Sizlere uzunca bir süre üzerinde düşündüğüm bir konudan bahsetmek istiyorum.
Bazen bir kitap okuduğumda bazense bir yazı; bazen bir film izlediğimde , bazen bir müzik dinlediğimde (genel olarak ilklerden bahsediyorum) ya da duygularımı hat safhaya çıkaracak bir an yaşadığımda hissettiğim şeye 'büyü' diyorum. Yani daha önce duymuş olabileceğiniz şekilde o anın büyüsü.
Bu his gerçekten çok güzel fakat yanında hayal kırıklığı da getiriyor. Tabii duygularımızı dizginlemede yeterince tecrübeli değilsek. Dediğim gibi bazen bir film izlediğimde o an gerçekten çok heyecanlanıyorum ve bana özel olduğumu bile hissettirdikleri oluyor. Film bittikten sonra bir süre daha devam ediyor bu his fakat aradan max 3 gün geçtikten sonra (filmi yeniden izlemediğim sürece izlersem sonuç değişir mi emin değilim, denemedim) 'büyünün' bozulduğunu hissediyorum sanki o hissin yerinde bir boşluk oluşmuşçasına yalnız hissediyorum. Gerçek dünyaya dönmek gibi bir şey oluyor. Bir müzik dinlediğimde de aynı şekilde bazen beni fazlasıyla heyecanlandıran müziklerle karşılaşıyorum. Hatta üzüldüğümde genelde müzik dinlerim. Gerçekten iyi şeyler hissetmeme rağmen dinlemediğim sürece müziklerin büyüsü de her ne kadar istemesemde bir yere kadar benden uzaklaşıyor.
Bazı dostluklarda da aynı şeyi hissettiğim oldu. Ardımda bıraktığım arkadaşlarıma dönüp baktığımda onlarla geçirdiğim anların büyüsüne tanıklık ediyorum hem de o anda hissettiğimden daha yoğun şekilde. Tam pişman olacakken bazı şeyler için ya da hüzünlenecekken aslında bu dostlukların ziyadesiyle yaşandığını ve bitmesi gerektiği yerde bittiğini, yani sonsuz tecrübe sahibi yaşamın bizim için en iyisini seçtiğini düşünerek zarar veren hisleri uzaklaştırıyorum. Yine de bitmiş şeyler için insanın kalbinde bir burukluk hissetmemesi işten bile değil.
Bazı şeyleri yalnızca yaşamış olmak bile oldukça huzur verici diye düşünüyorum. Belki biraz fazla duygusal olduğum için böyle şeyler yaşıyorum. Sizin de 'büyülü' anlarınız varsa öğrenmek beni mutlu edecektir.