Kayıt Ol

Søren Destanı

Çevrimdışı Herr Mannelig

  • ****
  • 924
  • Rom: 17
    • Profili Görüntüle
Søren Destanı
« : 20 Ocak 2009, 21:38:00 »
Destan denemem, yarıda bıraktım öyle çat diye, yorucu bir işlem ve sonradan okuduğumda akıcı ama boş gibi gözüktü gözüme. Yine de devam ettirmeyi düşünüyorum ama şu halini paylaşıyım didim:


 
Hiç durmadan kar yağan, Finlerin diyarında Søren bir kahraman. Gözleri buz mavisi, saçı sakalı sarı, Søren köyün dâhisi, belinden sarkar kılıçları. Sırtında genişçe bir çekiç, düşer rotası yollara, dağları titreten bir iç çekiş, varır yıldırım tanrısı Thor’a.
   
Thor duymazdan gelir feryatları, büyür kar yığınlarının ebatları. Daha keskindir esen rüzgar, iblisleri kesen kılıçtan. Karları ezen botlar çelikten, buzlar düşüyor aşağı gökte açılan delikten. Søren yollarda haftalardır, bir duruşu var ki artık mağrur oysa nice kar gördü, nice çamur, nice yağmur…
   
Nice yol tepti karların arasında, büküldü beli soğuğun ısırışında, nihayet vardı sıcak bir mağaraya. İçeride hüküm sürer sonsuz bir karanlık, Søren korkuya kapıldı bir anlık. Ateşe verdi elindeki meşaleyi aklı savaşa yatık; zira karşısında duruyordu devasa bir yaratık. Bu çirkef dev bir Fin trolü, oluşmalarında yatar Vanirlerin rolü. Trol zalimce kükredi, Søren uygun zamanı bekledi. Çekiç trole çizerken rotasını, trol de eğmişti kafasını. Sersemleyen trolü omzuyla ittirdi, dev trol yere kilim gibi serildi. Savaşçının bir ayağı trolün boynunda, çekiç inmeye hazır, havada. Mavi gözlerinde kızıl öfke alevleri, ağzında dua kelimeleri… Öylece bir müddet durdu, neden sonra konuştu:
   
“Sen şeytanın yeryüzündeki rolü, sen Vanirlerin pislik dölü, böyle yaşamak zorunda değilsin böyle doğdun diye. Bak insanoğluna, iyisi de var kötüsü de; bak şu Vanirlerin navmentlerine, canlısı da var ölüsü de. Kendi halinde yaşayacağına söz ver bende merhamet edeyim sana.”
   
Trol hiddetle gürledi:
   
“Loki adına sen neler diyorsun böyle? Biz böyle doğmuşuz, böyle de olacak sonumuz. Kim ki farklı davranır doğamızdan, ölümü tadar bir başkasından. Nasıl olsa öleceğim, ez öyle kafamı!”
   
Søren çekicini indirdi, ayakları üzerinde gururla dikildi. Çekiç yavaşça kaydı ellerinden.
   
“Kendi kararlarını ölüm uğruna savunamayacak kadar şereften yoksun musun? Bak, çekicimi Thor’un huzuruna sundum, hayatım senin ellerinde. Cesaret almalısın bu örneğimden.”
   
Söyleminin üzerine, çöktü dizlerinin üstüne.
Contraataques muy rabiosos, deberemos resistir; Ay Carmela!



Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Søren Destanı
« Yanıtla #1 : 20 Ocak 2009, 23:17:59 »
Senin kendi yazın değil mi bu? Gerçekten güzel bir hayal gücü, ama benim yazdığım şiirler içni edebiyat öğretmenim bir tanımlama kullanmıştı anlamı kafiyeye kurban etmek diye. Öyle bir hava var, içerik olarak ne kadar güzelse, kafiye işi de fazla basit kaçmış. Herhalde düzelir. Tebrikler :)
try again fail again fail better

Çevrimdışı Sophié

  • ***
  • 836
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
    • Sinek Alkışı
Ynt: Søren Destanı
« Yanıtla #2 : 21 Ocak 2009, 00:09:27 »
Diğer yazılardaki tadı alamadım açıkçası. Bi eksiklik var, sanırım o da diğer yazılarında olan, bunda olmayan cümle ve anlam süslülüğü. Öte yandan Beowulf'u okur gibi hissettim, kafiyeli oluşundan ötürü. Zaten sen kendini doğru biçimde eleştirmişsin benim bişey dememe gerek yok galiba :).

too much sugar 
tb

Çevrimdışı Herr Mannelig

  • ****
  • 924
  • Rom: 17
    • Profili Görüntüle
Ynt: Søren Destanı
« Yanıtla #3 : 21 Ocak 2009, 21:16:44 »
Teşekkür ettim, destanı da kendi tarzım olan süslü ve ağır bir anlatım ve alegorilere boğmak istemedim. Kafiyeli ve akıcı olsun istedim o zaman da anlam kaynadı arada dediğiniz gibi. ama denemeler sonuçta bunlar, en iyisine ulaşırım zamanla.
Contraataques muy rabiosos, deberemos resistir; Ay Carmela!