Kayıt Ol

Kıyamete Bir Milyar Yıl - Arkadi ve Borist Strugatski

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle

Künye:
 
Adı: Kıyamete Bir Milyar Yıl
Özgün Adı: Za Milliard let do Kontsa Sveta
Yazarlar: Arkadi Strugatski ve Borist Strugatski
Türü: Bilimkurgu
Yayın Yılı: 1977
Türkiye Basım Yılı: 2015
Sayfa Sayısı: 149
Türkçe Basımı: İthaki Yayınları
Rusçadan Çeviri: Hazal Yalın

     Tanıtım:

     Astrofizikçi Dimitri Malyanov’un derdi büyüktür. Tüm konsantresini vermeye çabaladığı bilimsel çalışması, en akla hayale gelmeyecek hadiselerin araya girmesiyle ilerleyemez olmuştur. Sanki açıklanamaz gizli güçler, rastlantının suretine büründürdükleri lanetler yağdırmaktadır üstüne.

     Dimitri, çalışmasına yaklaşmaya çalıştıkça, etrafındaki rastlantısal felaketlerin de yoğunluğu artmaktadır.

     Derdinin dermanı, sormayı akıl edemeyeceği soruda gizlidir. Zincirleme reaksiyon gibi kapısını tıklatacak cevaplarsa pekte hoş değildir açıkçası.

    İnceleme:

     Bilim harikalar ile dolu olmasına rağmen pekte arzuladığımız yönde hayatımızı değiştiremiyor. Devamlı yeni keşifler yapılıyor elbet. Boyuna yeni araştırma sonuçları ve gözlemler yapılıp duruluyor. Lakin sonuçlar, dünyeviyetimizin kısır döngüsünce işe yarar görünürseler, işte o zaman döngüye katılıp, kendilerine yer bulabiliyorlarmış gibi.

     Gerekli bütçelerin denkleştirilememesi. Kurumsal ve ideolojik amaçlar ile bilimsel amaçların çatışması –ve bilimin kaybetmesi. Araştırmaların uzunluğu ve zahmeti. Bilimin doğası gereği yanlışlanabilir bilgi üretmesinin yarattığı teori ve akademik tartışmalar. Bilime sadece faydacılık ekseninde bakılması (“Uzaya çıktılar da ne işlerine yaradı?” soruları). Bilim cevherinden yansıyan ışığın parıltısını, kendi eliyle ve farkında olmadan, kısıyor insanoğlu.

     Strugatski kardeşler, üstü kapalı olarak, tam da bu konuya parmak basıyor işte. Kendi kurgularını, göz boyayıcı oyuncaklardan arındırarak, bilimkurgusal arzularımızın neden bilimkurgusal olarak kaldığını fısıldıyorlar.
    
     Yasakların, dogmaların, aman ne gereği varların, kişisel tatminlerin, evrensel kurallar gibi değiştirilemez gibi algılandıklarında insanoğlunun nasıl yerinde saydığını, hatta kendini yok edebileceğini hatırlatıyor, bu kısacık kitap.

     Yazarlarımızın alegorik olarak kurguladıkları evren yapısı ve kahramanlarımıza yaşattıklarını, hikâyeden soyutlayıp kendi gerçekliğimiz üzerine yansıtınca; ister bireysel ister toplumsal, çıkmaz sokaklara, sonu başlangıç noktasında biten labirentlerde gezindiğimizin de farkındalığına vardırılıyor.

     Kitabın evrensel kurallar alegorisinin kurmaca da ki değeri incelenince, kısacık kitabın içinde kapsayıcı bir arka plan/temel oluşturulduğu gözlenmekte. Sihir, canavarlar, uzaylılar, evrende sadece insanoğlunun olma olasılığı, şans, kazalar, hastalıklar, ödüller, düşmanlıklar, gizli örgütler, aklınıza gelebilecek her türlü şeyi kendi evreninde açıklayabilecek cinsten bir temel. Sıra dışı ve bilinmez olan, bilinip anlaşılabilecek olanın sınırına çekilirken, içerdiği akıl almazlığı da muhafaza ediyor.

     Yazarlarımızın amacı farklı olduğundan dallanıp budaklanmıyor. Ortaya atılan temele dair imalar kapsayıcılık hissi uyandırıyor. Küçük ama mühim kitapları için farklı hikâyelere zemin oluşturabilecek potansiyelde icatları.

     Kıyamete Bir Milyar Yıl’ın imasal yolla aktardığı tespitler oldukça karamsar bir tablo çıkartıyor. Gene de, yazarlarımız umutsuzluğun içinden umudu yeşertmeyi de ihmal etmiyorlar. İmalar ile aktarılan karamsar gerçekliğe karşı başka gerçekler hatırlatılarak doğrudan cephe alınıyor kendi gözlemlerine.

     Strugatski Kardeşler felsefi olmakla edebi olmanın çizgisinde giderken, anlatım tercihindeki bilinçli sapmalar biraz kafa karıştırabilir. Kitabın ilk yarısı üçüncü kişi bakış açısında ilerlerken, bir anlığına birincil tekile geçip üçüncü kişi bakış açısına dönüyor. Gizemin açıklığa kavuşmaya başladığı ikinci kısımda, birinci kişi bakış açısıyla devam ediyor kitap.

     İlk yarıdaki üçüncüden ani olarak birinciye geçişlere önce anlam veremedim. Belli yükselme anlarında yaşandığını fark edince bilinçli bir tercih olduğunu anca kavrayabildim. Yazılı öykü anlatımından ziyade, sinemasal anlatımı akla getiren anlatım tercihiydi bu. Filmdeki karakterin iç sesini duymak gibi. Onu anlamak, onun bakış açısını öğrenmek için kullanılan bir yöntem. Ne diye, ilkindeki anlık parıldamalar ile değişen anlatım, ikinci yarıda süreklilik kazanıyordu? Yaşanan sıradan tuhaflıklar silsilesine mesafeli olacağı muhtemel biz okurlar içindi belki bu. Bir anlığına olaya dâhil olabilmesini sağlamak için yapılmıştı. İlk yarının bizi hikâyeden uzak tutabilecek muallâklığına karşı bir önlemdi belki de.

     Ve ben, bu paragraftan sonra Dimitri’nin eşiyle ilgili kısma başlayıp meseleyi öylece bırakmıştım.
     Tam, yazı bitti, yayınlıyorum derken, Kıyamete Bir Milyar Yıl’a (ve fark edemediğim düzene) yaraşır kozmik dalgalanmanın yan etkisi yaşandı. Paragrafı kontrol ederken “kısım” yerine “ısım” yazıldığını fark ettim. Paragrafı tekrar okuyunca, ilk aklıma gelen paragrafı ikiye bölmek oldu. Başka hatalar var mı diye tekrar göz gezdirirken, işte o an, küçük bir aydınlanma yaşayarak aşağıdaki ek paragrafı yazmaya koyuldum.


     Sonrasında bu anlamlı gelmeye başladı. Buna bağlı olarak da ilk yarıda neden anlık olarak birinci kişi sıçramaları yapılması da. Sonuçta, bu aslında bizlerin (insanoğlunun) muzdarip olduğu açmazın öyküsüydü. Dimitri bizim kitaptaki temsilimizdi. Birinci yarıdaki belirsizlikte, ana karakter kadar biz de belirsizliğe karşı mesafeli, olaylara yabancıydık. Üçüncü kişi bakış açısında, Dimitri’nin biraz yayında onun gibi gözlemci olarak yaşananlara tanıklık etmekteydik. İkinci yarıda, gizemin kısmen de olsa aralanması dönüm noktasıydı ama. Yüklemlendiği anlamlar açıdan, yaşadıkları dünyalarının ortak dertlerden muzdarip olduğu anlaşıldığında, okur ve kitaptaki temsilinin bütünleşmesi anlatım açısından zaruriydi. Dimitri’de, biz de, yaşanan duruma yabancı değildik artık sonuç itibariyle. Birinci kişi bakış açısına tam olarak geçildiğinde, ancak o zaman Dimitri ve biz bir olabiliyorduk.

     Aynadaki kendi yansımamıza yaklaşmamız gerekirken izin verilmemesi o noktadan sonra düşünülemezdi. Ellerimizi uzattığımızda, görüntümüzün bize uzattığı eller ile temasa geçilmeliydi o aydınlanmadan sonra.

     Strugatski Kardeşler, dertlerini sadece doğrudan cümleler kurarak değil, üslubu da çeşitleyerek, inceliklice anlatımı zenginleştirilmişti.

     Hikâyesel anlamda gözüme batan, Dimitri’nin eşinin son kısımdaki tavrı oldu. Biraz da kitabın sonuna yaklaşıldığı için olsa gerek, oldubittiye getirilmiş gibi. Ana konu için önemsiz ama sebep-sonuç ilişkisi açısından da yetersiz kalmış orası. İnsan davranışlarının geneline dayalı gözlemi aktarırken, olası bir insan davranışının oldubittiye getirilmesi, önemsiz de olsa göze battı biraz.

     Kıyamete Bir Milyar Yıl, insanoğlunun kendi kendini nasıl sabote ettiği hatırlatarak, kendine kurduğu kumpastan çıkması gerektiğini hatırlatıyor. Sadece bilimkurgularda görebildiğimiz hayalî geleceğin bilimkurguda kalmaması için.

Küçük Notlar:

-Kitapta H.G.Wells’in Marslılarından bahsediliyor bir iki yerde. Dünyalar Savaşı'nın kanla beslenen Marslıları. Ki özellikle Marslı beslenmesinden bahsediliyor. Bilimkurgunun simgesel davranıp okuyucuyu uyarmak için kullandığı korku unsuru kitabımızda bambaşka şekilde tezahür ediyor.

-Dimitri bir an John le Carrê durumu yaşanmasından bahsediyor. Eski gizli servis üyesi, sonrasının efsane casus romanları yazarı John le Carrê. Burada, kendisinin casusluk kitaplarındaki olaylara atıfta bulunuyor olabilir. Benim aklıma, eski mesleği sırasında soğuk savaşın en büyük çifte ajan krizine şahitlik etmiş olması geldi. İki taraftan da Dimitri’nin dizlerini tir tir titretebilecek cinsten imalar taşıyor.

- Kitapta bahsi geçen Potemkin Zırhlısı sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri. Ünlü Odesse Merdivenleri sahnesine başka filmlerde de göndermede bulunulur.

- Yuri I. Manin adlı matematikçi, kitaptaki kahramanlarımızdan Vecherovsky’ye ilham vermiş.

-Kitap, yönetmen Aleksandr Sokurov tarafından 1988’de Dni zatmeniya (Days of Eclipse, Tutulma Günleri) adıyla filme uyarlanmış. Görsellik ve içerdiği duygusal ton açısından, Strugatski Kardeşlerin bir diğer kitabı olan Uzayda Piknik’in Link 1 Link 2 1979’daki Andrei Tarkovsky imzalı sinema uyarlaması Stalker’ı anımsatıyor. Mühim konuları gayet keyiflice anlatan kardeşlerin kitaplarının film uyarlamalarının kasvetli olması ilginç geldi.

-Son olarak, kitaptan değil de, kişisel çağrışımdan bahsedeceğim. Anime serisi Tengen Toppa Gurren Lagann'da da, insanoğlunun gelişmesiyle yaratacağı olası tehlikeden ötürü zorla kontrol altına alınmaya çalışılmasını konu edinilir. Kitabımızla oldukça paralel bir konu. İnsandaki potansiyelin spiral güç denen bir kuvvete bağlanması, dev robotların dövüşmesini, çılgın aksiyonu, çılgın kahramanları, güzel anime kızlarını, gezegenlerin taş gibi tutulup fırlatılması vb. curcunalı işlerden sıyırınca tabi. Eh, bizimkisi çağrışım işte.

Son olarak:

     İthaki'ye ve kitabı Rusçadan dilimize kazandıran Hazal Yalın'a çok ama çok teşekkürler <3.

     Kitabın kapağı kitapla yaraşır.

     Strugatski Kardeşlerin Pazartesi Cumartesinden Başlar kitapları da yakın zamanda kendileri sayesinde raflardaki yerini aldı. Strugatski Kardeşleri okuma fırsatı yakalarsak kaçırmayalım.

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Kıyamete Bir Milyar Yıl - Arkadi ve Borist Strugatski
« Yanıtla #1 : 12 Eylül 2016, 16:17:21 »
Aslında bu yazının değil, bu başlıktaki yazının portalda olması gerekiyormuş.

Detaylı inceleme için teşekkürler. Yenilerini de bekleriz.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kıyamete Bir Milyar Yıl - Arkadi ve Borist Strugatski
« Yanıtla #2 : 12 Eylül 2016, 18:25:01 »
Estağfurullah  :-[. Sizin yazınızdan sonra okuma listeme eklemiştim.

Hatta bu sayede bana iki kitap okutmuş oldunuz. Ön hazırlık açısından, Uzayda Piknik'i okuma hevesimde, yazınızla beraber kazanılmış olundu :).

İncelemeyi beğenmenize memnun oldum :).

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Kıyamete Bir Milyar Yıl - Arkadi ve Borist Strugatski
« Yanıtla #3 : 12 Eylül 2016, 19:04:36 »
Estağfurullah  :-[. Sizin yazınızdan sonra okuma listeme eklemiştim.

Hatta bu sayede bana iki kitap okutmuş oldunuz. Ön hazırlık açısından, Uzayda Piknik'i okuma hevesimde, yazınızla beraber kazanılmış olundu :).

İncelemeyi beğenmenize memnun oldum :).

Güzel bir şeye vesile olmuşum, sevindim. :)