Kayıt Ol

Emarion (2. Bölüm)

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Emarion (2. Bölüm)
« : 24 Mart 2008, 19:51:13 »
Emarion adında talihsiz bir gencin hikayesini yazmak istedim. Dört bölümden oluşan kısa bir hikaye olacak. İlk bölümü yazmadım. Bunu ilk bölüm olarak kabul edebilirsiniz belki. Beğenilirse diğer bölümleri de koyacağım.


... Ve baktı gökyüzüne, Emarion. Yıllardır hasretini çektiği belliydi, unutmuştu sanki o mavi parlaklığı ve aydınlığı. Baktı gökyüzüne gözleri kısık. Bıraksalar bir ömrü orada öylece durup gökyüzüne bakarak geçirebilirdi sanki. Dönüyordu olduğu yerde ve kahkalarla dolduruyordu tüm balkonu. Hiçbir yere bağlı olmadan, yıllardır gökyüzünde asılı duran bu Balkon sanki onun çığlıklarıyla boylayacaktı dibi.

Saçsız başına ışık vuruyordu, kısa boyuna rağmen Emarion, sanki güneşe uzanabilecekmiş gibi açmıştı ellerini. Bir yandan hiç olmamış gibi gözlerini kırpıyor, bir yandan el çırpıyordu. Genç yaşına rağmen yüzünde oluşan kırışıklıkların içi, güneşin aydınlığıyla dolmuştu ve karanlık silinmişti, gözlerinden. Saçsız başına ışık vuruyordu ve bu Lord Camér'in dikkatini çekti. Gülümsedi. Yavaşça, tepinen gence yaklaştı.

"Süren doldu ve artık dışarıdasın genç adam. Bundan sonra yapacakların sadece sana bağlı, artık ne annenin ne de babanın yaptıklarıyla sorumlu tutulamazsın. Anncabél kurallarını bozmamızı sağladın genç dostum. " dedi yüzünde bir tebessümle. Emarion önce şaşkın bir ifadeyle gözlerini kısarak Camér'e baktı, sonra bir kahkaha attı ve boynuna sarıldı. Bir süre öylece kaldılar. Sonra Emarion aniden çekildi. Yüzünde bir umutsuzluk ifadesi vardı.

"A... ama ... ben şimdi... ne.. yapa.. Ben şimdi ne yapacağım efendim?" Kelimeleri dikkatle seçiyordu. hafızasını yoklamak zorundaydı. O hücrede geçirdiği yirmibeş yıl boyunca çok az konuşmuştu. Beş yaşından beri üçüncü kez güneşi görmek, gözlerini nasıl şaşkına çevirdiyse, konuşmak da dilini tutmuştu.

"Ah, bunu düşündüm Emarion. Bir süre benimle kalacaksın ve dünyanın yeni haline alışmak zorundasın. Gerçi pek değişen bir şey olmadı. Hala aynı tas aynı hamam. Ama sen en son beş yaşında dışarıdaydın ve hayatı öğrenmelisin." Dedi ve elini Emarion'un yanağına koydu. "Sevgili dostum, senin talihsizliklerin üç yüz yaşındaki bir Lark'ın başına gelmemiştir. Buna rağmen iyi dayandın. Şimdi benimlesin ve hadi aşağıya inelim. Buradan artık bıkmış olmalısın. Evim, Nin Kelon'un hemen dışında bir çiftlik evi. Orayı çok seveceksin.

Ve birlikte Anncabél'in doğu yakasındaki merdivene geldiler. Merdiven oldukça garipti, beş basamaklıydı ve aşağıya kadar inmiyordu, hatta aşağıya yaklaşmıyordu bile. Camér, hiç tereddüt etmeden ikinci basamağa kadar inmişti, ama Emarion tereddütle ancak bir basamak inebildi. Camér gülümsedi.

"Ah, evlat korkma. Hatırlamıyor musun buraya getirildiğinde ilk basamakta çıkmıştın yukarıya. Başın dikti ve neredeyse muhafızları Cir Kelon'a saplıyordun." Dedi ve bir kahkaha koydu. Emarion da gülümsedi ve Camér'in yanına geldi. Camér bir şeyler mırıldandı ve merdiven hareket etti. Yavaşça aşağıya doğru süzülmeye başladılar. Emarion dibi neredyse göremiyordu. Gittikçe yaklaşan bir nokta olduğunu gördü bir süre sonra, daha sonra şekil büyüdü ve Nin Kelon'a dönüştü. Yaklaşık on dakika içinde oda gibi bir yerin tepesine indiler. Aceleyle kapılardan geçip bahçeye çıktılar.

Emarion burayı hayal meyal hatırlıyordu. Yakalandıktan sonra götürüldüğü ilk yerdi. Nin Kelon'un Muhafız Çiftliği denirdi. Arka taraftan da asillerin evlerinin bulunduğu bir bölüme geçilirdi. Buradan zamanında nefret ederdi. Asiller onunla hep dalga geçmişti. Ve o olaydan sonra da yakalanana dek hiç gelmemişti buraya. Şimdi ise içinden geçip, arkadaki bir asil evinde yaşayacaktı! Ah ne kadar da tuhaf dünya!

Hızla arka tarafa geçtiler ve Emarion hayallerinde hatırladığından çok daha harika bir manzarayla karşılaştı. Her tarafa ağaçlar serpiştirlmiş, yollar düzenlenmiş ve ev sayısı da azaltılmıştı. Yaklaşık on kadar ev vardı. Hepsi de birbirinden güzeldi. Ancak en arkadaki en güzeliydi. Resmen bir sanat şaheseriydi, bunun Kral 2. Lindret'e ait olduğunu tahmin etti Emarion. Tahmininde de yanılmadığını daha sonra anlayacaktı.

Yavaşça bölgenin en doğusuna gittiler. Orada bulunan evlerin en mütevazisi karşılarındaydı. Beyaz duvarları, duvarlardaki sarmaşıklarla ne kadar alımlı da olsa bölgedeki diğer evlere kıyasla daha fakir görünüyordu. Evin kapısına yaklaştılar ve Camér nasırlı elleriyle kapıyı çaldı.

"TOKA!" diye bir bağırış duyuldu. Camér ciddi bir tavırla elini cebine attı ve bir toka çıkarıp kapıdaki bir çıkıntıya yerleştirdi...

(Çok sıkıldım devamı sonraki bölümde :D)
try again fail again fail better

Çevrimdışı vampireLLa

  • ****
  • 1273
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Toka
« Yanıtla #1 : 25 Mart 2008, 17:13:28 »
yaa başını niye koymadın gerçi girişin "Ve Baktı Gökyüzüne, Emarion"da cok güzel olmuş wayy niyeki dedittiren cinste bazı yerlerde yazım hatası devriklik gibi şeyler var onlarıda görmüyoruz artık bence gayet güzel ama sıkılıpta bukadar az bırakma yaa :D devamınıda bekliyorum
she's back!!

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Toka
« Yanıtla #2 : 25 Mart 2008, 18:42:01 »
Devriklik bilerek :D Şiir gibi yazayım dedim bazı yerleri. Yazım hatalarını biliyorum her yazdığım yazıda gözüme sokulur :D . Teşekkürler.
try again fail again fail better

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Toka
« Yanıtla #3 : 01 Nisan 2008, 14:15:03 »
Çok güzel gidiyor, olayı hala çözemedim ama devamınıda bu yakın zamanlarda koyarsan güzel olur. Merak ettim..
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Michael Evans

  • **
  • 309
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Toka
« Yanıtla #4 : 01 Nisan 2008, 17:35:00 »
Okudum (burada yazılan her şeyi okuma vaktim olmuyor. Değerini bil=)). Bence gayet güzel ama biraz daha açıklasaydın olayları keşke. Yani bu -yanlış anlama çok güzel- biraz üstü kapalı bir anlatım olmuş. Nelerin olduğu ve olacağıyla ilgili hiç bir ipucu yok. Dört bölümde hikaye toparlanabilecek mi?

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Toka
« Yanıtla #5 : 01 Nisan 2008, 22:40:39 »
Ben yazdıklarımı planlayarak yazmadığım için aklınızda böyle bir soru oluştu heralde. Tamamen oluşmuş bir hikaye olmaz. Çünkü bu benim dünyamdan bir kesit olacak sadece. Sizin anlayacağınız aşamaya getirebilirim sanırım. Ama sanırım geçmişi de anlatmalıyım. Neyse sağolun yorumlarınız için. :)
try again fail again fail better

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Toka
« Yanıtla #6 : 01 Nisan 2008, 23:33:52 »
Hani hikayeyi de birkaç kurgu hayal ederek okudum :P Anlatım tarzı falan hepsine bayıldım.Bende ilk bölümlerimde hikayeyi çok üstü kapalı yazarım ama sonraki bölümlerde nasıl olsa anlayacağız :D 4 bölüm biraz kısa ama ya...Aşırı betimleme isteme sebebini  anladım galiba.. :D

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Toka
« Yanıtla #7 : 13 Nisan 2008, 13:03:33 »
...                     
İKİNCİ BÖLÜM: GRIFON

Kapı geriye doğru açıldı, orada duran kimse yoktu. Kapı kendi kendine açılmıştı. Evin içi rahatça görünüyordu. Burası bir koridordu ve sağ tarafta bir merdiven kolu göze çarpıyordu, bu yukarı çıkan merdiven olmalıydı. Koridor biraz ilerledikten sonra sağa ve sola dönüyordu, oraya kadar bir kapı yoktu ama tam orada bir kemer vardı, geniş bir salona açıldığı belliydi. Sol tarafta bahçeye açılan camlı bir kapı göze çarpıyordu.

İçeri girdiler aşağıyı hiç dolaşmadan, sağa döndüler ve merdivenlerden çıktılar. Emarion merdivenlerin üç dört katı birleştirdiğini fark etti. Ev dışarıdan en fazla üç katlı görünüyordu, bodrum katı da olmalıydı.

Yeni bir koridordaydılar. Burada beş tane oda kapısı göze çarpıyordu, hepsini geçtiler ve en uzaktakine girdiler.

"İşte odan burası Emarion, sen ayrılmak isteyene ve ben kabul edene kadar burada kalacaksın." Dedi Camér. Elindeki, Emarion'un bir kaç eşyasından oluşan çantayı basit görünümlü bir dolabın yanına koydu.

"Ben şimdi gidiyorum, sen yerleş, üzerini değiştir, isterse dinlen," yatağı işaret etti "oda senin, işin bittiğinde aşağı gel, yemek yeriz, acıkmış olmalısın." Dedi ve bir gülümsemeyle odadan çıktı.

Emarion odaya göz gezdirdi, tam karşıda iki büyük pencere duruyordu. Onların hemen yanında güzel bir yatak, yanında küçük bir masa, duvarın tam ortasında bir yazı masası vardı. Tam karşıda duvarı kaplayan iki tane dolap vardı, dolabın önünde de eşyalarının olduğu çanta.

"Demek yeni evim burası..." dedi kendi kendine. Eşyalarını dolaba yerleştirdi, sonra pencereye gidip dışarıya baktı.

Oda arka tarafa bakıyordu, ön taraftaki parlak ağaçlar ve yeşillik, arka tarafta koyulaşıyordu. Kasvetli ama küçük bir orman vardı, ormana kadar yeşillik devam ediyordu, oradan sonrasında yerler daha koyu bir ot birikintisiyle doluyordu. Daha ileride orman bitiyor, geniş çayırlar başlıyordu, Emarion oraları hayal gibi hatırlıyordu haritalardan.

Bir anda kulakları tırmalayan bir çığlık duyuldu, Emarion başını hemen ormana çevirdi. Bir bölümdeki dalların hareket ettiğini gördü ve gökyüzüne kocaman bir şeyin fırladığını gördü. Dikkatli bakınca bu yaratığın koca kanatları olan, kartal başlı, bir aslanın vücuduna sahip, ve ucu sivri bir kuyruğu bulunan bir kuş olduğunu gördü. Ya da o kuş sanıyordu.

Yaratık hızla uzaklaştı, Emarion arkasından okların yağdığını gördü. Daha sonra yaratık gözden kaybolana kadar bağırışlar duyuldu, sonra tekrar sessizliğe gömüldü her yer. Emarion ağzı açık gökyüzüne bakıyordu. Onu kendine getiren kapının çalınması oldu. Hemen arkasına döndü. Camér içeri girmişti.

"Hadi, aşağıya gel, eşim yemek hazırladı. Aç olduğunu biliyorum." başka bir şey söylemeden, ya da cevap beklemeden hızla çıktı odadan. Emarion yüzünde sinirli bir ifade olduğunu anlamıştı.

"Bekletmesem iyi olur." diye düşündü ve hemen aşağıya koştu. Nereye gideeceğini bilmiyordu ama ayakları onu kemerli geçide getirdi. Geniş bir salondaydı şimdi, ama etrafta kimse görünmüyordu. sol tarafta bir kemer daha vardı, oradan sesler geliyordu. Oraya doğru yöneldi ama duvardaki bir resim dikkatini çekti.

Genç ama güçlü bir adam, kartal başlı, aslan vücutlu, kanatlı ve sivri kuyruklu bir yaratığın üstünde duruyordu. Kılıcını yaratığın kanadına saplamıştı, yaratık da kuyruğunu adama dolamıştı.

Emarion yaratığın az önce gördüğü şey olduğunu hemen anladı. Resme daha dikkatle baktı ama bir şey göremedi. Biraz sonra vazgeçti ve mutfağa doğru ilerledi. Camér ve bir kadın orada oturuyordu. Kadın, Emarion'un dikkatini üzerine çekmeyi başardı. Çok çekiciydi, sarı saçları omuzlarından aşağıya dökülüyordu ve sarı saçlarının altındaki ince beyaz teni, güneşin ışıklarıyla parlıyordu. Küçük bir burnu, ince ağzı ve yeşil gözleri vardı. Ama gözleri telaşlı görünüyordu ve yaşlıydı.

" Ah, yakışıklı genç, gel ve şöyle yanıma otur." dedi çok güzel bir sesle. Emarion hemen gitti ve kadının yanına oturdu. Kadın ayağa kalktı ve bir tabakta et getirdi Emarion'a.

"Bana ismini bahşey genç adam." Dedi yanına otururken.

"Adım Emarion, ama siz bunu zaten biliyordunuz." Dedi gülümseyerek.

Kadın da gülümsedi. "Evet biliyordum, benim adım da Ecaria, memnun oldum." dedi.

Emarion hayatında hiç bu kadar güzel bir yemek yediğini hatırlamıyordu. Hatta hiç güzel bir yemek yediğini hatırlamıyordu. Yediği en iyi yemek, içinden sadece iki tane kurt çıkan etli ekmekti.

"Aa.. Efendim bir şey sorabilir miyim? Az önce uçan yaratık ve .. sanırım o duvardaki yaratık, nedir?" Diye sordu Camér'e.

"Ah, bunu soracağını tahmin etmiştim. O bir Grifon'du, bugünlerde bazıları onlarla aramızda olan barışı bozmaya çalışıyor. Anncabél öldürüldüğünden beri..." Dedi yan gözle Emarion'a bakarak.

Emarion şok olmuştu, o iyilik timsali, herkesin örnek alması gerektiği söylenen adam, önce suçlu bulunmuş, kuralları kaldırılmış, sonra öldürülmüştü. Neler oluyordu böyle.

"Öldürüldü mü? Kim.. Neden?" Diye geveledi Emarion.

"Suikastçiler, Karanlık Güneş Tarikatı." Dedi kaçamakça Camér.

"Tamam yemekte bu kadar kötü şeylerden bahsetmeyin, hadi susun da yemeğinize odaklanın." dedi Ecaria.

Bundan sonra sessizce oturup yemeklerini yediler, Emarion'un aklında Grifon vardı. Ne kadar güzel ve güçlüydü! Ne kadar da asildi! Hangi cahil ve kaba insanlar onu öldürmek isterdi?

Bir kaç saat sonra Emarion evi dolaşmaya başlamıştı, ama sadece üst katı dolaşmıştı ve yatak odalarından başka bir yer bulamamıştı. Bir üst kata daha çıktı, burası bir çatı katıydı ve karşıda kilitli bir kapı vardı. Hemen o kapıya gitti. Açmaya çalıştı ama kapı kilitliydi ve çok da iyi kilitlenmişti, ama içeriden bir hırlama duyuldu. Emarion irkildi ve hemen geriye sıçradı.

Sonra kapının yanında sürmeli bir pencere olduğunu fark etti, hemen oraya gitti ve dikkatli bir şekilde içeriye baktı, karşıdaki açık çatıdan dışarıya bakan bir vücut gördü. Ama bu bir insan değildi. Vücut aniden döndü ve delikten dışarıya ince bir şey çıktı, Emarion'un alnına çarptı, ve karanlık...
try again fail again fail better

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Toka (2. Bölüm)
« Yanıtla #8 : 13 Nisan 2008, 17:47:56 »
Tebrikler,çok başarılı.
Ah,çok beğendim bu bölümü.Dikkatimi çekti sanki Emarion halüsinasyonlar görüyor gibi.Ya da bazı hatıralar canlandırıyor gözünde.İsteyerek ya da istemeyerek.
Birde hikayenin merkezindeki Emarion değilmiş gibi gözüküyor.Bunu sonraki bölümleri okuyunca kesin bir şey söyleyebileceğim.
Ayrıca evi çok iyi betimlemişsin gözümde net bir biçimde canlandı.
Zannettiğim kadarıyla Emarion yıllarca bir hücrede kaldığı için olan bitenlerden haberdar değil.Bu yüzden biraz şaşkın davranıyor.
Son olarak kesin bölüm sayısında kararlı mısın ?

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Toka (2. Bölüm)
« Yanıtla #9 : 13 Nisan 2008, 18:32:28 »
Değilim :D Ama bunu çok uzun olmayan bir hikaye olarak düşündüm. Böyle aralarda Ah Emarion'un hikayesini biliyor musun? diye anlatılacak türden. Biraz daha uzatabilirim, çünkü ben hikayeyi önceden planlamadan yazarım, isimler bile aniden gelir. o 4 bölüm de öyle birşeydi daha uzun olabilir.
try again fail again fail better

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Toka (2. Bölüm)
« Yanıtla #10 : 13 Nisan 2008, 18:38:26 »
Hımm,anlıyorum :D Bende öyle yaparım çünkü.İsimleri önceden planlamadığına göre hikayedeki rolleri de zamanla şekilleniyor.Burada birde "Karanlık Güneş Tarikatı" sözü geçiyor.Emarion da böyle bir grubun içinde miydi?

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Toka (2. Bölüm)
« Yanıtla #11 : 13 Nisan 2008, 19:23:38 »
Hayır. Şunu söyleyeyim Emarion okuma yazma bile bilmiyor :P Bir sonraki bölümden sonra daha çok şey açıklarım. Şimdiye kadar görünen her şey o şekilde, Emarion'un halüsinasyon görmediğini söylemekte de sakınca bulmuyorum :P
try again fail again fail better

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Emarion (2. Bölüm)
« Yanıtla #12 : 06 Mart 2009, 18:54:03 »
Oldukça sürükleyici olmuş. (sonunda okudum) Merak uyandıran çok şey var. Çocuk nede daha 5 yaşındayken tutsak edilmiş ve neden azılı bir suçlu gibi muamele görmüş? Ayrıca şu Camér'e pek güvenmedim açıkçası. Bir şeyler saklıyor gibi.
Emarion'a da vah yavrum deme istiyorum :). Talihzsiz bir kişi kendisi. Şu an kaç yaşında?

Devamı yok mu  :=)?