8 günde 44 bölüm izlediğim şaheser.
2.sezonu da bitirdim ve açıkça söylemek gerekirse bugüne dek izlediğim diziler arasında en yüksek tempoya sahip olan dizi. Michael ve Lincoln haricinde hiçbir karakter güvenilir değil. Nerede, ne yapacakları belli değil. Tüm bunlara rağmen o kötü karakterleri de sevebiliyorsunuz. Çünkü dizinin ayrı bir havası var. Kötü karakterler bile sempatik. Dizinin belki de en acımasız karakteri T-Bag. Aynı zamanda en zekilerinden biri. Ama öyle anlar var ki, T-Bag'i izlediğinizde gözleriniz dolabilir.
Şunu net bir şekilde anlayabiliyoruz; hapisten kaçan 8 kişi de özünde iyi insanlar. Michael ve Lincoln'u katmayalım geriye kalan 6 kişiyi de hayat şartları o suçları işlemeye itmiş. Fernando Sucre'yi ayrı seviyorum. Adamın hayatı sevgilisi olmuş.
John Abruzzi, Fernando Sucre, C-Note, T-Bag, Tweener, Haywire, Paul Kellerman, Alexander Mahone, Brad Bellick, Lincoln Burrows ve Michael Scofield. Efsane karakterler bunlar. Ve Prison Break de efsane bir dizi.