Kayıt Ol

Koruyucu Renkleri ~ bölüm 10 (yarısı ve tamamı)!!

Çevrimdışı veritaserum

  • ****
  • 1112
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: altıncı bölüm!! ~ Koruyucu Renkleri
« Yanıtla #60 : 16 Haziran 2008, 09:43:41 »
höh aa tapulu anlatımın mı o senin :P yaparım yaparım :P ayrıcanak ben de yeni farkettim tamam mı :P bir tek bu bölümde bilerek öle bişe yaptım çünkü çok gerekliydi :P

ve yapmasaydım uzun uzun okurdum onu diil 37 dakika sat hatta gün gerekirdi :P

ve artık ezme benii xD yazık bana da xD
Önce, büyük büyük düşündüm;
Sonra büyük büyük yaşadım.
Ne varsa, onlar aldı.
Şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.

yeşilboncuk

Ynt: altıncı bölüm!! ~ Koruyucu Renkleri
« Yanıtla #61 : 16 Haziran 2008, 10:15:33 »
öhh..3.bölümden bi başladım okumaya..hakkatten bi bölümde anlattığın karakteri genelde diğer bölümde anlatmadığın olmuş... :-\Ama güzel bir hikaye.. ;D 7.bölümü bekliyorum cnm.. :) :gh

Çevrimdışı veritaserum

  • ****
  • 1112
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: altıncı bölüm!! ~ Koruyucu Renkleri
« Yanıtla #62 : 16 Haziran 2008, 10:25:12 »
saol canım :D
Önce, büyük büyük düşündüm;
Sonra büyük büyük yaşadım.
Ne varsa, onlar aldı.
Şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.

Çevrimdışı

  • ****
  • 1512
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: altıncı bölüm!! ~ Koruyucu Renkleri
« Yanıtla #63 : 16 Haziran 2008, 12:32:55 »
Ovvvv köftem ya yaptın yapıcağını yine.. xD harika ya ;D TEbrik ederim seni tektanemmmm !!! ;D

Çevrimdışı SeD

  • ****
  • 877
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: altıncı bölüm!! ~ Koruyucu Renkleri
« Yanıtla #64 : 16 Haziran 2008, 19:28:02 »
:hönk Çok güzel bi 2 bölüm olmasının yanında güzelliğinden ve akıcılığından ağzım açık kalmış durumda =P ;D ;D Köftebond um beem ne kadaar deli yazmışsın bencem gerrçekten hağrika...  :lve Bence kütüphaneyi siyah renk yıktı döktü :P

Çevrimdışı veritaserum

  • ****
  • 1112
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: altıncı bölüm!! ~ Koruyucu Renkleri
« Yanıtla #65 : 17 Haziran 2008, 09:00:27 »
görcez bilemem ;D ;D ;D
Önce, büyük büyük düşündüm;
Sonra büyük büyük yaşadım.
Ne varsa, onlar aldı.
Şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.

Çevrimdışı veritaserum

  • ****
  • 1112
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: altıncı bölüm!! ~ Koruyucu Renkleri
« Yanıtla #66 : 19 Haziran 2008, 12:38:03 »
Bölüm 7 = Zor zamanlar

Yeni bir hafta sonu.
Geçen hafta olanlardan sonra insan ister istemez tedirgin oluyordu, ne var ki kimse bunu dile getirmiyordu. Zaten Kenan onları şehir meydanında indirdiğinde hiçbir anormallik göze çarpmıyordu.

Tabii, etrafta kimsenin olmamasını saymazsak.

“Of.. Hiç eve gidesim yok. Dondurma yiyelim mi?” diye önerdi Seda.
“Bu havada mı? Belki farkında değilsin ama gökyüzü kapkara!”
“Eve gitmekten iyidir.”
“Benim gerçekten gitmem erek. Teyzem beni bekliyor. Üzgünüm Seda, hoşça kalın kızlar!”
“Tamam, gül güle.”

Nesil eve yollandı. Diğerli arkada kalmıştı. Seda “Ben dondurmaları alayım-“ diyordu ki, sözü gördüğü şeyle kesiliverdi.

Nefesinin geri çekildiğini hissetti.

Karşısında devasa bir köpek duruyordu. Bir kutup ayısı boyundaydı ve simsiyahtı. Kara, böcek gibi gözleri öfkeyle ona kenetlenmişti. Sivri dişlerinin arasından pis salyaları akıyordu.

Seda bir adım geriledi ve köpek bir adım ona geldi. Kız içler acısı bir çığlık attı ve koşmaya başladı. Alara da can havliyle bağırıyordu; ama Dilara gözlerini köpeğe odaklamıştı ve elinde turuncu kolyesini tutuyordu. Kaşları çatılıydı.

Köpek ileri atıldı, kızı bir böcek gibi ezip, parçalara ayıracaktı-
Seda yutkundu-
Neden kimse gelmiyordu yardıma-

Sonra çok acayip bir şey oldu.

Güçlü bir ışık parladı ve köpek kayboldu.

Alara kayıtsızca Dilara’ya baktı.

Sonra hıçkıra hıçkıra ağlayan Seda’nın yanına gitti. 

İkisi de Dilara’ya bakmadı.

Dilara da onlara.

Sonra dönüp gitti.

xxx

“NE?!”
“Efendim, çok korkmuştum-“
“KORKMAK MAZERET DEĞİL! İNAN BANA KIZLAR ÖLSEYDİ SENİN ÖLÜMÜN ÖLÜMLERİN EN ACIKLISI OLURDU! BU NE İHMALKARLIK! DONDURMACIDAKİ GÖREVİNDEN ALINDIN! ZİNDANA! HEMEN!”

Adam çaresizce gitti. Bundan sonra yaşamı için, kaderinde karanlık zindanda çürümek yazdığını biliyordu. Belki de siyah gelip onu alacaktı. Sonra o da diğerleri gibi siyah bir köpeğe dönüşecekti, insan yiyen siyah köpeklerden birine.

Keşke bu iş bu kadar basit olsaydı.

xxx

“Oxis! Güvenlik çemberini üç kat daraltıyoruz! Tüm görevliler sıkı bir testten geçirilecek, yalnızca bize sadık olanlar kalacak. Sayımızın ne kadar azalacağı umurumda değil, hain barındırmak istemiyorum!”

“Ne oluyor efendim?”

“Siyahın köpeği koruyuculara saldırdı! Hem de güpegündüz! Sanırım köpekle başka bir boyutta savaşmışlar, çünkü kızların zihinlerini taradığımda etrafta kimsenin olmadığını görüyorum. Lanet olsun!”

“Peki.. nasıl kurtulmuşlar?”
“Dilara yapmış. Her nasılsa kolyesini çalıştırmayı başarmış. Hem de başka hiçbir şeye zarar vermeden sihir kullanmış. Aklım almıyor! Neler dönüyor Oxis? Bilmediğim neler var?”

Oxis baştan aşağı bembeyaz kesildi.

“Hiç..hiçbirşey efendim.”

xxx

Alara yatağa çöktü. Hayatında korkmadığı kadar korkuyordu. Kaskatı kesilmişti, sanki konuşma yeteneği onu sonsuza kadar terk etmişti çünkü hiç ses çıkaramıyordu.

“Dilara! Nasıl oldu da o kolye.. nasıl yaptın..”

Dilara gözlerini kaçırdı. Seda elini onun omzuna koydu.

“Bana.. anlatabilirsin. Biliyorsun.”

Dilara tepki vermedi, kalktı ve banyoya gitti.

Seda elini kolyesine attı. Her ne oluyorsa, bu kolyelerle bir ilgisi vardı. Korkuyordu. Anlamaya başlamıştı. Bunu istemiyordu, hayır… Hem neden yeşil? Onlarca renk varken neden yeşil? Kolyeyi çıkardı ve camdan dışarı fırlattı. Ardında da bakma gereği duymadı.

Kara bir pençe kolyenin üzerine kapandı ve onu aldı.
Önce, büyük büyük düşündüm;
Sonra büyük büyük yaşadım.
Ne varsa, onlar aldı.
Şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.

Çevrimdışı SeD

  • ****
  • 877
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: yedinci bölüm!! ~ Koruyucu Renkleri
« Yanıtla #67 : 19 Haziran 2008, 15:03:50 »
Vay anasınıı herşey şoolmaya başladı :hönk bişoolmaya işte xD Köftem çk güzel yazmıssın...

Çevrimdışı veritaserum

  • ****
  • 1112
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: yedinci bölüm!! ~ Koruyucu Renkleri
« Yanıtla #68 : 19 Haziran 2008, 16:51:20 »
sağol yafrum ;) ...
Önce, büyük büyük düşündüm;
Sonra büyük büyük yaşadım.
Ne varsa, onlar aldı.
Şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.

yeşilboncuk

Ynt: yedinci bölüm!! ~ Koruyucu Renkleri
« Yanıtla #69 : 20 Haziran 2008, 08:47:51 »
kara bi pençe kolyeyi aldı...ne buu...kusum süper olmuş...eline sağlık.. :)

Çevrimdışı

  • ****
  • 1512
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: yedinci bölüm!! ~ Koruyucu Renkleri
« Yanıtla #70 : 21 Haziran 2008, 10:53:33 »
Habooo çok dehşet ya.. Kara pençe  :hmm Bi sonraki bölümüde alalım bi an önce ;D ;D

Çevrimdışı veritaserum

  • ****
  • 1112
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Koruyucu Renkleri ~ bölüm 8!!
« Yanıtla #71 : 01 Temmuz 2008, 15:03:27 »
Bölüm 8 = Farka varış

Deli gibi korkuyordu. Aslında güçlü bir kızdı. Küçükken çok haşarıydı, birçok kaza geçirmişti. Milyonlarca korku filmi izlemişti. Ama hiçbir film onu böyle korkutmayı başaramamıştı veya geçirdiği hiçbir kaza canını böylesine yakmamıştı.

Çünkü bu gerçekti.

Kapıyı açtı ve aşağıya indi. Odasının tam altına. Seda kolyeyi tam da buraya atmıştı. Almalıydı onu. Çalıların arasına, yola baktı. Aradı ve aradı.

Yoktu.

İşte şimdi ayvayı yemişlerdi.

İçini hiç olmayacak bir his kapladı, bir güç dalgası. Korku, bir kez daha damarlarında kötücül bir gezintiye başladı. Koştu. Tıkanana kadar koştu. Ve sonunda geldi. Arkadaşının, silah arkadaşının evine varmıştı. Durdu. Elini kapının soğuk çeliğine dayadı. Koluna, kolundan eline, elinden kapıya bir sıcaklık yayıldı. Kapı açıldı.

Evde kimse yokmuş gibi geldi Alara’ya, ama herkes evdeydi. Biliyordu. Merdivenleri bir solukta çıktı ve Seda’nın odasına kapı çalma gereği duymadan girdi.

Manzara korkunçtu. Seda yatakta yatıyordu. Sanki vücuduna elektrik verilmiş gibi titriyordu; gözleri kapalı, yüzüyse ifadesizdi. Terden sırılsıklam olmuştu. Kim bilir kaç saattir burada can çekişip duruyordu.

Alara durdu. Biliyordu.

Kırmızı.

Kan.

Dehşet.

Ölüm.

“Yardım bulmalıyım” diye düşünürken, bir sıcaklık hissetti.

Kolye. Sanki ona kendini hatırlatıyordu. Kaderini ve sorumluluklarını. Yapması gereken şeyler vardı. Alara artık normal bir çocuk değildi. Ama yine de, arkadaşının göz göre göre ölmesine göz yumamazdı.

Alara gidip Seda’nın elini tuttu. Yanıyordu kız. Diğer elini de kolyenin üzerine koydu.

Gözlerini kapattı.

xxx
“Yardıma ihtiyacı var efendim, n’olur bulun onu!”
“Tamam, Orenta, ama gerekçen nedir?”
“Hissediyorum efendim. Kandan gelen bir şey bu. Ablam da böyleydi. Biz, kan bağıyla bağlı olduğumuz biri tehlikedeyken hissederiz. Seda tehlikede! ”
“Haklısın. Unutmuşum.”

Tiriq çok kısa bir an, eskilere daldı. Sonra yüzündeki bütün renk çekildi.

“Koruyucu beni çağırıyor Orente. Haklısın. Gerçekten tehlikedeler.”

xxx

“Neden hiçbir şey olmadı?” diye bağırdı kendi kendine Alara. Saçlarını yolarcasına çekti koskocaman, acı bir çığlık atarak ağlamaya başladı. “İşe yaramalıydın aptal kolye! Senin yüzünden buradayız!”

“Ah, evet işe yaradı. Ama senin sayende.”

Alara bu yeni dostun varlığıyla rahatladı. Yabancı kimdi, bilmiyordu. Ama dosttu, bunu hissedebilirdi. Tek farkında varabildiği şey, adamın siyah bir pelerin giymekte olduğuydu. Yüzü, meçhul bir yerden aşina geliyordu kıza.

Adam Seda’nın yanına çökerken, Alara’ya “Sen iyi misin?” diye sordu çabucak.” Kız kekeledi.

“E..evet..o..o..bilmiyorum, o iyi değil! Kurtarın onu!”

“Evet. Onu götürmem gerek. Burası güvenli değil. (Seda’yı kucağına aldı) Yanıma gel, Alara. Koluma dokun. Evet, işte böyle. Gidelim mi?”

Alara yalnızca başını sallayabildi.

xxx

Büyük binanın heybeti karşısında şaşırmadı. Ne yapacağını bilemiyordu. Zaten herhangi bir şey yapmasına da gerek yoktu. Bu fazlaca kalabalık binanın sakinleri (artık ne kadar sakinse), her şeyi onun için hallediyordu. Şimdilik.

Seda ayılmamıştı. Ancak başında Alara’nın anlamadığı birçok dilden söcük mırıldanan insanlar sayesinde, titremesi durmuştu. Uyuyan güzel gibi, hiçbir şeye tepki vermeden öylece yatıyordu. Neredeyse nefes almaktan acizdi.

Yabancı, Alara’yı çağırdı. “Gel benimle evlat.”

Kız sakince itaat etti.

İçinde yalnızca dört koltuk bulunan minnacık bir odaya girdiler. Adam, Alara’ya oturmasını işaret etti, kendi de yanına çöktü. Arkalarından iki kişi daha girdi salona. Biri, çok yakışıklı genç bir adamdı, diğeriyse-

“Siz!”

Orenta yalnızca “Öğreneceksin yavrum. Sabır en büyük erdemdir.” Dedi ve son boş kalan koltuğa oturdu.

Adam konuşmaya başladı.

Alara’nın ilk kez duyduğu, ama bizim bildiğimiz şeylerden söz etti önce. Renklerin ayrılışını, Siyah’ın nasıl çekip gittiğini, diğerlerinin ona tepkisini vs.

“Ve bir topluluk kurdular. O zaman çok sayıda büyücü ve cadı vardı, onlar insanların aksine renklerinin canlılığının farkındaydı ve ufukta savaşlar görüyorlardı. Konsey günden güne büyüdü, gelişti. Ancak irademiz dışında olan şeyler vardı; insanlık savaşları ve o zavallı insanların öldürme hırsı. Bunlara hiçbir aman müdahale etmedik; biz sihirli şeylerle ilgileniriz.”

“Ama biz? Ben? Neden buradayız?” adam onu duymamış gibi devam etti.

“ Siyah çok, çok güçlüydü. En koyu renk, en güçlü, en asil; diğerleri ancak birlik olursa Siyah yenilebilirdi. Siyah gittiği zaman, isyan edebilme cesaretini sadece dördü kendinde bulabildi; yeşil, mavi, kırmızı ve turuncu. Konsey’i onlar kurdular, onlar geliştirdiler. Diğerlerinin bu cesareti kendilerinde bulabilmesi için birkaç yüzyıl geçmesi gerekti. Ancak; renkler hiçbir zaman ne biz büyücülere, ne de insanlara göründü. Kendilerine elçiler buldular, koruyucular. koruyucuların kaderi, kendini seçen renkle birleşiyor. Rengi, koruyucusuna inanılmaz güçler yüklüyor ve ona uzun, çok, çok uzun bir ömür bahşediyor. Koruyucu da ölene kadar rengini savunuyor.

“Kimileri, bu yükün altında ezilip gideceğini düşünür. Öleceğini. Arkasından güleceklerini, ‘yapamadı’ diye anılacağını sanır. Ama hiçbiri ezilmez. Renkler en güçlüleri seçer. En cesurları. Koruyucular tehlikeye daima göğüs gererler-”

“Pekii.. ne zaman verilir bu güçler? Ne zaman kendini gösterir?”

“Bebek doğduğu an verilir güçleri. O anda kaderi sıkı sıkıya bağlanır rengine. Biz de tam burada evreye giriyoruz.”

“İçimizden biri,” diye söz atıldı Orenta. “ki genelde en güçlümüz, bebekten güçlerini alır ve sıradan bir nesneye hapseder. Nesne mühürlenir. Eğer bebek bir insansa, ergenliğe kadar kimliğini bilmeden yaşar. Ama bir büyücü ya da cadıysa, ona her şey anlatılır. Yıllar geçtikten sonra, çocuk ergenlik önemine adım attığında, yani yaş yapacaklarını anlamasına izin verdiği zaman, nesne mührü çözmesi için koruyucuya verilir. Çocuk, mührü çözüp gücünü geri alamazsa.. sonsuza kadar nesneye bağımlı yaşar. Nesne elinden alındığında, ne en ufak bir sihir yapabilir, ne de renginin ona bahşettiği diğer avantajlardan yararlanabilir.”

“Tıpkı.. Seda gibi mi?”

Kadın hüzünlüce başıyla onayladı.

“Ama neden uyuyor? Nesnesi olmadan sıradan bir insan olmaz mıydı?”

“O zaten insan değildi, koruyucu.” Dedi yakışıklı adam. “O bir cadıydı, büyücü bir aileden geliyordu. Aslına bakarsan, evet, normal bir insan gibi yaşaması gerekirdi. Ama nesnesi..karanlık güçlerin elindeyse..rengi de öyle demektir.. Asla unutma koruyucu; Renginin kaderi senin kaderin. bu diğerleri için de geçerli.”

Alara şaşkınlıkla yutkundu.

“Bir şey daha var. Siyah, koruyucuları henüz küçük ve güçsüzken öldürmeye çalışmıyor mu?”

“Elbette çalışıyor” diye devam etti adam. “ama biz varız, koruyucu. Çocukları asla savunmasız bırakmayız. Ailelerine kadar sızıp, mümkün olan her yerde koruyoruz onları. Gerekirse Siyah’ın adamlarıyla kıran kırana savaşıyoruz; canımız pahasına. Ama sizin kılınıza zarar gelmiyor. Örnek mi istersin? Orenta. Öğretmeniniz. Stefy, ya da sizin bildiğiniz gibi Kenan. Şoförünüz. Dondurmacınız. Kantinciniz. Kitapçınız. Hatta bazen aileleriniz. Biz sizin için varız,sizin için öleceğiz.”

Yine bir sessizlik oldu. Ama bu kez, derin ve endişelerle yüklü bir sessizlik.
Önce, büyük büyük düşündüm;
Sonra büyük büyük yaşadım.
Ne varsa, onlar aldı.
Şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.

Çevrimdışı SeD

  • ****
  • 877
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Koruyucu Renkleri ~ bölüm 8!!
« Yanıtla #72 : 02 Temmuz 2008, 20:53:12 »
Vay anasınııı... Harika harika harika... ;D Ayy biliyodum o siyahın şooldunu... Ayrıca nooldu bağaa =P ;D Sed e nooldu yaf xD ... yazıık ;D En kısa zamanda bekliyoğrum .. ;) ;)

Edit..edit.. : E hade ama ;D

Çevrimdışı veritaserum

  • ****
  • 1112
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Koruyucu Renkleri ~ bölüm 8!!
« Yanıtla #73 : 04 Temmuz 2008, 20:00:51 »
yavs öbür hikayeyle uğraşırken bu kaldı xD hem sen onu bunu okumayan sefgülü site sakünlerine söle :HIH  :hemk :fringa :inca
Önce, büyük büyük düşündüm;
Sonra büyük büyük yaşadım.
Ne varsa, onlar aldı.
Şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.

Çevrimdışı veritaserum

  • ****
  • 1112
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Koruyucu Renkleri ~ bölüm 8!!
« Yanıtla #74 : 06 Temmuz 2008, 15:22:18 »
Bölüm 9 =  Tehlike

Alara dinlenmesi için çok rahat bir yatakta yalnız bırakıldı. Düşünmesi gerekiyordu. Küçükken gördüğü (gördükleri) rüyalar, babasının aniden iyi gelirli bir iş bulması ve buraya taşınmaları, yeni okul ve kızlarla tanışmaları, sonra ellerine nesne bozması bu kolyelerin sıkıştırılması ve kendilerini aniden onların üzerine kurulu bir savaşın ortasında bulmaları. Hepsi mi planlıydı?

Evet. Ve her şey cuk oturuyordu.

Bazen, yolda giderken yabancıların onu takip ettiği hissine kapılırdı. Çoğu zaman, eve kadar takip ederdi onu yabancılar. Ama evin kapısından girince yabancılar da yo olurdu aniden ve esrarengizce. Anlıyordu şimdi. Kim olduklarını ve ne istediklerini. Anlıyordu..

Neden öyle rüyalar gördüğünü de. Belki de gerçekten olan şeyleri görüyordu. Evet, ne anlama geldiğini bilmiyordu, ama bu olanlarla bir ilgisi vardı, o kadar.

O an bir şey dank etti kafasına ve sersemledi. Dilara nasıl olmuştu da, onları o siyah köpekten kurtarmıştı?

xxx

Nesil gecenin bir yarısı odasına pelerinli adamın girdiğini görünce çığlığı basmadan edemedi. Ne olduğunu anlamadı; adam onu tuttuğu gibi bir şeyler mırıldandı ve ikisi de gözden kayboldular.

Bir saniye sonra odaya giren teyzesinin elindense bir şey gelemezdi.

xxx

Dilara somurta somurta oturu0yordu sandalyesinde.

“Bana söyleyebilirdin!” diye haykırdı Alara. “Ben senin kardeşinim! Her şeyimi paylaştım seninle ama sen hayatımızın sırrını benden sakladın!”

“Sana söyledim koruyucu, her şeyi ben planladım!” dedi Oxis bilmem kaç yüzüncü kez. “Konuşamıyor olabilir, ama iradesi en güçlü olanınız o! İnan bana, güçsün olmaktan o kadar bıkmıştı ki sihri hemen benimsedi. Onu kimseye bir şey belli etmemek konusunda ikna etmek de pek zor olmadı.

Dilara gözlerini devirdi.

“Bunun için cezalandırılacaksın Oxis!” dedi Tiriq, hayli kızgındı.

“Başka sırrı olan?” dedi Nesil hayretle. “Bu da nedir böyle?!”

“Ah, bu kadar değil tabiî ki.” Dedi Orenta. “Gerçekten de ailelerinizin öldüğüne inanıyor musunuz?”

xxx

Birkaç saat sonra ≈ Şokların ardından

“Kızlar, biliyorum.” Dedi Tiriq. “Size çok yüklendim. Ama bunu yalnızca siz yapabilirsiniz. Seda’yı kurtarmanın tek bir yolu var: Savaşmak. Biz yapamayız bunu, yapacak olsak çoktan yapmıştık. Hayır, güçlü olan sizsiniz. Ve bu sizin kavganız.” Umutsuzca tek tek süzdü hepsini. “Arkanızdayız. Dışarı çıkar çıkmaz siyah sizi bulacaktır. Renkleriniz sizi koruyacak; biz de orada olacağız. Siz yalnızca Seda’nın kolyesini almaya çalışın ve ne olursa olsun tehlikeye atılmayın. Başabilirsiniz.


<<

ya biliyorum, aşırı kısa ama nolur anlayın beni bissürü şey birden yamaya uğralşıyorum kısa devre geçiricem :P
Önce, büyük büyük düşündüm;
Sonra büyük büyük yaşadım.
Ne varsa, onlar aldı.
Şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.