Kayıt Ol

Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #15 : 21 Ocak 2010, 03:23:03 »
DarLy OpuS,

Kitab-ül Hiyel'i de okuyun! :D
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #16 : 21 Ocak 2010, 10:51:25 »
İhsan Oktay Anar bir filozof, öyküler anlatan filozof bir Ozan. Puslu kıtalar atlasındaki kurgusuyla hikayeciliği de ön planda. Suskulara geçersen daha sakin, fantastik bir hikaye bulacaksın, duygular çok iyi. Muhtemelen yaşayan en iyi Türk yazarlardan. Belki en iyisi.
try again fail again fail better

Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #17 : 28 Ocak 2010, 20:54:04 »
DarLy OpuS,

Kitab-ül Hiyel'i de okuyun! :D

Bence de asıl okunması gereken kitabı Kitab-ül Hiyel'dir. Eşsiz lezzette bir anlatımı var. Karakterlerin yaşamında ki her konuya inceden inceden değinmesi insanı kitabın içine gömmek için yeterli.

Çevrimdışı Elerki

  • ***
  • 441
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #18 : 28 Ocak 2010, 20:54:42 »
Canina,

Katılıyorum! ;)
Let the Dragon ride again on the winds of time.

Çevrimdışı Bardes

  • **
  • 210
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #19 : 03 Nisan 2010, 19:17:34 »
Bugün televizyonda zaplarken aniden durmama sebep olan diyalog:

Öğretmen: -İhsan Oktay Anar'ı okudun mu hiç?
Öğrenci: Hayır
Öğretmen: Puslu Kıtalar Atlası'nı mutlaka okumalısın
(Fox'ta bi diziydi)

Takdir ettim doğrusu :D

Gerek kurgu gerek anlatım olarak muhteşem. Kesinlikle okunmalı.

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #20 : 08 Ekim 2010, 12:50:34 »
Radikal Kitap'ın Mayıs 2001'de "'Puslu Kıtalar Atlası' Fransızcada" başlığı ile yayınladığı yazı:
--
   İhsan Oktay Anar, Puslu Kıtalar Atlası adlı romanını ilk kez 1995'te yayımladığında, binbir tarihin içinden yeni bir "tarih", tarihte var olmuş bir ülkenin içinden yeni bir "ülke", eski zaman insanlarının arasından yeni insanlar çıkarıyordu.

   İhsan Oktay Anar, Puslu Kıtalar Atlası adlı romanını ilk kez 1995'te yayımladığında, binbir tarihin içinden yeni bir "tarih", tarihte var olmuş bir ülkenin içinden yeni bir "ülke", eski zaman insanlarının arasından yeni insanlar çıkarıyordu. Puslu Kıtalar Atlas'ını 1996'da "eski zaman mucitlerinin inanılmaz hayat öyküleri"nden oluşan Kitabül Hiyel, 1998'de de Efrasiyab'ın Hikâyeleri izledi. Üç kitabı da (üçü de İletişim Yayınları'ndan çıktı) daha yayımlanmadan okuyan Hulki Aktunç, "Tarihsel romanlar mıdır Anar'ın yapıtları?" diye soruyor, sonra da yanıtlıyordu: "Hayır, romanlardır. Tarihsel olan'dan yeni bir roman çıkarmak, romanı da yeniden tarihselleştirmektir ama..."

   Meraklıları, Anar'ın yeni yapıtını merakla bekleyedursun, Puslu Kıtalar Atlası Fransızcaya çevrildi ve Actes Sud yayınevince yayımlandı. Actes Sud, Paris kentinde değil, Fransa'nın güneydoğusundaki Arles kentinde. Nitelikli kitaplar yayımlayan, cesur bir yayıncılık çizgisi izleyen bir yayınevi. Anar'ın, Ferda Fidan tarafından Atlas des continents brumeux adıyla Fransızcaya çevrilen romanı, Actes Sud'ün, editörlüğünü Levent Yılmaz'ın üstlendiği Türk Edebiyatı dizisinde yer alıyor.

   Actes Sud'ün bulunduğu Arles kenti, 1888-1889 yıllarında ressam Vincent van Gogh'un da yaşadığı bir ırmak limanı. Ama belki daha da önemlisi, eski kesimi, Romalılardan kalma surlarla çevrili bir tarih kenti. Actes Sud yayınevinin, Puslu Kıtalar Atlası'na bu yönden de denk düştüğü düşünülebilir.

   Puslu Kıtalar Atlas'ının Fransızca basımının arka kapağındaki açıklamalar, Anar'ın anlatısının özünü yakalamış: "17. yüzyılda Konstantiniye'de yaşayan, düşgücü zengin bir ihtiyar, kendini kuşatan dünyayı düşler. Kendi iç dünyasına doğru yolculuklara çıkan bu haritacı, düşlerinde gerçekliği arar ve düşlerinden devşirdiklerini Puslu Kıtalar Atlası adlı bir kitaba döker ve kitabını, savaşa gitmek üzere olan oğluna emanet eder. İhtiyarın oğlu, tuhaf bir siyah sikke bulduktan sonra inanılmaz bir serüvene sürüklenecek ve sonunda Puslu Kıtalar Atlası'nı okumaya başladığında, başından geçenlerin tümünün bu kitapta anlatılmış olduğunu görecektir..."

   Demek, Puslu Kıtalar Atlası'nın konusu, tarih değil, Puslu Kıtalar Atlası'nın kendisidir. Başka bir deyişle, Anar'ın kitabının konusu, kitabın ta kendisidir. Hulki Aktunç'un da dediği gibi, Anar'ın romanı, tarihte geçmesine karşın, bildik tarihsel romanlardan ayrılmakta, kendi izini süren anlatının izini sürmektedir.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Meczup

  • *
  • 44
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #21 : 04 Mayıs 2011, 18:32:57 »
Türk edebiyatında elimden geldiğince farklı yazarları okumaya çabaladım,gayret ettim bunu bizim edebiyatımızda da cevherler olduğunu keşfedebilme ve bunu bir şekilde insanlara anlatabilme amacı ile yaptım,çünkü bizim insanımızın ve özellikle de bir edebi çizgi içinde kendine yer bulmaya çalışan arkadaşlarımın gözünde edebiyatımızın pek de önemli bir yeri kalmamıştı.Ama itiraf etmek gerekirse "Puslu Kıtalar Atlası"nı okuyana dek okuduğum yazarlar da kendime göre olağan bir hal yakalayamadım iyi ama "muhteşem" diyebileceğim bir esere rastlayamadım.(Tabi çocukken okuduğum Gülten Dayıoğlu kitapları hariç. :))Şinasi den başladım Elif Şafak'a kadar tarihsel bir sıralamayla içinde "bilindik" yazarlarımızın kitaplarını okudum.Ve Türk edebiyatı denilince dilimin ucuna ilk gelen kitap olan "Puslu Kıtalar Atlası" ve değerli yazarı "İhsan Oktay Anar"ı keşfettim.Hiç rastlamadığım bir özgünlük,yaratıcılık,gizem ve şaşırtıcılık,tarihte geçen bir yaşamı "düş ve felsefe" argümanları içinde,dönemin havasını harika yansıtan orantılı bir dil kullanımı beni adeta cezbetmişti...

For Ever İhsan Oktay Anar...

Çevrimdışı azizhayri

  • ***
  • 581
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #22 : 27 Mayıs 2011, 17:16:48 »
Tamam okuma listeme aldım... Tanıtanların eline sağlık
"İnsanlığın en büyük trajedilerinden biri ahlakın din tarafından ele geçirilmesidir." Sir Arthur Charles Clark

Çevrimdışı dekadans

  • **
  • 261
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #23 : 14 Ağustos 2011, 11:07:56 »
Okuduğum en iyi romanlardan biridir. İhsan Oktay Anar'ın tarihte geriye dönüp, yaşanmış bir dönemin içine fantastik bir hikaye kurgulamasını takip etmek inanılmaz keyif veriyor insana. Müthiş bir dil ve akıcı bir hikaye ile Türkiye'den son yıllarda çıkmış en iyi eser Puslu Kıtalar Atlası.

Yazarın bence bir diğer çok iyi romanı da Amat'tır.
Zaman Çarkı döner, Çağlar gelir ve geçer, efsaneleşen anılar bırakır. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran çağ yeniden geldiğinde mitler bile unutulur. Bir Çağ’da, kimilerine göre Üçüncü Çağ’da, henüz gelmemiş, çoktan geçip gitmiş bir Çağ’da, Puslu Dağlar’da bir rüzgar yükseldi. Rüzgar başlangıç değildi. Zaman Çarkı dönerken ne başlangıçlar, ne de bitişler vardır…

Çevrimdışı

  • *
  • 11
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #24 : 07 Kasım 2012, 19:26:23 »
Arap İhsan'ın Galata'ya ayak bastığı anda başlayan hikayenin içine girip, bir fıçı içerisinde tüm dünyayı gezen Uzun İhsan Efendi gibi hikayeler arasında savrulup duruyorsunuz kitap boyunca ama bu savrulup durmayı yanlış anlamayın her hikayeyi özümsüyor, her karakteri iyice tanıyorsunuz ve bu muhteşem macera karşısında yalnızca şaşırıyorsunuz. Okuyun okutun sadece bunu değil Uzun İhsan Efendi'nin bütün kitaplarını okuyun okutun pişman olmayacaksınız.
"Ustaların kılınç yapmak için saatlerce ve günlerce dövdükleri demir neden serttir, bilir misin? O, insanoğluna hemen boyun eğmez, çünkü onların, kendisiyle işleyecekleri suçları bilir. Bu yüzden de ortak olacağı günahların bedelini ateşte dövülürken peşinen öder. Zalimlerin kolları kendi erişilmez isteklerine göre çok kısadır.Tutkularının büyüklüğü onları böylece sakat kıldığından, bizim kılınç dediğimiz koltuk değneğini kullanırlar. İcad ettiğin silah işte onların tutkularını büyütecek ve zulümlerini arttıracak. Sen onların kollarını uzattın. Oysa kılınçlar yeterince uzun değil miydi?" İhsan Oktay Anar- Kitab-ül Hiyel'den

Çevrimdışı Buzmavisi

  • **
  • 136
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #25 : 24 Kasım 2012, 10:35:24 »
Ben valla 6 kitabı da aldım. Puslu Kıtalar Atlası'nı okudum. Çok beğendim de sürekli sözlüğe bakmak zorunda kaldım. İnsan dipnot yazar ya ayıptır :) Sözlüğe bakmaktan kitabı okuyamadım neredeyse :)

Açıkçası kitabın kurgusu güzel olsa da bir gediğe rast geldim: Şimdi Uzun İhsan Efendi'nin oğlu bir lağımcı olarak bir orduyla birlikte kaleyi kuşatmaya gidiyor ve orada kaleden Zülfiyar adlı bir casusu kurtarıyorlar. Zülfiyar yakalanacaklarını sandığı için madeni bir parayı çocuğa veriyor, bunun çok önemli olduğunu ve mutlaka birilerine ulaştırması gerektiğini söylüyor. Neyse çocuk parayla kaçarken bir düşmanın saldırısına uğruyor ve savaşırken yüzü çok kötü yaralanıyor ve tanınmayacak hale geliyor. Neyse Osmanlılar bunu bulup iyileştirmeye çabalıyorlar falan. Çocuk da bir süre sonra uyanıyor ve kendisini aradıklarını görüyor, Zülfiyar onlara madeni parayı kime verdiğini tarif etmiş falan. Hatta çocuğun eşkalini de vermiş, her yerde onu arıyorlar. Üstelik çocuğu suçlu olarak göstermişler, parayı alıp kaçtı hain falan. Çocuğun da yüzü tanınmayacak halde olduğu için parayı alanın bu çocuk olduğunu anlayamıyorlar.

Neyse uzun uzun yazdım da, burada çok saçma bir şey var: Çocuk, "Para işte bende," demiyor. Onun suçlu ve hain olduğunu sanmalarına izin veriyor, nedensiz yere. Sonuçta yaralandığı belli, bir yere kaçmamış, kim ona kızacaktı ki söylese? Üstelik bu yüzden babası İhsan Efendi'nin başına bir sürü iş geliyor. Yeniçeriler adamın gözlerini oyuyorlar, burnunu kesiyorlar vs... vs...

Ayrıca kitabı bitirdim ama bu madeni paranın ne işe yaradığını da bir türlü öğrenemedim.
Yepyeni bir fantastik serüvene hazır mısınız?
Anatolya Efsaneleri İlk iki bölüm pdf:http://www.mediafire.com/?uadhvz1vcgmqkct

Yeni Töre'nin ikinci yasası:
Umutlar, inançlar ve dilekler içlerinde bir parça mantık barındırmıyorlarsa hayatları kolayca mahveden boş yalanlara dönüşürler.

Çevrimdışı Ryld Argith

  • ****
  • 879
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #26 : 24 Kasım 2012, 10:43:00 »
Madeni Para bir mesaj niteliği taşıyor olabilir. Çoğu fantastik eserde casuslar mesajı eşyalarla yollar mesela ok gönderirse bizden güçsüz saldırın, para gönderirse istediğiniz bilgileri aldım en kısa sürede geleceğim gibi bir şey olabilir.
"Ben neysem oyum Regene. Sen nasıl ışığın bir parçasıysan, ben de karanlığın bir parçasıyım. Bence biri diğerinden daha iyi veya daha kötü değil"
Kara Dalamar

Çevrimdışı Buzmavisi

  • **
  • 136
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #27 : 24 Kasım 2012, 11:33:45 »
Hayır, o zaman niye Zülfiyar arasın bunu? Gidip kendisi söyleyebilir, işte iş başarıyla tamamlandı falan. Zaten kitabın ilerisinde de patronunun yanında görüyoruz Zülfiyar’ı. Öyle bir şey bile olsa bunu belirtmesi gerekirdi yazarın. Okuyucu nereden bilsin nedir ne değildir. Bir de ölümüne koruyor madeni parayı adam. Sadece mesaj vermek için olamaz. Kurguda atlanmış bir şey sanki. Bilen var mı? ben mi okurken atladım bunları?
Yepyeni bir fantastik serüvene hazır mısınız?
Anatolya Efsaneleri İlk iki bölüm pdf:http://www.mediafire.com/?uadhvz1vcgmqkct

Yeni Töre'nin ikinci yasası:
Umutlar, inançlar ve dilekler içlerinde bir parça mantık barındırmıyorlarsa hayatları kolayca mahveden boş yalanlara dönüşürler.

Çevrimdışı burak44

  • *
  • 1
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar
« Yanıtla #28 : 16 Şubat 2014, 18:59:16 »
Yazarın okuduğum dördüncü kitabı o yüzden yabancı kelimelerine ve kurgu tarzına alışıktım ve bu kitabı okurkende çok zorlanmadım çünkü ihsan oktay anar yine dili muhteşem kullanmış yine harika bir eser ortaya koymuş. Ama herkesin aksine ben amatı daha çok beğendim daha çok etkisinde kaldım daha çok gerildim daha çok güldüm amatı puslu kıtalar atlasının yarım adımda olsa önünde görüyorum :) Fakat baştada dediğim gibi puslu kıtalar atlası bambaşka bir eserdi amatı önde görüyorum diyerek kesinlikle küçümsemeye çalışmadım :) Velhasıl herkese tavsiye olunur...

Puslu Kıtalar Atlası
« Yanıtla #29 : 13 Mayıs 2014, 18:04:19 »
Herkese merhabalar arkadaşlar.Konuyu nereye açacağımı bilemediğim için buraya yazdım. Yanlışsa kusura bakmayın. İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlas'ını okuyup makale yazmam gerekiyor.Konu hikâyeyi okuduktan sonra hikâyeyle ilgili  ortaya bir tez atıp bu tezi hikâyeden de alıntılarla desteklemem gerekiyor. En az 4 sayfa olması gerekiyor. Sizce nasıl bir tez oluşturmalıyım ve bu tezi nasıl savunmalıyım. Yardımlarınızı bekliyorum. Şimdiden herkese teşekkür ederim. İyi günler dilerim.