Kayıt Ol

Klişeler: Vefalı mı Belalı mı?

Çevrimdışı Lordmuti

  • ****
  • 1123
  • Rom: 35
  • Time is a drug. Too much of it kills you.
    • Profili Görüntüle
Klişeler: Vefalı mı Belalı mı?
« : 22 Mayıs 2017, 16:01:24 »
Hadi klişelerden konuşalım.

Forumda pek çok kitap yorumu başlığında klişeleri sevmediğini söyleyen, kitapları eleştirirken klişeler kullanılmasını bir eksi olarak gören arkadaşlar görüyorum. Zamanında Kahramanın Yol Türküsü yayınlarında -tam olarak buna adanan bir yayın olup olmadığını hatırlamıyorum, üzgünüm- da değinmiştik sanki. Oradan hatırladıklarımızı da ekleyebiliriz buraya[*]biz bunları hep kitaplarımızda yazdık[/*]

Önce "Klişe nedir?" demek istiyorum. Hatta üşenmedim size madde madde sorular hazırladım. Bunların cevabını ben hemen vermiyorum, başlık biraz popi olsun kendi görüşümü öyle yazacağım :D

-Klişe nedir? Klişe tanımı farklı kişilere göre değişebilir mi?
-X zamanında klişe olmayan bir şey x+1 zamanında klişe olabilir mi?
-Geçmişte klişe olmuş bir şey üstünden zaman geçtikçe klişe olmaktan çıkabilir mi?

-Yazarlar neden klişe kullanır?
-Klişe kullanmak "yazar tembelliği" midir?
-İyi yazarlıkla klişe kullanımı arasında bir bağlantı var mıdır?

-Klişe bir edebi eserlerin çarpıcılığını azaltan bir şey midir?
-Klişe kullanmak her koşulda kaçınılması gereken bir şey midir?
-Klişeleri neden kitaplarda/filmlerde/oyunlarda görmek istemiyoruz?



İmparator olmayı canım kolay mı sandın?
Dünyaya kazık çaktım duyulsun adım.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Klişeler: Vefalı mı Belalı mı?
« Yanıtla #1 : 22 Mayıs 2017, 16:05:20 »
Alıntı
Zamanında Kahramanın Yol Türküsü yayınlarında -tam olarak buna adanan bir yayın olup olmadığını hatırlamıyorum, üzgünüm- da değinmiştik sanki. Oradan hatırladıklarımızı da ekleyebiliriz buraya*

Yaptık, yaptık! Doğrudan ana konu buydu <3

Hatta şöyle de bir alıntı yapmıştık:

"The reason that clichés become clichés is that they are the hammers and screwdrivers in the toolbox of communication" - Terry Pratchett

Ben senin tüm bu güzel sorularını atlayarak bir şey demek istiyorum. Tam burada "klasik" ile "klişe"nin ayrımını da iyi yapabilmek gerek, çünkü görüyorum ki çok karışıyor.

Çevrimdışı Everfever

  • *
  • 57
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
Ynt: Klişeler: Vefalı mı Belalı mı?
« Yanıtla #2 : 22 Mayıs 2017, 18:14:51 »
1-Kötü adamın bir monolog halinde planlarını detaylıca açıklaması, peşinden hayalet koşturan kadının düşmesi, o silahın mutlaka filmin sonunda ateşlenmesi, romeo ve jülyet... Evet, değişir.
2-Drizzt Do'Urden vakti zamanında bir klişe değildi. Günümüzde kötü adam olabilecek drow kalmadı mübarek.
3-Nasıl kullanıldığına bağlı. Kısmen.

4-Tembellik, cehalet, kabızlık.
5-Evet.
6-İyi yazarın nereden çaldığını bilmezsiniz. Nereden çaldığını biliyorsanız iyi yazar değildir.

7-Kısmen.
8-Kısmen.
9-Gına geldiği için

Kurosawa'nın Gizli Kale'sini alıp hikayenin aynısını çok çok uzaklarda bir galakside geçen, farklı kostümlü ve dijital efektli, çok iyi pazarlanmış ancak nihayetinde overrated bir film yaparsanız ne kadar klişe olur?

Hamlet'i alıp Afrika'nın savanasına götürüp yavru bir aslanda dijital olarak yeniden canlandırırsanız ne kadar klişe olur?

Peki ya Uyuyan Güzel hikayesini alıp değiştirseniz? Prens, güzel prensesi öpüp uyandırmak yerine ona tecavüz etse mesela? 9 ay sonra bir çocuk doğsa ve anneyi emmeye uğraşırken onu uyutan zehri emip uyandırsa? Yani masalın bildiğimiz halinden çok farklı bir versiyonu olsa yine de klişe olur mu? (Bu arada Uyuyan Güzel masalının orijinal hali böyleymiş)

"Kısmen"lere açıklama: Bazı yazarlar milyon kere yazılmış bir hikayeyi (şablonu) öyle ustaca yazar ki muhteşem olur. Yepyeni bir hikaye okuturlar size. Yine bazı yazarlar da daha önce hiç duyulmamış, eşi menendi olmayan bir hikayeyi o kadar kötü ve basmakalıp anlatırlar ki gına gelir.



Çevrimdışı cemaziyel

  • **
  • 100
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Klişeler: Vefalı mı Belalı mı?
« Yanıtla #3 : 22 Mayıs 2017, 18:18:19 »
Radyoda bu program yapılmıştı ama tabi mikrofon Hazal'da olduğu için içimizi yeteri kadar dökememiştik :P (ban hammer mı o?)

Klişe yazarın hikaye içerisinde attığı düğümlerden birini çözerken çok sık başvurulan bir yöntem kullanmasıdır. Kişilere göre değişiklik göstermez ama zamana göre değişiklik gösterebilir. Bir yazarın bulduğu muhteşem bir çözüm başka yazarlar tarafından tekrarlana tekrarlana klişe haline gelebilir. Zaman içerisinde bu klişeler geçerliliğini kaybedebilir. Ya da eski cazibesini kaybedebilir. Ama klişe olmaya devam ederler. O zaman da "Yazar düğümü çözebilmek için eski bir klişeye başvurmuş" diyebiliriz. Ya da "Bir zamanların ünlü klişesini huzurevinde ziyaret ettik." de olabilir.

Bazen attığınız bir düğümü çözebilmek için muhteşem fikrin gelmesini beklemek yerine "Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok!" diyerek daha önce başkası tarafından bulunmuş bir çözümü uygularsınız. Eğer daha iyi bir çözüm çıkmazsa ve kurguya da oturduysa klişe eserde kalmaya devam eder. Esere özgünlüğünden ödün verdirmediği sürece klişe yazarın niteliğine etki etmez diye düşünüyorum.

Klişe bir düğümle karşılaşıldığında okurun aklına ilk gelen şeydir. Kimse daha önce okuduğu bir şeyin türevlerini döne döne okumak istemez. Esere aşık olduysa gider orijinalini tekrar okur. Dolayısıyla yazar çarpıcı bir etki istiyorsa eserin özünü oluşturan, vurucu noktalarda en azından klişeden kaçınmalıdır. Ama kurgu içerisindeki tali öykülerde bunların aşırıya kaçmayacak şekilde kullanılması okuru rahatsız etmeyecektir.
Ne evvel ne de ahir...

Çevrimdışı cankutpotter

  • ****
  • 1233
  • Rom: 14
    • Profili Görüntüle
    • Büyülü Kale, Hayallerinizin adresi.
Ynt: Klişeler: Vefalı mı Belalı mı?
« Yanıtla #4 : 22 Mayıs 2017, 18:34:07 »
Bana göre, bu yazarın elindeki kurguyu kullanma şeklidir. Klişeler basmakalıp ve kullanıla kullanıla artık herkesin bildiği şeyler haline gelmiş durumlardır, ancak yazarın onları kullanış biçimine göre şekil alırlar. Son derece klişe öykülerin farklı açılardan yazıldığını görebiliriz mesela. Sorun kullanılmasından çok nasıl ele alındığı bence. Çokça bilinen bir konu da olsa yazarın ellerinde son derece özgün bir anlatıya da dönüşebilir bazı klişeler.
İnsan, hayalleriyle vardır.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Klişeler: Vefalı mı Belalı mı?
« Yanıtla #5 : 29 Haziran 2017, 20:54:22 »
Ne zamandır başlığa bir iki şey yazmaya niyetliydim. Yazmamak içinse hep bir bahanem oluyordu… Üstüne makaleler yazılacak konu. Az bilgim ve kavurucu sıcaklarında etkisiyle dağınık ve çelişkili fikirler beyan edebilirim, şimdiden kusuruma bakmayın :(

-Klişe nedir? Klişe tanımı farklı kişilere göre değişebilir mi?

TDK'daki "basmakalıp" ifadesine muhalefeten bir tanım kasmaya çalışacaktım. Lakin @cemaziyel'in belirttiklerinin üstüne çok farklı şeyler belirtemeyeceğimi düşündüm.

Yinede kendimi zorlayıp aklımdaki klişe tanımını açıklamaya çalışayım: Kurgu namına klişeyi tanımlamak için “şablon” ifadesinden yararlanılabilir. Şablon da TDK’ya göre “Değişik alanlarda düzeltme, belirleme, ölçme, denetleme işlerinde kullanılan ve yaptığı işe göre yapısı değişen araç.” ve “Çok kez tekrarlandığından kanıksanmış basmakalıp örnek.”olarak tanımlanmış. Şablonun ikinci tanımındaki “basmakalıp” kelimesinin yerine, birinci tanımdaki anlamıyla “yapısı değişen araç” ifadesi kullanılırsa, benim algıladığım “klişe” tabirine azıcık yaklaşmış olurum.

Buna göre, hedef kitle (kurgunun tüketicisi) açısından defalarca kullanıldığı için kanıksanmış olan ve/veya da hedef kitlede var olan yargılara ve bakış açılarına (yani başka şablon, klişe ve klasikleşmiş durumlar) dayanarak “doğrusu/olması gereken/olması en muhtemel bu…” diye algılanan unsurların paketlenip, hikâye gidişatı, olay örgüsü, gerçekleşme biçimi, durum, davranış biçimi, karakter özelliği gibi şablonları “klişe” olarak tanımlıyorum.

Tabii bu tanım içerisinde, Fırtınakıran’ın bahsettiği “klasik” kavramı da mevcut. Klasikleşmiş şablonları klişeleşmiş şablonlardan ayıran esas nokta, ilkinin omurga, ikincisinin de o omurga üzerine örtülen kaplama olmasına dayanıyor. Klasik olan fikri özken, klişe olan o fikri özün gerçekleşmesini sağlayandır; birincisi değişmeyecek biçimde sadece bir kısmı veya karşıtı/tersi kullanılabilir, ikinciyse birinciye dayanarak birden fazla alternatif ve yeniden yorum, ekleme-çıkarma içerebilir. Bu farka göre klişeyi “Klişe ama tadında/iyi kullanılmış klişe…” yapan da “Baştan sona ucuz/bayat klişe…” yapan da aynı hikâye içerisinde kendisinin ve kendisini destekleyen diğer klişelerin nasıl kullanıldıklarıyla alakalı.

Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’nda kahramanın girdiği döngü tek hikâye şablonu olmamakla birlikte klasikleşmiştir. Klasik durumun biraz dışına çıkmak için hikâyesinin sonu bu şablondaki önemli kırılma noktalarından “kahramanın sahte zafere ulaşması” olan bir macera tasarlanmış olsun. Burada hikâyeye yenilikçi/taze bir bakış açısı getirmek için klasik şablonun bir kısmı kullanılmış olsa bile klasik yapı bozulmaz. Çünkü tümden reddedilmemiştir, sadece bir kısmı kullanılmıştır. Ve ayrıca bütüncül olarak klasik yapının etkisi ve işlevselliği tekrar onaylanmış olur.

Klişedeyse bunu yaparken daha dikkatli olunması gerek. Çünkü bir klişeyi farklı biçimde kullanmak onunla alakalı başka klişelerle de oynamak anlamına geliyor. Ve bunlar da klişelere olan doygunluk ve zamanın o klişeler bakış açısıyla yakından ilişkili.

Erkek ana karakterin zor durumdaki kadın karakteri kurtarması, işlenişine göre klasik ya da klişe olarak algılanacaktır:

Erkek mükemmel kahraman, kadınsa kendini zor durumdan kurtarmakta zorlanan olsun. Kahraman rolünde olan, hikâyenin başından beri şansın da yardımıyla her zorluğun ve sorunun üstesinden kolayca geliyor ve kurtarılacak rolündeki yardım istemekten başka bir iş yapmıyorsa, bu günümüz okuru için eskimiş ve sıkıcı olacaktır.

İki karakterin klasik durumunu değiştirmeden farklı biçimde rolleri tekrar oynatılsın. Bu sefer kahraman kısıtlı yetenekleri olsun. Kendisine karşıt gelen güçlerin bilgisizliği ve deneyimsizliği sayesinde ve şartları da kendi lehine çevirerek zorlukları aşıyor olsun. Kurtarılacak rolünde olanda, şartların aleyhine olması sebebiyle tek çare kurtarılmayı bekliyor olsun. Burada klasik durum değişmez. Ama günümüz okuru için rahatsız edici klişe olmaktan da uzaklaşmış olacaktır.

Klişelerin kişiden kişiye göre değişmesine değinirsem, burada kişinin o klişelere ve klasik duruma ne kadar aşina olduğuna ve aklına yer etmiş başka klişelerle bağlantısına dayanarak ilgili klişeyi algılama biçimine göre, “yeni”, “olağan” ve “sıkıcı/kötü/yanlış” olarak derecelendirileceğini düşünüyorum. Klişe veya klasik durumlar alakası olmayan durumların bile bu yorumlara göre değerlendirildiği olabilir.

Zırhlar içerisindeki ordusunu yöneten bir kraliçe düşünelim. Anlatım içerisinde, onun hikâyedeki bu konuma gelmesini destekleyecek kadar yer verilmiş olsa bile farklı tepkiler alacaktır. Hikâyenin vardığı nokta açısından olması gereken olarak algılayan da olacaktır; zorlama bir tercih olarak algılayan da olacaktır; gerçekle bağı zayıf feminist dokunuş olarak algılayan da olacaktır. Yani buna zemin hazırlanmış olsa bile kişinin kendi beklentilerine (aklındaki şablonlara ve alışkanlıklara göre) “Klişe mi değil mi?” sorusu “yeni”, “olağan” ve “sıkıcı/kötü/yanlış” olarak değerlendirilecek.

-X zamanında klişe olmayan bir şey x+1 zamanında klişe olabilir mi?

Ortaya ilk çıktığında yenilikçi olan, başkalarınca da kullanıldıkça kanıksanıp klişeye dönüşebilir. Ama burada klişeye dönüşecek olanın defalarca kez ve değişik biçimlerde kullanılmaya müsaade edecek özellikte olması şart. Okurun/İzleyicinin idrak edebileceği, kısmen de olsa “Böyle bir durumda öyle olur/olabilir.” fikri oluşturabileceği özelliklerde olması gerek.

-Geçmişte klişe olmuş bir şey üstünden zaman geçtikçe klişe olmaktan çıkabilir mi?

Klasik durum haline gelebilme olasılığı da var, eski klişeler olarak algılanan klasik durumlar da var. Önemli olan, bunlarla karşılaşınca burun kıvırmamızın önüne nasıl geçileceğinde saklı. Örneğin, uyarıcı madde vasıtasıyla zihnin sınırlarını aşıp insanın yeni yetenekler kazanması durumu az kullanılmış olsa da, günümüz için bana imkânı zor geldiğinden eski usul maceralara ait bir klişe gibi geliyor. Bu tarz bir hikâyeyle en son Ted Chiang’ın Geliş adlı öykü derlemesindeki Anlamak’ta karşılaşmıştım. İlk başlarda çok eski kafa bir tema olarak burun kıvırmıştım. Ama yazar böyle bir duruma düşen kişinin nasıl davranacağı ve neler yapabileceği üzerine yoğunlaştığından, o ilk başta burun kıvırmama sebep olan klişe hissiyatını almadım.

-Yazarlar neden klişe kullanır?

Klasik durumlar ve klişeler yazarlara başlangıç noktaları verebilir. Yazar da bir okur olduğu için, onun da aklına başka hikâyelerden kazınmış belli başlı anlatım şablonları ve klişeler bulunur. Klişeler ve klasik yol haritaları, bir hikâyenin nasıl olması ve nasıl işlenmesi gerektiği hakkında “Doğrusu bu ya da bu olabilir.” idealinde fikirler verir. Sonuçta hedef kitle olan okurların da aklına bunlar kazınmıştır. Gündelik hayattaki sabit beklenti ve kararlara etki eden klişe ve şablonlar da kurgusal klişeleri kavramada etki ederler.

Klişeler ve klasik durumlar, yazarın anlatacağı hikâyeyi anlatabilmesi ve okurun da o hikâyeyi anlayabilmesi için ortak simgesel kodlar yaratır. Yazar klişelerin ve klasik durumların yapılarına hâkim olup, onları yaratmak istediği etki doğrultusunda tekrar biçimlendirip anlatımda kullanabilir. Okura yeni ve farklı gelebilecek ve gelecekte klişe/klasik olabilecek yeni şablonlar sunabilirler.

Klişe dışına çıkayım derken tuhaf ve anlaşılması güç olmanın tehlikeleriyle de ister istemez karşılaşılacaktır.

-Klişe kullanmak "yazar tembelliği" midir?

Klişeler işlevsel araçlar. Onları kullanarak okurun beklentileriyle oynana bilir. Mesela, klişe durumun oryaya çıkardığı olasılıklardan hangisinin gerçekleşeceğini merak etmek okuru hikâyeye daha da bağlayabilir.

Tabii ki klişeleri kullanım amaçlarını ve biçimlerini kavrayamadan kullanmak “Bunu biliyorum.” Hissi oluşturan işler çıkaracaktır. O zaman bile yazarın elinde klişeyi eğlenceli ve tadında işleme şansı var. Lakin onu da yapamazsa tembellik eleştirisine sebep olan durumlar çıkacaktır.

-İyi yazarlıkla klişe kullanımı arasında bir bağlantı var mıdır?

Klişeleri ve klasik durumların yarattığı etkileri ve ne anlama geldiklerini bilmek, okur üstünde yaratılmak istenen etkiyi oluşturmada yazara nasıl bir yöntem izleyeceği konusunda çokça fayda sağlayacaktır. Ama doğrudan bir bağlantı var mıdır bilemiyorum.

-Klişe bir edebi eserlerin çarpıcılığını azaltan bir şey midir?

Çok fazla tahmin edilebilirliğe sebep oluyor ya da zamanın veya okurun/izleyicinin beklentilerini karşılamakta zorlanıyorsa etkiyi azaltacağı kanaatindeyim.

-Klişe kullanmak her koşulda kaçınılması gereken bir şey midir?

Zorunluluk değil. Birinden kaçınmaya çalışırken bir başkasına yol düşebilir. Ama klişeleri ve klasik durumları dikkate alıp, hikâyede anlatılmak istenene odaklanılarak yepyeni olmasa bile tadında ve ölçülü işler ortaya konabilir.

-Klişeleri neden kitaplarda/filmlerde/oyunlarda görmek istemiyoruz?

Temelde klişeden veya klasik durumlardan şikâyetçi değilim. Derdim sihirli formül mantığında ve bundan daha farklısı asla olmaz tavrıyla tekrarlanıp kullanılmasından kaynaklanıyor. Film ve oyunlarda bu formüle klişeler daha yoğun kullanılıyor. Bu ikisine kıyasla, hikâye anlatabilmenin olanakları sayesinde edebiyatın taze ve farklı gelebilecek anlatımlara daha açık olduğunu düşünüyorum.

En son okuduğum Biz Hep Şatoda Yaşadık bu konuda verebileceğim en taze örnek. Ait olduğu türün klasik özelliklerini göstermekle birlikte hikâyesinin vardığı nokta açısından sıra dışı geldi.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Klişeler: Vefalı mı Belalı mı?
« Yanıtla #6 : 30 Ağustos 2017, 15:09:39 »
Klişenin vesafına belasına değinmişken, aklıma tamamen yazara ait kulvar geldi.
 
Yazarın kitapları okudukça ister istemez hikayecilik tarzına aşina olunuyor. Her kitapta karakterler, ortam ve olay gidişatı gibi konularda saptanan ortak özellikler olabiliyor.

Yazarın yaza yaza tarzına-imzasına dönüşen temalar ve anlatım tercihleri hikayeden alınan tada göre eğlendiren ya da bıktıran bir başka klişe türüne, "yazarın kişisel klişesi" olarak değerlendirilebilir mi?