Birer birer avlandılar. Ama pes etmediler, yaptıkları işin güzelliğini dünyaya göstermeye gayret ettiler. Bakış açısına göre değişse de onlar cadıcılığın vermiş olduğu yoldan gittiler, dur durak bilmediler. Tıpkı normal insanlar gibi türlü türlüydüler. İyileri de vardı, kötüleri de. Ve bir şekilde, kendi bayramlarına kavuştular. Çoğu yerde gelenek haline gelen bu bayramda kostümlü partiler, şeker ve şakalar aldı başını götürdü. Ama o günlerde bile, gölgelerde bazı siluetler sanki bizleri izliyormuşçasına ince sesleriyle kahkaha atmaya devam ettiler…
Cadılar Bayramı temalı seksen dokuzuncu sayımızda yine birbirinden sürükleyici öyküler siz okurlara göz kırpıyor. Yeni yazarlar cadıların serüvenlerine dahil olurken, tanıdık isimler de o bayramı içinde bulunduran farklı maceraları kaleme alıyorlar. Bakalım neler var:
-
Antur’da Bayram adlı öyküsü ile
Cihangir D. -
Balkabağı adlı öyküsü ile
Haluk Kapucuoğlu -
Benim Adım Yesif – Ait Olduğum Yer adlı öyküsü ile
Osman Eliuz -
Breips adlı öyküsü ile
Servet Tursun -
Cadı Avı adlı öyküsü ile
Nurdan Atay -
Cadının Adı Yok adlı öyküsü ile
Hekim Ali Babacan -
Değişim adlı öyküsü ile
Okan Akıncı -
Derin Bir Uyku ve Sahte Rüyalar adlı öyküsü ile
Kerem Yıldız -
Gürültüdeki Fısıltı adlı öyküsü ile
Ahmet Can Gürkcü -
Hiçbir Şey Bazen Her Şeydir adlı öyküsü ile
Cebir Esim Selenge -
İstenmeyen Adam adlı öyküsü ile
Muhammed Hüseyin Orhan -
Kaymakam Bey’in Şövalye Yüzüğü adlı öyküsü ile
Deniz Eksilen -
O An adlı öyküsü ile
Tekin Tevfik -
Otomatik Şekerler adlı öyküsü ile
Tolga Akmermer -
Samahin adlı öyküsü ile
Cevdet DenizaltıBu ayın görseli harika çizimiyle
Özge Güngör‘den geldi. Kendisine bir kez daha teşekkürlerimizi ve selamlarımızı iletiyoruz!
Gelecek ayın teması “
HAP” oldu. Öykülerinizi
15 Aralık 2016 tarihine kadar her zaman olduğu gibi
oykuseckisi@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
Bir sonraki cadılar bayramına kadar, büyülü dünyayı hayal etmekten hiç vazgeçmeyin!
İyi okumalar,
Hakan Tunç