Kayıt Ol

Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)

Çevrimdışı Har Atvil

  • *
  • 16
  • Rom: 1
  • Emektar barbar, demirci Har.
    • Profili Görüntüle
    • Terracunia
(Forumu yoğun bir şekilde okuyup incelesem de, başlığı yanlış bir yere açtıysam hor görülmesin.)

Merhabalar,

Günümüzde yazı yazmak için daktilo, hele kalem-kâğıt hiç gerekmiyor. Klavye ile yazılan yazıların biçimi, imla kuralları, paragraflama, süsleme gibi unsurları artık endişe edilecek şeyler değiller. Bu sebeplerden dolayı, isteyen herkes kolayca ve uzun uzun yazabiliyor. Çoğaltmak ve başkalarına okutmak da artık kolay olduğu için; amatör bir yazar eserini profesyonelce arz edebiliyor.

Uzun yazılar, hikayeler, denemeler yazmanın kolaylaşması, bir dezavantajı beraberinde getiriyor. Uygun eğitimi almamış veya alamamış insanların da yazmaya diğerleri kadar hakkı olması, bu işin eğitimini almış kişiler kadar usulüne uygun yazmalarını sağlamıyor.

Kayıp Rıhtım gibi ortak paylaşım platformlarının güzel bir yanı olan insanların birbirlerine katkıda bulunmaları hususunu burada tetiklemek istiyorum.

İster amatör, ister profesyonel olsun; yazarların ve yazmayanların birbirlerine verecekleri tavsiyeler, püf noktalar, dikkat edilecek hususları bir arada toplamak isterim.

Yazılan yazılarla ilgili dikkatinizi çeken hususlarda, diğer yazarlara ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Çevrimdışı Har Atvil

  • *
  • 16
  • Rom: 1
  • Emektar barbar, demirci Har.
    • Profili Görüntüle
    • Terracunia
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #1 : 23 Eylül 2016, 14:07:33 »
İlk adımı atayım. Yazdıklarımın şahsi tavsiyeler olduğunu unutmayınız ve ben de aynı şekilde eleştirilere açığım.

Bu tavsiyelerimi, genel bir konuda değil özel olarak Kurgu yazarlığı konusunda fikirlerimden derliyorum, üslubumu olduğundan daha yumuşak tutmaya özen göstereceğim:

1- Kurallar, kurallar, kurallar. Fantastik Kurgu yazıyorsanız ve hele ki bu bir sistem(settings) dahilinde veya etkisinde ise, kuralları sakın yok saymayın. Hikayenizin ilk yarısında karakteriniz tekmeyle demir bir kapı kırarken, ikinci yarısında çelimsiz ve sopalı bir adamdan dayak yemesin.

Bu tavsiyeme vereceğim örnekler acımasız ve tepki çekecek türden olacak. Lütfen eleştiri ve kişisel olduğunu unutmayınız.
Birinci örnek: Herkül dizisini çoğu kişi bilir. Dizinin bazı bölümlerinde Herkül karakteri koskoca bir devi döverken, başka bir bölümünde ensesine yediği bir hançer dipçiğiyle bir kız tarafından bayıltılıyor. Dizi boyunca, Herkül'ün karakter kağıdındaki Kuvvet ve Dayanıklılık puanları sabit değil, daha doğrusu net bir karakter kağıdı yok.
İkinci örnek: Yüzüklerin Efendisi kitaplarındaki Aragorn. Kitabın bazı kısımlarında Aragorn Seviye 7 bir korucu iken, bazı kısımlarında Seviye 14 Prestif ve Çift sınıf bambaşka bir şey oluveriyor. Aragorn da aynı şekilde, kitap boyunca sabit ve değişmez bir karakter kağıdına sahip değil.

2- Yazdığınız kurgunun danışıklı dövüş mü yoksa gerçekçi mi olması gerektiğine karar verin. Karakterlerinizin geleceğini görüyorsanız, bu danışıklı dövüştür. Kendim de çok değerli bir arkadaşımdan öğrenerek uyguluyorum, yazarken zar atarım. Ana karakterimin ikinci sayfada ölmesi bile mümkündür. Yazarken zar atabilirsiniz veya ne diyeceği belli olmayan birine üstü kapalı sorup hikayeyi o şekilde devam ettirebilirsiniz.

Bu konuda vereceğim örnek, Krizalitler kitabının son aksiyon sahnesidir. Kitabı okumayanlar için spoiler vermek istemem o yüzden özetleyeyim, kitabın son aksiyon sahnesinde yazar sadece okuyucuyu değil, kendini bile ters köşe yapmış olabilir. Sadece kendisi olduğu ve kendisi gibi davrandığı için, istenmeyen hareketler yapan karakterler konunu daha ilginç olabileceği durumları saf dışı edip sıkıcı hale bile getirebilir. Yazarın zar attığını düşünüyorum.

3- Zaman ve mekan tutarlılığı. Kurgu yazıldığını var sayarak devam ediyorum. Hikayeniz bir haritada geçiyorsa, yazıp bitirdikten sonra haritayı çizmeyin. Önce haritayı çizin ve o harita üstünden olayları oluşturun. Kolayı varken, zorlamanın manası yoktur.

Burada vereceğim örnekle, 1. maddede küplere bindirdiğim Tolkien hayranlarının gönlünü almak isterim. Yüzüklerin efendisi kitabı, hem zaman hem de mekan olarak gayet tutarlı ve bu yüzden başarısı çok artmış bir kitaptır.

Şimdilik 3 madde ile bitireyim, öğle molam da bitti :)
Hepinize iyi günler, hayırlı cumalar.

Çevrimdışı

  • **
  • 82
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #2 : 23 Eylül 2016, 17:01:33 »
Ne kadar güzel bir konu başlığı! Ben de yeni şeyler öğrenmeye aç birisi olarak hevesle dalayım.

"Kurallar" derken kastedilen esas meselenin "tutarlılık" olduğu kanaati oluştu bende. Çünkü her kurgu belirli bir kurallar bütününe tabi olmak zorunda değildir ancak hepsi kendi sistematiği içinde tutarlı olmak zorundadır. 1. maddeyi bu çerçevede okudum, umarım doğru anlamışımdır.

Herkül gibi üçüncü (hatta beşinci) sınıf bir televizyon komedisi ne kadar iyi bir örnek olur bilmem, ama verilen örnek üzerinden konuyu biraz irdelersek, belli başlı kalıpların yer aldığını görürüz ki bunlar üzerinde konuşmakta fayda olabilir. Örneğin şu başa vurup bayıltma mefhumu; gerek görsel gerek edebi kurgudan aşina olduğumuz bir olgu olsa da gerçek hayatta insanlar kafalarına darbe alınca bayılmazlar, en azından kurgunun bize anlattığı şekilde gerçekleşmez bu olay. Filmlerde ve dizilerde sık karşılaşılan bu sahne ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalar çarpıcı sonuçlar ortaya koymuş: Bir insanın başına arkadan aldığı bir darbe sonucunda bilincini kaybetmesi için darbenin en azından beyin kanamasına yol açmış olması gerekiyormuş. Kanın beyin üzerine uyguladığı basınç şuurun kapanmasında esas etkenmiş. Yani o tabanca/kılıç kabzasıyla enseye darbe yiyip yere yığılan karakterlerin sağlam bir beyin cerrahına görünmeden sağ kurtulması olası değil gibi görünüyor.

Öte yandan, bu mefhumu olduğu gibi "işler" kabul ettiğimizi var sayalım, bence bu noktada dizi kendince haklı bir tutarlılık gösteriyor. Her ne kadar komik gibi görünse de, evet bence dağ gibi bir devle boğuşan bir adamı ensesine yediği bir darbe yere yıkabilmelidir. Gerçek hayat (veya belirli bir kurallar sistematiğine dayanmayan kurgu) bir frp oyun düzeneği değildir. İnsanların belirlenmiş "Health Point" ya da "Stamina" değerleri yoktur. Dağ gibi adam dediğiniz adamı, ayak bileğine batan dikenden kaptığı tetanoz ya da "basit bir sıyrık" dediği yaradan yayılan enfeksiyon öldürebilir. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Mesela, Roma'ya bile korku salmış Epirli Pirhus'u öldüren, yaşlı bir kadının başına attığı taş, ya da Truva'yı fetheden Aşil'i öldüren, ayak tendonuna yediği tek bir ok olmuştur.

Hasılı, kurguda hiç bir karakter, statik değerlere ("stat"lara) sahip olmak zorunda değildir. Karakterler değişebilir ve gelişebilir, Aragorn'un yaşadığı aslında tam olarak budur. İsimsiz bir çapulcudan Kral çıkışının öyküsüdür onunkisi. "Gardaş ben warrior doğmuşam, kılıç keser loota bakarım, başka da bir şey bilmirem" sabitliğinde olmak zorunda da değildir. Makul ölçüler içinde kaldığı sürece; bir karakterin değişik olaylar karşısında değişik tepkiler vermesi ve değişik sonuçlar alması işin eğlencesini azaltmaz, bilakis arttırır.

Üstelik, birinci madde için verilen örneklerle ikinci maddede verilen tavsiyenin bir nevi çelişmesi olasıdır. Biz hem karakterimizin tutarlı olmasını istiyoruz, hem de başına geleceklere zar atarak karar veriyoruz. Bir önceki durumda 6 atıp demir kapıyı kıran adam, bir sonraki zarı 1 gelince karınca ısırığından ölürse ne olacak? Burada tutarlılık çizgisini tutturmak biraz güçleşiyor gibi geliyor bana.

Nihayetinde kurgu edebiyatı frp senaryosu yazmaktan (ve kafamızın içinde oynamaktan) ibaret değildir diye düşünüyorum. Karakterin başına gelebilecekleri bilmek yazdığımız eseri "danışıklı dövüş" haline getirmez kanaatindeyim. Masa başında olsa durum böyle olurdu, ancak edebi bir eserin amacı "oyun oynatmak" değil, olsa olsa bir "hikaye anlatmak"dır. Hikayenin kendi mekanizmaları vardır ve bu mekanizmaları çalıştırmak için gerekirse bir karakteri değil ikinci sayfada, daha ilk sayfadan bile öldürüp öğütür. Yeri gelirse de öldürüp öldürüp diriltir ki hiç sevmem bu öldürüp diriltme olaylarını ama her yazarın kendince bir tarzı var ve her tarzın bir beğeneni var en nihayetinde.

Oyunun eğlencesi "yolculuğun kendisi"dir, halbuki edebi eserin varmak istediği bir "yolun sonu" vardır.

Son olarak şunu da ekleyeyim ki üçüncü maddede zaman-mekan tutarlılığıyla ilgili ifade ettiğiniz her şeye sonuna kadar katılıyorum.
"Demire şeklini veren demircinin iradesidir, çekicin darbesi değil." - Turram oğlu Kopram, Hakon'un demircisi

Çevrimdışı Guy Fawkes

  • **
  • 266
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #3 : 23 Eylül 2016, 17:08:05 »
Yazarken dikkat edilecek hususlar hakkında net bir bilgim yok. Ancak benim yazarken dikkat ettiğim, kendimce belirlediğim kurallar var: Özgün bir kurgu, en az iki karakter, en az bir diyalog argo kelime içermeli, görsel olarak çok bilindik hiçbir nesnenin betimlemesi detaylı yapılmayacak. Şimdilik benim kurallarım bunlar. Daha yolun başında olduğum için ileride değişebilir veya artabilir :D

Çevrimdışı Har Atvil

  • *
  • 16
  • Rom: 1
  • Emektar barbar, demirci Har.
    • Profili Görüntüle
    • Terracunia
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #4 : 23 Eylül 2016, 21:38:28 »
Merhaba Şenaydın, ben aslında herkesin tavsiyeler vermesini ummuştum. Önerilerime getirdiğiniz yorumlar ilginç, olumlu bir sonuç çıkması için devam ettirmek istiyorum.

Tutarlılık kısmını sonraya bırakarak Stat konusuna gelmek isterim. Kurgudaki karakterleri geçtim, gerçek hayattaki insanların bile stat değerleri vardır. Sizin de statlarınız var, benim de.

Burada anlaşmazlık yaşanan konu, statlara bakış açısıdır. Benim masaüstü tecrübem var lakin hiç bir zaman, hiç bir masaüstü oyunda ve asla ve tekrarlayarak asla, kağıda bakarak oyun oynamadım ve oynatmadım. Kazandığı tecrübe puanlarıyla (exp) seviye atlayan birinin, ASLA kağıdı eline alıp "Aga kaç puan geldi?" demesine izin vermedim. Bu, benim için kabul edilemez.

***Konuyu burada dağıtıyorum, toparlayacağım***
Frp'de hiç bir karakter seviye atlayınca parlak ışıklarla yanıp üstüne spot lambaları çevrilmez.
Mesela bir barbar seviye atladıysa, oyuncunun bunu betimlemesi gerekir. Yalnız başına biraz düşünebilir, silahıyla biraz sohbet edip kata çizebilir, tabiat ile baş başa kalıp çığlık atabilir; nihayetinde herkesin bir usulü vardır ve bu barbar, seviye atladığını önce kendisine inandırmalıdır.
Başka bir örnek, bir düzenbaz seviye atladıysa ve zekâ puanını artırmak niyetindeyse, kağıdı kalemi alıp iki çiziktirerek bunu başaramaz. Daha zeki olduğunu göstermeli, anlatmalıdır. Kafasındaki planları değiştirebilir, teçhizatlarında daha akıllıca bir seçime gidebilir, silah tutuşunu değiştirebilir, bir gece başını alıp gidebilir ve sabaha geri döndüğünde 'herşey çok farklı' diyebilir; tekrar aynı cümle olacak, herkesin bir usulü vardır.
***Konuyu toparlıyorum***

Stat konusu da, Frp kültürüne diğer tüm öğeler gibi gerçek dünyadan esinlenerek gitmiştir ve dolayısıyla gerçek dünya ile açıklanabilir.
Üniversitedeki hocamın zekâ puanı 14 diyemem belki, bu hoca matematik hocasıysa ve IQ puanı 140 ise, Zekâ puanı 140 IQ'dur diyebilirim. (Tabii ki biliyorum, EQ, CQ gibi çok fazla zekâ yönelimine ait ölçüm var, bu bir örnektir.)
Spor salonundaki fitness hocamın bir kuvvet(strength) puanı vardır, deadlift yaparken kaldırdığı kilogram değerini 10 ile çarparak, vücudu o pozisyondayken uyguladığı Newton değerini; 'Deadlift durumunda uygulanan kuvvet ayarı' olarak stat haline getirebiliriz.
Yüzme hocamın dayanıklılık(stamina) puanı, tabii ki vardır. Bu adam fiziki şartlar ve sağlığı aynı olduğu müddetçe, bir gün 1 saat yüzerken, diğer gün 3 saat yüzmez. Aşağı yukarı (yanılma payı tabii ki olacak) yüzme hocamın kapasitesi bellidir. Balıklama olarak dinlenmeden 45 dakika yüzebiliyorsa bu adam, balıklama yüzme referans alınarak 45 dakikalık bir dayanıklılığa sahiptir diyebiliriz.

Peki zar atma nedir?

Zar atma şudur. Fitness hocam, ağırlığın altında kalan bir öğrencisi için kendini zorlayarak, normal 130 kilo kaldırıyor iken, 'ha gayret' diyerek 150 kaldırır, 160 kaldırır VEYA eli ayağına dolaşır ve 110 kilogramdan sonrasını kaldıramaz, eli ayağı boşalır.
Zar atma şudur. Yüzme hocam, tatilde denize girerken biraz açılır ve normalde 45 dakika yüzebildiği halde o gün kötü gününe denk gelir ve 40 dakikadan sonra sırt üstü uzanıp 'Yoruldum beyaa' der. Tam tersi, boğulmakta olan birini kurtarırken 75 dakika durmadan yüzer.

Kurgu olmak zorunda değil, bir de şu var. Fitness hocam, ağırlık altında kalan kişiyi kurtarmak için bir adrenalin patlaması yaşayarak, 200 kilo kaldırır. Fitness hocam, Barbar sınıfında bir karakter olsa, belki o adrenalini patlatınca 400 kilo kaldırır.

Zar atmaya ek ile devam ediyorum, yüzme hocam yüzerken ayağına kramp girer (Kurtarma Atışı başarısız olur ve 20'lik zarda 1 atar) ve boğulur, ölür.
Son bir örnek, üniversite matematik hocam, bir şekilde (ilham, deha, ışık hüzmesi, fark etmez) bir denklemi çözdü diyelim. O anki IQ seviyesi 190'lara ulaşmış olabilir.

Konuyu bağlamak gerekirse, insanların kapasiteleri vardır. Bu kapasitelerin bazıları doğuştan gelir, bazılarını çalışarak kazanırlar. Bu kapasitelerin bazıları gelişir (Level Up) , bazıları kısmen gelişir (Skill Up), bazıları ise gelişmez.

İnsanların statları vardır. Bizim bu statları hesaplayabiliyor olmamız ya da hesaplayamıyor olmamız, insanların kapasitelerinin(stat) olduğu gerçeğini değiştirmez. İnsanların, can havli-adrenalin-ilham gibi bazı noktalardaki patlamalarla, kapasitelerinin üstüne çıktığı (Şanslı zar, başarılı kurtarma atışı gibi) veya basireti bağlanmak-şoka girmek-nutku tutulmak-eli ayağı boşalmak gibi noktalarda, kapasitelerinin altına indiği de doğrudur.

Lütfen unutmayalım, Frp gerçek hayattan esinlenmiş bir sistemdir ve doğru ya da çarpıtılmış olsa da, Frp tanımları, o tanımları icat eden kişilerin hayata bakışlarından ilham almıştır. Tıpkı Van Gogh resimlerindeki gibi, üretici kişi, kendi hissettiğini eserine yansıtır. Ay çiçeklerini o şekilde görmesem de, onlar ay çiçeğidir.

Çevrimdışı Har Atvil

  • *
  • 16
  • Rom: 1
  • Emektar barbar, demirci Har.
    • Profili Görüntüle
    • Terracunia
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #5 : 23 Eylül 2016, 22:12:15 »
Tekrardan merhaba, Herkül ve Aragorn örneklerimi biraz açarak devam etmek istiyorum.

Herkül örneğinde dikkat çekmek istediğim husus, dayanıklılık(stamina) noktasıydı. Herkül, bazı bölümlerde devlerle ya da çok güçlü rakiplerle kavga ediyordu ve bazen 'kafasına' kocaman, ağaç kadar lobutlar yiyordu. Fizik ortamında ölçersek, 200 kilogramlık bir lobutu aşağı yukarı 100km/saat hızla kafasına yiyor, biraz sersemleyip sonra dövüşmeye devam ediyordu.
Kafasının arkasına hançerin sapını yediği bölümde ise, birkaç yüz gramlık bir hançer benzer bir hızda kafasında patlıyor ve bu sefer kahramanımız bayılıyor.

Bu örneği verirken söylemek istediğim, dizinin çok yanlış çekildiği veya senaristlerin tütü pis olduğu değildir. Yarı tanrı olan bu karakterin, senaryo icabı olarak "normalde olduğundan daha dayanıksız" gösterilmesidir.
Bu detaylar belki dikkat çekmez, kimisine göre de kabul edilebilir olabilir; ben sadece böyle bir şeyin dikkatli bir okuyucuyu rahatsız edebileceğini söylemek istiyorum.

Aragorn örneğine girmekten maalesef vaz geçtim, bir Frp forumunda kutsal Lotr serisine haklı veya haksız dil uzatmak ölüm fermanıdır :) Merak edenler zaten ipuçlarını görürler.

Başlığı açmaktaki amacım, diğer forum üyelerinden de tavsiyeler almaktı. Ben de sizlerden bir şeyler öğrenmek isterim, katkıda bulunmak isteyenler lütfen elinizi korkak alıştırmayın. Tartışmadan ziyade tavsiye başlığı olarak görülürse, yazar arkadaşlara daha faydalı olacağı kanaatindeyim. İyi akşamlar.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #6 : 25 Eylül 2016, 01:12:13 »
Sadece incelemeler yazmaya çalışıyorum. Kendi kıt tecrübelerimden çıkardıklarım şunlar:

-Bir noktada ayrıntılara girerken, bir sonraki cümle, kendinden önceki cümle veya cümleleri kapsayıp, aktarılmak isteneni onlardan daha iyi aktarmış olabilir. Buna göre anlamsal tekrarları olan cümlelerden zayıf olanları atmaktan çekinilmemesi gerekir.

-Kendi yazdığınızı tekrar ve tekrar okumak, üstüste yazdığınız konuyla alakalı fark etmediğiniz tarafları keşfetmenizi sağlar.

-Yazdığınızı biraz aradan sonra (gün, saat) en baştan tekrar okuyun. Bu sayede, yukarıda saydığım kontrolleri daha dingin ve dikkatli zihinle gerçekleştirirsiniz.

Çevrimdışı Har Atvil

  • *
  • 16
  • Rom: 1
  • Emektar barbar, demirci Har.
    • Profili Görüntüle
    • Terracunia
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #7 : 14 Ekim 2016, 09:36:47 »
Merhabalar, forumu okudukça hangi maddelere öncelik vereceğimi daha iyi kestirebiliyorum.
Anlatımla ilgili bir konuya dikkat çekmek istiyorum.
Yazınızdaki bir karakteri tanımlarken, "Güzel, Yakışıklı, İyi, Güçlü" kelimelerini tek başına kullanmak yerine, okuyucuya o karakterin güzel olduğunu inandırmak, o karakterin yakışıklılığını anlatmak veya diğer tek kelimelik tanımlar yerine okuyucuyu ikna etmek daha iyi olabilir.

Yine anlatımla ilgili olan, şahsen çok takıldığım bir konu var. Diğer tüm önerilerim gibi bu da kendi kişisel görüşüm olduğu için, özgürce yazıyorum. Bazı yazılarda, zaman ve dış ortam tutarlı bir şekilde anlatılır ve yazı mümkün olduğunca gerçekçi ve kronolojik yapılmaya çalışılır. Bunların dışındaki bazı yazılarda; eğer yazıya bir etkisi olmayacaksa ve anlatımı güzelleştirme amacı taşımıyorsa, soğuk bir sonbahar sabahı olduğu veya sıcak bir yaz akşamı olduğu çok da mühim değildir, dünya edebiyatından esinlenilmiş ve gereksiz yere oraya koyulmuş laf kalabalığı gibi görünür.

Karşılıklı konuşmalar kısmı da dikkat çekicidir. Genelde, karakterlerin karşılıklı konuşmalarını çok uzatmamak gerektiği söylenir. Bunun tersini yapıp başarılı olan eserler de mevcuttur. Bence, okuyucuyu kolundan tutup, diyalog yaşanan ana sürükledikten ve o anı yaşattıktan sonra; konuşmalar istediği kadar uzun olabilir.

Çevrimdışı Berweuli

  • **
  • 79
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #8 : 14 Ekim 2016, 10:37:31 »
Benim de naçizane bir tavsiyem olacak :)

Bir dünya kurguladınız ve bu dünyanın büyülü ya da fantastik özelliklerini belirlediniz; hatta dünyanın tarihini bile yazdınız; karakterlerinizin geçmişleri, kişilikleri ve dış görünüşlerini de bu bilgilere eklediniz. Bu bilgileri daha ilk bölümden okuyucuya yüklemek yerine zamana yayıp yeri geldikçe ortaya çıkarmak işi daha gizemli hala getirecektir.

Kayıp Rıhtım’da pek karşılaşmasam da diğer platformlarda sıklıkla karşıma çıkan kahramanın her hareketinin yazılması… Eğer öykünüzde özel bir işlevi yoksa kahramanın sabah kalktığında yüzünü kaç derece suda yıkayıp dişini ne kadar hızlı fırçaladığını bilmek “günlük” yazmadığınız sürece okuyucuya bir şey kazandırmayacaktır. Okurken en sıkıldığım noktalar bu kısımlar olduğu için paylaşmak istedim.

Diyaloglar benim de en sıkıntı çektiğim kısımlar fakat bu kısımlarda kontrolü elime almak yerine çoğunlukla karakterlerin kendi konuşmalarını kendilerinin yapmasına izin veriyorum ama ne yaparsam yapayım çok hoş sohbet olmuyorlar ve çok çabuk sıkılıp muhabbeti bırakıyorlar. Bu konuda tavsiyesi olan olursa pek makbule geçer.  :)

Çevrimdışı Har Atvil

  • *
  • 16
  • Rom: 1
  • Emektar barbar, demirci Har.
    • Profili Görüntüle
    • Terracunia
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #9 : 14 Ekim 2016, 15:14:40 »
Merhaba Berweuli, nasılsın?
Martı kitabındaki muhabbet tekniğini tavsiye edebilrim. Hem uzun sohbetleri kaldırabilecek yapıda, hem de yazarın sözleri ile karakterin sözlerini iç içe geçirerek okuyucunun zihnini meşgul edebilmekte.

Kişisel not: Bence Uli'nin espri anlayışıyla ilgili bir problem var :P

Çevrimdışı Guy Fawkes

  • **
  • 266
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #10 : 14 Ekim 2016, 16:38:16 »
Yukarıda dikkat ettiğim şeylerden bahsetmiştim ama bir süre önce tüm düşüncelerim değişti. Artık noktalama ve kelimelerin doğru yazılışı dışında hiçbir şeye dikkat etmiyorum. Yani şuna dikkat edin, buna dikkat edin, burayı böyle yapınları da saçma buluyorum. Kafamın içindekileri, anlatmak istediğim şeyi olduğu gibi yazıyorum; tıpkı Jack Kerouac gibi. Bildiğime göre kendisi hiç durmadan, bazı ihtiyaçlar hariç, yazmış. Ben de öyle yapıyorum sonra düzenliyorum. Diyaloglar uzunmuş kısamış hiç önemli değil çünkü karakter benim söylemek istediklerimi söylüyor, okurun okumak istediklerini değil.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #11 : 15 Ekim 2016, 18:53:05 »
Konu konuşmadan açılınca aklıma Michael Crichton'un konuşma kısımları hakkında bahsettiği bir şey geldi. Uzun zaman önce okuduğum bir söyleşisi idi. Belki zihnim beni yanıltabilir, yanlışım yoksa ana fikir şuydu: Karakterler arası konuşmalarda, okuyucunun dikkatini o dünyayı ve olaylara çekip gerekli aksiyonu sağlayabilmenin imkanları.

Konuşmayı yapan karakter, neler olup bittiğinin farkında veya farkına varma durumundaysa (bilim insanı veya usta bir dedektif ise mesela) kullanışlı bir yöntem gibi.

Ha tabii, bunun artıları eksileri üstüne fazla düşünmedim. Her yöntem gibi bunun da hikayesine göre uyup uymaması söz konusu.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #12 : 29 Ocak 2017, 14:31:02 »
Ted Chiang'ın öykülerini okuduktan sonra, ne zamandır kafamda dönen şu görüşten daha emin oldum: Yazar en başından, okura ne türden deneyim veya mesajlar vereceğini kararlaştırmalı. Bu, yazacağı hikaye veya denemeler için seçeceği anlatım tarzı ve dili hakkında kendisine yol gösterecektir.

Çevrimdışı SrNimble

  • *
  • 47
  • Rom: 0
  • Ore wa shinanaize... aibou!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #13 : 18 Şubat 2017, 01:35:32 »
Yukarıda dikkat ettiğim şeylerden bahsetmiştim ama bir süre önce tüm düşüncelerim değişti. Artık noktalama ve kelimelerin doğru yazılışı dışında hiçbir şeye dikkat etmiyorum. Yani şuna dikkat edin, buna dikkat edin, burayı böyle yapınları da saçma buluyorum. Kafamın içindekileri, anlatmak istediğim şeyi olduğu gibi yazıyorum; tıpkı Jack Kerouac gibi. Bildiğime göre kendisi hiç durmadan, bazı ihtiyaçlar hariç, yazmış. Ben de öyle yapıyorum sonra düzenliyorum. Diyaloglar uzunmuş kısamış hiç önemli değil çünkü karakter benim söylemek istediklerimi söylüyor, okurun okumak istediklerini değil.
  Söylediğinize kesinlikle katılıyorum. Bir yazı, bir roman, bir şiir veya edebi herhangi bir tür yazılırken tabii ki okuyucu kriterini göz önünde tutarak fakat daima yazarın kurgusuna, düşüncelerine bağlı kalarak anlaşılır dilde ve yazar ile duygularını en iyi şekilde yansıtacak şekilde yazılmasına dikkat edilmelidir.
One good thing about music, when it hits you feel no pain.

Çevrimdışı Celebhol

  • **
  • 215
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
Ynt: Yazarken Dikkat Edilecekler (Hikaye, Deneme, Öykü vesaire)
« Yanıtla #14 : 18 Şubat 2017, 19:41:53 »
Elbette çok şey var ama ben tek bir şeye değineceğim. Kurguya çok takılıp, yazın unutulabiliyor. Öyküyü ve düşünceleri aktardığımız ortamı oluşturan şey dildir. Bu yüzden, dili iyi kullanmayı öğrenmek gerek. Bu demek değildir ki herkes zengin betimlemeler yapacak. Orası kişisel bir seçime ve en azından bir derece, yazarın doğal meyline bağlı oluyor. Akıcı da olabilir dil veya ikisinin bir arası. Ancak gerekli olan şey, dil üstünde belli bir hakimiyete sahip olmak. Dil kurallarını iyi bilmek, noktalama işaretlerine dikkat etmek ve kafada kurulanı düzgün bir şekilde kağıda aktarabilmek.

Düzenleme: Dilin yapıçözümü yapılıp, klasik kurallara uymayan bir yazın tarzı oluşturulacaksa, bunun yapılabilmesi için yine bu kuralları iyi bilmek gerekir.