biraz sönükleşirdi. O yüzden Will'e bile dans eşi bulununca, Dustin'in durumunun hafif dramatize edildiğini hissettim. Yani sezonun başından beri kızlarla ilişkisini geliştirmek için hevesle çabalayan oydu. Baloda yalnız kalması, Nancy'nin onunla dans etmesini daha etkileyici kıldı. Hem bu sayede, Steve'in kalbini -kişisel ve haklı gerekçelerle- kıran Nancy Dustin'e yardım ederek, kırık kalp tamircisine dönüştü.

Anlayacağınız hikaye dramatizasyon teknikleri. "Komplo" diye özetlemek isterken ima ettiğim buydu.

Çevrimdışı yavanna

  • **
  • 109
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #27 : 09 Kasım 2017, 08:45:31 »
Demek ki Steve'in varlıklılığına dikkat etmemişim :D

Spoiler: Göster

Barbara konusuna gelirsem: Hatırladığım kadarıyla kızcağızın cansız bedenini upside downun bir yerinde bulmuştular. Avlandığı bölümde başına ne geldiği belirsiz kaldığından bir süre ben de merak etmiştim. Hayatta kalması umut ederken akıbetini öğrenmek moralimi bozdu :-\

O iyi yürekli ve maharetli Bob'un ardında gerçekten üç kağıtlar dönüyor. Ama upside downun değil, senaristlerin kuklası olduğundan şüphelendirdiği kanaatindeyim. Hikaye anlatımda, Bob acil durum araç kiti gibi bir şey. Mesela:

Senarist 1: Olayların patlak vermesi için Will'in yakalanması gerek. Çocuğu canavara nasıl yakalatıcaz?
Senarist 2: Kolay. Bob, Will'e aklınca akıl hocalığı yapmaya kalksın. Will'de canavarla yüzleşmek için kaçmayınca yakalanır.
Senarist 1: Tamamdır. Oldu bu iş.

Will'in annesiyle aralarındaki ilişki bir süredir var. İki sezon arasında geçen zaman diliminde kadının gözünü karartacak kadar aralarında tutkulu bir ilişki yaşanmasını sağlayacak kadar süre var. Bob gibi şeker gibi adam söz konusuysa hem de, neden olmasın?

Lakin evet. Burayı kazıyınca da sorular oluşuyor. Bob ve Will'in annesi yıllardır aynı kasabada yaşamalarına rağmen Bob oraya dışarıdan gelmiş biri gibi hayatlarına ansızın girmiş gibi. Kadına da yıllarca platonik aşk beslemiş. Ama niyeyse kendini göstermek için birinci sezonun bitmesini beklemiş. Neden acaba ;)?

Bu tip durumların sebebini, senarist-yapımcıların diziyi en başından tek sezon olarak tasarlamış olmalarına bağlıyorum. İş beklentilerin ötesini aşıp ikinci üçüncü sezonlara kadar uzayınca böyle küçük pürüzler çıkıyor. Neyse ki o tip ayrıntılar seyir zevkini aşırı baltalamıyor. Karakteriyle diziyi baltalayan yok mu? Elbette var, Max'ın abisi. Hikayeye ne katkı sağladığı anlaşılamayan, zorlama ve özellikle gıcıklaştırılmış biri.

Dustin'e kurulan komplodan kastım karakterlerin bilinçli olarak yaptığı bir şey değil. Şu yaramaz senaristlerimizin başının altından çıkan tezgahı kast ediyorum. Oğlan (Dustin) baloya gider. Tüm çabalarına rağmen tüm teklifleri geri çevrilir. Sonra biri çıkar ve gecesi hüsranla sonuçlanmaktan son anda kurtulur. Bunun için önce bir başına kalması gerek. Senaryoda ona göre kurgulanmış. Gruplarından iki kişi dans edip diğer ikisi kenarda duysaydı Dustin ile Nancy dansının etkileyiciliği biraz sönükleşirdi. O yüzden Will'e bile dans eşi bulununca, Dustin'in durumunun hafif dramatize edildiğini hissettim. Yani sezonun başından beri kızlarla ilişkisini geliştirmek için hevesle çabalayan oydu. Baloda yalnız kalması, Nancy'nin onunla dans etmesini daha etkileyici kıldı. Hem bu sayede, Steve'in kalbini -kişisel ve haklı gerekçelerle- kıran Nancy Dustin'e yardım ederek, kırık kalp tamircisine dönüştü.

Anlayacağınız hikaye dramatizasyon teknikleri. "Komplo" diye özetlemek isterken ima ettiğim buydu.


Spoiler: Göster
Dustin durumuna ben endişeleniyorum aslında. Şimdi bu kızı da kaybetti acaba diyorum 3. sezonda kötü tarafa iter mi bu onu? Arkadaşlarıyla problem yaşar mı? Zaten yeterince klişe gidiyor, neden olmasın?  :aww

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #28 : 09 Kasım 2017, 10:40:16 »
Spoiler: Göster

Dustin'in Max'a yaklaşımı öyle sırılsıklam aşk değilmiş gibime geldi. Onu Max'a çeken ilk şey, "Vay be! Video oyunu oynayan kız! Rekorda kırıyor. Müthiş!" etkisiydi.

Max'ı etkilemek için uğraştı tabii ki. Ama ekiptekilerle kanlı bıçaklı olacak kadar sürtüşmedi de. Lucas'la adı konulmamış bir rekabete girdiğini inkar edemem. Fakat aralarındaki ilişkiyi kökten zedeleyecek kadar sert bir mücadeleye girişmediler. İki ufak centilmen, bir küçük hanımın gönlünü kazanmak için farklı yöntemler kullanarak rekabet ettiler. Küçük hanım kararını verdi ve o anda centilmenlerimiz de aralarındaki dostluğu zedelemeden adsız mücadeleyi sonlandırdılar.

Üçüncü sezonda ne olur? Kim bilir. Olay yine dönüp dolaşıp bizim yaramaz senaristlerimize bakıyor. Ama yine de olmaz diye düşünüyorum. Bu seride, kötü olunacaksa kökten kötücül olunması şart. O yüzden Dustin'in karakterinde köklü değişikliklere gidileceğini sanmıyorum. İki sezon boyunca hangi özellikleriyle sevilmişse onlar korunup üstüne yenileri eklenir. Kötü olsun diye yeni karakter eklerler, Dustin'e dokunmazlar bence.

İçiniz rahat olsun. ;D Ya da olmasın.  ;D Stranger Things bu. Senaristler her an şaşaırtmak için tuhaf işlere baş vurabilir. (Buraya dizinin jenerik müziği girer :D)

Çevrimdışı yavanna

  • **
  • 109
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Stranger Things
« Yanıtla #29 : 09 Kasım 2017, 12:21:10 »
Spoiler: Göster

Dustin'in Max'a yaklaşımı öyle sırılsıklam aşk değilmiş gibime geldi. Onu Max'a çeken ilk şey, "Vay be! Video oyunu oynayan kız! Rekorda kırıyor. Müthiş!" etkisiydi.

Max'ı etkilemek için uğraştı tabii ki. Ama ekiptekilerle kanlı bıçaklı olacak kadar sürtüşmedi de. Lucas'la adı konulmamış bir rekabete girdiğini inkar edemem. Fakat aralarındaki ilişkiyi kökten zedeleyecek kadar sert bir mücadeleye girişmediler. İki ufak centilmen, bir küçük hanımın gönlünü kazanmak için farklı yöntemler kullanarak rekabet ettiler. Küçük hanım kararını verdi ve o anda centilmenlerimiz de aralarındaki dostluğu zedelemeden adsız mücadeleyi sonlandırdılar.

Üçüncü sezonda ne olur? Kim bilir. Olay yine dönüp dolaşıp bizim yaramaz senaristlerimize bakıyor. Ama yine de olmaz diye düşünüyorum. Bu seride, kötü olunacaksa kökten kötücül olunması şart. O yüzden Dustin'in karakterinde köklü değişikliklere gidileceğini sanmıyorum. İki sezon boyunca hangi özellikleriyle sevilmişse onlar korunup üstüne yenileri eklenir. Kötü olsun diye yeni karakter eklerler, Dustin'e dokunmazlar bence.

İçiniz rahat olsun. ;D Ya da olmasın.  ;D Stranger Things bu. Senaristler her an şaşaırtmak için tuhaf işlere baş vurabilir. (Buraya dizinin jenerik müziği girer :D)


Spoiler: Göster
Artık Will'e dokunmasınlar, yeter çok üzdüler çocuğumu ((: Dustin'in ağzı açıldı son bölümde, bir ara tökezledi düştü, sonra ben iyiyim diye kalktı. Bir şey çıkabilir mi? Ben mi çok abartıyorum acaba?  :blink

Bir de yer yüzünde sanırım artık çökemeler gözlemlenecek, çünkü upside down büyüyor git gide, senaryo böyle başlar diye tahmin ediyorum.