Kayıt Ol

Rock Müziğin Soy Ağacı: “Heavy Metal”

Çevrimdışı vampireLLa

  • ****
  • 1273
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Rock Müziğin Soy Ağacı: “Heavy Metal”
« : 09 Mayıs 2008, 00:04:44 »
Bu yazı ile birlikte, rock müziğin tarihi gelişim sürecinde geçirdiği evrimleri, yol ayrımlarını, rock müzik türlerini ve alt türlerini tek tek ele alacağım bir yazı dizisine başlıyorum. Şu hususu belirtmeliyim ki bu yazılarda hakkında bilgi vermeye çalışacağım rock müzik türleri ve onlara bağlı alt türler, tarihi gelişim süreciyle doğru oratlılı biçimde kronolojik bir şekilde ele alınmayacak. Benim en çok sevdiğim rock türü olması münasebetiyle “Heavy Metal”den başlamak istiyorum.



Genel olarak Heavy Metal, 60′lı yılların sonlarıyla 70′lerin başlarında ortaya çıkan ve kökeninde blues rock ve psychedelic rock (sanırım bu türe bir anlamda uyuşturan rock dersek yanılmış olmayız. “Psychedelic” benliği uyuşturan ve sanrılar görmeye sebep olan, psikiyatrik vakalar üzerinde kullanılan ilaçların genel ismidir. Psychedelic rock ise uyuşturucuların insan vücudunda oluşturduğu etkiyi, müzik yoluyla tecrübe edebilmek amacıyla ortaya çıkmış bir rock türüdür.) türlerinin bir harmanını barındıran, sert tonlu gitar nağmelerinin, sıkı davul tınılarının, hızlı soloların, gırtlaktan gelerek göğü yırtarcasına yükselen haykırışların oluşturduğu rock müzik türüdür. Temelde bir rock müzik türü olarak ortaya çıkan Heavy Metal kısa bir zaman içinde hem müzikal hem de içerik olarak gösterdiği farklılılar sebebiyle, bana göre rock müzik tarihi açısından tam anlamıyla bir yol ayrımı olarak görülmelidir. Benim düşümcem odur ki Heavy Metal ile 60′lı yıllara damgası vuran rock müzik anlayışı arasındaki tek benzerlik, bu iki türün icrasında kullanılan müzik enstrümanlarının aynı olmasından öteye geçmez.

Bu giriş kısmından sonra müzikal açıdan Heavy Metal’in sahip olduğu belli başlı karateristikleri inceleyelim. Öncelikle mükemmel beşli olarak adlandırdığımız “Power Chord” akor dizileri ve “tritone” (Üç ton aralı müzik yapısı; kısaca şarkı içinde kullanılan akor dizilerini üç tam nota aralıklı olmasıdır. Örneğin Sol-Do# veya Do-Fa# nota aralıkları gibi. Bu yapı latincede “Diabolus In Musica” yani müzikteki şeytan biçiminde adlandırılır. Bunun sebebi ise ortaçağda üç ton aralı bu müzikal yapının şeytani bir tınıya sahip olduğuna inanılmasıdır. Bu yapı özellikle barok dönem klasik müziğinde ağırlıklı olarak kullanılmıştır.) olarak tabir ettiğimiz üç ton aralı müzik yapısı Heavy Metal ritimlerinin en temel göstergesidir. Tritone yapı ve Power Chord’lar kullanılarak oluşturulan şarkı ritimleri yoğun bir gitar tonu elde etmeye yardımcı olur. Bu yapıya abartılı distorsiyonlar da eklenince, Heavy Metal müziğin gitar nağmeleri, biraz sonra sizi parçalamaya hazırlanan bir canavarın homurtularına dönüşür.



Heavy metal’in müzikal yapısıyla ilgili bir diğer husus agresif davul tınılarıdır. Klasik rock döneminin tam aksine Heavy Metal’in içeriğinde davul en az gitar kadar önemli bir yere sahiptir. Hızlı ve öfke dolu davul ritimleri ve soloları Heavy Metal müziğin sert yapısına şekil veren önemli unsurlardan biridir. Parmak kıran hızlı gitar soloları ise işin bir diğer boyutu. Özellikle Heavy Metal ile birlikte rock gitaristleri kendi sınırlarını zorlayarak, akıl almaz hızlarda ve bir o kadar da melodik gitar sololarını şarkılar içinde kullanmaya başladılar.

Bu noktada üzerinde durulması gereken önemli bir konu devreye giriyor. Heavy metal gruplarının müzikal tavırları incelendiğininde bütün bu sert ve ürkütücü sound ile oldukça melodik ve insan ruhunu okşayan bir müzikal yapının birlikte harmanlanarak kullanıldığı görülür. Bu ilginç karışımı ortaya çıkaran temel unsur Heavy Metal ile Barok, Romantik ve Modern dönem klasik müziği arasındaki ilişkidir. Bach, Beethoven, Paganini, Wagner, Bartok, Stavinsky gibi ünlü klasik müzik bestecilerinin eserleri ve müzikal tavırları, Heavy Metal’in bu dengeli ve tadına doyum olmaz karışımının vücuda gelmesinde hatırı sayılır bir etkiye sahiptir. Bazı müzik eleştirmenleri ve analistlerine göre Heavy Metal müzisyenlerinin büyük bir kısmı klasik müzik melodi, motif ve nota yapıları üzerine odaklanmışlardır. Her ne kadar ben aynı düşünceyi paylaşmasam da kimilerine göre de tritone, mükemmel beşli, oktav gibi klasik müzik yapılarının Heavy Metal ritimlerinde kullanılması, klasik müzik estetiğine karşı yapılan bir hakaret niteliğindedir.

Heavy Metal’in bir diğer önemli müzikal unsuru bu türe özgü vokal sitilidir . Heavy Metal solistleri gırtlaktan gelen hırıltılarla bezeli bir söyleyiş tarzını benimserler. Bu tarz ise genel olarak iki yapıda karşımıza çıkar. Birincisi kulak zarlarınızın zarar görmesine neden olabilecek kadar güçlü tiz çığlıklar biçimindedir. İkincisi de söylenen sözlerin büyük bir kısmının kim vurduya gitmesine neden olan boğuk, yoğun ve kalın gırtlak faaliyetleri şeklinde kendini gösterir. Tüm bu yapıya bas gitarın birleştirici unsur olarak girmesiyle Heavy Metal tam anlamıyla vücuda gelmiş olur. Bas gitar bu yapı içindeki boşlukları doldurduğu gibi Heavy Metal’in kasvetli ambiyansına da katkıda bulunur.



Heavy metal’in müzikal yapısına dair genel anlamda söyleyeceklerim bu kadar. Şimdi biraz da Heavy Metal kelimesinin kökeninden bahsetmek istiyorum. Müzikal anlamda Heavy Metal kelimesinin ortaya çıkışı tam olarak bilinmiyor ki Heavy Metal (ağır metal) sözcüğü yüzyıllardan beri kimya ve metalurji bilimlerinde kullanılan bir terimdir. Modern kültür içinde Heavy Metal sözcüğünün ilk kullanımı ise William S. Burroughs tarafından yazılan ve 1962 yılında yayınlanan “The Soft Machine” isimli romanda yer alan bir karakterin ismi olarak karşımıza çıkar. Kendisi “Uranian Willy, the Heavy Metal Kid” olarak bilinir. Burroughs bir diğer romanında Heavy Metal terimini bağımlılık yapan uyuşturucuları tanımlamakta kullanılan bir kod adı olarak işlemiştir. Heavy Metal kelimesinin bir şarkı sözü olarak ilk kullanılışı “Easy Rider” filminin soundtrack albümünde de yer alan Steppenwolf’un “Born To Be Wild” parçası ile gerçekleşmiştir.

I like smoke and lightning,
Heavy metal thunder.
Racin’ with the wind,
And the feelin’ that I’m under.

1970′lerin başında bazı müzik eleştirmeleri “Black Sabbath” ve “Led Zeppelin” gibi grupların yaptığı müziği tanımlarken Heavy Metal terimini kullanmışlar ve bu tanım bu türün fanları tarafından kısa zamanda benimsenmiş ve kemikleşmiştir. Heavy metal teriminin kaynağı hakkında daha birçok iddia ve rivayetler var ancak tüm bu varsayımlara burada yer vermeyi gerekli görmüyorum.

Heavy metal şarkı sözleri genel olarak seks, şiddet, fantazi, doğaüstü varlık ve olayları konu edinir. Ancak bunların yanı sıra temel rock felsefesinin yansımaları olarak siyasi ve toplumsal konulara parmak bastığı noktalar da vardır. Heavy metal’in kökeni ingiliz işçi sınıfıyla iniltilidir. Heavy metal müzik İngilteredeki fabrika işçilerinin mesai çıkışında takıldıkları barlarda hayat bulmuştur. İlk safkan Heavy Metal grubu olarak tanımlayabileceğimiz “Black Sabbath” üyelerinin ağır sanayi işçilerinden oluştuğunu söylersek aradaki bağlantı net olarak gözler önüne serilir. Ancak Black Sabbath’a kadar gelen süreçte bu türün doğuşunda önemli roller üstlenen başka isimlerden de söz etmek gerekir. Heavy Metal’in temel niteliği olan yüksek distorsiyonlu gitar resiflerinin popüler oluşunda “The Kinks”in 1964 yılında hit olan parçası “You Really Got Me”nin önemli bir payı vardır. “Who”nun “My Generation”nı da Heavy Metal’e giden yolu aydınlatan ışıklardan biridir. Cream ve The Jimi Hendrix Experience da, bu yolculuktaki önemli kilometre taşlarındandır.



1970′lerden günümüze, halen varlığını sürdüren Heavy Metal kendi bünyesinde bir çok alt türü de barındırır. Bu alt türleri şöyle sıralayabiliriz:

Black Metal
Death Metal
Doom Metal
Folk Metal
Glam Metal
Gothic Metal
Industrial Metal
Metalcore
Neo-Clasical Metal
Nu Metal
Power Metal
Progressive Metal
Speed Metal
Symphonic Metal
Thrash Metal
Önümüzdeki dönemlerde bu alt türleride ayrı ayrı ele alarak Heavy Metal tarihindeki yerleri hakkında elimden geldiğince bilgilendirici yazılar yazmaya çalışacağım. Heavy Metal müzik ortaya çıktığı ilk günlerden bu yana yanlış anlaşılmış ve topluma olumsuz bir biçimde yansıtılmıştır. Aslında Heavy Metal hakkında oluşan bu önyargıda geçmişten günümüze birçok Heavy Metal müzisyenin satanik unsurları hem şarkı sözlerinde hem de sahne şovlarında bir ilgi unsuru olarak kullanmalarının da payı olduğunu kabul etmek gerekir. Tüm bunların yanısıra gerçek anlamda satanik inanışları olan Heavy Metal grupları ve müzisyenleride yok değildir. Kurunun yanında yaşın da yanması gibi bu kötü örneklerin varlığı tüm Heavy Metal dünyasının kötülenmesine sebep olmuştur.

90′lı yıllarla birlikte büyük bir gerileme devrine giren Heavy Metal, o dönemden sonra bir türlü toparlanamamış ve eski görkemli günlerini aratır hale gelmiştir. Hatta kimi Heavy Metal grupları ve müzisyenleri o derece yollarını şaşırmışlardır ki Heavy Metal adı altında bir fiil pop müzik yapmışlardır. Bu boşluk döneminde peydah olan yeni Heavy Metal grupları da şahsi kanaatimce adı Rock ve Heavy Metal kelimesiyle aynı cümle içinde dahi telaffuz edilmemesi gereken, rap ve hiphop gibi türlerle Rock ve Heavy Metal müziği harmanlayarak hilkat garibesi bir tür ortaya çıkarmışlar ve bu işgüzarlıklarını marifet saymayı kendilerine görev edinmişlerdir. Umarım gelecek yıllar Heavy Metal’in tekrar şaha kalktığı, tozu dumana kattığı yepyeni bir dönemin ev sahipliğini yapar…


kaynak:sinepena.com ~ rocksomnia
she's back!!

Çevrimdışı why so serious

  • *
  • 19
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rock Müziğin Soy Ağacı: “Heavy Metal”
« Yanıtla #1 : 17 Eylül 2008, 18:46:10 »
Alıntı
Psychedelic rock ise uyuşturucuların insan vücudunda oluşturduğu etkiyi, müzik yoluyla tecrübe edebilmek amacıyla ortaya çıkmış bir rock türüdür

Bu insanları medyanın baskısı, bir anda şöhret olmanın getirdiklerini çiğneyemeden yutmak mı uyuşturucuya itiyor diye düşünüyorduk arkadaşlarla. Bunun da etkisi vardır tabii, ama müziğe dökmek için çekmek? O da bahanesi oluyor diyorum ben yine de.   :)

Bilgilendirici bir alıntı olmuş, ellerine sağlık Ms. Vampirella