Kayıt Ol

Bitmeyen Öykü

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #15 : 17 Ekim 2009, 14:26:58 »
Spoiler: Göster
Hadi ama ne oldu kimse yazmıyor.

Çevrimdışı Nihbrin

  • ****
  • 1243
  • Rom: 43
  • [Infornography]
    • Profili Görüntüle
    • nihbr.in
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #16 : 12 Kasım 2009, 18:59:25 »
Spoiler: Göster
Berre istersen yeni bir öykü başlat. İlk başlatan kişi olarak kesme arzusu güdüyorum bir süredir. Bunu yapmak için tek yapman gereken mevcut öyküyü öldürmek  ;D herkesi bir sonuca bağla, ne kadar kötü-alakasız-absurd-kopuk-saçma olursa olsun bir sonuca bağla; "beyaz çitli, yeşil panjurlu dubleks evde sonsuza kadar değilse bile uzunca süre mutlu yaşadılar" bile olabilir. Elbette güzel ve hoş da yapabilirsin sana kalmış.

Ardından orijinal paragraf aç yeni öykü için (bunu iki post atarak yap ki karışmasın) Ben yapardım yukarıdaki bahsettiğim işi ancak ... ne desem... hmm... canım istemiyor  :hemk

Edit: bunu okuyan ve başkalarının gönüllerince uzatmasından mest olacak herhangi x üyesi... sana sesleniyorum... İster Berre isterse başkası! Yazın ve yenileyin başlığı... bu kadar uzun süre devam etmesi rahatsız edici. Bu saate kadar herkes ölmeliydi  :P



Çevrimdışı Canina

  • ****
  • 1460
  • Rom: 39
  • There ought to be a law against you
    • Profili Görüntüle
    • Canina's
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #17 : 12 Kasım 2009, 19:36:43 »
Spoiler: Göster
"Bitmeyen öykü" bitmiş gibi duruyor.

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #18 : 13 Kasım 2009, 19:19:20 »
Gözlerimi açtığımda sadece karanlık gördüm.Ama basit bir gece karanlığı gibi değildi bu.İçindeki her şeyi yutan bir siyahtı çevremdeki.Hiçbir canlı yoktu görünürde aslına bakılırsa yaşanabilecek bir ortam bile değildi bulunduğum yer.
Neden burada olduğumu anlayamadım.Bir çıkış yolu bulabilmek için çevreme bakındım.Ama hiçlikten başka bir şey göremedim.Üzerime doğru gelen klostrofobiyi hissediyordum. Nefesim daralmaya başladı. Çığlık atmak istedim ama ağzımı açtığımda hiçbir ses çıkmadı.Korku içerisinde ellerimi ağzıma doğru götürdüm...Aman Allah'ım!Ellerim yoktu.Bu ilk defa aklıma geliyordu.Hemen başımı eğip vücuduma baktım.Yoktu...Karanlık beni de emmişti.Kim bilir etrafta kaç kişi vardı benim gibi olan.Ama sonsuzlukta tek başımaydım.
Korkuyordum.Nerede olduğumu dahi bilmiyordum.Olmayan gözlerimi yumdum (yada yumduğumu düşündüm).Bir süre bu şekilde kaldım.Bir ses duyduğumda hemen gözlerimi açtım.Sanki bir fısıltıydı ama etraf o kadar sessizdi ki bir çığlık kadar kuvvetli geliyordu kulağıma.Dikkatle dinledim.Bana sesleniyordu.
''Sende arada kalanlardansın.''dedi ses.''Sonsuzlukta sıkıştın.DÜNYA HAYATIN BİTTİ.Ama diğer hayatına geçemeyeceksin.Ta ki tıpkı senin gibi olan bir ruh gelip seni öldürene kadar.Ya da seçilmişlerden olup kurtarılana dek.''

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #19 : 13 Kasım 2009, 19:50:46 »
 Ümitsizdim...Bu cehennemden kurtulamayacaktım ve krizin eşiğindeydim.Tüm yakınlarım ve anılarım benden çok uzak olsa da tek bir yüz ve bir çift anıyı hatırlayabiliyordum.Evet biri fabrikada olduğumuz andı birisi de son anım; ölümüm... Hatırladığım tek yüz ise ne hikmetse Buse'ye aitti.Başka hiçbir şeyim yoktu.Gözlerimi tekrar yumdum ve ölmeyi diledim...

 Aman Allah'ım bir an tüm ışıklar geri geldi ve ben daha ne olduğu anlamadan kendimi tekrar kaldırımda buldum!Nasıl  oldu veya neden oldu hiç bir şey bilmememe rağmen mutluydum.Kurtulmuştum.Bir öksürme sesiyle bu mutluluk balonundan çıkıp etrafıma baktım.Bir adam vardı yanımda.Uzun boylu,beyaz tenli, okyanus gibi yeşil ve derin gözleri olan bir adam. Yumuşak sesi beni kendime getirdi.''Özür dilerim.''dediğini duydum.''Senin seçileceğini hiç tahmin etmezdim.Tüm olanlar ve maalesef ki olacak olanlar için üzgünüm.''.''Ne oldu, neydi tüm bu olanlar?''dedim.Anlattı...Ben o fısıltının da dediği gibi sonsuzlukta takılmıştım.Kendimi ruhumu kurtarabilmek için başka takılmış ruhları bulmalıydım.Tam 108 ruhtu kotam.Ama en önemlisi beni neredeyse sonsuzluğa kitleyecek olan o aşağılık canavarı bulmalıydım.Ancak bu şekilde insan olabilirdim.Ve sonra sustu.Ben de sustum.Artık her şey suskundu benim için...Ne yapabilirdim ki.Karşımda ki o güzel insan bana ölüden daha beter olduğumu söylemişti.Ne diyebilirdim?Ne yapabilirdim?108 ruhu bulabilene dek normal bir insan olamayacaktım.Ağlayamazdım, uyuyamazdım...Sonun başlangıcındaydım...

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #20 : 13 Kasım 2009, 20:26:03 »
 Aradan geçen 18 yılı düşündüm.Ben hâlâ yaşlanmamıştım.Ama kızım gözlerimin önümde büyümüş ve genç bir kadın oluvermişti.Nasıl farklı bir duyguydu bu böyle.Artık yanımda kızım olarak değil (bana olan benzerliğinden dolayı) kardeşim olarak geziyordu.Ama her şey bitmek üzereydi.Yakında insan olabilecektim.Son bir ruh lazımdı bana...Onun ruhu. Bir bakıma en sevdiğim insanın...İlk gerçek arkadaşımın;beni öldürmeye çalışan...Ruhuma çalmak isteyen dostumun izindeydim.Buse'nin...
 Yıllar sonra İzmir de yine onu bekliyordum.Dünyalar güzeli kızım yanımdaydı...Bana fiziksel olarak değilse de ruhen yardımcı olacaktı.Buse'nin ruhunu almam kolay olmayacaktı.O yılların savaşçısıydı.Ama son şansım buydu; başarmalıydım.
 Ve onu gördüm.Hızlı ve sert adımlarla ahşap binadan çıkıp deniz kenarına doğru yürümeye başladı.Acelesi var gibi görünüyordu ama ben onu bu zahmetten kurtaracaktım. Onu gördüğüm andan itibaren tüm vücudum titremeye başlamıştı.Kızım kolumu tutup söylemem gereken sözlerin bir kısmını mırıldandı.Bir anda sakinleştim ve Buse'ye yetişmek için koşmaya başladım.Yakınına geldiğimde onu durdurmak için bağırdım.Bana döndü.Yüzünde zerre kadar şaşırmışlık izi yoktu.Belli ki zaten beni bekliyordu.''Neden geldiğimi biliyorsun.''dedim.''Biliyorum.''diyerek cevap verdi.''Ama amacına ulaşamayacaksın.Çünkü ondan önce ben senin ruhunu alacağım.''diye de devam etti.
 Cevap vermedim ve hemen üzerine atıldım.Çevik bir şekilde kenara çekildi.Yavaş adımlarla çevremde dolanmaya başladı.Etrafa bir sis çökmüştü ve hava (diğer insanlara göre) gereksiz yere kararmıştı.Ben bunları düşünürken Buse üzerime atıldı ve ellerimi tuttu.Aslında kaçabilirdim ama bana söyleyecekleri olduğunu bildiğim için kalmayı tercih ettim.''Özür dilerim.''dedi.''Biliyorum senin ruhunu almak istemem çok aşağılık bir davranıştı ama sende beni anlamlısın;senin ruhun özeldi.Eğer seninkini elde edebilirsem diğerlerini almak zorunda kalmayacaktım.Bu yüzde yaptım bunu.Yapmamalıydım...''.Hiç bir yanıt vermedim ve sadece başımı sallamakla yetindim.Ve ellerimi onun avuçlarından çektim.Boynunu yakaladığımda dahi hiçbir tepki vermedi.Ama ona acımayacaktım.Dikkatlice sözleri mırıldanmaya başladım.Yavaş yavaş küle dönüyordu...Son anda başını kaldırarak yüzüme baktı...Gözlerinden ölüm akıyordu...Ve yok oldu.
 Bitmişti.Ruhumun sonsuzluk hapishanesinden kurtulduğunu anlayabiliyordum.Bitmişti.Gözlerimden yaşalar akarken kızıma sarıldım...
                                                       -BİTTİ-
 

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #21 : 13 Kasım 2009, 20:28:06 »
Spoiler: Göster
Ben hikâyenin sonunu getirdim. Artık bir Allah'ın kulu da başka bir hikâye başlatır...

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #22 : 25 Aralık 2009, 15:16:56 »
Spoiler: Göster
Gördüm ki kimse bir hikâye başlatmamış bari ben bir şeyler karalıyım dedim. Umarım kuralları ihlal etmemişimdir. :)


John, yavaş yavaş kendine geliyordu. Birkaç kere yattığı yerde kıpırdandı. Gözlerini açmakta güçlük çekiyordu. Gözleri kapalı olsa da tepesinde yanan lambanın ışığı onu gereğinden fazla rahatsız etmişti. Ayrıca çıkardığı cızırtıya benzer seste beynini oyuyordu.  Ellerini gözlerinin önüne siper edip açmayı denedi ama ne yazık ki ilk denemesinde gözleri feci şekilde yanıp sulanmıştı. Neler oluyor bana?  diye geçirdi içinden. Eskiden ışığın onu bu kadar rahatsız ettiğini hatırlamıyordu.  Belki de çok uyumaktan... Bunu düşündükten sonra bir iki saniye duraklamak zorunda kaldı. Uyumak mı? En son işten dönüşte ıssız bir sokakta yürüyordum. Nasıl buraya geldim? Son yaşadığı şeyler gözlerinin önünde film şeridi gibi akıp geçti. Yolda tek başına yürüyordu... Sonra arkasında ona yaklaşan ayak sesleri duymaya başladı... Daha arkasını dönüp kim olduğuna bakamadan ensesinde sıcacık bir nefes hissetti... Daha sonra boynunda ani bir acı.

.


Slevin

Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #23 : 02 Ocak 2010, 22:24:45 »
Testere vakası mı acaba? diye düşündü John. Odanın tepesinde tek bir lamba vardı. Lambanın ışığına gözleri alıştığında beyaz, lekeli duvarları gördü. Duvarın bir tanesinde bir güvercin resmi asılıydı. Bu duvar tam karşısına denk geliyordu. Onun solundaki duvarda bir kapı vardı ve kapının üzerinde ufak bir pencere vardı. Bir kolun girebileceği kadar. Arkasındaki duvarın tepesinde lambanın tam karşısındaysa demir parmaklıklarla süslenmiş bir pencere durmaktaydı. Bu sürünerek çıkabileceği büyüklükte bir pencereydi. Ancak o an fark ettiği şey, sağındaki duvarda yani boş olan duvarda, çarmıha gerilmiş, üzerinde üniforma olan bir kızın vücuduydu. Her yerinden kan akmaktaydı. Dizüstü eteği kandan kıpkırmızı olmuş, göğsünü yaran kazığın kenarları morarmaya başlamıştı. Siyah saçlarıysa hüzünlü yüzünü hafifçe örtüyordu.

John korkudan bembeyaz kesilip bir çığlık attıktan sonra hızla geriye kaçtı.

Çevrimdışı

  • **
  • 139
  • Rom: 9
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #24 : 02 Ocak 2010, 22:50:53 »
     Ne yapacağını şaşırmıştı. Koşup kapıyı açmaya çalıştı. Fakat kilitliydi. Demir parmaklıklı pencereye baktı. Eğer parmaklıklar olmasaydı oradan çıkabilirdi. Parmaklıklara yaklaşıp onları sökmeye çalıştı. İşe yaramadı. Zaten bu kadar şanslı olabileceğini düşünmek aptallık olurdu. "Kimse yok mu?" diye bağırdı. Cevap veren olmadı. Cesede bakmamaya çalışıyordu. Fakat yine de onu ilk fark edince yaşadığı dehşet aklından çıkmıyordu. Kalbi hala hızla atıyordu. Bilinmezliğin verdiği korku onu iliklerine kadar sarmıştı. Buradan kurtulmak zorundaydı. Bayılmadan önce yaşadıklarını tekrar düşündü. Biri onu bayıltmıştı. Kimseye kötülük ettiğini hatırlamıyordu. Ona bu dehşeti yaşatmak isteyen kim olabilirdi ki? Ne kadar iğrense de cesede yeniden baktı. İpucu olabilecek her şeyi incelemek zorundaydı. Tam bu sırada kızın ellerinden birinde kanlarında arasındaki dövmeyi fark etti. Bir melek dövmesiydi. İşte o an cesedin kime ait olduğunu anladı: Eski sevgilisi Audrey.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #25 : 02 Ocak 2010, 22:58:04 »
John ikinci darbeyi hissetmişti. Audrey onu hiç gerekçe yokken terk etmişti. Ancak hala içinde ona karşı hisler olduğunu biliyordu. Geceleri olur olamdık yerlerde aklına geliyor, rüyalarında görüyor, dışarıda rastladığında kalbi heyecanla atıyordu. Şimdi onu karşısında mahkumların idam şekliyle öldürülmüş bir halde görünce içindeki endişe ve korku ikiye katlanmıştı. Korkusuna karşı gelip, yavaşça kıza doğru yaklaştı. Parmağının ucuyla saçını tutup kenara çekti ve yüzüne baktı. BU kesinlikle oydu. Alnına bir yazı yazılmıştı. Adam gözlerini kısarak yazıyı okumaya çalıştı.

"Adalet barışı sağlar."

John kızın koluna baktığında bir yazı daha gördü.

"Barış korkuların anahtarıdır."
try again fail again fail better

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #26 : 03 Ocak 2010, 14:42:01 »
Bu da neydi nesiydi böyle? Audrey'in alnında ve kolunda yazan yazıları en az beş defa okudu ama bir anlam çıkartamadı. Bir kere daha okumak istedi ama cesetten yayılan kötü koyuya daha fazla tahamül edemiyordu. Kusma isteğini geri çevirip biraz önce uyandığı yatağa oturdu.

"Lanet olsun... Hangi cehennemdeyim ben?" diye bağırdı John. Sesi uzun süre konuşmamaktan çatallaşmıştı. Başını ellerinin arasına gömerek o iki cümleyi düşünmeye başladı. Belki de buradan çıkmasına yardım edecek iki şey şu an da eski kız arkadaşının vücudunda yazılıydı..

.


Slevin

Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #27 : 03 Ocak 2010, 14:49:20 »
John tekrar etrafına baktı. Etrafındaki ipuçlarını inceledi. Beyaz lekeli duvarlar. Kapı. Cam, parmaklıklar. Resim. Ceset. Resim. Evet resim. İşte bulmuştu. Karşısında bir güvercin resmi duruyordu. Güvercin barışın simgesidir diye düşündü. Güvercinin arkasında korkularımın anahtarı var, yani buradan kurtulmanın bir yolu John her şeyi nihayete erdirebileceği umudyla hızla yerinden kalktı ve resmi duvardan çıkardı. Tam beklediği gibi karşısında bir anahtar vardı. Hemen anahtarı aldı ve kapıya doğru koştu. Her şeyin bu kadar kolay olması onu da şaşırtmıştı. Ama sonuç olarak buradan kurtuluyordu. Kapıyı açtı.

İki ucundan hafif ışıkların geldiği karanlık bir koridor. Ve bir ses kulaklarında yankılandı.

"Tebrikler John. İlk bilmeceyi çözüp çözemeyeceğini merak etmiştim sadece. Yoksa oradan kurtulamayacak olsaydın, seni zaten buraya almazdım. Yeni başlıyoruz. Audrey için üzgünüm. zzzt"

Çevrimdışı

  • **
  • 139
  • Rom: 9
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #28 : 03 Ocak 2010, 21:50:06 »
     "Sen de nesin böyle?" diye bağırdı John. Onun 'kim' olduğundan ziyade 'ne' olduğunu merak ediyordu. Audrey'e böyle korkunç bir şeyi yapan ancak bir yaratık olabilirdi. Tam bu sırada koridorda:
     "Ah! Onu ben öldürmedim." diye bir ses duyuldu onun düşüncelerini okurmuşçasına. Ses sakindi.  John yürümeye devam ederken onun bu sakinliğinden rahatsızlık duydu.
     "Bir de buna inanmamı mı bekliyorsun?" diye sordu öfkeyle. Ses bir kahkaha attı ama cevap vermedi. "Niye burdayım?" diye bağırdı ses cevap vermeyince. Fakat yine cevap yoktu. Güçlü bir nefes aldı. Burnuna hala cesedin kokusu geliyordu. Geriye dönüp bakmaya korkuyordu. Bu sırada koridorun duvarlarında fotoğraflar asılı olduğunu fark etti. Bugüne kadar ki hayatının bir özeti gibiydi. Çocukken babasıyla beyzbol oynarken, köpeğine yakalaması için frizbi atarken, ilk okul günü, lisede çıktığı ilk kız... Her şey oradaydı. Bu ne çeşit bir sapıklıktı böyle?

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bitmeyen Öykü
« Yanıtla #29 : 06 Ocak 2010, 21:45:21 »
Bir an sesi takip etmesi gerektiğini unutup şok olmuş ve derin düşüncelere dalmış bir şekil de yerinde durunca koridorun ucundaki ses “ Eğer buradan çıkmak istiyorsan beni takip etmek zorundasın! “ dedi sakin hatta rahatsız edecek derecede sakin bir sesle ve ardından ekledi “ Resimlerin sırrını buradan çıkınca – tabi çıkabilirsen - öğreneceksin.” 
John ürperdiğini hissetti ama bu adama karşı beslediği nefret duygusu hırslanmasına neden olmuştu. Yumruklarını sıkıp loş koridorda yürümeye devam etti. 

.