Kayıt Ol

Seri Katiller | Bölüm 4 | Ölümün Dört Hali

Çevrimdışı Loren_Summers

  • **
  • 156
  • Rom: 3
  • Sütlü Kahve...
    • Profili Görüntüle
    • Ejderha Yurdu
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 1 | Ruh Avcısı
« Yanıtla #15 : 16 Aralık 2008, 22:33:14 »
Çok teşekkür ederim. =) Aslında hikayenin diğer bölümleri hazır (son bölüm hariç) Ama bir anda vererek hepsi tamamen tüketilsin istemiyorum. Biraz daha zamana yayarak olsun istedim. Hikaye zaten çok uzun olmayacak ama daha sonrası için ufak bir sürprizim var diyebilirim.
Hayaller ve Kabuslar
"Kırmızı gözleri hem korkutucu, hem de büyüleyiciydi..."

Çevrimdışı darkguardian

  • **
  • 183
  • Rom: 6
  • tırı vırı yapmaya gerek yok dimi
    • Profili Görüntüle
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 1 | Ruh Avcısı
« Yanıtla #16 : 16 Aralık 2008, 22:58:37 »
işte bu açgözlü okura daha çok kana sussatma tatiği. senin fanını kurmak lazım :D
вєLuм ηaм aямσηтh, ηaм aямσηтh ωićтσяia
σηє daяк aFтєяησσηLiкє a Shadσw i FLєwтhяσuqh тhє яaiη тhaт FєLL Sićк wiтh Laмєηт
тσ тhiS hσuSє σF iηćєSт
Fσя whєη wє uηdяєSSєd вLaSphємiєS aqaiηSт ωєηuS wєяє яєηт тhσuqh a SiSтєя яємσωєd hєя whiтє вσdγ appяσωєd
тhє paяadє σF мγ hєaωєηLγ quєSтSγєт, aLL тσηquєS aяє ησт тяuє Sσмє aяє Fσякєd σя aSкєw Liкє aη uηćiωiL Sєяpєηт'S aт вєSт Fσя σuSтєd Fяσм єdєη i FauSтєd aLL яєaSση hσσк iη мσuтh Liкє Saiηт pєтєя paη тσ hauηт Faiяγ qяσωєS
aηd hσт ωiяqiη ćσωєS whєяє iη тhє pяσмiSćuσuS Swaм
i єLєćтєd LσωєяS aηd яєjєćтєd σтhєяS мaтhiSтяiSSєS тhaт dση'т qiωє a daмη

вuт Fσя тhσSє тhaт SтiLL dσ
мγ dєєp iηтєяєSт qяєw
тhє яiSє σF тhє тяuє pєηтaqяaм!

Blackthron Society

Çevrimdışı

  • gulyabani
  • **
  • 115
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 1 | Ruh Avcısı
« Yanıtla #17 : 16 Aralık 2008, 23:02:13 »

Düzeltme:
@ Boleyn Kızı;

Nasıl rahat ediyorsan =) İster Ninsu de ister Loren de benim için fark etmez. =)

ehuhe ben özge bu arada :P
^^ Happy New Year..! ^^


Çevrimdışı Loren_Summers

  • **
  • 156
  • Rom: 3
  • Sütlü Kahve...
    • Profili Görüntüle
    • Ejderha Yurdu
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 1 | Ruh Avcısı
« Yanıtla #18 : 16 Aralık 2008, 23:17:03 »
Biliyorum Özgecim =)


Haha kana susatma falan yok :D ileriki bölümlerde panik yapmayın diye yapıyorum bunları, son bölüm gelince söyleyeceğim zaten sürprizimi. :D
Hayaller ve Kabuslar
"Kırmızı gözleri hem korkutucu, hem de büyüleyiciydi..."

Çevrimdışı Loren_Summers

  • **
  • 156
  • Rom: 3
  • Sütlü Kahve...
    • Profili Görüntüle
    • Ejderha Yurdu
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 2 | Zamanda Yolculuk
« Yanıtla #19 : 18 Aralık 2008, 23:12:04 »
Bölüm 2
Zamanda Yolculuk

Molly Walker her zaman işleriyle büyük övgüler almış, görülmeyeni görmüş, çözülemeyeni çözmüş biri olarak tanınırdı. Bu nedenle onu bu dava için görevlendirmişlerdi ama o şu anda gördüğü şey karşısında kendi kendini hayal kırıklığına uğratmıştı. Atladığı küçük bir detay pek çok insanın canına mal olmuştu ve belki de olmaya devam ediyordu. Sandalyede ellerini sıkarak yumruk yaptı, sarı saçları yüzünün önüne gelmiş, kısmen, kızgın bakışlarını örtüyordu;
“Sen!”
Karşısındaki kadın zarif bir gülümsemeyle cevap verdi.
“Evet ben, beşinci suçlu, Ruh Avcısı, ya da sizin tanıdığınız şekilde Doktor Mary Ann Coleman”
Dedektif Walker başını hafifçe geri itti ve saçlarının yüzünden çekilmesini sağladı;
“Nasıl, nasıl anlayamadım… O sulu gözlü salak numarası yapan doktor, “Kimin yaraladığını görmedim, arkadan gizlice yaklaşıp kafama vurdular” diye ağlayan doktor meğersem bir katil olmuş!”
Molly karşısındaki kadının gerildiğini ama bir yandan da bu konuşmadan eğlendiğini hissetti;
“Yerinde olsam sözlerime dikkat ederdim Walker” dedi gülümseyerek “Bunu anlayamamış olman benim hatam değil biliyorsun. Hem sana üç ay süre tanımama rağmen birimizi bile yakalayamadın, sen ve ahmak çalışanların hiçbir şey bulamadılar”
Molly şimdi sinirlendiğini hissediyordu;
“Bana verdiğin süre mi?” dedi ve zoraki bir şekilde güldü “Ne süresinden bahsediyorsun?”
Ruh Avcısı Molly’i şöyle bir süzdü;
“Ah hayır! Yok, yok olamaz… Koskoca Dedektif Walker bunu anlamamış olamaz…”
Ruh Avcısı’nın alaycı ses tonu Molly’i sinirlendiriyordu, kontrolünü kaybetmek üzereydi, kafasını bir kez daha geri itti;
“Sen neden bahsediyorsun?!”
Ruh Avcısı güldü, şimdi işler istediği gibi gidiyordu.
“Hadi ama Molly! Sence bir planımız yok mu? Öylesine mi öldürüyoruz? Boşuna mı kurdum bu ekibi?”
Molly’nin gözleri dehşetle açıldı, Ruh Avcısı ekibe sonradan katılmış bir acemi değildi. Ekip kendisiydi ve anlaşıldığı üzere her şey istedikleri gibi gidiyordu. Molly’nin kulaklarında ofisteki sözleri çınladı;
“Eğer onları yakalayamazsak bizi ne bekliyor biliyor musunuz? Koca bir kaos!!”
Bakışlarını Ruh Avcısına çevirdi ve sanki kendi kendine konuşuyormuş gibi kısık bir sesle “Kaos” dedi.
Ruh Avcısı kadına taktir dolu bir bakışla baktı;
“Biraz geç oldu ama tam üstüne bastın güzelim”
“Ama neden?!”
Ruh Avcısı bir sandalye çekti ve tam Molly’nin karşısına oturdu. Cebinden bir sigara ve çakmak çıkardı. Sigarayı yavaşça dudaklarına yerleştirdi ve yakarken cevap verdi;
“Bu sorunu cevaplamak için sanırım hikayenin en başına girmemiz gerek, benden başlayalım. Sırayla sana her şeyi anlatayım, ne dersin?”
Sigarasını yaktı ve derin bir nefes çekti. Molly cevap vermedi, her şeyi bilmek işine gelirdi, ayrıca ona düşünmek için de zaman kalırdı. Ruh Avcısı arkasına yaslandı ve bacak bacak üstüne attı.
“Bir zaman yolculuğu yapalım mı? Mesela 21 yıl öncesine gidelim. 17 yaşıma ve ilk cinayetime?”
Sigarasından derin bir nefes çekti ve anlatmaya başladı.
“Kızgın bir gençlik dönemi geçirdiğimi söyleyebilirim. Çeşitli nedenlerden ötürü ailemden uzakta, büyükannemle yaşıyordum. Başlarda her şey iyiydi aslında ama sonradan bir şey fark ettim. İnsanlar beni rahatsız ediyordu. Her hareketleri, her sözleri, hepsi yanlıştı ve sonra neyi fark ettim biliyor musun? İnsanlar yaşamayı hak etmiyordu Molly. Bu dünya onlara fazlaydı. Bu düşünceyle beraber içimde insanlara karşı bitmek tükenmek bilmeyen bir öfke büyümeye başladı ve ben bunu durduramıyordum. Aslında durdurmakta istemiyordum, bunu söylemek korkutucu ama bu hoşuma gidiyordu. Zavallı büyükannem içimde merhamet oluşsun diye gönüllü hemşirelik yapmamı istediğinde içimdeki bu öfkenin büyüklüğünün farkında değildi. Önce karşıma çıkan bu fırsatı fark edemedim ama çok geçmeden anlayacaktım”

21 yıl önce

Kingdom Hastanesi her zamanki gibi yoğun günlerinden birini yaşıyordu. Mevcut çalışanı yavaş yavaş az gelen hastane yeni bir uygulama başlatmaya karar vermişti. Hızlı kurslarla gönüllü hemşireler yetiştireceklerdi. Hızla kentin her yanına küçük el ilanları asıp gönüllü hemşirelerini aramaya başladılar. Başvurularla ilgilenme görevini Başhekim Deke bizzat üstlendi.

Başvuruların biteceği son gün Baş Hekim Deke masasında oturmuş sıkıntıyla kalemiyle oyamaya başlamıştı. Gözleri ara ara saatine gidiyordu. Bugün sabahtan beri kimse gelmemişti. Sıkıntıyla ayağa kalktı ve bir mola vermeye karar verdi. Tam odadan çıkmaya hazırlanmıştı ki kapı çaldı. Yavaşça yerine oturdu ve
“Girin” dedi.
Kapı açılmak istemiyormuş gibi kendini zorladı ama kapının arkasındaki kişi sabırla ve biraz daha fazla güç kullanarak kapıyı açtı ve içeri yaşlı bir hanımla genç bir kız girdi. İkisi de doktorun masasına yaklaşıp masanın önündeki koltuklara oturdular. Yaşlı hanım oturur oturmaz konuşmaya başladı;
“İyi günler doktor bey, biz gönüllü hemşirelik için gelmiştik”
Doktor Deke şüpheyle yaşlı hanımı süzdü ve
“İkinizde mi?” dedi.
Yaşlı kadın güldü, kuru ve neşesiz bir gülüşü vardı;
“Ah hayır! Kendime yardım etmekte zorlanırken başkalarına yardım etmek? Biraz zor gibi. Ben torunum için geldim. Onun gönüllü hemşire olmasını ve yaşamla ölüm arasındaki çizgiyi daha iyi kavramasını istiyorum”
Doktor Deke yavaşça başını kıza çevirdi. Kahverengi dalgalı saçları ve koyu yeşil gözleriyle oldukça güzel bir kızdı ama bakışlarında bir terslik vardı. Doktor ürperdiğini hissetti.
“Adın ne küçük kız?”
“Mary Ann Coleman efendim”

“Doktor bana şöyle bir baktı. Kurslara alıp almama konusunda kararsızdı. Gözlerimde bir istek görememişti ama onun yerine ismini koyamadığı bir şeyler hissetti benimle ilgili. Ne diyebilirim ki? Onu bunun için suçlayamam değil mi?” Kısa bir kahkaha attı ve devam etti; “Daha sonra bu önyargısından sıyrılarak beni kabul etti. İşte bu doktorun hayatının hatası olmuştu ama o bunun farkında değildi ve asla da farkında olamayacaktı. Bir hafta sonra kurslar başladı. Çok temel şeyleri öğrettikleri kurslarda ilk yardım dersleri aldım, iğne nasıl vurulur onu öğrendim, ilaçlarla ilgili bilgiler edindim. Kendimi herkese sevdirmeye çalışıp insanların güvenini kazandım. Bir buçuk ayın sonunda o kadar çok çalışmıştım ki beni erken mezun edip hemen hastanede çalışmaya başlamamı istediler. Severek kabul ettim ve herkesin sevdiği, işini severek yapan bir gönüllü hemşire olarak işe başladım”

“Mary buraya gelebilir misin?”
Doktor Deke Mary ilk hastasına gitmeden onunla konuşmak istiyordu, bu sebeple onu yanına çağırdı. Genç kız ürkek bakışlarla doktorun yanına gitti. Adamın yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
“Biliyor musun Mary, ilk gün buraya geldiğinde seni programa dahil edip etmemeyi çok düşündüm ama sen tüm ön yargımı yıktın ve beni iyi, yardım sever biri olduğuna ikna ettin”
Mary Ann ister istemez güldü ama bu sözler onu etkilediği için değil, onları komik bulduğu için güldü. Aynı anda bu kadar insanın böyle şapşal oluşuna inanamıyordu ama mütevazi duruşundan taviz vermeyerek yüzüne utangaç bir bakış yerleştirdi ve teşekkür ederek oradan uzaklaştı. Gün geçtikçe içinde artan öfke devam ediyordu. Bitmek tükenmek bilmeyen nefreti onu tüketmeye başlamıştı. Bir şeyler yapmalıydı artık yoksa asla rahatlayamayacaktı. O da yapabileceği en iyi şeyi yaptı, küçük bir plan.

Ruh Avcısı sigarasından derin bir nefes daha çekti. Rahat bir şekilde anlatmaya devam ediyordu.
“Neden olmasın dedim Molly, anlıyor musun? Elimde insanlardan kurtulmak için bir fırsat vardı, başından beri bunu düşünüyordum zaten neden olmasındı ki? Ve ben de ilk kurbanımı seçtim. Bir hafta önce hastaneye yatan kimsesiz bir adam. Düşünsene kimsenin ona ihtiyacı yoktu, dünyanında ona ihtiyacı yoktu. Hem zaten ben kararımı çoktan vermiştim”


Mary Ann kafasında küçük bir plan yaptı, hastane odalarında kamera yoktu ve adama düzenli olarak her gün ilaç vuruyordu. Her zamanki ilacı vurmak yerine ona kalbinin hızını olağan hızının üç-dört katına çıkartacak olan bir ilaç enjekte etmeye karar verdi. Bir anda kalp krizi geçirecekti ve hiçbir yakını olmadığı için kimse sorgulamayacaktı. Mary Ann enjektöre ilacı dikkatli bir şekilde doldurdu ve her gün yaptığı gibi neşeli bir tavırla adamın odasına girdi. Adam kurumuş boğazıyla, her zamanki hoşnutsuz ses tonuyla konuşmaya başladı;
“Yine mi sen! Bıktım senden! Şu kahrolası ilaçları vermekten ne zaman vazgeçeceksiniz?! O aptal doktor sürekli iyileştiğimi söylüyor ama ilaç vurmaya devam ediyorsunuz. Resmen benden para sızdırıyorsunuz!!!”
Mary Ann nefret dolu bakışlarını gizleyerek gülümsedi;
“Merak etmeyin Bay Roper yakında bu ilaçlardan sonsuza dek kurtulacaksınız”
Ellerinin titrediğini hissetti, bakışlarıyla odayı bir kez daha taradı ve kameraların olmadığından kesinlikle emin olunca adama yaklaştı. Sıkıca tutup iğneyi adama vurdu. İlk başta ne olduğunu anlamayan adamın bir anda gözleri büyüdü, sanki yuvalarından fırlayacaklardı. İstemsiz olarak sarsılmaya ve titremeye başladı. Mary Ann koşarak odadan çıktı ve doktorları çağırdı. Hastanın doktoru ve genç asistanı koşarak odaya geldi ama artık çok geçti. Doktor ölüm saatini ve nedenini söyledi;
“Ölüm saati 18:37, ölüm nedeni kalp krizi”
Bir süre sustu ve ekledi;
“İşte bunu beklemiyordum”

“Odadan koşarak uzaklaştım ve boş bir odaya girdim. Bedenim deli gibi titriyordu. Bir anlık bir duraksamadan sonra gülmeye başladım. Tanrım sanki çatlayıncaya kadar gülecektim. Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim ama her şey planladığım gibi olmuştu. Hastanın bir yakını olmadığı için olay neredeyse hiç kurcalanmadı, çabucak kapandı. Araya ufak haftalar sokarak aynı olaya, farklı, anlaşılmayacak ilaçlarla devam ettim. Artık öldürmek benim için bağımlılık olmuştu. Bilirsin dedektif, bir kez öldürmeye başladın mı, gücün tadına bir kez baktın mı bırakmak kolay olmuyor. Ama bir gün oradan ayrılmam gerektiğini biliyordum. Biri mutlaka fark edecekti ki öylede oldu”

Uzun aralıklarla öldürdüğü beş kişiden sonra Mary Ann kendine yeni bir kurban seçmişti. 30’lu yaşlarda bir kadın trafik kazası sebebiyle 10 gündür hastanedeydi ve hafızasını kaybetmişti. Bu süre zarfında hiçbir arayanı olmamıştı. Uygun aday gibi görünüyordu. Mary Ann kadını kontrol için odaya girdi;
“İyi günler, bugün nasılsınız?”
Kadın gülümsedi;
“Daha iyiyim canım. Yaralarım neredeyse iyileşti”
Mary Ann gülümsedi;
“Ah çok sevindim! Doktor Deke size bir ilaç gönderdi bugün. Sanırım sırt ağrısı çekiyormuşsunuz?”
“Ah evet!” dedi kadın “Çok önemli değildi aslında ama…”
“Olsun, lütfen alın”
Mary Ann tam kadına yönelmişti ki içeriye asistanlardan biri girdi. Yüzünde zafer dolu bir ifade vardı.
“Benimle gelir misiniz küçük hanım. İlacı daha sonra verirsiniz”
Mary Ann bir an bir buz kütlesinin tüm bedenini kapladığını hissetti. Yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirerek;
“Tabii Max” dedi
İki genç yavaşça odadan çıktılar. Genç adam kızın kolundan tutarak hızlı adımlarla onu boş bir odaya soktu. Yüzündeki gülümseme sürekli büyüyordu sanki. Kızı biraz süzdükten sonra konuştu;
“Ne yaptığını biliyorum seni küçük ölüm meleği”

Mary Ann tüm soğukkanlılığını bir an için kaybetti. Yolun sonuna gelmişti. Bataklığa saplanmıştı ve hızla batıyordu. Yumruklarını sıktı, beyni deli gibi çalışıyordu. Bu kahrolası bataklıktan kurtulmanın bir yolu olmalıydı.
Hayaller ve Kabuslar
"Kırmızı gözleri hem korkutucu, hem de büyüleyiciydi..."

Çevrimdışı Nihbrin

  • ****
  • 1243
  • Rom: 43
  • [Infornography]
    • Profili Görüntüle
    • nihbr.in
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 2 | Zamanda Yolculuk
« Yanıtla #20 : 18 Aralık 2008, 23:51:48 »
Katil hikayelerinde sığlığı ve insanların en temel güdülerinin su yüzüne şairane çıkışını severim ben. Kendini psikoloğa döker gibi geçmişini anlatması hoşuma gitmedi, geçmişe keşke daha farklı değinseydin ama sanırım komiser ile ilgili planların vardı. Bunun dışında bence güzel gidiyor. Max'ın tavrı bana bir başka ölüm meleği gibi geldi  :melk

Çevrimdışı Loren_Summers

  • **
  • 156
  • Rom: 3
  • Sütlü Kahve...
    • Profili Görüntüle
    • Ejderha Yurdu
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 2 | Zamanda Yolculuk
« Yanıtla #21 : 18 Aralık 2008, 23:56:34 »
Yorumun için teşekkür ederim. =) Evet bu sorunun cevabını daha sonra verirsem daha iyi olacak sanırım :D "planım" var çünkü dediğin gibi =). Ben de geçmişe nasıl dönmem gerektiği konusunda çok düşündüm ama sonra bunda karar kıldım. Bir kaç bölüm sonra zaten nedeni anlaşılacak. =) Umarım o neden yeterince tatmin edici olur. =)
Hayaller ve Kabuslar
"Kırmızı gözleri hem korkutucu, hem de büyüleyiciydi..."

Çevrimdışı darkguardian

  • **
  • 183
  • Rom: 6
  • tırı vırı yapmaya gerek yok dimi
    • Profili Görüntüle
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 2 | Zamanda Yolculuk
« Yanıtla #22 : 19 Aralık 2008, 12:56:59 »
yoruma gerek yok yorumumu biliyosundur zaten :D direk soruma geçeyim bidahaki nezamana :D
вєLuм ηaм aямσηтh, ηaм aямσηтh ωićтσяia
σηє daяк aFтєяησσηLiкє a Shadσw i FLєwтhяσuqh тhє яaiη тhaт FєLL Sićк wiтh Laмєηт
тσ тhiS hσuSє σF iηćєSт
Fσя whєη wє uηdяєSSєd вLaSphємiєS aqaiηSт ωєηuS wєяє яєηт тhσuqh a SiSтєя яємσωєd hєя whiтє вσdγ appяσωєd
тhє paяadє σF мγ hєaωєηLγ quєSтSγєт, aLL тσηquєS aяє ησт тяuє Sσмє aяє Fσякєd σя aSкєw Liкє aη uηćiωiL Sєяpєηт'S aт вєSт Fσя σuSтєd Fяσм єdєη i FauSтєd aLL яєaSση hσσк iη мσuтh Liкє Saiηт pєтєя paη тσ hauηт Faiяγ qяσωєS
aηd hσт ωiяqiη ćσωєS whєяє iη тhє pяσмiSćuσuS Swaм
i єLєćтєd LσωєяS aηd яєjєćтєd σтhєяS мaтhiSтяiSSєS тhaт dση'т qiωє a daмη

вuт Fσя тhσSє тhaт SтiLL dσ
мγ dєєp iηтєяєSт qяєw
тhє яiSє σF тhє тяuє pєηтaqяaм!

Blackthron Society

Çevrimdışı Lucilla Clarté

  • ****
  • 935
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 2 | Zamanda Yolculuk
« Yanıtla #23 : 19 Aralık 2008, 20:02:40 »
Nihbrin'e katılıyorum; o genç adamcağızda bişe var sanki, hayırlısı artık. =P

'Bekliyoruz Ninsu merakla, bırakma bizi böyle merakta.' diye kendiliğinden oluşmuş kafiyeli bi sözle konuşmamı da bitiriyorum. =P

Çevrimdışı Loren_Summers

  • **
  • 156
  • Rom: 3
  • Sütlü Kahve...
    • Profili Görüntüle
    • Ejderha Yurdu
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 2 | Zamanda Yolculuk
« Yanıtla #24 : 19 Aralık 2008, 20:10:39 »
Haha teşekkürler =) Bakalım yeni bölüm için illa kesin bir tarih istiyorsanız, hımmm pazar günü koyabilirim. =)
Hayaller ve Kabuslar
"Kırmızı gözleri hem korkutucu, hem de büyüleyiciydi..."

Çevrimdışı Loren_Summers

  • **
  • 156
  • Rom: 3
  • Sütlü Kahve...
    • Profili Görüntüle
    • Ejderha Yurdu
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 3 | Ölüm Meleği
« Yanıtla #25 : 22 Aralık 2008, 23:24:32 »
Bölüm 3
Ölüm Meleği

Ruh Avcısı bitirdiği sigarasını parlak parke zeminin üzerine attı ve siyah ayakkabısıyla zarif bir hareketle söndürdü. Gözlerini yeniden dedektife çevirdi, kadın soluğu kesilmiş bir şekilde onu dinliyordu. Ruh Avcısı bu ilgiden memnun bir şekilde arkasına yaslandı.
“Daha yirmilerime gelmemiştim ve soğukkanlı bir şekilde beş kişi öldürmüştüm. Sanırım normal bir insanı etkilerdi bu olay, beni de etkiledi ama herkesi etkilediği şekilde değil. İçimi saf bir heyecan kaplamıştı, iyi bir şey yaptığımı hissediyordum. İnsanlar nankördü, hak etmedikleri bir hayatı sürmelerine izin veremezdim. Ama ne diyebilirim ki gençtim ve açık vermiştim. O aptal asistan küçücük beyniyle ne yaptığımı fark etmişti”


Mary Ann bir anda donup kalmıştı, hızla çalıştırdığı beyni yolun sonuna geldiğine dair sinir bozucu sinyaller veriyordu. Bir anda durdu ve küçük bir kahkaha patlattı;
“Neden bahsettiğini anlamıyorum Max”
Max hızla kızın çenesini tutarak onu duvara yapıştırdı.
“Kimse anlamaz sandın değil mi? İki yılda gerçekleşen ani beş ölümünde sorumlusun sensin, bunu anlamayacağımı mı sandın!”
Kıza biraz daha yaklaştı, şimdi çenesini daha sıkı tutuyordu;
“Daha ilk seferinde anlamıştım. Kalp krizi geçiren adam, hatırladın mı? Odadan çıkarken yeşil gözlerin pırıl pırıldı”
Mary Ann korkuyla açılmış yeşil gözlerini genç adamınkinden ayıramıyordu;
“Saçmalıklarını dinlemek zorunda değilim, bırak beni kahrola—“
Max kızın kafasını sert bir şekilde duvara vurdu. Mary Ann bir anda gözlerinin yandığını hissetti.
“Ah hayır dinleyeceksin seni küçük!!”
Bir süre sustu ve devam etti;
“Eğer susmamı istiyorsan tamam susarım, ama bir bedeli olur”
Mary Ann nefret dolu gözleriyle Max’in aç gözlerine baktı. Genç adamın yüzüne pis bir sırıtış yerleşmişti;
“Ne demek istediğimi anladın sanırım?”
Bir eliyle nazik bir şekilde kızın dudaklarına dokundu. Mary Ann olabildiğince sakin hareketlerle elini önlüğünün cebine götürdü, asla boş gezmezdi. Max’in sıktığı çenesinin elverdiği ölçüde gülümseyerek cevap verdi;
“Tabii ki anladım Max. Hem de çok iyi anladım”
Hızlı bir hareketle çıkardığı bıçağı Max’in boynuna sert bir şekilde sapladı. Her yer bir anda kana boğuldu. Max yaşadığı şokla bir anda donuk gözleriyle kıza baktı ve yere yığıldı. Mary Ann şimdi daha hızlı düşünüyordu bir anda dışarı çıkamazdı, insanları susturmak hiç kolay olmazdı. Ayrıca şu anki durumuna bir kılıf bulmalıydı. Hızla bıçağındaki kanı sildi ve kollarında yaralar açmaya başladı. Biraz sonra yüzüne de birkaç çizik kondurdu ve Doktor Deke’in çağrı cihazına hemen oraya gelmesi için bir çağrı bıraktı. Aynada kendine şöyle bir baktı ve gülümsedi. Sonra bir anda ağlamaya başladı, Doktor Deke geldiğinde her şey hazır olmalıydı. Etrafı saran kan gölünün tam ortasına oturdu, biraz ilerisinde Max’in açık, donuk bakışlı gözleri onun üzerindeydi. Bir anda kapı hızla açıldı ve Doktor Deke’in sesi duyuldu;
“Aman Tanrım! Burada ne oldu?”
Kanlar içinde ağlayan kızı gören Doktor Deke gözlerine inanamıyordu. Kızı kolundan tutarak kaldırdı ve önlüğünü ona verdi. Odadan çıkarak kapıyı kilitledi ve kimse görmeden kızı odasına götürdü. Kızı yavaşça koltuğa oturttu ve hemen karşısına da kendisi oturdu. Ne söyleyeceğini bilmez gibiydi ama sonra kelimeler ağzından dökül verdi;
“Ne oldu?”

Ruh Avcısı küçük bir kahkaha attı.
“İnanır mısın olaylar bundan sonra o kadar rahat ve kolay geçti ki anlatamam. Bir anda kafamda yazdıklarımı anlatmaya başladım. Tabii asıl hikayeye de biraz olsun sadık kaldım”


“Haftalardır beni takip ettiğini, çok beğendiğini söyledi. Ne yapacağımı bilemedim. Karşı çıkmaya çalışırken kafamdan tutup duvara vurdu ve böyle davranmaya devam edersem beni öldüreceğini söyledi. Yüzümde ve kolumda kesikler açtı. Sonra bir anlık boşluğundan faydalanıp ona vurdum, bıçağı düşürdü ve ben… ben…”
Bir anda gözyaşlarına boğuldu, histerik bir şekilde titriyor ve korkuyordu. Doktor eğer ona inanmazsa neler olabileceğini düşünemiyordu bile. Adamın yüzüne bakamıyordu ama uzayan sessizlik onu rahatsız etmeye başlamıştı. Doktor Deke bir anda sessizliği bozdu;
“Kahrolası namussuz herif! Biliyordum! Bir süredir gözleri hep senin üzerindeydi! Bu olayı örtbas etmeliyiz Mary hem senin geleceğin hem de hastanenin itibarı için. Max’in bildiğim kadarıyla yaşlı bir halasından başka yakını yok ve halasının da akıl sağlığı pek yerinde değil. Max’in hastanedeki yokluğunu bir şekilde açıklarım, halasını da sustururum ama artık burada çalışamazsın kızım. Bu çok tehlikeli olur”

Ruh Avcısı şimdi daha yüksek bir sesle gülüyordu;
“Şansıma inanabiliyor musun? Bir halası varmış o da kaçığın tekiymiş!” gözündeki yaşı silerek devam etti;
“Sanki bir güç devam etmemi istiyor gibiydi. Orada artık çalışamayacağımı ben de biliyordum. Gençliğimin verdiği hataya düşmüş az kalsın yakalanıyordum. Oradan ayrılırken iki yılda altı kişi öldürmüştüm. Bu yaşadığım yakalanma korkusundan sonra bir dinlenme sürecine girdim. On yıl, tam on yıl boyunca, kimseyi öldürmedim.  Aslında bu benim için oldukça zor olmuştu çünkü öldürmek artık bir tutkuya dönüşmüştü, bambaşka bir şeydi artık ama daha iyi planlara ihtiyacım vardı. Ben de yavaş yavaş kafamda planlarımı oturtup on yılın sonunda başarılı bir psikolog oldum ve artık tekrar öldürmeye başlayabileceğimi hissediyordum”


Doktor Mary Ann Coleman iki buçuk randevusu için odasında bekliyordu. Üçüncü seanslarını yapacakları hasta Kelly Sheppard gelecekti. Saat tam iki buçuğu gösterdiğinde kapısı yavaşça çalınıp açıldı. Asistanı Roger ona randevusunun geldiğini söylüyordu. Mary başıyla onayladı ve içeri uzun boylu, yirmilerinde bir kadın girdi. Gözlerinin altı mosmor olmuştu, büyük ihtimalle günlerdir doğru düzgün uyumuyordu. Siyah, düz saçlarını sıkıca toplamıştı bu da onun yüzünü daha çok ortaya çıkarmıştı. Mary gülümseyerek ayağa kalktı ve tokalaştılar. Kadın Mary Ann’in oturduğu koltuğun karşısındaki koltuğa oturdu ve rahatsız bir şekilde kıpırdanmaya başladı. Marry Ann’in yüzünde zarif bir gülümseme oluşmuştu, kadın belli ki daha önce konuştukları konuda kararını vermişti;
“Bugün nasılsınız Bayan Sheppard?”
Kadın bir şeyler söylemek istiyordu ama sanki bir şeyler buna engel oluyordu;
“Daha iyi gibiyim. En azından bir karar verdim”
Mary Ann gülümsedi, kadının daha iyi olmadığını biliyordu. Sakinleştirici bir sesle konuşmaya başladı;
“Tabii sizi için ne kadar zor olduğunu biliyorum. Sonuçta annenizi o şekilde görmek…” (Tavanda asılı sağa sola sallanırken diye düşündü içinden)
Kasın bir anda gözyaşlarına boğuldu.
“Haklısınız Doktor Coleman, söylediklerinizi çok düşündüm, saha iyi bir yerde olduğunu ve hayatımın bir sonraki adımında ne yapmam gerektiğine karar vermem konusunda…”
Mary Ann’in yeşil gözleri parladı bir anda;
“… Eğer onsuz yapamıyorsam… Daha iyi bir yerde diyorsunuz hem…”
“Tabii ki daha iyi bir yerde ve eminim sizi görmekten mutlu olurdu”
“Yani diyorsunuz ki…”
“Ben bir şey demiyorum Bayan Sheppard siz söylüyorsunuz tüm bunları”
Kadın bir anda ayağa kalktı bu hareketi Mary’i korkutmuştu. Tek düze, kararlı bir sesle konuştu;
“Teşekkürler Doktor Coleman, her şey için”
Hızla odayı terk etti, Mary Ann’in gözleri sanki şimdi daha da parlak bir yeşil olmuştu, sanki mümkün olabilirmiş gibi…

“İnanabiliyor musun Molly? İnsanları telkinlerle intihara sürüklemek öyle kolay ki! Bir intihar mektubu yazmış, artık dayanamıyormuş, en iyisi buymuş, ölümünde kimseyi sorumlu tutmuyormuş falan filan”
Bir kahkaha patlattı
“Kendini bir inşaatın tepesinden atıvermiş. Akşam haberlerde izledim. Ah son halini görmeliydin, dağılmıştı resmen! Bu olaydan sonra geçen beş yılda bu şekilde iki kişi daha öldürdüm. Araya uzun aralıklar koyuyordum, kimse şüphelenmiyordu. Böyle olaylar öyle çok ki inanamazsın! Beş yılın sonunda artık bunun bana yetmediğine karar verdim. Max’in söylediği gibi ben bir Ölüm Meleğiydim. Daha çok kişi ölmeliydi. Zaman kaybediyordum ve tek başıma her şeye yetişemezdim. Sonra aklıma inanılmaz bir fikir geldi Molly, “Neden bir katil psikologu olmayayım ki?” dedim kendi kendime. Ne diyebilirim ki asıl hikaye burada başladı”
Ruh Avcısı ayağa kalkarak salonda küçük bir tur attı, daha sonra gözleri saatine ilişti;
“Zamanımız daralıyor Molly, daha mı hızlı anlatsam? Ne dersin?”
Bir kahkaha daha attı. Molly şimdi bir çıkışının olmadığını düşünüyordu. Bu kadın sandığından daha tehlikeliydi ve zaman gerçekten de azalıyordu. Ölüm Meleği siyah kanatlarını çıkarmış son için sabırsızlanıyordu.
Hayaller ve Kabuslar
"Kırmızı gözleri hem korkutucu, hem de büyüleyiciydi..."

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 3 | Ölüm Meleği
« Yanıtla #26 : 23 Aralık 2008, 15:51:42 »
Son bölümü okuyamadım ama ikinci bölüm ilkinden daha iyi olmuş. Merak uyandırıcı bir sonla bitirmişsin. Tebrikler. Devamını sabırsızlıkla bekliyorum. (Mary Ann karakterine bayıldım, Yuki Su ile yarışır... :D )
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Loren_Summers

  • **
  • 156
  • Rom: 3
  • Sütlü Kahve...
    • Profili Görüntüle
    • Ejderha Yurdu
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 3 | Ölüm Meleği
« Yanıtla #27 : 23 Aralık 2008, 18:23:42 »
Son bölümü okuyamadım ama ikinci bölüm ilkinden daha iyi olmuş. Merak uyandırıcı bir sonla bitirmişsin. Tebrikler. Devamını sabırsızlıkla bekliyorum. (Mary Ann karakterine bayıldım, Yuki Su ile yarışır... :D )
Ahaha sorma :D teşekkürler hakancım umarım sonuna kadar merakını yitirmeden okursun. =)
Hayaller ve Kabuslar
"Kırmızı gözleri hem korkutucu, hem de büyüleyiciydi..."

Çevrimdışı Loren_Summers

  • **
  • 156
  • Rom: 3
  • Sütlü Kahve...
    • Profili Görüntüle
    • Ejderha Yurdu
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 3 | Ölüm Meleği
« Yanıtla #28 : 25 Aralık 2008, 17:07:34 »
Bölüm 4 - Ölümün Dört Hali


Çok yakında...
Hayaller ve Kabuslar
"Kırmızı gözleri hem korkutucu, hem de büyüleyiciydi..."

Çevrimdışı darkguardian

  • **
  • 183
  • Rom: 6
  • tırı vırı yapmaya gerek yok dimi
    • Profili Görüntüle
Ynt: Seri Katiller | Bölüm 3 | Ölüm Meleği
« Yanıtla #29 : 25 Aralık 2008, 18:13:28 »
tarih ver tarih sabırsızlıkla bekliyorum. belki inanmıyıcaksın ama 3. bölümü okurken diş ağrımı unuttum 30 dk sonra tekrar başladı ama :D
вєLuм ηaм aямσηтh, ηaм aямσηтh ωićтσяia
σηє daяк aFтєяησσηLiкє a Shadσw i FLєwтhяσuqh тhє яaiη тhaт FєLL Sićк wiтh Laмєηт
тσ тhiS hσuSє σF iηćєSт
Fσя whєη wє uηdяєSSєd вLaSphємiєS aqaiηSт ωєηuS wєяє яєηт тhσuqh a SiSтєя яємσωєd hєя whiтє вσdγ appяσωєd
тhє paяadє σF мγ hєaωєηLγ quєSтSγєт, aLL тσηquєS aяє ησт тяuє Sσмє aяє Fσякєd σя aSкєw Liкє aη uηćiωiL Sєяpєηт'S aт вєSт Fσя σuSтєd Fяσм єdєη i FauSтєd aLL яєaSση hσσк iη мσuтh Liкє Saiηт pєтєя paη тσ hauηт Faiяγ qяσωєS
aηd hσт ωiяqiη ćσωєS whєяє iη тhє pяσмiSćuσuS Swaм
i єLєćтєd LσωєяS aηd яєjєćтєd σтhєяS мaтhiSтяiSSєS тhaт dση'т qiωє a daмη

вuт Fσя тhσSє тhaт SтiLL dσ
мγ dєєp iηтєяєSт qяєw
тhє яiSє σF тhє тяuє pєηтaqяaм!

Blackthron Society