Kayıt Ol

Aesten Efsaneleri 1 - Ellear'ın Kılıcı (Bitti!)

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (2. Ara Bölüm!)
« Yanıtla #30 : 20 Mayıs 2008, 16:48:17 »
Ya saatler önce okudum ara bölümü ama yazamamışım :hemk
Tarihçelerden hoşlanmasam da merak ettim.III. Ellear kesin olarak öldü mü ? Ölmediyse kendisiyle ilgili pek çok yorum yapılabilir. :D
Beyazlar Tarikatı'nı daha çok bir engel olarak görmüştüm.Ya yanılıyorlar,ya da kılıcın sahibi başka birisi 8)
Güzel,çok güzel ;D

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (2. Ara Bölüm!)
« Yanıtla #31 : 20 Mayıs 2008, 17:04:50 »
Eun halkı yaklaşık olarak 400-500 yıl yaşıyorlar. Ellear'ın ölümü üzerinden yaklaşık 500 yıl geçti. Ameth bile çok yaşlı, III. Ellear yaşıyor olamaaz :D

Şöyle söyleyeyim, insan beyni çok çabuk çarpıtır, yani tarikat amacından sapmıştır, tabi Hükğmdarlık yıkıldığından beri
#rekt

Çevrimdışı Nirnaeth

  • ***
  • 848
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (2. Ara Bölüm!)
« Yanıtla #32 : 20 Mayıs 2008, 18:06:42 »
Süper olmuş ya :D Bayıldım resmen.. Yeterince akıcı ve heyecanlı :D En kısa sürede istiyorum beşinciyi ;D

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (2. Ara Bölüm!)
« Yanıtla #33 : 20 Mayıs 2008, 18:14:57 »
Peki o zaman :D madem öyle yeni bölümüde ekleyeyim ;D

Bölüm 5 – Ormanda

Gece ilerlerken, Ameth şehrin kapılarından kaçtı dışarıya. Arkasındaki adamları birkaç sokak önce atlatmıştı, hızla ormana doğru girdi ve giysisinden bir parça koparıp kanayan eline sardı.

Orman, çok sık ağaçlarla sıkıcı bir hava oluşturuyordu. İlkbahara yeni yeni giriyor olmalarına rağmen çiçekler açmış ve hava da gayet sıcaktı. Ormanın bu boğucu havası onu tedirgin etmeye yetmişti bile.

Bir süre düşünüp neler yapabileceğine karar verirken, etrafı inceledi. Yolculuğunun bu kısmında bu adayı baştan aşağıya aramalıydı –ki adanın büyük kısmını bu orman kapladığına göre buradan daha iyi bir başlangıç noktası olamazdı.

Biraz içerilere girdikten sonra en sağlam bulduğu ağacın gövdesine tırmanmaya çalıştı. Dalları bir bir geçti ve en sonunda en tepesine ulaştı ağacın. Orman, tüm yönler boyunca devam ediyor, bu örtünün sonu gözükemese de, sanki bir kurtuluş ışığıymışçasına güneş, Methedh’in kulelerinin arkasından doğuyordu.

Aşağıya indi ve bir süre batıya doğru yürümeye başladı. Güneş çok yükselmeden önce, o ormanda çok yol almıştı. Pek çok tepeye tırmanmış ve sonunda uçurumlarla dolu bir yere gelmişti. Şaşkınlıkla devasa bir harabe gördü önünde, orman içinde, kaybolmuş bir harabe.

Böyle bir yer hakkında o bile hiçbir şey bilmiyordu, Gördüğünde şaşkına döndü zaten ilk anda. Çünkü ne bulacağını bilmeden gelmişti bu adaya.

Uçurumdan dikkatlice inmeye başladığı o sırada birden bire ormanın hiç olmadığı kadar sessizleştiğini fark etti. Ne bir kuş cıvıltısı vardı ne başka bir şey; Sanki ağaçlar bile hışırdamıyordu, sanki sağır olmuş gibiydi o anda.

Sonunda ormana tekrar ulaştı ve hızla kayıp harabeye doğru ilerledi. Birkaç dakika sonra önünde büyük bir bina duruyordu, tüm ihtişamı ile. Bir hızla ağaçların arasından geçip bu büyük binanın kapısına ulaştı ve hızlı ama dikkatli adımlarla içeri girdi.

İçerinin karanlığı onu yuttu…

***

Ameth, az ilerledikten sonra elini kaldırdı ve fısıldadı.

“Anuu Kesha”

Elinin hemen üstünde bir ışık küresi oluştu ve beyaz bir ışıkla etrafı aydınlatmaya başladı. İçinde bulundu koridor az ilerideki bir kapı ile son buluyordu. Beklide aradığı tüüm cevaplar oradaydı.

Kapıdan geçtikten sonra elini daha yukarıya kaldırdı ve birkaç söz fısıldayıp, ışığın daha kuvvetlenmesini sağladı. Tavanı yüksek bir salondaydı şimdi. Duvarlar çeşitli fresk ve yazılarla doluydu.

Salonda üç adet kapı vardı. Biri kendi geldiği doğu kapısıydı. İkincisi ardında hemen merdiven başlayan kuzey batı kapısıydı. O tabi ki kuzey batı kapısından geçti. Eun Hükümdarları daima en yüksek yerlere koymuşlardı mezarlarını; Eğer Ellear buradaysa, sadece en yüksek yerde olabilirdi.

Yukarı bu dar merdivenden çıktıktan hemen sonra tamda beklediği gibi bir mezar odasıyla karşılaştı. Tavanda büyük bir delik, ışığı içeri soktuğu için, Ameth, ışık küresini yok etti.

Hemen önünde bir çift kartal başlı insan heykeli vardı. İki ellerinde de birer devasa kılıç tutan bu 2-2,5 metrelik heykellerin görüntüsü bile korkunçtu. Sanki her an kalkıp saldıracaklarmış gibi…

Ameth iki heykelin ortasındaki mezara ilerledi ve hafifçe açtı mezarı. Mezarın içi, beklediği gibi pek çok parfümün kokusuyla doluydu. Oda, çok ferah bir kokuyla dolmuştu onu açtığı anda. Mezar kapağının hemen üzerinde şöyle yazıyordu Eun alfabesiyle:

Kral III. Ellear’ın mezarı
En büyük hükümdar ve son Eun
Yadigârı ile yatıyor

Yadigar ile kılıtan bahsedildiğini anladı Ameth ve hızla mezarın içini araştırdı, ancak ne bir kılıç vardı nede başka bir şey. Bir hayal kırıklığına uğradı, acaba ondan önce başkaları mı gelmişti? Eğer onun gelmesi bu kadar kolay olmuşsa diğerleri için pek zor olmazdı zaten.

Ameth, yere oturdu ve düşünmeye koyuldu bir süre. Planları başarısız olmuş sayılırdı ve kılıcı bulmalıydı. O sırada, heykelin hemen üstündeki bir freski gördü ve oradaki kılıç garip bir şekilde tanıdık geldi ona…

İşte bu bölümde her şey karışıyor, cuma'ya yeni bölümle karşınızdayım o zamana kadar meraklanın bakalım :D


-Harabeler
#rekt

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (2. Ara Bölüm!)
« Yanıtla #34 : 20 Mayıs 2008, 18:19:31 »
Kılıcı almak bu kadar kolay olamaz ? Herhalde kılıcın oradan çıkması için başka bir şeyler gerekecek.Ya da kılıcı kafa karıştırmak için koydun,gerçek kılıç meçhul?
Adada aşırı bir gariplik var ama :hmm

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (2. Ara Bölüm!)
« Yanıtla #35 : 20 Mayıs 2008, 18:25:49 »
Bir dahaki bölümü okuyunca görürsün kılıcın ne kadar kolay kazanıldığını :D ama şöyle söyleyeyim, kılıç sadece bir araç, Ameth'in çok daha büyük planları var.
#rekt

Çevrimdışı Nirnaeth

  • ***
  • 848
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (5. Bölüm!)
« Yanıtla #36 : 20 Mayıs 2008, 18:27:30 »
Daha büyük planlar mı? Dünyayı ele geçirmek falan gibi mi? :P

Beşincinin bu kadar kısa bir zamanda geleceğini düşünmemiştim.. :P ;D

Her zamanki gibi süperötesi bir şey olmuş.. Altıncısı için Cumaya kadar nasıl beklerim bilmiyorum  :-\ Sabredicez mecbur..  ;D

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (5. Bölüm!)
« Yanıtla #37 : 20 Mayıs 2008, 18:31:22 »
:D 8. bölüme kadar yazılı şu anda sadece elden geçiriyorum, birazda bekletiyorumki hazmedilsin :D

Daha büyük planlar mı? Dünyayı ele geçirmek falan gibi mi? :P
gibi gibi ;)
#rekt

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (5. Bölüm!)
« Yanıtla #38 : 20 Mayıs 2008, 18:35:02 »
Yeni bi Eun HükümdarLığı o zaman :P ?
Bilmem ben daha birkaç bölüm daha kılıç üzerine kurulu olur diye düşünmüştüm ama iyi,iyi :D

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (6. Bölüm!)
« Yanıtla #39 : 20 Mayıs 2008, 18:39:43 »
öhm :D illa yeni bölüm eklettireceksiniz bana dimi ;D tamam benden bu kadar bugün :D

Bölüm 6 – Kılıç

Ameth, resme daha dikkatli baktı. Bir adam, devasa bir çöl solucanının tepesine tırmanmış ve kılıcını onun göğsüne saplamıştı. Hemen altında şöyle yazıyordu: “Kim Sugg Vua’nın kullandığı bineklerin derisini kesebilecek kadar güçlü bir kılıca sahiptir? Elbette III. Ellear’dan başkası değildir bu”

Yazının hemen altında ise, kılıcın bir büyük resmi vardı. Ameth, kendi kılıcını çıkarıp karşılaştırdı. Kılıçlar aynısıydı. Ameth, dikkatlice baktığında hafifçe işlenmiş olan yazıları gördü kılıcının üzerinde:

“Ben Eun’un Kılıcıyım. Hükümdarım bu yazıyı okuyandır. Ve bu yazıyı okuyup soyumun kanına sahip olandır.”

İki kartal başlı heykelde canlandı ve diz çöktüler Ameth’in önünde. Kılıca sahipti ve tabi tüm diğer Eun kalıntılarına da. Uzaktan gelen bir ses şöyle dedi:

“Artık sen Eun’un varisisin, Anneni vasiyetin yerine getirme zamanın geldi. Şimdi kılıca da sahipsin. Şimdi kaldır başını ve korkularını yen, çünkü artık ölümün hiç kimsenin elinden olmayacak.”

“Gitmeliyim” dedi kendi içinden. “Féra’ya gidip son Eunları bulmalıyım. Sonra da hükümdarlığımı tekrardan kuracağım…”

Ayağa kalktı ve arkasına döndü. Önünde Theria ve 4 Beyazlar Tarikatı üyesi duruyordu.

“Ameth! Bu sana son uyarım, kılıcı bırak ve git, yoksa bu eski dostun sana zarar vermek zorunda kalıcak!”

Ameth pelerinini çıkardı ve kılıcını sıkıca tutup Theria’nın gözlerine baktı. “Ormanın bekçileri ha?” Kılıcını elinde 360 derece çevirdi ve tehditkâr bir şekilde doğrulttu onlara doğru. “şimdi anlıyorum ormanın neden bu kadar sessiz olduğunu. Eğer kılıcı istiyorsanız gelin ve alın.”

Adamlar kılıçları çıkardılar ve Ameth’in etrafını çevirmeye başladılar. Güneş tepeye gelmişti ve ışık kılıçların demirlerine vurup çeşitli ışık oyunları yaratıyordu.

“Koruyucular, yardım edin şimdi bana!” İki büyük heykel hareket ettiler ve 4 adamla büyük bir kavgaya tutuştular. Ameth ise hızlı bir şekilde atağa geçip Theria’nın üzerine atladı. Theria hiç böyle bir hamle beklememişti –ki yine de Ameth’in hamlesini kolayca savurdu.

Ameth eliyle yumruk atacakmış gibi bir hamle yaptı Theria’ya ve şöyle dedi:

“Saan kass!”

Theria midesine yumruk yemiş gibi oldu ve birkaç metre geriye fırladı. Merdivenlere kadar uçmuş ve basamakların hemen başında yere düşmüştü. Heykeller ise adamları çoktan kılıçtan geçirmişlerdi bile.

Ameth Theria’yı yakaladı ve silkeledi.

“Ne zamandan beri Beyazlar Tarikatı onları kuranlara karşı çalışıyor? Atalarım kurmamış mıydı bu tarikatı? Sen ne zamandan beri bu tarikat içerisindesin?”

“Dur, dur tamam, bütün sorularını cevaplayacağım.” Yüzünden terler boşalıyordu. “Öncelikle biz Eun hükümdarlığı yıkıldıktan sonra onu tekrardan kurmak üzere çalışmaya başladık. Onu kuran sen olmayacaksın Ameth, o kılıcın Meclis tarafından bana verilmesi kararlaştırıldı. Bu nedenle Kılıcı bana vermelisin.”

“Seni pislik seni” Sert bir yumruk attı suratına. “Peki, ne zamandan beri arkamdan iş çeviriyorsun ha?”

“Doğduğumdan beri bu tarikattayım Ameth, lütfen bağışla.”

“Bağışlayıcılık bir Eun için hiç bir şey ifade etmez.” Hızlı bir hareketle Theria’nın kafasını kesti ve kanından bir kısmını avucuyla içti. Sonra pelerinine sildi elini ve onu sırtına geçirip kapıdan geçti.

Aşağı indi ve hemen solundaki kapıdan taht odasına girdi. Tahta oturup bağırdı.

“En nihayetimde, benim olması gereken yine benim oldu!” Kılıcını tahtın hemen önündeki taşa sapladı. “Uyanın hizmetkârlar! Efendiniz uyandı!”


-Beyazlar Tarikatı üyelerinden biri
#rekt

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (6. Bölüm!)
« Yanıtla #40 : 20 Mayıs 2008, 19:00:48 »
Ama kimse uyanması falan :D
Hızına yetişemiyoruz Sifaus yavaş biraz :D Resimlerine hayranım.Harabeler süpermiş.
Theria cezasını buldu sonunda :P Orda bir şey atlanmış sanırım ya.Ameth'İn kendi kılıcı dediğin heykelin üzerinde gördüğü kılıç mı yoksa öldürdüğü tüccardan aldığı kılıç mı?Eğer 2. seçenek ise insan hiç farketmez mi :D Eun kılıcı olduğunu biliyorduk ama .. ??? Çok mu soruyorum ne :D

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı Nirnaeth

  • ***
  • 848
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (6. Bölüm!)
« Yanıtla #41 : 20 Mayıs 2008, 19:21:16 »
Hödeyyy..!! Theria hak etti ya iyi oldu pisliğe :P ;D
Cidden çok hızlı çıktın, bravo ;D
Sifaus, hadi bi de yedinciyi atıver.. :P

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (6. Bölüm!)
« Yanıtla #42 : 20 Mayıs 2008, 21:29:35 »
Ama kimse uyanması falan :D
Hızına yetişemiyoruz Sifaus yavaş biraz :D Resimlerine hayranım.Harabeler süpermiş.
Theria cezasını buldu sonunda :P Orda bir şey atlanmış sanırım ya.Ameth'İn kendi kılıcı dediğin heykelin üzerinde gördüğü kılıç mı yoksa öldürdüğü tüccardan aldığı kılıç mı?Eğer 2. seçenek ise insan hiç farketmez mi :D Eun kılıcı olduğunu biliyorduk ama .. ??? Çok mu soruyorum ne :D

Ameth kendi kılıcını düşürüp kaybetmişti hatırlarsan, yani o kılıç tüccardan aldığı kılıç. Farketmediğini kim söyledi? ;) ;D

Hödeyyy..!! Theria hak etti ya iyi oldu pisliğe :P ;D
Cidden çok hızlı çıktın, bravo ;D
Sifaus, hadi bi de yedinciyi atıver.. :P

Atıcam merak etme :D zaten bu gidişle dayanamayacağım ata ata bitircem cumaya kadar ;d
#rekt

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (7. Bölüm!)
« Yanıtla #43 : 21 Mayıs 2008, 19:41:21 »
Bölüm 7 – İşgal

3 Yıl Sonra…

Büyük, ak yelkenli ve uzun bir gemi, arkasındaki filo ile beraber çok eski bir şehir olan Seu’ya doğru ilerliyordu. Güvertede, karadaki kuşatma kampından gelmiş bir asker, Hükümdar’ın tahtının önünde diz çöküp şöyle dedi.

“Hükümdar Ameth, istediğiniz gibi kaleyi kuşattık. Şimdi getirdiğiniz birlikte eklenince Aesa’ya kadar her yeri çok kısa bir sürede alabilecek bir ordumuz olacak.”

Hükümdar, güvertedeki gri tahtının üstünden, çok ötedeki topraklara bakıyordu. Askerin gözlerine baktı ve ayağa kalkıp konuşmaya başladı.

“Mükemmel, şimdi tek bir eksik var. Kayıp şehir Féra’yı bulmaları için gönderdiğimiz kâşiflerden haber var mı?”

“Evet, dün bir kaşif geri dönüp dağların ardındaki bir şeyden bahsetti ancak tam olarak bir şey söyleyemeden öldü. Diğer birliklerden hiç haberimiz yok.”

Ameth, sert bir bakış attı askere ve dahası var mı diye merak etti içinden.

“Efendim dahası var, asker normal bir şekilde yaralanmamıştı, kolunda devasa bir diş izi vardı.”

“Pekâlâ, sen hızlıca geri dön asker, akşama kadar karaya çıkacağımızı bildir onlara, yakında büyük ordumuzla eski Hükümdarlığı tekrardan kuracağız.”

“Emredersiniz efendim.”

***

4 Ay sonra…

Gün hafifçe doğarken, Çöl sarısı bayrakları olan bir ordu, ak yelkenli gemilerden inip şehrin etrafını sardılar. Birkaç yüzyıldır bu kadar büyük bir ordu daha görülmemişti bu diyarda. Ayrıca bu kadar büyük bir işgal projesi daha yapılmamıştı.

Ordu, büyük bir hızla şehri kuşattı. Şehrin surlarındaki okçular karşı koymaya çalışsalar da hiç yararlı olmadı bu. Birkaç dakika sonra surlara merdivenler dayanmış, koçbaşları kapıyı kırmaya çalışıyordu.

Almaya çalıştıkları şehir eski Hükümdarlığın başkenti olan Kesia’ydı.

Ameth bile bu savaşa katılmıştı. Ordun en ön safhasında, özel olarak eğittiği Hükümdarlık savaşçıları ile duruyor ve Eun döneminden kalan saraya gitmek üzere savaşıyorlardı.

Sokaklarda büyük dövüşler oldu ancak bir tane bile Hükümdarlık savaşçısı düşmedi yere. Sonunda sarayın merdivenlerini de geçtiler ve şehirde savaş devam ederken, onlar bu eski saraya girdiler.

Ameth hızla tahta doğru ilerledi ve oturdu. Devasa sütunlarla dolu tek bir salondu burası. Tahtın hemen arkasında bir kapı vardı, o kapı Sehual’daki Altın Kule’nin bir eşi olarak yapılmış olan gümüş kuleye çıkardı.

Ameth hızla kuleye çıkmaya başladı. Uzun kuleye tırmanması baya zaman aldı tabi. Ancak en sonunda, en tepeye çıktığında başı döndü. En uzaktaki Aune adasını bile açık bir şekilde görebiliyordu.

Bakışlarını aşağıdaki savaşa çevirdi. Hala şehirdeki bir kısım savaşçı direniyordu. Ancak hiç umut yoktu tabi onlar için.

Sonunda güneye baktı, Féra zirvelerine. Dağların ardındaki kaybolmuş şehre baktı ancak hiçbir şey göremedi orada.

Aşağıya indi ve saraydan çıktı bir hızla. Savaş artık bitmişti. Bir kez daha ordusu kazanmıştı savaşı.

Atına bindi ve şehirden çıktı. Hızla Veziri buldu ve ona şöyle dedi.

“Ben bir süreliğine gidiyorum. Bu süre boyunca ülkemi sen yöneteceksin. Geldiğimde hala burada olacak.”

“Efendim, yanınıza kimseyi almıyor musunuz?”

“Hayır, yalnız başıma gitmem lazım.”


-Ameth'in yolculuğa çıkışı
#rekt

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Ellear'ın Kılıcı (7. Bölüm!)
« Yanıtla #44 : 21 Mayıs 2008, 23:51:57 »
Çok,çok güzel.Yine okudum yorum yazmaktan kaytardım ama kimse yazmamış ya :wow
Neyse;
Çok hızlı geçti ya o kadar sene :D ben Ameth çoktan kurmuştur ülkesini paşa paşa yönetiyordur diye düşünürken. :P
Saçı falan o kadar uzun muydu onun ya :P İnsan bir saç-sakal tıraş olur değil mi :D ( hani şu kılıç da yüzük gibi birşey olur kaptırır kendini diye düşünmekten alamıyorum kendimi :D )
Fera'ya gidiyor :P Artık şu kadınlar da ortaya çıkar diye düşünüyorum.

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.