Kayıt Ol

Deis Lasombra'dan İkinci Görev.. (ama yarım malesef :( )

Çevrimdışı vampireLLa

  • ****
  • 1273
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
höm şimdi aşağıdaki yazıyı normalde frp için yazmıştım fakat yiğitle olan yanlış anlaşılmalarımızın sonunda ben oyun yerine bi koca sayfa yazı yazdım :D yiğitede kızmadım değil ... neyse yiğit dediki "abla bunu denemelere koysana" bende peki diyerekten buyrun koyuyorum  "....."  yere kadar olan yiğitindir gerisi benim :P


Beyaz ve güzel teniyle, kadın dar sokakta koşuyordu. Sokaktaki tüm kağılar kilitlenmiş ve etraftaki tehlikeye karşı herkes evine saklanmıştı. Her ne kadar olmadığı söylense de dışarıda bir dehşetin gezdiği biliniyordu.

Hızla koşar ve kaçarken -neyden kaçtığını bilmeden- sokaktaki bir taşa takıldı ayağı ve kadın tökezledi. Kafasını kaldırdığında bir an korktu, çünkü önünde kara giysili bir adam duruyordu. Ay ışığının altında, adam bu dehşet verici yüzüyle, garip bir görüntü yayıyordu.

Adam, elini uzattı kadına doğru.

"Bayan, yardım ister misiniz?"

Kadın titreyen elini, adamın eline koydu ve yerden kalktı.

"Korkmanıza gerek yok," sesinde garip bir tını vardı, "Ben Deis Şatosu efendisi, Deis Lasombra."

Kadın, bir lorda güvenebileceğini sandı ve sesindeki o garip tınıya kapıldı. Kafasını hafifçe eğdi ve reverans yaptı. Adam ise, kadına yaklaştı ve onun boynunu öpecekmişcesine boynuna yaklaştı.

Kadın, sadece küçük bir acı hissetti...

***

3 sene sonra,
Londra, Deis Şatosu

Lord Lasombra, karanlık odanın içindeki koltuğunda, içeri giren hafif bir ay ışığ dışında hiç bir ışığın olmadığı oda da oturuyordu.Önünde ise, bundan tam 3 sene önce vampir yaptığı Eliisa, sabırsızlıkla bekliyordu.

"Eliisa, kızım, senden çok özel bir şey istiyorum. Şehirin içinde, Thames nehrinin karşısında küçük bir kilise var. Oraya yeni bir papaz atanmış. O papazı vampir yap ki, Londra içindeki tüm papazlar kontrolümüz altında olsun."

……

“büyük bir zevkle babacım” dedim kocaman sinsi bir gülüşle Lorduma… Önünde büyük bir zarafetle eğilip reveransımı yaptım ve ilk defa birini vampir yapmanın verdiği heyecanla Thames nehri karşısındaki kiliseye doğru ilerledim.

Kiliseden içeri adım atmamla birlikte yüzüme vuran ışık etraftaki mum yağı kokusu içime işlemiş kusma isteğimi doğurmuştu. Işıkların tek tek kapanma sesleri ilişti kulağıma. “şu vücut rengimi değişsem” iyi olacak diye geçirdim içimden. Ve kireç gibi bembeyaz olan rengim bi anda buğday rengine dönüşmüştü.. “peki ya gözlerim..onları nasıl halledicem” dedim.. O sırada kulağıma ilişen, git gide yakınlaşan ayak sesleri başımı öne eğmeme neden oldu..

“sende kimsin kızım” dedi ses..

Başımı kaldırmadan konuşmaya başladım.. “günah çıkarmaya geldim peder” dedim. Bu sözü söylediğimde kendimden tiksindiğimi hissettim.

“içeri geçmek ister misin yavrum? Babamızın adına seni dinleyip günahlarını affedeyim” dedi adam..

Daha fazla dayanamayacaktım başım öne eğik olduğu halde uzaktan görecek bir kişi bile nefretimi anlayabilirdi “baba mı senin o baban hilekâr” diye bağırmak geçti içimden.

“Ben.. ben yapamayacağım, peder” dedim. Amacım onu dışarı çıkarmaktı bu kilise denen yerin pis kokusu içimi allak bullak etmişti bi an önce pederi dönüştürmem lazımdı.

Başımı kaldırmadan hızlı bir şekilde adama arkamı döndüm ve kilisenin dışına attım kendimi. Gecenin o kokusu beni kendime getirmişti. Peşimden geldiğini hissediyordum, hemen kilisenin yanındaki ağaca tırmandım. Dışarı çıkmıştı deli gibi bir o yana bir bu yana dönüyordu “kızım nerdesin geri dön anlat bana her şeyi” diye bağırıyordu gecenin karanlığında.

“Tam zamanı” dedim ve ağaçtan, kilisenin çatısına atladım. Çıkardığım “çıt” sesini duymuştu. Bir anda sustu kıpırdamıyordu az önce deli gibi beni arayan gözleri şimdi etraftan çıkacak sesin kaynağını algılamaya çalışıyordu. Çatının üstündeki taşı alıp kilisenin kapısından içeri fırlattım. Taşın sesiyle birlikte yüzünü kiliseye dönen pederin arkasına uçtum ve kollarımı boynuna sardım

“Bana yardım et peder” dedim alaycı ses tonumla küçük korkmuş bir çocuğu taklit ederek ve devam ettim. “cıx cıx hiç yakıştıramadım sana peder” şimdi sesim değişmişti kadınsı bir ses bürünmüştüm dudaklarımı boynunda dolaştırıyordum ellerim ise omuzlarında masaj yaparmış gibi gezinmekteydi.

“Sen… sende kimsin” dedi peder ürkek seslerle..

“aa korkma ama yakışıklı. Benim adım Eliisa. Hem senin bu karanlıkta gece vakti dışarıda ne işin var. Annen sana söylemedi mi, geceleri dışarısı senin gibiler için güvenli değil..”  küçük bir öpücük kondurdum boynuna, o boynu hemen ısırmak için neler vermezdim, ama biraz daha beklemeliydim. Titriyordu.. küçük korkak çocuklar gibi titriyordu. Ama sesim dokunuşlarım onu etkilemişti hissedebiliyordum.

“Bakın siz şu küçük peder’e. Ayıp ama. Sizin böyle şeyler düşünmeniz hissetmeniz günah değimli ” dedim ve sesimi biraz daha yumuşatarak devam ettim “babanız, yaratıcınız size bunları yasaklamadı mı? pis günahkar.” Gülüyordum. Bu gülüşüm onu korkutmuş olmalıydı ki önceden kaçmak için vermediği tepkileri şimdi veriyordu.

“bırak beni lütfen ne istiyorsun benden” dedi korkmuş sesiyle.

“ne mi istiyorum… Babamın verdiği görevi yerine getirmek istiyorum. Lordumun isteğini yapıyorum… Ve seni bize dönüştürmeye geldim.” Artık karşısındaydım, ama ellerim hala boynunda dolaşıyordu konuşmaya devam ettim.

“bu kadar çok konuşmak bile fazla sana, babam seni bekliyor ve onu daha fazla bekletmek istiyorum” dedim ve nefes almasına bile izin vermeden boynuna dişlerimi geçirdim. Bağırmaya kalkıştı önce.. Sesi yetmedi. “Yapma lütfen” demeye kalkıştı.. Sesi çıkmadı.. Almıştım artık kanını,ağzımın kenarından akan kan damlalarını da sildikten sonra konuşmaya başladım

“şimdi sıra sende” dedim ve sağ elimde bulunan yüzükle sol bileğimi kestim ve rahibe uzattım. Önce direndi itekledi kolumu… Sonra öleceğini hissettiğinde koluma yapıştı ve çok uzun süredir yemek yemeyen pis bir insan gibi kanımı içtikçe içti… Hepsini emicek sandım çekemiyordum kolumu kanımı değil beni tüm benliğimi emiyordu sanki. Kolumu zorla çektim.

Aradan birkaç dakika geçmişti ki solan rengi düzelmiş dişleri bizimkilere uygun hale gelmişti… Ayağa kalktı tek bir kelime etmeden etrafı koklamaya, dünyaya bizim gözlerimizle bakmaya başladı. Başarmıştım babamın istediği görevi yerine getirmiştim. Bu mutluluğun verdiği hazla birlikte “gidiyoruz” dedim “babama gidiyoruz”…


she's back!!

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İlk Görev..
« Yanıtla #1 : 17 Haziran 2008, 21:37:16 »
Bence çok güzel olmuş bu hikayen, arada bi böle vampir hikayeleri yazıp koysana sen ya :P
#rekt

Çevrimdışı vampireLLa

  • ****
  • 1273
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İlk Görev..
« Yanıtla #2 : 17 Haziran 2008, 21:40:43 »
ehehe :P koyarım tamam bak anlaşamamışlığımız bi işe yaradı :P
she's back!!

Çevrimdışı simosopo

  • **
  • 166
  • Rom: 0
  • anti-kayiprihtim
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İlk Görev..
« Yanıtla #3 : 17 Haziran 2008, 21:51:23 »
nolur devamı gelsin :) çok hoşuma gitti :D çok güzel yazmışsınız. elinize sağlık :) gerçekten devamını getirseniz çok güzel olur  ;D

Çevrimdışı vampireLLa

  • ****
  • 1273
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İlk Görev..
« Yanıtla #4 : 17 Haziran 2008, 21:55:18 »
:D ehehe teşekkür ederim :D yiğitede teşekkür ederiz burdan hem şimdi birsürü devam yazısı varken bide ben karışmıyım araya yahu :P neyse yazarsam eğer koyarım ama ki sanırım frp sağolsun yazıcam
she's back!!

Çevrimdışı Nirnaeth

  • ***
  • 848
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İlk Görev..
« Yanıtla #5 : 17 Haziran 2008, 22:07:53 »
Anam vampir işte işini bilior :D Şaşırmadım böyle güzel yazdığına.. ;D

Çevrimdışı vampireLLa

  • ****
  • 1273
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İlk Görev..
« Yanıtla #6 : 17 Haziran 2008, 22:23:54 »
;D teşekkür ederiiim ..
she's back!!

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İlk Görev..
« Yanıtla #7 : 17 Haziran 2008, 22:40:57 »
devamını yazacakson irem, kaçış yok :D
#rekt

Çevrimdışı pleasant^^

  • ****
  • 1642
  • Rom: 12
  • bitch is back to the town.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İlk Görev..
« Yanıtla #8 : 17 Haziran 2008, 22:43:41 »
Tamam işte, o da bir pislik vampir! :P
Ama insan yaşayıp,hissedince daha gerçekçi yazar yani :P Yoksa,öh :P İlk görev başarıyla tamamlandı,değil mi? :D

so you ride yourselves over the fields and you make all your animal deals and your wise men don't know how it feels to be thick as a brick.

Çevrimdışı vampireLLa

  • ****
  • 1273
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İlk Görev..
« Yanıtla #9 : 17 Haziran 2008, 22:51:35 »
ehehe deli etme vampir'i yiğiiitt ... :P  hömm görev yukardakine göre tamamda frp'de hala yarıdayız bu peder güzin abla cıktı mübarek :D
she's back!!

Çevrimdışı simosopo

  • **
  • 166
  • Rom: 0
  • anti-kayiprihtim
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İlk Görev..
« Yanıtla #10 : 03 Temmuz 2008, 14:35:55 »
irem abla yazmıcak mısın? :P hep girip bakıorum yok yenisi ;D büyük bir hayal kırıklığı :P

Çevrimdışı vampireLLa

  • ****
  • 1273
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İlk Görev..
« Yanıtla #11 : 03 Temmuz 2008, 17:54:28 »
öhöh :P yazdımda koymuyorum ki :P az daha üstünden geçmem lazım :P koycam koycam tamam :P
she's back!!

Çevrimdışı vampireLLa

  • ****
  • 1273
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İkinci Görev.. (ama yarım :/ )
« Yanıtla #12 : 03 Temmuz 2008, 23:02:30 »
gene aşağıdaki "...." yere kadarki kısmı yiğitle bnm aramızdaki yazılardandır..höm bazı yerlerini değiştim ama ;D o .... dan sonraki kısım gene bana aittir...

Peder beni takip ediyor ve kısa süre sonra kale'ye ulaşıyorum. Babam, aynı koltukta oturmuş beni bekliyor hala. Odadan içeri giriyorum, zarif bir reverans sonrası babama bakıyorum ve "babacım isteğinizi yerine getirdim. Pederi vampire dönüştürdüm" diyorum ve yanımda duran pederi ona takdim ediyorum. Lordum, "Elizabeth!" diye bağırıyor ve hemen yanımızdaki kapıdan içeri kemikleri tek tek sayılacak kadar ince, uzun boylu bir kadın giriyor. Babam kadına; "Pedere kurallarımızı öğret." diyor ve bana doğru yaklaşıp elini belime koyuyor.

"Bu sefer, kızım, daha farklı bir göreve gidiyorsun." elini çekiyor ve kan dolu bardağından bir yudum kan içiyor. "Şehrin diğer yakasında bir grup suikastçı vampir, bana karşı suikast hazırlıyorlar. Onlar hakkında olabildiğince bilgi almaya çalış ama sakın ha onları öldürme veya kim olduğunu belli etme."

“Peki babacım. Merak etme, kim olduğumu belli etmeden o soysuzların amaçlarını öğrenirim ve sana getiririm" diyorum ve küçük bir baş eğme ile yeni görevim için odadan dışarı çıkıyorum…

Londra’nın mis gibi kan kokan, dolunayın kırmızıya boyandığı bir gecesinde daha babamın verdiği görev için şatodan çıkıyorum ve ormandaki taş yoldan şehre ulaşıyorum. Önümde büyük surları ve kanını almam için bekleyen insanları ile Londra var ve ben hızla içeriye giriyorum. Biraz ilerledikten sonra şehrin tekinsiz yapısı altında, ileriden bazı sesler duyuyorum ve bu sesler beni bir anda derin düşüncelerimden uyandırıyor... "hımm" diyorum seslerin nerden geldiğini bulmaya çalışırken.

Ben ilerledikçe sesler daha da netleşiyordu "yaklaştım sanırım" diyorum... Ve kulağımı daha da kabartıp neler konuşulduğunu duymaya çalışıyorum…

"Okları hazırlayın! Çabuk olun! Bu gece bitmeli bu iş"… Bu tür cümlelerin ardı arkası kesilmiyor ve bu vampirlerin çok büyük bir şeyler tasarladığı belli. Neyse ki sesleri açıkça duyabiliyorum. Sırıtıyorum sinsice "buldum" diyorum "buldum. Onları buldum. Evet, Eliisa çalıştır kafanı dal aralarına".

Pelerinimin kopişonunu her zamankinden farklı olarak tüm gözlerimi kapatacak beni gizemli bir havaya sokacak şekilde başıma geçiriyorum. Saçlarımın bukleleri, rüzgârın hafif esintisinde asil bir şekilde dalgalanıyor. Ve bir gezgin olarak konuşmaların geldiği yöne, yanlarına gidiyorum...

.....

Bir anda tüm konuşmalar kesiliyor ve orada bulunan yaklaşık 15 tane vampir ritimsel bir hareketle başlarını bana çeviriyor. İçlerinden, orta boylu, ince yapılı, geniş yüz hattına sahip kırmızı gözlü vampir bana yaklaşıyor ve

"oo..bakın burada ne var" diyor ve hepsi teker teker aynı ritimlerle adımlarını bana doğru atıyor. "yolunumu kaybettim güzelim? Biz sana yardımcı olalım istersen, ne dersin?"

Kısa bir sessizlik oluyor. Benden en ufak bir hareket göremeyince diğer vampirlerden biri; "ne oldu John kız dilinimi yutmuş yoksa" diyor ve geceyi bile korkutacak güçte kahkaha atıyor hepsi.

"hayır" diyorum "yolumu kaybetmedim. Bilerek buraya geldim" ..

John konuşmaya başlıyor "bakın siz şu küçük hanıma, konuşabiliyormuşta..madem bilerek buraya geldin, bizlerin kim olduğunu ve sana neler yapabileceğimizi de biliyorsundur herhalde" diyor..

"elbette biliyorum. Sizlerin ne istediğini de biliyorum ve sizin istediğiniz şeyi bende yapmak istiyorum.. Size katılmak için geldim" diyorum..

John bana iyice yaklaşıyor ve yüzündeki iğrenç sırıtma biranda yokoluyor, ciddileşiyor. "öncelikle yüzünü açta bir kim olduğunu görelim” diyor ve kapişonumu açmaya yelteniyor ve ardından karanlıklar içinde parıldayan, kan kokan Londra’yı acı dolu bir “ahh” uyandırıyor.

John bileğini tutup bir iki adım geri sendeledikten sonra “bu kadar kaba olmana gerek yok. Söyeleseydin ben kendimde açabilirdim" diyorum ve kağişonumu kaldırıp gözlerimi orada bulunan vampirlerin üstünde gezdiriyorum...

"Sende vampirsin" diyor kısa boylu olan. "Zekiymişsin,aferin..." diyorum ve bileğinden akan kanları büyük bir zevkle tekrar vücuduna çeken John'un yanına ilerliyorum.

"Şimdi anladın mı ne olduğumu,John..Bende vampirim ve sizin gibi bende Deis Lasombra'nın katledilmesini istiyorum" diyorum,sanki Lorduma büyük bir kin besliyormuş gibi, John Lordumun adını duyar duymaz başını çok hızlı bir şekilde bana doğru kaldırıyor. Az önceki gibi tekrar bana yaklaşıyor ve elini çeneme koyuyor

"Sen bizim Lasombra'yı öldürceğimizi nerden çıkartıyorsun? Hem sen kimsin? Öyle bir anda gelip bu kadar çok kargaşa çıkarttın.. Sen bize kendini tanıt ondan sonra sana şu "olay" hakkında bilgi verelim ,tabi öyle bir olay varsa" diyor diğerlerine dönüp sinsi sinsi gülerek....




-------------


hömm walla bi saattir bakıyorum bakıyorum devamını nasıl getirem diye ııg bişicik çıkmıyo :D kusura bakmayın walla ama bu devam işi bana göre değil ya ben ayrı ayrı yazam sonra 3. görev 4. görev diye buraya eklerim şimdi bunun devamı olunca iş karıştı... neyse bu böle yarıda dursun :P ben sonra bununda kalanını yazarım ama şimdilik ııh beynim durdu ... kusura bakmayın :-[ :-[
she's back!!

Çevrimdışı simosopo

  • **
  • 166
  • Rom: 0
  • anti-kayiprihtim
    • Profili Görüntüle
Ynt: Deis Lasombra'dan İkinci Görev.. (ama yarım malesef :( )
« Yanıtla #13 : 04 Temmuz 2008, 11:42:58 »
taĞam bu yarım kalsın sen başka bişeler yaz (ne kadar yüzsüzüm :P ;D) betimlemeler güzel yani. olayı gözünde canlandırabiliyo insan ;D valla bundan sonrası nasıl devam eder onu ben de bilmem ;D bi ara devam edersin :P neyse ya güzel olmuş ;D böle ilginç bişeler olsa güzel devam eder bu :) ;D