Kayıt Ol

Çevirmenlere Sorduk: Türkçe'den Diğer Dillere Çeviri Zor Mu?

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan 'Yayıncılarıyla II. Uluslararası Türk Edebiyatı Sempozyumu'na katılan Türkçe eserleri kendi dillerine kazandıran çevirmenlere sorduk:Türkçe çeviri yapmak zor mu?, Çeviri yaparken neleri çevirmekte zorlanıyorlar?

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, “Türk Kültür, Sanat ve Edebiyatının Dışa Açılımı Projesi” (TEDA) kapsamında düzenlediği ‘Çevirmenleri ve Yayıncılarıyla II. Uluslararası Türk Edebiyatı Sempozyumu’ 29-30 Mayıs'ta Boğaziçi Üniversitesi'nde yapıldı.

Sempozyuma, 25 ülkeden 50'yi aşkın yayıncı ve çevirmen katıldı.

2005 yılında yola çıkan “Türk Kültür, Sanat ve Edebiyatının Dışa Açılımı Projesi” (TEDA) kapsamında bugüne kadar 36 ayrı dile çevrilmesi amacıyla yaklaşık 500 kitap için 47 ülkede yayıncılara destek verilmiş ve 273 eser yayımlanmış. Diğerleri de yayımlanmayı bekliyor.

Sempozyuma katılan çevirmenlere Türkçe çeviri yapmak zor mu? diye sorduk... İşte cevaplar:

ORHAN PAMUK TÜRK YAZAR OLARAK DEĞİL NOBELLİ  YAZAR OLARAK TANINIYOR
Xia Yongmin (Çin)


Türkçe adım da Murat… Murat ismini burada aldım. Burada öğrenciyken Türk arkadaşlara kolaylık olsun diye Murat diyorlardı. Ankara Basın Yayın mezunuyum…

Ben Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur”unu çevirmiştim. O çeviride karşılaştığım en büyük zorluk eski bir eser olduğu için, Osmanlıca kelimelerin oldukça fazla olmasıydı onun dışında bir zorlukla karşılaşmadım.

Türkçe kolay bir dil değil zor… Argo kelimelerde bazen zorluklarla karşılaşabiliyoruz. Deyimlerden “Bir taşla iki kuş” mesela Çince de aynı karşılığı var.

Şu anda Türkçeden genç bir yazar Murat Gülsoy’un “İstanbul’da Bir Merhamet Haftası” onun çevirisine başladım. Bir kaç ay içerisinde bitireceğiz.

Çin’de Türk yazarlardan en çok bilinen tabii ki Orhan Pamuk onu da bir Türk yazarı değil Nobel ödüllü yazar olarak tanıyorlar. Türk olarak da biliniyor ama Türk kimliği ön plana çıkmıyor. Onun dışında Yaşar Kemal “İnce Memed”, ondan sonra “Çalıkuşu” gibi kitaplar daha çok 1980’li yıllarda çevrilmiş kitaplar var. Son yıllarda Orhan Pamuk dışında fazla çeviri yapılmadı. Türkçe’den Çinceye ilk çevrilen eserler Aziz Nesin’in mizah hikayeleri, “Kürk Mantolu Madonna” aklıma gelenler.

DEYİMLERİN KARŞILIĞINI BULMAKTA ZORLANIYORUM
Aya Suzuki (Japonya)


Türkçeyle Japonca arasında gramer benzerliği bulunduğu için Türkçe bana çok zor gelmiyor. Sanki kelimeleri değiştirerek Japonca konuşuyorum gibi geliyor bana. Elbette edebiyatta başka oluyor. Günlük konuşma da zorluk çekmiyorum ama edebiyat çevirmek biraz zor…

Deyimlerin karşılığını bulmakta zorlanıyorum. Mesela “Ayağı kesildi”… “Ayağı kesildi” diyor benim çevirdiğim savaş edebiyatı olduğu için öyle duyunca gerçekten kesiliyor mu yoksa gitmez oluyor onu mu anlayabilirim gibi zorluklar var.

2005’te İstanbul Üniversitesi’nden mezun oldum ondan sonra hemen “Şu Çılgın Türkler” kitabını çevirmeye başladım. Japonya’da Türk Edebiyatı maalesef pek tanınıyor değil. Çünkü sayısı çok az Türkçe’den çevrilmiş eserlerin. Orhan Pamuk’tan sonra yavaş yavaş tanınmaya başladı. Daha önceden çeviri vardı ama Nobel ödülü aldıktan sonra daha popüler oldu. Nazım Hikmet o da çok eskiden çevrildiği için tanınıyor.

YÖRÜKLERİN TARİHSEL YAŞANTISINI ÇEVİRİRKEN ZORLANDIM
Eun-kyung Oh (Kore)


Benim için en zor olan kültür farklılığı olduğunu düşünüyorum. Bir romanı okuyorum, romanı anlayabiliyorum. Onu Korelilerin en iyi anlayabileceği şekilde çevirmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yalnız bazen o eserler içerisinde yaşamadığımız kültürler ortaya çıkıyor. Örneğin; Yaşar Kemal’in eserlerini çevirirken, en çok Yörüklerin yaşantısı ya da tarihsel yaşantıları Korece’de tam denk gelmeyen ya da Korelilerin anlayabileceği şekilde nasıl yazmak gerekiyor o beni çok düşündürüyor.

Türkçe deyimleri çevirmekte zorlanıyorum tabii… Bazen bir eser içerisinde konsept içerisinde onun anlamını çıkarmaya çalışıyorum. Bilmediğim deyim çıkarsa sözlüklere bakıyorum. Bulamadığım zaman da Türk birilerine danışmam gerekiyor.

Koreceye çevirisini yaptığım Yaşar Kemal’in “Yılanı Öldürseler”, “Ağrı Dağı Efsanesi”, “Binboğalar Efsanesi”, Fatma Aliye’nin “Uzak Ülke” kitabı sırada bekliyor henüz çevirmedim. Elif Şafak’ın kitabı da basılmadı o da sırada bekliyor.

"KUMARDA KAYBEDEN AŞKTA KAZANIR" RUSÇADA DA VAR
Apollinaria Avrutina (Rusya)


Türkçe çeviri yaparken zorlukla karşılaşmıyorum aslında... zorluklar kültür zorlukları olabilir. Çünkü bazen Rus okurlarına bazı İslâm gibi toplumsal bazı gerçekler zor gelebiliyor. Ama aynı zamanda çevirmen olarak açıklamak zorundayım ve açıklıyorum. Başka zorluklar bulamıyorum.

Türkçe deyimlerin bazıları Rusça benziyor. “Kumarda kaybeden aşkta kazanır” aynı deyim Rusça’da da var. Kültürlerimiz değişiyor ama çeşitli deyimler, atasözleri birbirine benziyorsa bu kültürlerin yakınlığını gösteriyor. Yani “Gözden ırak olan gönülden ırak olur”, “Sabahlar hayrola” bunlar rusçada var.

Bütün Orhan Pamuk kitaplarını, Perihan Mağden, Bilge Karasu ve Sabahattin Ali kitaplarını çevirisini yaptım. Rusya’da Türk edebiyatına ilgi yüksek. Türkiye, Rusya’da çok sevilen ülke olduğu için hem tatil yeri olarak hem kültür yakınlığı, mentalite yakınlığı açısından Türk edebiyatına ilgi çok yüksek. Nâzım Hikmet bir zamanlar yaşadı Rusya’da... Nazım Hikmet ve Orhan Pamuk çok tanınıyor.

ÇEVİRİ DE MİZAH DUYGUSUNU VERMEK ZOR
Hanneke Van Der Heijden (Hollanda)


Kitabın diline göre zorluk değişiyor tabii. Dil derken yazı diline göre çok değişiyor. Bir kitabın havasını tam olarak vermek her zaman çok kolay olmuyor. Mizahı aktarmak çok zor olabiliyor.

Deyimler o kadar da zor değil ama birebir karşılığı olmasa da farklı çözümlere başvurarak aynı anlam verebilirsiniz ama bir mizah duygusunu vermek ayrı birşey.

Orhan Pamuk’un bazı romanlarını ve bir arkadaşımla birlikte Halit Ziya Uşaklıgil’in “Aşkı Memnu”, şimdi de Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nü çeviriyorum. Bir de Türk edebiyatından öykü antolojisini hazırladık. Elif Şafak’ın “Bit Palas”ını..

Hollanda da Türk edebiyatına karşı ilgi artıyor... Yazara göre de değişiyor mesela Orhan Pamuk’un kitapları çok seviliyor. Ama mesela Halit Ziya Uşaklıgil’i hiç kimse tanımadığı için o kadar satmaz ama yine de seviliyor ve çok da iyi karşılandı. Şimdi Hasan Ali Toptaş’ın “Gölgesizler” romanı çıkacak.

EDEBİYAT DA HAYAT GİBİ...
Tuula Kojo (Finlandiya)

Hayat gibi edebiyat... çeviri yaparken de her türlü sorunla karşılaşıyoruz. Zorlandığım zaman sözlük kullanıyorum, arkadaşlarıma, meslektaşlarıma soruyorum. Yazara soruyorum mesela anlamadığım yerler varsa. Özel kelimeler var mesela yazar bazen kendisi kelime buluyor keşfediyor sözlükte hiçbir yerde bulamıyorum.

Aşağı yukarı 10 kitap çevirdim Türkçeden Orhan Pamuk’un 7 kitabını çevirdim. Şu anda da “Masumiyet Müzesi” kitabıyla uğraşıyorum. Finlandiya’da Türk Edebiyatı’na özellikle Orhan Pamuk’a ilgi var. Keşke Finlandiya’da yayıncılar daha çok ilgilense o zaman bende memnuniyetle çeviririm. Çünkü risk almak istemiyorlar. Ekonomik kriz nedeniyle şimdi daha az ilgi var maalesef.

Hasan Ali Toptaş’tan “Gölgesizler”, Nadire Mater’in “Mehmedin Kitabı”, bir de öykü antolojisi çevirdim.

Kaynak: ntvmsnbc.com
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı DarLy OpuS

  • ********
  • 2766
  • Rom: 35
  • Dansımız Marşandiz
    • Profili Görüntüle
    • Uykusuzluk Kulesi
Ynt: Çevirmenlere sorduk: Türkçe çeviri zor mu?
« Yanıtla #1 : 18 Haziran 2009, 18:15:14 »
"Kumarda kaybeden, aşkta kazanır."

Sözünün Rusça'da olmasına hiç şaşırmadım nedense. :P Türk eserlerinin başka dillere çevrilmesi çok güzel tabii ki. Keşke biraz da 'Türk fantastik eserleri' çevrilse. Gerçi 'Perg Efsaneleri' için böyle bir şey söz konusuydu, ama tabii ki yeterli değil tek bir seri...

Çevrimdışı voyvoda

  • **
  • 202
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Çevirmenlere sorduk: Türkçe çeviri zor mu?
« Yanıtla #2 : 18 Haziran 2009, 18:20:23 »
hmm güzel haber sağol magicalbronze..Türkçe kitapların yurtdışında okunduğunu hiç sanmazdım ama öyle deilmiş demek ki..