Kayıt Ol

BaşLangıcın Sonu Yoktur.(Anasayfadan önce Forumlarda ! )

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Başlangıcın Sonu Yoktur
23 Eylül günü Deraxion şehrinde şafak söküyordu.Ortalık sakindi.Taşra halkı daha uyanmamıştı.Sokağın kenarındaki dökük kulübelerin birinden dışarı sızan iniltiler dışında hiçbir ses işitilmiyordu.İnce cılız bir ses zayıf ama tutkulu bir şekilde  fısıldadı;

-Korkma!Yakalamayacak.Kurtulacaksın ve sıradan bir insan olacaksın sevgilim.Sevgimiz onu yenecek.Bir daha sürülmemize izin vermeyeceğim.
Genç adam ayağa kalktı. Cübbesinin içinden bir cisim çıkarttı ve onu havaya fırlattı.Rutubetli odanın tavanında bir yüz belirdi.Parlak,capcanlı görüntüler genç adamın yüzüne yansıyor, görüntüler pencerede gün ışıklarıyla dans edip akıl almaz ışık oyunları oluşturuyordu.Yere uzanmış olan kızıl saçlı kadın adamın elini tuttu;
-Bırakmıyor.Sürekli beni zorluyor.Korkarım dayanamayacağım.Eğer zihnimdekileri öğrenirse onun peşine düşecek Crist!

Kadın haklıydı.Daha fazla dayanamazdı.Aylardır bu acıyı çekiyor her gece uyandığında olan her şeyi unutmayı diliyordu.Ama büyü acımasızdı.Büyü güçlüydü onlar ise parçalanmışlardı.
***
Yrie parmak uçlarına basarak kapıyı açtı.Daylie uyuyordu.En sevdiği sweatshirt’ünü üzerine geçirdi çantasına Vaat’i yerleştirdiği gibi odayı terk etti.Önceki gün Daylie’ye piknik yapmak için hazırlattığı paketi de çantasına attı.Ona vaat edileni arama zamanı gelmişti.Söylenilen buydu.
Bundan birkaç yıl önce yaşlı bir kadın kolundaki ize bakıp ona şunları söylemişti;
-16 yaşına geldiğinde
Sana vaat edileni arama vaktin de gelecek.
Geçmiş kaçınılmaz olacak
İzleri gördüğünde.
Vakit’i bekle
Ay parlayarak laneti söyleyecek
Sen işitmeyeceksin kimse işitmeyecek
Ama zihnin duyar senin duymadıklarını
Anlayacaksın o zaman dediğimi
Geçmiş’e gideceksin.
Kutsal İz’leri takip ederek
Sana vaat edilen bu
3 yardımcıyla karşılaşacaksın bu yolda
Ama yalnızsın Geçmiş’in yolunda
Yaşlı kadının sözlerin ihtiyacın olduğunda
Sayılara dokunabilirsin
Sözler kulaklarında çınlayacak.
Ancak unutma sayıları
Sadece iki defa kullanabilirsin
Sayıları sana Mavi Köpek verecek
Vakit’i bekle sabırsızlanma
Ama o geldiğinde sakın geç kalmış olma.
Başlangıcın sonu yoktur.

Bu sözler onu çok etkilemişti.Defalarca bahsettiği şeyleri aramıştı ama her şey normaldi her sıradandı ta ki doğum günü gecesine kadar...
Lanetin ve büyünün 16. Yıldönümüne kadar…
**
Gök gürlüyordu, dışarıda ise bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Yrie, garip bir dürtü ile uyandı.Çok rahatsız olmuştu.O sırada yaşlı kadının sözleri aklına geldi.Vakit!Evet,vakit gelmiş olabilirdi.Ama ne yapacağını bilmiyordu işte.

O sırada gözüne odasının köşesinde duran bir sandık ilişti.Anne ve babasından kalan eşyaları bu sandıkta saklıyordu.Gözleri doldu.
Sözleri bir kez daha aklından geçirdi;
-16 yaşına geldiğinde
-Sana vaat edileni arama vaktin de gelecek…

16..Vaat..Evet!Buydu işte.Annesi ona on altıncı yaş gününde açması için bir paket vermişti.Paketin üzerinde silik harflerle “Vaat” yazıyordu.Yaşlı kadının bahsettiği vaat bu olmalıydı.Paketi yırtıp açtı içinden kalın bir kitap çıktı.Kitabın ilk sayfasında şu sözler yazılıydı;
Yrie,
Geçmiş’ine giden yoldaki ilk testi geçmek üzeresin.Bu kitap sana her zaman yardımcı olacak.Olanlar benim suçum değildi bunu sakın unutma.Başlangıcın sonu yoktur Yrie.Seni seviyorum.
                                                                       Annen

Yrie sayfaları çevirmek istiyordu ancak bunu başaramadı.Demek ki çözmesi gereken bir şeyler daha vardı.Sözleri tekrarladı;
Geçmiş kaçınılmaz olacak
İzleri gördüğünde.
Vakit’i bekle
Ay parlayarak laneti söyleyecek

Vakit…Ay…Üzerine ceketini giyinip bahçeye çıktı.Yağmur dinmek bilmez bir şekilde yağmaya devam ediyordu.Köpeği kulübesinde uyuyordu.Belki kadının “mavi köpek” dediği oydu.Ama köpeğinin tüyleri mavi değildi,o sıradan bir labrador’du.Dikkatini sözlere yoğunlaştırdı.İzler..İzin ne anlama geldiğini bilmiyordu.Ama yaşlı kadın,sandık,köpeği…Hepsi birer iz olmalıydılar.Ay laneti söyleyecek…Küçükken Daylie ona peri masalları okurdu.Çoğu masalda Ay küçük çocuklarla konuşurdu.Ama bunlar masaldan başka bir şey değildi.Yrie, dalıp gitmişken gök gürledi.Biraz daha dışarıda kalırsa üşütecekti.Eve doğru ilerlerken birden ürktü.Gökyüzüne baktı.Karanlıkta Dolunay parlıyor,gecenin bütün ihtişamını sergiliyordu. Ay…Gözlerini Ay’a dikti bütün dikkatini onun üzerinde topladı ancak rüzgarın uğultusundan başka bir ses duymadı;
Sen işitmeyeceksin kimse işitmeyecek
Ama zihnin duyar senin duymadıklarını…

Kapıyı açmak için doğrulmuştu ki zihninin içinde bir ses yankılandı:
Yrie.
Telepatik bir iletişimdi bu.Çok tatlı bir sesti…Yrie sustu Ay’ın sesini dinledi.Ay,ona şarkı söylüyor,şarkısında bir masal anlatıyordu;İki umutsuz aşığın masalını:
…Ve sonra kıza doğruldu genç
Sen farklısın ama sevgilimiz aynı
Gök gürledi,şimşekler çaktı
Eski yaşamını,ya da beni seç
Kız bir seçim yapmalıydı
Ürkütücüydü büyü
Çok tatlıydı genç
Elini tuttu
Gözlerini kapattı
İşte o zaman lanet haykırdı
Ay haklıydı kız kopamazdı
Büyüden
Kız onu reddetti büyü intikam almalıydı
Tek savunması ise aşktı.

Ay’ın sesi giderek iniltiye dönüşüyordu.Yrie,kendini onun dinlediklerine kaptırdı.Gözlerini kapadı.Ay söylemeye devam etti;
-Büyüden uzakta
Sahte sevgi ve yalanlarla dolu bir yuvada
Bir çocukları oldu, sevimli
Ağzı babasına benziyordu
Annesine gözleri
Ama büyü açtı
Onu istiyordu
Annesine büyük bir ceza verdi
Çocuğu terk edecekti
Pes ettiğinde ise
Büyü çocuğu kıskıvrak yakalayacak…
Çok geç artık dönmek için
Başlangıcın sonu olmayacak.

Yrie, bundan sonrasını duyamadı.Çok yorgundu uykuya yenik düştü.

Daylie onu bahçede uyurken gördüğünde çok sinirlendi. Ama Yrie’nin yapması gereken birçok şey vardı kahvaltısını yapıp odasına çekildi.
Anlayacaksın o zaman dediğimi
Geçmiş’e gideceksin.
Kutsal İz’ler takip ederek
Sana vaat edilen bu
3 yardımcıyla karşılaşacaksın bu yolda…

Yrie bahsedilen 3 yardımcının kimler olduğunu bilmiyordu.Hiç arkadaşı olmamıştı.O sırada Daylie’nin sesini duydu.Yanlarındaki boş eve yeni birileri taşınıyor olmalıydı.Daylie onun yeni komşularıyla tanışmasını istiyordu.Umursamadan yatağına uzandı.O, anda aklına bir fikir geldi.İzler’i takip etmeliydi.Yanlarındaki villanın ismi Geçmiş idi.Bir villaya isim vermek saçma bir şey olabilirdi ama eski komşuları hiç de öyle düşünmüyordu.Villasına bayılıyordu ama apar topar bir seyahate çıkar gibi evi terk etmişti.
Dışarıya çıktı.Yeni gelen çocuklara doğru yöneldi.Biri kız,diğeri erkek;iki kardeşlerdi bunlar.Kız olan çok kendini beğenmiş gözüküyor,bahçedeki bitkilerin isimlerini ezbere sayıp duruyordu.Beyaz tenliydi ve uzun sarı saçları buklelerle sona eriyordu.Perçemlerinin altındaki iki mavi gözse oldukça güzel sayılabilirdi.
Erkek olansa kumral,yeşil gözlüydü.Yrie sırıttı.”İlk 2 yardımcı bunlar olacaksa ” diye düşündü.Erkek olan ona doğru yaklaşıp elini uzattı:
-Merhaba. Biz –e sanırım- yeni komşularınızız. Ben Cety.Yani ismim Cetoline.Ama genelde Cety derler.15 yaşındayım.Bu da kız kardeşim Enita.O da 16 yaşında.
Çocuk biraz panikleyerek konuşmuştu.Yrie gülümseyerek çocuğun elini sıktı:
-Merak etme uzaylı değilim.

Çocukları birkaç gün sonra için eve kakao içmeye davet etti.Hoşnut olmasa da onlar kendisine yardım edecekti-izler böyle söylüyordu.-Bu yüzden de bir şeyleri açıklaması gerekliydi.

Çocuklarla odasına girdikten sonra kapıyı ardından kapattı ve yardımcılarına bir göz attı.Cety,bir pufun üzerinde oturmuş Yrie’nin dergilerini karıştırıyor,Enita ise etrafı inceliyordu.
-Hey Yrie,bu biblo çok şirin,diye bağırdı Enita elinde gülünç bir köpek biblosunu sallayarak.
Yrie, muzipçe gülümsedi.Sonra olanları en başından anlatmaya başladı.
**
-Vay canına!İnanılmaz bir şey bu Yrie.Bahse girerim şarkıdaki aşıklar senin annen ve babandı!
Diye bağırdı Enita.Diğerlerinin onu susturmasıyla somurtarak yere oturdu.
-Peki şimdi ne yapacağız Yrie.Yani demek istiyorum ki izleri bu şekilde bulmamız çok zor.Biraz gerçekçi olalım.Geçmiş’in Yolu’na nasıl gideceksin ?
-Bilmiyorum, diye omuz silkti Yrie.Anne ve babası çok yoğun olduklarından onu ve ablasını Jounly’de bırakmışlardı.Yrie o zaman küçük olduğu için anne ve babasının bir yolculuğa çıktığını zannetmişti.Aniden Enita’nın “Buldum” diye bağırmasıyla irkildi.
-Yrie, buldum!Perşembe gecesi gece dolunay var.Ay’la tekrar konuşabilirsin ve belki Ay bizimle konuşmayı da kabul eder.
Enita,haklıydı Perşembe günü Dolunay vardı.Ama çözmeleri gereken bazı sözler daha vardı.
**
Bütün öğleden sonrayı sözleri çözmeye çalışarak geçirdiler.
Perşembe sabahı Yrie Vaat’i eline aldı.Kitabın ilk sayfası hafif kıvrılmıştı.Gülümsedi.Eğer bu akşam bir bilmeceyi çözebilirlerse sayfa açılacaktı.Ortada çözülmesi gereken çok fazla şey vardı-buna tatil için ödev verilmiş olan gramer alıştırmaları da dahildi.Yine de Yrie pes etmemeye kararlıydı.
Enita gülücükler saçarak içeriye girdi:
-Kapıyı çalmadığım için özür dilerim.Ama bugün hiçbir işimiz yok.Kasabada bir tura ne dersin?
Yrie,çocukların yeni taşındıklarını unutmuştu.Bunu seve seve kabul edeceğini söyledi.Sırt çantalarına bir-iki sandviç,bir gofret koyup evden ayrıldılar.Öğlen yemeğine gecikir de acıkırlarsa doğru düzgün bir şeyler yiyebilecek bir yer bulmak vakitlerini alabilirdi.
Evden iyice uzaklaştıkları zaman hafif bir çisentiyle serpilen yağmur Yrie’nin içten içe küfretmesine yeterli olmuştu.Kuru bir yer ararken karşıdan yağmura hiç aldırmamış gibi görünen kıpkırmızı şemsiyesinin altında etrafa gülücükler saçan bir kızla karşılaştılar:
-Ne kadar da havalı bir şey o öyle!
Diye burun kıvırdı Enita yanında kıza hayran hayran bakan Cety ve Yrie’ye rağmen…
-Umarım şemsiyesinde bize de yer verir.
Diyerek kıza yaklaştı Cety arkasında suratı kıpkırmızı olan Enita’ya aldırmadan.
**
Yakınlardaki bir kafede oturmuş, kızın anlattıklarını dinliyorlardı:
-Ama Cety ve Enita ben anlatmadan önce hiçbir şey bilmiyorlardı. Sen nasıl biliyor olabilirsin ?
Sevimli kız gülümsedi.Esmer teni üzerine dökülen siyah,düz perçemlerini geriye itti.
-Yrie.Herşeyi biliyorum çünkü benim anne babam da birer karabüyücü idi.
Hepsi yeni kıza bakakalmıştı. Esen rüzgâr ve kafenin camına vuran tabelanın dışında hiçbir ses işitilmiyordu.
-Pekala o zaman bu gece hep beraber Yrie’lerin bahçesinde kamp kuruyoruz diye göz kırptı Enita.”
“Bu arada adın neydi ?”
-Ha… Adım Bertica diyerek gülümsemesine devam etti kız.
**
Yrie,şimdi olanları gözden geçirmişti de aslında bütün bunlar iki hafta içinde olmuştu.”Çok garip” diye düşündü.Çantasını sırtlayıp bahçeye çıktı.Tam kapıyı açıyordu ki birisinin kolunu tutması ile irkildi.Çığlık atmaya yeltendi ama siluet ağzını kapattı.
-Korkma Yrie beni. Diye fısıldadı Cety’nin sesi.Açık kalan pencereden içeri sızmıştı.

Yrie Cety’nin karnına bir yumruk atıp dışarıya doğru çekti.Diğerleri de oradaydılar.Aslında hepsi Ay’ın yeni şarkıyı Yrie dışındakilere de iletmesini istiyordu.Ama ne yapacaklarını bilmiyorlardı.Gece yarısı bulutların arkasında bütün asaletiyle Ay belirdi.Sanki onları sabırsızlandırmak istiyormuş gibi bulutların arasına bir girip bir çıkıyordu.Yrie elinde Vaat’i Ay’a doğrultmuştu.Eğer o sırada normal bir insan orada olsaydı inanılmaz bir görüntü olduğunu söylerdi.Gerçekten de öyleydi.Hepsi büyülenmiş gibi Ay’a bakıyordu.Terlemiş avuçlarının arasından Vaat’in kayıp gittiğini hissettiği sırada Ay’ın o eşsiz sesini duydu.
“Bir adam vardı maskeli
Sıradan bir adamdı ama aslında gerçekler perdeli
Gitti gelmeyecek bir daha duyguları geri
Bedenini paylaşmıştı büyü ile.
Yrie diğerlerinin yüzüne baktı.Hepsi duyuyordu Ay’ı.Evet!Ay hepsini kabul etmişti.
Bir ordu kurdu
Küçük bir topluluk
Ayrılanlardı onlar ilkelerden
Kopuktu geçmişleri, şimdi ki düşüncelerden
Büyünün Asası dendi onlara
Kara büyünün Ustaları Koydular isimlerini ama
İsimle tarif edilemeyecek kadar büyüktü güçleri
İntikam almak istiyordu hepsi
Saldırdılar ayrıldıklarına
Lanetlediler ve lanetlendiler
Adam yemin etti biri terk ederse onları
Yapacakları olacaktı bir katliam.
Emin ol Yrie,bu çok acı bir intikam!

Ay,sustu.Yine çok tatlı,masum yerine geri döndü.
-Şimdi ne yapacağız bilen var mı?
**
Asıllarından ayrılmış,kendilerini karabüyüye kaptırmış kişilerdi…Aslında hepsinin orada olma sebebi intikam almak…Bu uğurda benliklerini yok etmek zorunda kalsalar bile..
1-İsyan edin!
Yrie’nin ve Bertica’nın anneleri aslında birer büyücü idi.Büyücüler bambaşka bir boyutta yaşıyorlardı.Yaşantıları masallardaki gibi kolay değildi.Çünkü görevleri lanetlenmiş iblislerden(vampirler,karabüyücüler..) insanları korumaktı.Yaşam zaten giderek güçleşmişken bir takım büyücünün isyan etmesi onları zayıflatmıştı.Giderek büyüyen bu isyan sonucu büyücüler ihanet etti ve karabüyücü olmaya karar verdiler.Onları ayaklandıran kişi Mristiana’ydı.Yaşadıkları boyuta maskeli bir adam kılığında gelmişti.Çünkü karabüyücülerin gözbebekleri yoktu!
İsyan eden büyücüler boyuttan kovuldular.Bir topluluk oluşturdular ve başlarına Mristiana’yı seçtiler.Bir süre sonra karabüyücüler Mristiana’nın onları yok etmek için gelen kara bir ruh olduğu sezdiler ve karabüyücülerden ayrıldılar.Mristiana onlara korkunç bir lanet yaptı hiçbiri başlarına geleceklerden haberdar değildi.
Terkettikleri boyuta bir daha kabul edilmediler.Üstelik bütün sihir güçleri ellerinden alınmıştı.Çırılçıplak basit bir halde Dünya’ya gönderildiler.Nitekim birçoğu sıradan bir insan gibi yaşamaya alışsa da hiçbir zaman normal olamayacakları kesindi.
Başlangıcın sonu yoktur.


Vaat burada bitiyordu.Üzerindeki sihirli oynama sayesinde sadece bir şeyleri çözebildikten sonra yeni sayfalar gelecekti.Onların yerine de başka sayfalar.Kitap sadece birkaç sayfa gibi gözükmesine rağmen aslında yüzlerce sayfaya sahipti.
Gece sona ermek üzereydi.Ve hepsi biraz uyumayı hak ediyordu.
**
Bunların üzerinden birkaç hafta geçti.Çocuklar her dolunayda ya gizlice ortadan kayboluyorlardı ya da kamp kurmak istiyorlardı.Özellikle yaz sona ererken bu kadar geç saatlere kadar dışarıda kalmaları ailelerini şüphelendirmişti.Bu yüzden Bertica anne babasına olanları anlatmak zorunda kalacaklardı.Anlatabilecekleri tek aile onlardı çünkü…
-Bu iş gereğinden fazla uzamadı mı Yrie ? dedi hırsla yeri tekmeleyen Cety. Daha aylarca her dolunayda dışarıda kalmak zorunda kalabiliriz ve yakında okullarımız başlayacak.
Cety ve Bertica civardaki bir sanat lisesine gidiyorlardı. Yrie ve Bertica’nın okullarıysa çok daha farklı yerlerdeydi.
-Biliyorum Cety.Ama dönemeyiz.Başlangıcın sonu yoktur anlıyor musun ?
Cety başını önüne eğdi.Ama o haklıydı.Kabul etmekten başka çareleri yoktu.
**
Bu olaydan iki gün sonra Bertica sevinçle yanlarına geldi.
-Ne olduğuna inanamayacaksınız.
-Birkaç hafta önce inanmayabilirdim ama bana bir karabüyücüyle tanıştığını söylesen bile inanırım, diye homurdandı Cety.
-Nereden biliyorsun?
-Neyi ?
-Bir karabüyücüyle tanıştığıma.
Cety şaşkınlıktan oturduğu koltuktan düştü.
-Nasıl oldu bu ? diye sordu merakla, Yrie.
**
Bertica konuşmasını bitirdi.
-Bende çok şaşırdım.Ama o da benim gibi.Evet!! Benim gibi.Anne ve babası karabüyücüymüş-e şey tabi bir zamanlar…
-Bilmiyorum,diye araya girdi Enita.Bana çok güvenli gelmedi.
-Bertica onunla dost olmaya çalışın.Yardımına ihtiyacımız olabilir.Ama gerekmediği sürece ona hiçbir şey açıklamayacağız. Diyerek kestirip attı Yrie.
Yrie oturduğu sandalyede huzursuzca ileri geri sallanıyordu.
-Neyin var Yrie ?
Yrie’nin odasındaki 3 genç kötü bir şeylerin olacağını sezmiş gibiydi.
-Dün gece diye söze başladı Yrie.-Dün gece –ne uyurken ne de uyanık…Bir görüntü gördüm.-Şey,annemi.Bir tehlikeden söz ediyordu.Sanırım sona yaklaştık.Karabüyünün Ustaları’nın liderleriyle karşılaşmaktan bahsediyorum.Ve bunu tek başıma ben yapacağım.Bilmiyorum çocuklar,dikkatli olmalıyız.

**

-Daha ne kadar bekleyeceğiz ?
Kopkoyu gecenin altında çocuklar sabırsızlık içinde esniyorlardı.Tam 1 saattir-evet saat 01:00 idi-Dolunay’ın çıkmasını bekliyorlardı.
-Ama şimdiye kadar çoktan konuşmuş olmalıydık.Hava bulutlu olsa bile bulutların arkasından bize seslenirdi.
Enita çaresizlikle başını salladı:
-Bence Vaat’e bakmalıyız.Bu hiç hayra alamet değil.
Enita haklıydı.Karanlıkta dört siluet sessizce içeriye süzüldü.
Yrie Vaat’i eline aldığında,kitaptan eline hafif bir sıcaklık aktığını hissetti.Tehlike!
Garip olan şey Vaat hiçbir zaman Ay’la konuşmalarından önce açılmazdı.Ama bu durum çok acil olmalıydı.
Yrie, tehlikedesiniz
Siz ve terk edilmiş karabüyücüler
Tehlike çok yakınınızda
Başlangıça iyi bakın, ustalara.
İyi olan her şey gerektiği kadar da kötüdür.
Şu ana kadar size öğretilen her şeyi kullanabilmelisiniz.
Bakın ve görün; yüzlerin arkasına
Yeni yeteneklerinizi keşfedebilmelisiniz.
Başlangıcın sonu yoktur
.
-Bu da ne şimdi ?
-Bilmiyorum sözler çok uyumsuz.Sanki,aceleyle yazılmış bir not gibi. Yrie kararsız ve solgun görünüyordu.
-Hayır yeterince aceleyle yazılmamış dedi Cety ısrarlı bir ses tonuyla
-Ne demek istiyorsun sen ?
-Mesajı bir daha okuyun.Tamam bir de bu şekilde bakın.
Cety masadaki bir kağıda sözleri karaladı.
Yrie,tehlikedesiniz
Tehlike çok yakınınızda
İyi olan her şey gerektiği kadar da kötüdür.
Bakın ve görün;yüzlerin arkasına
Başlangıcın sonu yoktur.
--
Siz ve terk edilmiş karabüyücüler
Başlangıca iyi bakın,ustalara.
Şu ana kadar size öğretilen her şeyi kullanabilmelisiniz.
Yeni yeteneklerinizi keşfedebilmelisiniz.

-İki mesaj,dedi Cety bilmiş bilmiş.”İki ayrı mesaj.İç içe girmiş.Bu boyutları andırıyor.İki boyutta olan karabüyücüler gibi…”
-İki mesaj ve iki tehlike.Kaynakları aynı.Cety sen bir harikasın.
**
 -Yrie bugün okul başlıyor ve sen çok uykusuz ve yorgun görünüyorsun! Diyerek feryat etti Daylie.
Hiç fark etmedim diye mırıldandı Yrie özenle hazırlanmış kahvaltı masasına isteksizce yönelerek.
- Doğum gününden beri çok değiştin.diye söze başlamıştı Daylie.
-Oh, Daylie bu harika bir gün olacak senin sayende. Diye sesini bastırabildi Yrie.
Aynı olaylar Cety ve Enita’larda da oluyordu ama daha olumsuz gelişmeler vardı ne yazık ki.
-Hayır Enita.O garip arkadaşlarınız yüzünden artık daha…
-Daha farklısınız! Anneleri de tartışmaya başlamıştı.
Çok gergin bir gün başlayacak gibiydi;her ne kadar istemeseler de…
**
-Bunun bir an önce bitmesini istiyorsunuz öyle mi ?
Bertica çok kızgındı:
-Bakın beni de bu işe siz bulaştırdınız ve bunun ne kadar ciddi olduğunun farkında değilsiniz!Bir boyut sözkonusu.Yokolmak üzere olan bir boyut.Ve de korkak,zayıf olan bizler…
Okul çıkışı planlanmış bir buluşma için Yrie’lerin terasında toplanmışlardı.
-Hiçbirimiz böyle bırakmaz istemiyoruz ama… Of, Bertica anlamalısın.
-Hayır anlamıyorum.Anlamaya da çalışmayacağım.
“Tamam çocuklar” diye onları sakinleştirmeye çalıştı Cety.Böyle tartışmalardan hoşlanmazdı.”Bunu burada bırakalım ve işimize dönelim.”
-Bertica,sen şu esrarengiz çocukla konuşmalısın.Sadece 3 kişiyiz ama tehlikeli bir durum sözkonusu.O bize yardım edebilir-
-Ve bende diye araya girdi Enita,şu iki mesaja bir göz atayım ne dersiniz?
-Çok güzel.Size bahsettiğim sözler vardı ya.Cety ve bende onları çözmeliyiz.Unuttuğumuz bir şey var mı?
-“Ah,annem fizikten geçemezsem bir tatile ihtiyacım olmayacağını düşünüyor.”diye inledi Enita.Neşeli kahkahalar gelecek tehlikenin bir sürede olsa unutulduğunu gösteriyordu.
**
Bertica İngilizce öğretmeninin anlattıklarını doğru dürüst dinleyemiyordu.Karabüyücü kız ile nasıl konuşabileceğini planlıyordu.Aniden kulağının dibinde patlayan bir çığlık ile irkildi;”Map.
Arkasında döndüğünde öğretmeni ona gülümsüyordu.

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: BaşLangıcın Sonu Yoktur.
« Yanıtla #1 : 08 Mayıs 2008, 15:48:35 »
**
 Yaşlı kadının sözlerin ihtiyacın olduğunda
Sayılara dokunabilirsin
Sözler kulaklarında çınlayacak.
Ancak unutma sayıları
sadece iki defa kullanabilirsin
Sayıları sana Mavi Köpek verecek
Vakit’i bekle sabırsızlanma
Ama o geldiğinde sakın geç kalmış olma.


-Olmuyor Cety. Mola rica ediyorum.
Çocuklar her yolu denemişlerdi ancak sözler çok anlamsız geliyordu.Evet,anlamsız…Yrie masanın üzerindeki kurabiyeleri almak için masaya döndüğünde kolun bir bibloya çarptı.
“Ah,kahretsin” dedi Yrie kırılan biblonun şangırtıları arasında.Bibloyu ona doğum gününde ablası hediye etmişti.Aslında hediye almayı unuttuğu için annesinin çalışma masasına süs olarak koyduğu biblolardan birini paketleyip vermişti(!).Yerdeki parçaları toplamak için eğilen Cety bağırdı:
-Yrie,bu Enita’nın beğendiği biblo değil mi?
Yrie bile bazen Cety’nin hafızasına hayran kalıyordu.Evet onlara olanları anlattığı gün Enita bu bibloyu kurcalıyordu.
-Hey burada bir kağıt var.
Yrie merakla Cety’nin elindeki kağıda baktı.Yazılar küçük ve anlamsızdı.Yüzünü buruşturarak kalemliğindeki büyütecin almaya yöneldiğinde masasının yanındaki boy aynasındaki görüntüsü ile karşı karşıya geldi.
-Cety şu kağıdı versene.
Nefesini tutarak aynaya yansıyan sözleri okudu:
Çok zekice Yrie.Sayılar hakkında çok fazla şey biliyorsundur eminim.Ama hiçbiri yardımcı olmayacak.Bu sihirli ve karmaşık bir şeydi Yrie.Ve tehlikeli.Emin ol sayılar sana yaşlı kadının sözlerinden daha fazla şey verecek.
Yrie buluşunun verdiği keyifle hafifçe sırıttı.”Annesi yaşlı kadının sözlerini nereden biliyor olabilirdi ki?
-Maalesef bir yararı olmadı çünkü burada sayıları nerede bulacağımız yazmıyor. Dedi ellerini iki yana açarak.
-Yanılıyorsun Yrie.Kağıdın arkasına bir bak.
Kağıdın arkasında bir şekil vardı.
-Evet bu bir harita.Gizli boyutun haritası hem de!
**
Bertica garip görünüşlü kıza yaklaştı.”Şansım varmış ki aynı okula gidiyormuşuz” diye düşündü.
-A.Şey Merhaba.Beni tanışmışsındır belki.
Kız geriye dönüp Bertica’yı süzdü.Yüzünde tarif edilemeyecek bir ifade vardı.Ne var ki Bertica’yı tanıyınca hemen yumuşayıp gülümsemeye başladı.
-Evet tanıyor, diye gürledi bir erkek sesi.Bertica arkasına döndü.Ucuz bir pelerin giymiş çirkin bir adamdı bu.”Ben ee-Elisa’nın babasıyım.” Diyerek kendisini tanıttı adam.Bertica tokalaşmak için elini uzattı ama adamın kendisine soğuk davrandığını fark edip hemen geri çekti.
Adam Elisa’nın kulağına bir şeyler fısıldadı ve uzaklaştı.Giderken “Elisa,yeni arkadaşını eve davet et” dedi emredercesine bir ses tonuyla.

Elisa bocalamış olan Bertica’ya döndü ve elini sıktı:
-Ne istediğinizi biliyorum. Diye fısıldadı.Bertica şaşırmıştı:
-“Ama nereden bilebilirsin ki ? Sen-
-Canım bende bir karabüyücü ailesinden geliyorum unuttun mu?
**
Bertica sözünü bitirdiğinde Elisa memnun olmuşçasına silkindi.
-Bunları bana anlatacak kadar güveniyor musun?
Bertica bir an ürktü.Kız anne ve babasının karabüyücü olduğunu söylemişti ama onların boyutu terk ettiğini anlatmamıştı.Kız Bertica’nın korktuğunu sezince tiz bir kahkaha attı:
-Oh,Bertica.Demek istediğim çok iyi tanımadığınız birinden yardım isteyecek kadar çıkmaza düştünüz.
-Sanırım.Peki bize yardım etmeyi kabul ediyor musun?
**
Dakikalardır uğraşan Enita hiçbirşey bulamamıştı.Cety ve Yrie arayıp birazdan geleceklerini söylemişti.En iyisi şimdilik uğraşmayı bırakmak diye düşündü.
Arkasını dönmesi ile Bertica’yla çarpışması bir oldu:
-Ne arıyorsun sen burada? diye ona bağırmaya yeltendi ancak Elisa’yı görünce sustu.Bertica’ya kızgın bir bakış fırlatarak Elisa’ya elini uzattı;
-Merhaba.
**
Enita başını ellerinin arasını aldı.”Ne oluyordu ona.” Kızdı kendine.Yeni gelen kızdan hoşlanmamıştı üstelik ilgisini plana değil Yrie’ye yöneltmesi Yrie’nin de ona karşılık vermesi onu sinirlenmişti.Zaten mesajları çözemediği için aşırı gerilmiş bütün sinirini kızdan çıkartmıştı.Bu olayın üzerinden birkaç gün geçmişti.Enita hala dargın olduğu için Yrie ile konuşmuyordu.”Haksız mıyım” diye sordu kendi kendine.
Gökyüzü kızıllığa boyanmıştı. Batan güneşi seyretmek için başını kaldırdı.Mesajları ezberlemişti ve o kadar çok tekrarlamıştı ki artık ona şarkı gibi geliyorlardı;
Yrie,tehlikedesiniz
Tehlike çok yakınınızda
İyi olan her şey gerektiği kadar da kötüdür.
Bakın ve görün;yüzlerin arkasına
Başlangıcın sonu yoktur.


Tehlike? O neredeydi?Vaat onları yakın bir tehlikeye karşı uyarmıştı ama görünürde bir tehlike yoktu.Yakında…Yüzlerin arkasını görebilmek.Saklanan yüzler…
Enita durduğu yerde zıpladı.”Yüzlerin arkasını görebilmek…Maske…Mristiana…Mristiana çok yakınlarındaydı.Peki ama ne kadar yakında?Enita bir an duraksadı.”O yakınlarındaydı,hemen önlerindeydi.Ama maske…Onu göremiyorlardı ? Maske sıradan bir maske olmak zorunda değildi ki.O bir büyü de olabilirdi.Kılık değiştirmek için bir maske.”Akıllıca.”
Enita bütün gücüyle koşmaya başladı.Yrie,Cety ve Bertica çalışmak için Elisa’lara gitmişlerdi.
**
…Kapıyı çalmışlardı ama açan kişiyi görmemişlerdi.Elisa garip bir şekilde ortalıktan kaybolmuştu.
Yrie eve girerken garip bir şey sezdi.Evde kötü bir şey vardı.Kendimi çok sıkmış olmalıyım diye düşünerek omuz silkti.
Cety bunu fark edemeyecek kadar kızgındı.Enita,sanki onlardan kopmuştu ve buna inanmak istemiyordu.Oysa ufak bir şeyi kaçırdığını anlayamamıştı.
Bertica da evde bir gariplik olduğunu sezmişti.Aslında eve daha öncede gelmişti.Ama sanki şimdi kendini  farklı bir eve giriyormuş gibi hissetti.Aslında bambaşka bir boyuta girdiklerini bilmiyorlardı.
Yrie içeri girer girmez kapı kapandı.Kendini koruması gerektiğini düşünürken gözleri karardı ve yere yıkıldı.
**
Enita,bir an yolun hiç bitmeyeceğini zannetti.Kendine düşen görevi yeterince erken yapamamıştı ve şimdi arkadaşları bunun cezasını çekebiliyor olabilirdi.
Elisa’ların mahallesine ulaştığında durdu.Evi bulamıyordu.Şaşırmadığına emindi.Bütün bu olayların karşısında ne yapacağını bilemiyordu.Bir kaldırım taşına oturdu ve ağlamaya başladı.Bu iyi gelmişti.
-Yardım ister misin?
Bu yumuşak sesin sahibini duymak için başını kaldırdı.Karşısında masum yüzlü,esmer bir genç duruyordu.Onun yaşında gibi görünüyordu ama tuhaf birşekilde çok yaşlıymış gibi geldi.”Enita kendine gel” diye mırıldandı.
Gencin uzattığı eli tuttu ve olmayan boyuta doğru ilerledi.
**
Bambaşka bir yerdeydiler.Aslında hiç konuşmamışlardı ama genç anlatacaklarını Enita’ya anlatmıştı.”Kendini aşağılama” demişti genç.”Güven çünkü çok büyük bir görev üstlendin”
Enita, nerede bulunduklarını sormamıştı bile gerek duymamıştı. Orası çok tanıdıktı.Genç eğilmesini işaret etti ve kulağına fısıldadı.O fısıldadıkça Enita giderek ciddileşiyor ve gururlanıyordu.
Yeteneğini keşfetmişti.O esrarlı genç Enita’ya yardım etmişti.Oturduğu yerden kalktı.Yeniden oradaydı.Boyutun bir zamanı yoktu.O çocuk bu yüzden genç görünmüştü.Vaat çok gençti!Tıpkı maskesinin ardındaki Mristiana gibi.
Yeniden oturdu ve sabırla beklemeye başladı. Rüzgarın esmesi ile gülümsedi.Yere doğru eğilip bir toz bulutu kaldırdı.Ve Enita kayboldu.
**
Yrie gözlerini açtığında hiçbir şey göremedi. Sanki sonsuz bir karanlığa gömülmüşlerdi.Ama gözü karanlığa alışınca Cety ve Bertica’yı gördü.Bir yere bağlanmış gibiydi.Bir ip ile değil,ama vücudunu rahatça kontrol edemiyordu.
Bu esrarlı karaktere budalaca inanmışlardı,Vaat’in ve Ay’ın uyarılarına rağmen onu tanımadan güvenmişlerdi.
Bu sırada Bertica’nın zaten ayılmış olduğunu fark etti.”Bertica ?
-Çok üzgünüm Yrie.Benim suçum.
-Hayır.Sen sadece yardım etmek istemiştin.Şimdi sadece buradan kurtulmaya bakmalıyız.Sence neredeyiz ?
-Emin olamam ama sanırım o boyuttayız.Yani Karabüyünün Ustaları tarafından yakalandık.
Yrie hareket etmeye çalıştı ama başaramadı.İşte o sırada bir şey hatırladı.
-Bertica.Şu ikinci mesajı hatırlıyor musun ?
**
Enita düştüğü zaman bir an ne olduğunu kavrayamadı.Ancak yerdeki cam kırıklarındaki yansımasından ne olduğunu anladı.Kılık değiştirebiliyordu,boyutlar arasında yer değiştirebiliyordu.Ama bunun enerjisinden çok şey götürdüğünün farkındaydı.
Omzundaki pelerini başına geçirdi ve diğer karabüyücülerin arasına daldı.Büyücüler bir çember şeklinde toplanmışlardı ve garip bir şey yapıyorlardı;bir ayin gibi…
Enita çok geçmeden ne yaptıklarını anladı.Mristiana’ya güçlerinin bir kısmını bağışlıyorlardı.Ama bu şekilde kendileri zayıflıyordu.
Geri çekilmek için arkasını dönmüştü ki sert,ıslak bir el omzunu kavradı;
-Sen nereye gidiyorsun bakalım ?
**
-Harita!
Bu Cety’ydi.O da uyanmıştı ama garip bir şekilde hareket edebiliyorduç
-Harita,çocuklar.Cebimde.
Boşversene,diye mızıldandı Bertica umutsuzca.”Ona uzanamazsın ki” Yrie Bertica’ya hak verdi içinden.Haritanın onlara hiçbir yararı olamazdı.
“Yanılıyorsun Bertica.Cety gülümseyerek ellerini salladı.”Ben,ben nasıl yapabiliyorum bilmiyorum ama-
“Yetenekler” diye bağırdı Yrie.”Cety,kendini büyüye karşı savunabiliyor.”
“Yetenekler diye tekrarladı Bertica.Dalgın görünüyordu.”Map!”-Cety şu haritayı bana getirebilir misin?
**
Enita kendini savunması gerektiğini anladı.Ancak karşısındakilerin sayısı çok fazlaydı.Ayrıca süresi de çok kısıtlıydı.Ani bir refleksle büyücülerin ortasında trans haline geçmiş Mristiana’ya doğru koştu.Önüne çıkan büyücüleri büyüyle savuşturmayı denedi.Ama daha çemberin ortasına varamadan kıskıvrak yakalanmıştı.Mristiana olanları fark etmiş gibiydi gözlerini açıp Enita’ya doğru yürüdü.”God Enita”Myzrenious ? Enita gözlerini sımsıkı yummuştu.”Ona bakma.Hayır gözlerine bakma!
**
-Ne oldu Bertica?
Bertica,çok keyifliydi.”Yetenekler demiştin Yrie ?Hepimizin bir yeteneği vardı ama bunu kendimiz keşfetmeliydik değil mi ?
Yrie,başını salladı.Sabırsızlanmaya başlamıştı.Bertica çok önemli bir şey söylercesine fısıldadı;
-İşte bu da benim..-
“Yeteneğin” diye atıldı Cety çok heyecanlanmıştı.
-Yani şu anda bir mahzende olmalıyız. Bir kuleye kapatıldık sanırım.Mahzenin tek bir çıkışı var.O da Mristiana’nın odasına gidiyor.
-Ne??!
**
Enita,gözlerini açtı.Oydu,demek bunca sene onu kandırmıştı.Yanağına doğru bir damla gözyaşının aktığını fark etti.Oysa hissedemiyordu.
Enita hakkında hiçbir şey doğru değildi.O Cety’nin kardeşi bile değildi.Kandırılmış bir büyücü ve bir iblisin hatasıydı.O,kara büyünün varisiydi ve sadece onu;Yrie’yi yok etmek için yaşıyordu.Aslında bu bir dostluk değildi.Hepsinin birbirinden sakladığı sırlar ve yalanlar vardı.Ve Enita ilk değildi.Derin bir nefes aldı temiz havanın ciğerlerine dolduğunu hissetti.Bu acıyı durdurabilmek için tek bir şey yapabilirdi.
Duygulardan uzaktı. Düşünebildiği tek şey intikam almaktı.Gözlerini açtı ve içindeki bir enerjiyi yeniden canlandırdı.O,en güçlü karabüyüyü…Bunun sonunda olacağını biliyordu.Düşündü;Yrie’yi,Cety’yi,Bertica’yı…Geçirdiği en sahte ama en mutlu yazı düşündü.Ve son bir kez canlandırdı gözünde bir daha göremeyeceği dostlarını.
Mristiana onun babasıydı.
**
-Cety bir yolunu bulup bizim hareket etmemizi sağlamalısın.Başka türlü buradan kurtulamayız.
Yrie,burnundan soluyordu.Nasıl olur da böyle bir görev onlara verilirdi.Daha bu yaza kadar hiçbir şeyden haberdar değillerdi.
-Bunu deneyeceğim dedi Cety.İçinde bütün gücü topladı ve ellerini Yrie’lerin üzerinde gezdirdi.
-Hayır olmuyor.
Bir daha,bir daha…Cety yere çöktü.Nefes nefese kalmıştı.Bütün gücünü harcamıştı ama bu onların yeniden hareket etmesini sağlayacak kadar değildi.
-Geliyorlar diye fısıldadı ayak seslerini duyan Bertica.Sonra yalvaran gözlerle Cety’ye baktı.”Bu son umudumuz.”
Cety,bir an ölümün çok yakında olduğunu hissetti.Bu tarif edilemez bir duyguydu.Ve birkez daha denedi umutsuzca bağırarak.
Serbest kalmışlardı.Şimdi savaşmaları gerekiyordu.
**
Enita Mristiana ile baş başa kalmıştı.Sonsuzluktaydılar.Onun gözlerine bakabiliyordu hemde hiç korkmadan.Bir sıcaklık sardı bedenini.”Ölüm” diye düşündü.Mristiana onun babasıydı bunu artık hissedebiliyordu.
Diğerlerinin yapması gereken çok az şey kalmıştı.
**
-Nasıl savaşacağız?
Bunu ilk soran Bertica olmuştu.
-Hayır, dedi kararlı bir biçimde Yrie.”Bunu ben yapacağım.”
Savunmasızdı, yeteneği bile yoktu.Evet,vardı ama onu keşfedememişti.Yrie Mristiana’nın odasına çıktı.Karabüyücüler yaklaşıyordu.Aniden Cety onu yakasından yakaladı:
-Yrie.Bu bizim görevimiz.Senin Mristiana’yı bulman ve onunla karşılaşman gerek.Bizim yapmamız gereken seni ona ulaştırmaktı.
Bertica ellerinin arasından bir kıvılcım çıkarttı.”Yapabiliriz.”
Yrie,donakaldı.Ne yapacağını bilmiyordu.Sonra aniden kararını verip sessizce ayrıldı.Kendi yoluna Geçmiş’in Yolu’na gidiyordu.
**
Zihni onu Mristiana’ya gitmesini emrediyordu.Emredilen yapılmalıydı.Kendi yürümüyordu.Geçmiş’in hayalleri yürütüyordu onu.İlerledikçe gerçekleri görüyor ve daha iyi anlıyordu.
Merdivenleri çıktıktan sonra etrafına bakındı.Kimse yoktu.Bir kat daha çıktı.Sonra kulenin kalbine yürüdü.Yıllardır açılmayan bir odaya…Zihni bunu söylüyordu çünkü.Mristiana oradaydı.Tamamen saf ve arınmış bir şekilde.Hiçbir bedenin kılığına girmemişti ruhu oradaydı.Yalan ve sahte yaşamlar...Mristiana bir insan değildi sadece kılık değiştiriyor ve yok ediyordu.Bu onun içgüdüsü haline gelmişti.
Kapıyı açtı.Hiçbir zorluk çekmeden açtı.Büyüsü harekete geçiyordu.Evet Yrie bir büyücüydü!
Onun babası sıradan biri değildi.Kimse bilmiyordu.O sıradan biri değildi.Bir insan da değildi o.Büyüydü!
Biliyorsun dedi tıslarcasına bir ses.
Biliyorum diye kabullendi Yrie.
Bakıştılar;ruhları aynıydı,bu kısa süreli bakışma içerisinde aslında ne kadar birbirlerine benzediklerini anladılar.
Kısa süreli bir bakışmaydı ama yeterliydi.”Ona aşıktım Yrie,bu yüzden karabüyüye kapılmasına izin verdim.Benim gibi olacağını zannettim ama o asla vazgeçmedi.”
-Demek sende bir büyücüydün.Yani bir bedenin, duyguların vardı.Bir ailen de vardı?
“Yrie,Enita sana bilmen gereken her şeyi anlatmamış.”
“Enita…O senin çocuğundu.Bunu bize nasıl yaptı ?
“Saf bir kızdı.Aslında göründüğü kadar da kurnaz değildi.Bana zarar verdi gücümün bir parçasını yok etti;bedeliyle birlikte…”
-Enita öldü mü? Dedi Yrie öfke,kırgınlık,şaşkınlık arasında bir yerde.Ağlayamıyordu.”Ve sen bunları sadece intikam almak için yaptın öyle mi ?
“Anlamanı beklemiyordum,anlayamazdın da zaten.Aldatılmayı bilmiyorsun Yrie”
“Büyü tarafından mı?”diye alay etti Yrie.Aslında anne ve babası sandığı kişiler onun ailesi değildi.Bu büyüydü.
“Hayır.” Dedi Mristiana sabırlı bir şekilde.”Baban,sıradan biriydi.Ve ben sevilmeyi hak ediyordum.Onu bu yüzden diğerlerinden ayrı gösteriyordum.Bildiğim her şeyi öğretmeye özen gösterdim Yrie.Kimliğimi öğrendiğinde kimsenin gösteremeyeceği bir soğukkanlılık göstermişti.Ona inanmıştım ama o beni kandırdı,reddetti.”
“Annem kimseyi kandırmadı.O kendi yolunu buldu ve orada mutlu olacağını düşündü.Senin tüm engellerine rağmen onu seviyor.” Her ikisi de birbirini zayıflatmıştı.Yrie,görevini unutmuştu.Ama bu haksızlıktı.Onlar gerçek anne ve babası bile değillerdi!!!
Büyük bir öfkeye düşmüştü.Bildiği her şey suni bir sahtelikten ibaretti.Yoktu;var olduğunu zannettiği her şey aslında görmek istediğiydi.Ama Mristiana gerçekti ve ondan intikam almak istiyordu.
“Beni öldürmek mi istiyorsun Yrie? Diye güldü Mristiana.”Ben zaten bir ölüyüm.Kendi kendini öldürmüş bir ruh.”
İçindeki enerjiyi hissetti.Oradaydı,hep vardı.Ama onu nasıl canlandıracağını bilmiyordu.
Yrie,bilmiyordu.Kafası çok karışmıştı.Anımsadı.Anne ve babası ile geçirdiği güzel anıları,Bertica Enita ve Cety’yi;Şu anda onun için savaşmakta olan Bertica ve Cety’yi,kendini onun için feda etmiş olan Enita’yı…Enita’yı…Gözleri doldu.
**
Onu kullanabiliyordu.Bu bir anlık olmuştu.Tıpkı Cety’nin ve Enita’nın yaşadığı gibi.Ölümü hissetmişti.Her şeyin sonunu…
Kullandığı gücün kendisine zarar verdiği anlıyordu.Acı çekmeden yok edemezdi.Ve acı çekilmeden yok olunamazdı.Zaman yoktu başlangıç hiç olmamıştı.Ruhu büyünün bir parçasıydı ironik bir şekilde ruhu ona aitti.
Gözlerini kapamıştı.Hiç bir şey düşünemiyor ama anlıyordu.Mristiana’nın sesini işitti;
-Başlangıcın sonu yoktur.
Bitmişti.
**
Yrie, yatağında yatıyordu.Ablasına hastalandığı söylemişti-ki bu doğruydu.Bu uzun macera onu yormuştu.
Nasıl başlamışlardı?Nasıl bitmişti?Aslında bitip bitmediğini bilmiyordu yine de merak ediyordu.Emin olduğu tek şey vardı; bütün büyücü boyutu en azından bir süreliğine güvendeydiler. Anne ve babası da…
Peki ya Cety?Ailesi Enita’nın yokluğunu fark etmemiş miydiler?Aslında başlangıçta bilmiyorlardı.Yeniden eski hayatlarına dönmüşlerdi ve Enita’yı hatırlamıyorlardı.Ama Cety kırılmıştı Enita’ya hiç anlatmadığı için…Onu özlüyordu.
Bertica? Ailesinin büyücü boyutuna geri dönmek istemesi onu hayal kırıklığına uğratmıştı.Olanlardan tek haberdar olanlar onlardı ve şimdi güvenli eski hayatları geri hak ediyorlardı.Boyutlarına geri kabullenmişlerdi.
Hayatları devam ediyordu ama onlar da çok büyük değişiklikler vardı.Yaşadıkları onları daha da olgunlaştırmıştı.Enita’yı kaybetmeleri onları çok sarsmıştı ama onlar bırakmamaya kararlıydılar.Çünkü;
Başlangıcın sonu yoktur.


so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: BaşLangıcın Sonu Yoktur.(Anasayfadan önce Forumlarda ! )
« Yanıtla #2 : 09 Mayıs 2008, 15:04:50 »
Eh beğenilmeyecek gibi değil hakikaten, ellerine sağlık bu hikaye için. Söylenecek bir şey yok sanırım zaten birinci çıkmış bir hikaye olarak bunu fazlasıyla haketti. (Devamınızda bekliyoruz.. :P )
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Nefertari

  • ****
  • 1517
  • Rom: 6
  • Bla bla böö
    • Profili Görüntüle
Ynt: BaşLangıcın Sonu Yoktur.(Anasayfadan önce Forumlarda ! )
« Yanıtla #3 : 09 Mayıs 2008, 15:14:55 »
Başlıkda sitem var sanki..:D valla ben biraz dürtüyiim bakiim canım çok güzeldi hikayen :D

Çevrimdışı vampireLLa

  • ****
  • 1273
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: BaşLangıcın Sonu Yoktur.(Anasayfadan önce Forumlarda ! )
« Yanıtla #4 : 09 Mayıs 2008, 15:16:39 »
" pleasant^^ "  cok güzelmiş hikayen bayıldım diyebilirim... diğer hikayeleri bilmiyorum okumadım ama hakediyo gerçekten 1.liği
she's back!!

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: BaşLangıcın Sonu Yoktur.(Anasayfadan önce Forumlarda ! )
« Yanıtla #5 : 09 Mayıs 2008, 19:32:00 »
Yok canım ne sitemi ;D Dikkat çeksin diye öyle yazdım  ;)
Teşekkürler.
Hakan'ın onayını aldığım için koydum.Okumak isteyen daha çabuk okur diye ;)

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: BaşLangıcın Sonu Yoktur.(Anasayfadan önce Forumlarda ! )
« Yanıtla #6 : 10 Mayıs 2008, 11:40:29 »
Nihayet okuyabildim, çeviri meviri derken baya yoğundumda :) Çok güzel olmuş gerçektende ;D devamınıda bekliyorum yazılarınıın :)
#rekt

Çevrimdışı Michael Evans

  • **
  • 309
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: BaşLangıcın Sonu Yoktur.(Anasayfadan önce Forumlarda ! )
« Yanıtla #7 : 12 Mayıs 2008, 10:20:21 »
Hepsini bitiremedim ama çok az bir kısmı kaldı. Çok hızlı ilerleyen bir hikaye. Olayların içindeymiş gibi hissediyorsun. Bu hissi yaratabilmek büyük başarı. Tebrik ederim.  ;)

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: BaşLangıcın Sonu Yoktur.(Anasayfadan önce Forumlarda ! )
« Yanıtla #8 : 01 Ağustos 2008, 21:05:08 »
Mayıs,ahaha ohaohaoha. :P Teşekkür ederim o zaman size. :P Aslında diğer kısmının da büyük bir kısmını planlamıştım,ama kurguyu unutunca yazamadım tabi. :P
Her neyse devamını yazmayı planlamıyorum,Magüc'e rağmen ama kış gelince,öbürlerindeki duraksamayı telafi edemezsem farklı bir başlangıçla ikinci kısmını yazabilirim.

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.