Kayıt Ol

Silent Hill

Çevrimdışı NightfaLL_NeMeSiS

  • **
  • 236
  • Rom: 1
  • Fear Itself!i
    • Profili Görüntüle
    • Claymore-tr
Silent Hill
« : 07 Temmuz 2008, 23:47:32 »


SILENT HILL 1






Harry ve kızı Cheryl, Silent Hill'e doğru ufak bir gezideydiler. Harry'nin eşi birkaç yıl önce ölmüştü, o yüzden sadece o ve kızı vardı. Dışarısı çok karanlıktı ve fırtına vardı. Motosikletli bir polis memuru yanlarından geçti. Birkaç dakika sonra, bir insan silueti Harry'nin arabasının önüne atladı ve kaza yapmasına neden oldu.



Bir süre sonra, arabanın enkazı içinde uyanır. Her nasılsa, Silent Hill'e zarar görmeden varmıştır. Ama kasabada bir şeyler ona garip gelmektedir. Kasaba, baştan başa sisle kaplanmıştır ve her tarafta yankılar duyulmaktadır. Üstüne üstlük Cheryl da kayıptır. Harry, sisin içine adım atar ve önünde koşan küçük bir kız görür. Cheryl olduğunu düşünerek takip etmeye karar verir. Ama peşinden gittiği çizginin onu cehenneme doğru götüreceği hakkında en ufak bir fikri yoktur.



SILENT HILL 2






James Sunderland, karısı garip bir hastalığa yakalanana kadar gayet normal bir hayat yaşıyordu. James'in eşi, Mary, sonunda ölene dek iki yıl boyunca hasta yatağında yattı. James ise tamamen yıkıldı. Üç yıl sonrasındaysa James, karısından, onu 'özel yerlerinde' beklediğini söyleyen bir mektup aldı; ama bu nasıl mümkün olabilirdi? Mary hala hayatta olabilir miydi?



James, 'özel yerimiz' diye tabir edilen yerin Silent Hill kasabası olduğunu biliyordu; ama bu 'özel yer' tam olarak neresiydi? Tüm kasaba onların 'özel yeriydi'. James, mektubun sadece bir şaka olduğundan korkarak; ama aynı zamanda da gerçek olduğunu umarak Silent Hill'e doğru bir yolculuğa çıkar. Ama çok acıdır ki, James'in hatırlamadığı ve asla hatırlamak istemeyeceği bir şey, onu Silent Hill isimli cehenneme çekmek üzeredir. Yaralar belki iyleşir; ama zihniniz sonsuza dek yaralı kalır...




SILENT HILL 3





"Okay, I will. I love you too, dad(Tamam, yapacağım. Ben de seni seviyorum baba)." Heather gülümser. Sadece babasıyla yaptığı o sıradan telefon görüşmelerinden biri. Sessiz ve huzurlu, tıpkı diğer günler gibi. Dünyasının bu kadar ani bir şekilde alt-üst olacağını hiç düşünmemişti...



Herhangi bir işaret vermeden, sebebi bilinmeden, bir anda gelir. Alışılmış mutluluk kaybolur. Dünya sanki bir kâbus tarafından aşındırılmışçasına şiddetle değişir, ve Heather kendini kapana kısılmış bir şekilde bulur. Mutlu kalabalığın gürültüsü kasvetli bir sessizliğe dönüşür. Duyabildiği tek şey garip yaratıkların ayak sesleridir. Neler oldu?



Bu soruyu cevaplayabilecek kimse yoktur ortada. Kimsesiz ve çılgın bir dünya içinde kapana kısılmış bir şekilde olan Heather'ın yapabileceği tek şey ordan çıkmaya çalışmaktır.


SILENT HILL 4:The Room                                                               (aha benim ilk oynadığım  :)  )







Hanry Townshend, orta büyüklükte bir kasaba olan Ashfield'te, South Ashfield Heights apartmanlarındaki 302 numaralı odaya taşınalı iki yıl olmuştur. Yeni hayatı mutlu ve eğlenceliydi.

Ama beş gün önce, tuhaf şeyler olmaya başladı. Sürekli aynı kâbusu görmeye başladı. Ve bir şey daha vardı, 302 numaralı odadan çıkamıyordu.



Diğerleri gibi değildi... Sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydi Henry; ama bu gerçek, onu kurtarmayacak ve sadece hayal bile edemeyeceğiniz korkunç bir dünyanın içinde gerçekleşen korkunç bir rituali durdurmak için değil, aynı zamanda hayatta kalmak için de mücadele etmek zorunda kalacak...



NightfaLL Yorumluyor:Bilgisayarımda 1-2 si olmasına rağmen bi türlü korkumdan oynayamadığım bi oyun.Çok güzel(sisli) atmosferine çok tatlı(!) yaratıklarıyla renk katan kalbimdeki yeri apayrı olan oyun.İlk silent Hill imi Fransada kuzenimin ps sinde ışıkları kapatıp oynadım.Çok hoş.Tatlı.O ney lan dedirtiyor insana.Korkunç.İliklerime kadar hisset(cekmişim)tim.Hissettim.Ben manyağım onlar benden manyak.Oynamicam olum.Sims oynicam.(şaka,bu yaz bitcek onlar ;D)Ama korkmaktan,merak etmekten,gerilimden ve orda ne olduğunu bilmemekten korkan herkese tavsiye edilir.


                                                                                                           Sevgiler NightfaLL S.I.D.N. Black Jr.

Çevrimdışı FaLLeN

  • **
  • 119
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Silent Hill
« Yanıtla #1 : 22 Ekim 2008, 10:59:24 »
Hayatımda bazı oyunlar vardır: Hiç oynamamışımdır ya da çok ama çok az oynamışımdır ama yine de o oyuna garip bir şekilde hayranımdır, her yerde överim, o ekran görüntüleri ya da başkası oynarkenki izlemelerim falan sayesinde beni kendisine acayip bir büyüyle bağlamıştır.

İşte bu oyunlardan biri Silent Hill'dir. Oyunu oynayamamamın iki nedeni var: Birincisi, eskiden bilgisayarın kaldırmıyordu ama artık yeni bilgisayarım kaldırabilir yani bu ilk neden ortadan kalktı diyebiliriz ama sanırım ikinci neden hiç ortadan kalkmayacak çünkü ben korku oyunlarında acayip tırsıyorum.  ;D Oynayamam yani anca izlerim.  :P

Oyunun grafiklerini, seslerini, kontrollerini, yaratıklarını, atmosferini bir kenara paçavra gibi atsan bile (ki bu tarihin en büyük haksızlığı olur ama biz yine de öyle varsayalım) sana oyunu sevdirecek bir unsur "Ahahaha hadi beni de bir kenara at bakalım," diye gülerek karşında durur: Hikayesi.

Eğer üstte yazdığım şeyleri bir kenara atmazsak: Grafikler güzeldir, sesler mükemmeldir, kontroller idare ederdir  (  :=) ) ama atmosfer de en az hikayesi kadar iyidir. Aslında kontrollerin zor olması bu oyunda iyi bir şey, yani yaratık gelirken kontroller zorlanınca insan daha da bir heyecanlanıyor, eli ayağına dolaşıyor. Gerçekten öyle bir şey yaşadığınızı düşünün, ne kontrolü kardeşim, insan ordan oraya çarpar kendini valla korkudan.  :D

Çevrimdışı Nefertari

  • ****
  • 1517
  • Rom: 6
  • Bla bla böö
    • Profili Görüntüle
Ynt: Silent Hill
« Yanıtla #2 : 22 Ekim 2008, 19:06:35 »
Bu oyunu kuzenim bana öğretmeye çlaıştı ( evet çalıştı).Ama işte insan beceriksizse oynamak mümkün olmuyor.en son sinir krizi geçiriyordu.ama süper oyun şimdi :D

Çevrimdışı Dúrgonath

  • ***
  • 680
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Silent Hill
« Yanıtla #3 : 14 Aralık 2008, 22:49:57 »
Peeh.. Hayatımın oyunlarından biri işte. Ne desem az kalır.
Sırf Akira'nın müzikleri için oynanası oyun. Buraya (bizim mahalleye) kışın çok sis çöküyo içinden şu köpekler çıkıcak gibi hissediyorum lan bazen.

Bünyesi zayıflara önerilmez.

Homecoming noldu abi?

Çevrimdışı PhoenixMan

  • ****
  • 919
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Silent Hill
« Yanıtla #4 : 15 Aralık 2008, 18:04:22 »
Ahh Can ahh... O geceyi uyutmaz kıldın bana :P Tabii bu işin şakası ama bu başlığı açan arkadaşlarda kaldım bir günlüğüne ve gece PS2 açıktı, bu arkadaş da benim orada bulunmamdan yaralanarak oyunu oynadı... Yok böyle gerilim, zombilerin nereden fırlayacağını kestirmek çok zor ve sesleri de katarsak... Korkuyorum ben sanki :P

medusa

Ynt: Silent Hill
« Yanıtla #5 : 20 Haziran 2009, 18:50:50 »
defalarca sabahlatan aynı zamanda tırstıran oyun.Yalnız oynayamaz kardeşimide uyutmazdım:D

Çevrimdışı Herr Mannelig

  • ****
  • 924
  • Rom: 17
    • Profili Görüntüle
Ynt: Silent Hill
« Yanıtla #6 : 19 Temmuz 2009, 09:41:33 »
The Room en son çıkanı olmasına karşın en kötü oyunudur. 2 yahut 3 ise en sevdiğim karar veremiyorum şu an. Adamı titrete titrete karakteri yolda ilerleten, kah yerinde sıçratan, kah altına sıçtıran, kah saç baş yolduran bir oyun. Hele bir de the room of angel diye bir şarkısı vardır 4. oyunda ağlatır adamı. Hele bir de sözleri vardır ki:

you lie silent there before me
your tears they mean nothing to me
the wind howling at the window
the love you never gave
i give to you

really don't deserve it
but now there's nothing you can do
so sleep in your only memory of me
my dearest mother

here's a lullaby to close your eyes goodbye
it was always you that i despised
i don't feel enough for you to cry, oh well
here's a lullaby to close your eyes goodbye
goodbye...
goodbye...

so insignificant sleeping dormant deep inside of me
are you hiding away lost
under the sewers, maybe flying high in the clouds
perhaps you're happy without me

so many seeds have been sown in the field
and who could sprout up so blessedly, if i had died
i would have never felt sad at all
you will not hear me say i'm sorry
where is the light, i wonder if it's weeping somewhere

here's a lullaby to close your eyes goodbye
it was always you that i despised
i don't feel enough for you to cry, oh well
here's a lullaby to close your eyes goodbye

here's a lullaby to close your eyes goodbye
it was always you that i despised
i don't feel enough for you to cry, oh well
here's a lullaby to close your eyes goodbye
goodbye...
goodbye...
Contraataques muy rabiosos, deberemos resistir; Ay Carmela!



Çevrimdışı estarriol

  • **
  • 163
  • Rom: 10
    • Profili Görüntüle
Ynt: Silent Hill
« Yanıtla #7 : 20 Temmuz 2009, 04:39:11 »
         Dede yadigari ps 1 im de 1. bölümünü oynamış olduğum oyun. Hikayesi hakkında sözler kifayetsiz kalıyor. Ki 1. bölümün başlangıç demosu ve soundtrack i de tek başına oyunu hatırlatır nitelikte.

         Şimdi dinlesem mi şarkıyı dedim ama yurdumun kapkaranlık koridorlarından geçerek az sonra yatmaya gitmesi gereken bendeniz için bu hayli yanlış bir seçim olurdu.:D

         Oyunun kendisine gelince, olayların akışında tarifi zor durgunluk zaten o puslu havayı solutmaya başlıyor size en oyunun başından itibaren. Daha da kötüsü terk edilmiş bir kasabada konuşabilen pek az insandan birkaçıyla karşılaşma özlemi :P.
         
         Zeka ve refleks gelişimi için tavsiye edebilirm.:) Ama gece dışarı çıkmayı seviyosanız uzak durun. Zira kazara lağım ya da okul bölümüne gelmeyi başarırsanız hobinizden bir süre vazgeçmeniz gerekebilir. Çözmeniz gereken bir çok şifrenin yanı sıra oyunda ruhsal durumu zorlayıcı -umarım abartmıyorumdur- bir çok kısmın bulunduğunu belirtmek isterim.
       
         Ama harbi normal deil ya. İsme bak bi kere. Belli ne olduğu adından zaten. Yasin abi niye verdin o oyunu 12 yaşındaki çocuğun eline? Oof off. Neyse güneşin doğmasına az kaldı bekliyim biraz:P.