Kayıt Ol

Kızıl Yükseliş - Pierce Brown

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Kızıl Yükseliş - Pierce Brown
« : 08 Nisan 2015, 09:54:39 »

Pegasus Yayınları fantastik edebiyattaki atağından sonra şimdi de bilimkurguyla yükselişini sürdürüyor. Üstelik bu defaki yükselişinin rengi “kızıl”. Yepyeni bir bilimkurgu serisi bizlerle buluşuyor.

Son dönemlerde Gece Nöbeti, Dikenlikler Prensi gibi dünya çapında fenomen olmuş eserleri dilimize kazandırmış bir yayınevi Pegasus ailesi. Bilimkurguya ise Robokıyamet ile girmişlerdi. Anlaşılan o ki bu türü tek kitapla bırakmayacaklar. Buna en güzel örnekse şu anda ön siparişte olan Kızıl Yükseliş oldu.

Kızıl Yükseliş, aynı zamanda bir üçlemenin ilk ayağı. Yazarı Pierce Brown bu kitabı ile, 2014 Goodreads Okur Ödülleri’nde En İyi Çıkış Yapan Yazar ödülünü kucaklamıştı. Ancak kitaba dair söyleyeceklerimiz bununla da kalmıyor. Çünkü Universal Stüdyolarının film haklarını aldığı da bir başka dikkat çekici nokta. Uçurtma Avcısı, Düşler Ülkesi (Finding Neverland) gibi filmlerin yönetmeni Marc Forster’ın yönetmenlik koltuğuna oturacağı da söylentiler arasında.

Bunca sözden sonra hep birlikte kitabın konusuna bir göz atalım:

Alıntı
Ben dünyaları ateşe verecek kıvılcımım. Ben zincirleri kıracak çekicim. Ben halkımın ve esaret içinde yaşayan herkesin umuduyum. Çünkü biliyorum ki insan kendini köleleştiren adaletsizlikle özgürleşemez. Gelecekte, renk kodlarına göre sınıflara ayrılmış Toplum’un en alt sınıfını Kızıllar oluşturmaktadır. Diğer bütün Kızıllar gibi Darrow da, Mars’ı yeni nesiller için yaşanılır bir gezegen haline getirdikleri inancıyla günlerini madenlerde çalışarak geçirmektedir. Üstelik bunu severek ve isteyerek yapmakta, kanı ve teriyle çocuklarına daha iyi bir dünya bırakacağına inanmaktadır.

Ancak Kızıllar kandırılmıştır. Darrow, halkının yozlaşmış yönetici sınıfın kölesinden başka bir şey olmadığını keşfettiğinde adalet özlemi ve kaybettiği aşkının anısıyla hırslanır. İnsanlığın yeni nesil Altın hükümdarlarının güç için mücadele ettiği efsanevi Enstitü’ye sızmak için her şeyden vazgeçer. Hayatı ve medeniyetin geleceği pahasına en başarılı ve en vahşi Altınlarla rekabet etmek zorunda kalacak olan Darrow’un düşmanlarını yenmek için artık yapmayacağı şey yoktur… Bu, onlardan birine dönüşmek anlamına gelse bile.

Okurlarca pek çok olumlu yorum almış bu bilimkurgu eseri, hem ciltli hem de ciltsiz baskısıyla piyasada olacak. Şu an ön siparişte olan kitabın piyasaya çıkışı 7 Nisan olarak gösterildi.

Çevirmenliğini Selim Yeniçeri’nin yaptığı eserin editörlüğünü Begüm Berkman Padar üstlenmiş. Kitabın künye bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.

Çevrimdışı Technik

  • *
  • 6
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kızıl Yükseliş - Pierce Brown
« Yanıtla #1 : 23 Ocak 2016, 15:02:31 »
Okudum beğendim. Çok fazla rağbet görmemesine üzüldüm. Bilim Kurgu ile Mitolojiyi birleştirme fikri çok güzeldi. Özellikle Platon'un Devlet'inden esinlenilmiş bir çok fikir var. Son zamanlarda okuduğum en iyi kurguların başında gelir. Fırsatınız olursa okuyun derim, gerçekten zaman kaybı değil. Dikenlikler Prensi'nin yanında şaheser gibi kalıyor. Dikenlikler Prensi alınma ama, hala tadı damağımda kitabın seni okurken bir şeyler eksikmiş gibi geliyor. Üzgünüm ama benim puanım Kızıl Yükseliş'e. Ardından gelen Altın Oğul ise bambaşka bir konu. Azrail rulez.

Çevrimdışı ionik

  • *
  • 19
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kızıl Yükseliş - Pierce Brown
« Yanıtla #2 : 25 Ocak 2016, 14:35:09 »
okuması çok keyifli bir seri.. sıkılmanız söz konusu değil, insanların renk kastlarına ayrıldığı bir evren tasarlamış yazar, en tepede altınlar var en altta da adi kızıllar, açıkçası yaratılan evrenin felsefi boyutuyla çok da ilgilenmeden okudum, fikirden ziyade olayların akışı cezbetti beni, kızıl yükseliş ve 2.kitap altın oğulu elimden bırakamadan 2 günde okudum, keşke okumasaydım :) fena bir yerde kaldı ve ben yana yakıla serinin son kitabını aramaya koyuldum, daha çok arayacakmışım, zira yurtdışı çıkış tarihi 9 şubat imiş, artık bizim bir sene içinde kavuşmamız bile nasip kısmet :)

şaka bir yana yurtdışı baskısı çıktığında amazondan falan sipariş vermeyi düşünüyorum, neler olacağını o kadar merak ediyorum ki azıcık ingilizceme level atlatmaya bile hazırım

ben şiddetle tavsiye ediyorum, açlık oyunlarına benzer ama bence ondan bir iki gömlek daha heyecanlı bir seri, ilk iki kitabı alın ama son kitap çıkmadan okumaya başlamayın

Çevrimdışı Bronte

  • *
  • 2
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kızıl Yükseliş - Pierce Brown
« Yanıtla #3 : 09 Nisan 2016, 01:26:51 »
2 gecede 2 kitabı da bitirdim. Etkileyiciydi. Kesinlikle okunmalı. 3.kitabı pegasus ne zaman çevirir ki?

Çevrimdışı yaprak.onur

  • **
  • 150
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
    • Blog
Ynt: Kızıl Yükseliş - Pierce Brown
« Yanıtla #4 : 26 Nisan 2016, 18:10:32 »
Ben de çok beğenerek okudum Kızıl Yükseliş'i genç edebiyatının ortalama distopyalarının çok ötesinde bir kitaptı. Altın Oğul'u da aldım ama bu yorumları gördükten sonra başlamaya korktum :D biraz daha bekliyeyim bari...
"Bir harekete dönüşmediği, fiziksel olarak bir varlık elde etmediği sürece düşünceler gelip geçicidir ve ortaya çıktıkları anda eriyip yok olurlar. Seni bir seçim yapmak zorunda bırakmadıkları, ne kadar önemsiz olursa olsun bir eylem ya da harekete neden olmadıkları sürece anlamsızlardır. Harekete geçiren düşünceler tehlikeli olabilir. Geçirmeyenlerin hiçbir anlamı yoktur."
- Adalet, Ann Leckie

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kızıl Yükseliş - Pierce Brown
« Yanıtla #5 : 13 Temmuz 2016, 22:48:56 »
Bu kitap benim için bir abur cubur. Nasıl ki abur cuburları kendimizi alamadan yeriz, ancak bittiğinde bize hiçbir yararı olmazsa, tam bir çoksatar olan Kızık Yükseliş de kitap formunda bir abur cuburdu. Eğlendiriyor, insan elinden bırakamıyor, ancak size hiçbir şey katmıyor. Üstelik, üzgünüm ama, ciddi anlamda taklit :). Ama devam kitabını da okuyacağım. Ondan önceyse uzun eleştirilerim olacak.

Açlık Oyunları ve Ender'ın Oyunu'ndan çok ciddi oranda şey almış. Renkler üzerine kurulu kast sistemi orjinal değil. Daha iyilerini okumuş ve sevmiştim. Yazar bu dolgu maddeleriyle bezediği eserindeki gedikleri de "fazlaca" Yunan/Roma kültürü ve mitolojisiyle kapatmış. Köklere uzanmasını anlıyorum, fakat bu derece sırtını oraya dayaması da hiç olmamış. Yani anlayacağınız, okurken karşımda oradan buradan toplanmış parçalarla inşa edilmiş, ama iyi analiz edilmiş bir kitap vardı.

Yazarı takdir etmek gerek, çoksatar mantığını ve formülünü iyi kavramış. Doğru parametrelerle kurguyu işlemiş ve bir çoksatar yazmış. Bu kitap bir çoksatar olsun diye yazılmış yahu. Daha en başında okura "bu kitaba bayılacaksınız!" diyebilen egolu bir yazardan daha ne beklenir :)? Bu sözü bana çok itici geldi, ama kitabını yazma amacını da sergiliyor. O bakımdan bir anlamda dürüst olduğunu da düşünüyorum.

Karakterler, hani edebiyat dünyasında bir tabir var ya, tam bir "mary sue" idi. Gelişimlerinde ciddi atlanan yerler var. Neyse ki yazar bazı yerlerde ters köşe yaparak hep klişelerden gitmeyerek kitabın merak edilirliğini yukarıda tutuyordu. Bu onun için akıllıca bir adımdı.

Çok gözüme batan bir şey var ki, bu yazarın kendi mentalitesinde yatıyor bana göre. Toplum'un hükümdarı bir kadın, Eşsiz Yaralılar arasında kadın-erkek ayrımı yok. Hepsi aynı eşit ve vahşi koşullarda yaralarını kazanmak için çabalıyor. Ancak bakıyoruz ki erkekler birbirlerine "kız gibi ağlama, sızlanma" diyor. Kızlar da erkekleri kışkırtacakları zaman bu kalıba başvuruyor. Nasıl yani? Burası dünya değil ki? Bu insanlar 300 yıldır Mars'ta bambaşka bir toplum kurmuşlar. Kadın ve erkekleri getirdikleri yerde bu kalıplar nasıl korundu? Yazar bir yandan kadın karakterlerini öne çıkarırken bir yandan kendi kafasında bazı şeyleri aşamamış gibi geldi bana. Bu kadar dünya ve önyargılarına ait, ancak Mars'taki Altınlara uymayan bir kalıbın ne işi vardı?

Bir de, Darrow doğma büyüme Marslı olarak, sanki önceki hayatında dünyamızda yaşamış gibi, niye uzun süre Mars'ın düşük yerçekimine vurgu yapmak için Dünya gezegeni ile karşılaştırdı? Kendisi bunu nereden biliyor? Bir anlatıcı olarak bize bunu sürekli vurgulama ihtiyacı niye duyuyor? O hiç Dünya'da yaşamadı. Kitap burada gerçekçiliğini yitiriyor ve Dünya gezegenindeki okurlar için yazılmış bir kurgu karakterin bize bir şeyleri anlatmak için bazı şeylere başvurduğunu yüzümüze vuruyor. Bize bunun anlatılışı ve vurgulanışı çok başka şekillerde yapılabilirdi. Ancak yazarın bunu yapabilecek yetenekten yoksun olduğu izlenimini edindim.

Kızıl Yükseliş beni fazlasıyla eğlendirdi. Onu asla inkar edemem. İnsan nasıl ki depresyona girdiğinde kendini çikolataya, tatlıya vurursa, ben de bir yakınımı kaybettiğim şu günlerde kafamı dağıtmak için kendimi bu abur cubura vermiştim. Onu keyifle tükettim. Elimden düşmedi. Ancak yukarıda eleştirdiğim her şeyi için gözlerimi de devirdim.

Hakkı bence 5 üzerinden 2 yıldız, ama ona Goodreads'te 3 verdim. Yazarın bu kurgu üzerinde pek de bir emeği olduğunu düşünmüyorum. Bazı yerleri de kotaramamış. Mesela şu yerçekimi karşılaştırmasında olduğu gibi. Ancak eğlenceliydi ve insanı kendine çekiyordu gerçekten de. Dahası, yazara haksızlık yapmamak adına da devam kitabını okuyacağım. Arada böyle hafif, atıştırmalık şeyler insana iyi geliyor. Bir mola gibi.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Kızıl Yükseliş - Pierce Brown
« Yanıtla #6 : 13 Temmuz 2016, 23:00:16 »
Bak ya... Merak ettiğim, hatta ümitli olduğum bir isimdi. Son Hugo Ödülleri'nde en iyi yeni yazar olarak da görünce aklımın okunacaklar köşesine not etmiştim kendisini hatta. Gerçi Hugo'nun da pek bir anlamı kalmadı ya...

Ama şimdi ciddi anlamda hayal kırıklığı yaşıyorum. "Çok satar olmanın formülünü iyi analiz etmiş," dediğin yerde sana iki kere inandım, çünkü yazarın mühendis olduğu aklıma geldi. Çok satar + film olmak için yazdığına eminim hatta. Yerçekimi ve kız gibi ağlama mevzuları da tam komediymiş. İkincisi çevirmenden kaynaklı olabilir mi acaba diyeceğim de... sanmıyorum.

İnceleme içim teşekkürler ^^
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı yaprak.onur

  • **
  • 150
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
    • Blog
Ynt: Kızıl Yükseliş - Pierce Brown
« Yanıtla #7 : 14 Temmuz 2016, 12:57:12 »
Hazalcım dediklerinin bir kısmına katılmakla birlikte ben bu kitabı fazla ağır eleştirdiğine inanıyorum.

Evet, kitap abur cubur (ama yediğine pişman olduğun türden de değil arada bir kaçamak yapmak isteyeceğin türden) çünkü bu kitabın hedef kitlesi sen değilsin; hedef kitlesi zaten o çok satan formülleri dışında çok da fazla kitap okumamış (edebiyatın, bilimkurgunun, fantazinin babalarıyla tanışmamamış) genç nesil. Ben bu kitabın onlar için baya iyi bir özet niteliğinde olduğunu düşünüyorum; senin birçok farklı kitapla edindiğin kast sistemi, mitaloji, farklı gezegende yaşam ve benzeri kurguları tek kitapta başarılı bir şekilde okuyucuya aktarıyor.

Yer çekimi muhabbetinde sonuna kadar haklısın, üçüncü kitabın sonunda bir şekilde dünyada dönüp bunu oradaki torunlarına anlatıyor gibi bir mantığa bağlamadığı sürece çok havada. Fakat kız gibi göndermeleri konusunda emin olmamakla beraber (kitap elimde olmadığı için bakamıyorum) yanıldığına inanıyorum. Altınlar dışındaki sınıflarda kadın / erkek ayrımı hala var ve o sınıflar bu tarz konuşmaları yapıyor ama altınlar arasında onun yerine pembe kullanıyorlar diye hatırlamaktayım. Yanılıyor muyum?
"Bir harekete dönüşmediği, fiziksel olarak bir varlık elde etmediği sürece düşünceler gelip geçicidir ve ortaya çıktıkları anda eriyip yok olurlar. Seni bir seçim yapmak zorunda bırakmadıkları, ne kadar önemsiz olursa olsun bir eylem ya da harekete neden olmadıkları sürece anlamsızlardır. Harekete geçiren düşünceler tehlikeli olabilir. Geçirmeyenlerin hiçbir anlamı yoktur."
- Adalet, Ann Leckie

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kızıl Yükseliş - Pierce Brown
« Yanıtla #8 : 14 Temmuz 2016, 13:33:12 »
Tabii yahu, hedef kitle kesinlikle ben değilim :). Ben de zaten tamamen eğlenmek için okudum bu kitabı. Benim için doğru bir tercih oldu ve eğlendim de. Kısa sürede bitirdim hem de. Hafif şeyler okumak istemiştim nitekim. Ancak bu alanda bunu gerçekten özgünlükle soslayarak, daha iyi yapanların olduğunu da düşünüyorum. Onların hakkını yemek istemem. O nedenle de bu kitabı böyle eleştiriyorum. Ayrıca bu kitabı kendi türü içinde değerlendirdim. Lütfen bundan şüphe etme :). Ama tabii, belli yerlerde kendi birikimim de öne atlayıp bazı şeyleri ona göre değerlendirdi. Onu da inkar etmek olmaz.  Fakat asla ve asla büyük eserlerle karşılaştırmadım. Bu çok mantıksız olurdu. Dahası, Açlık Oyunları'ndan bu derece faydalanmışken bunu da söylemek gerek diye düşünüyorum. O da onun hakkı bir yerde.
Mesela renk üzerine kurulu gördüğüm güzel bir kast sistemi Ateş Rüzgarı adında bir üçlemeye aitti. Tamamen genç yetişkin serisi ve Türkiye'de pek satmadı. Ancak güzeldi. Hala yüzümde bir gülümsemeyle hatırlıyorum kendisini. Oradaki bazı fikirlere hala saygı duyarım.

Mitolojiye adım atacak genç-yetişkin okurlar için de Percy Jackson Serisi'nin güzel bir ilgi çekici/sürükleyici seri olduğunu düşünüyorum mesela :).

Ama ne demek istediğini de anlıyorum. Bu kitap için "öyle hızlı okunacak kitap değil, yavaş okumak lazım anlamak için" diyen sıkı hayranlarını gördüm. Onlar için güzel katkısı olacaktır. Ayrıca çoksatar olmak için yazılmış olmasını da takmıyorum gerçekten ;D. Saygı duyduğumuz kimi yazarlar bile bazen kurgularında neler yapıyor.

Alıntı
Fakat kız gibi göndermeleri konusunda emin olmamakla beraber (kitap elimde olmadığı için bakamıyorum) yanıldığına inanıyorum. Altınlar dışındaki sınıflarda kadın / erkek ayrımı hala var ve o sınıflar bu tarz konuşmaları yapıyor ama altınlar arasında onun yerine pembe kullanıyorlar diye hatırlamaktayım. Yanılıyor muyum?

Başka renkler arasında geçseydi bu sözler, benim açımdan hiçbir sorun olmazdı. Ancak sık sık Altınlar arasında geçiyordu. Hatta tam olarak şu malum Primus olma oyunundaki/savaşındaki sayfalar boyunca geçiyor. Tam yeri orası. En son örneği Kısrak'ın Darrow'a söylemesiydi. Sahne de şu:

Spoiler: Göster
Tactus'un cezalandırılmasından sonra kendini de kırbaçlatan Darrow'un sırtındaki yaralara Kısrak merhem sürüyordu. O zaman geçen bir konuşmada geçiyor mesela bu sözler.


Yine dediğin gibi, Pembe ya da Peri gibi kendilerine has aşağılamaları da mevcut ve mantıklı, ancak bu "kız gibi ağlama/sızlanma" sözlerinin Altınlar arasında böyle sık kullanılmasını ben yadırgadım :). Zaten 2 üstteki mesajımda nedenlerini detaylıca anlattım (yorumumu ilk bu mesajdan okumaya başlayanlar için diyorum).

Şunu da belirtmek isterim: Önceki yorumumda da dediğim gibi, devam kitabını okuyacağım :). O konuda kararım değişmedi. Yine bir bunalacağım, bir şeylerden dolayı çok canım sıkılacak ve işte o zaman 2. kitabı elime alıp bu sabun köpüğü kıvamındaki devam kitabını bir çırpıda bitireceğim. Çünkü bunun için güzel bir tercihti.

Not: Kızma ama ağır bulduğun eleştirimi geri almıyorum ;D. Ne yapayım yahu, adam bu hataları yapmış  :uhe. Vurma!

Çevrimdışı yaprak.onur

  • **
  • 150
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
    • Blog
Ynt: Kızıl Yükseliş - Pierce Brown
« Yanıtla #9 : 14 Temmuz 2016, 14:25:52 »
Not: Kızma ama ağır bulduğun eleştirimi geri almıyorum ;D. Ne yapayım yahu, adam bu hataları yapmış  :uhe. Vurma!
Ehehe yok eleştirini geri al demiyorum tabii ki :D
Perry Jacksonları Aslı'dan ödünç almıştım duruyor kütüphanemde bir ara kafa dağıtmak adına okunmak için, Ateş Rüzgarı'nı duymamıştın ona da bir bakayım. Seviyorum ben bu türün iyi olanlarını :D

Kız gibi meselesi ilginçmiş, baya hızlı okumuştum dikkatimi o kadar çekmemiş demek ki (sonuna kadar haklısın elbette bu konuya takılmakta) diğer örnekler daha aklımda kalmış acaba bir çeviri problemi olabilir mi de aklıma gelmedi desem yalan olur.
"Bir harekete dönüşmediği, fiziksel olarak bir varlık elde etmediği sürece düşünceler gelip geçicidir ve ortaya çıktıkları anda eriyip yok olurlar. Seni bir seçim yapmak zorunda bırakmadıkları, ne kadar önemsiz olursa olsun bir eylem ya da harekete neden olmadıkları sürece anlamsızlardır. Harekete geçiren düşünceler tehlikeli olabilir. Geçirmeyenlerin hiçbir anlamı yoktur."
- Adalet, Ann Leckie

Çevrimdışı ionik

  • *
  • 19
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kızıl Yükseliş - Pierce Brown
« Yanıtla #10 : 10 Ekim 2016, 13:13:58 »
3.ve son kitap Sabah yıldızı sonunda çıkıyormuş, 26 ekim ön sipariş tarihi, çevirmende değişmemiş  :uhe :uhe :clap