Kayıt Ol

Diğer Bağlantılı Eserler: Kara Ev

Çevrimdışı Nihbrin

  • ****
  • 1243
  • Rom: 43
  • [Infornography]
    • Profili Görüntüle
    • nihbr.in
Diğer Bağlantılı Eserler: Kara Ev
« : 17 Mayıs 2009, 09:30:23 »

Kara Ev ( The Black House )

Tılsım'ın devamı niteliğindeki kitap; yine Peter Straub ile birlikte yazılmış. Kara Kule serisi için önemli bağlantılar içeriyor.

Kitabımızın ana kahramanı Tılsım'da olduğu gibi Jack Sawyer. Jack Sawyer önceki kitapta, paralel evrenlerden biri olan Diyar'da annesini kurtarmak için tehlikeli bir yolculuğa çıkmış, “ikizli” denilen kavramla tanışmış ve her şeyi geçici olarak “iyi”ye bağlayan Tılsım’a dokunup, düşmanı Morgan Sloat’ı (ve tabi ikizlisini) yenmeyi başarmıştır.

Bu kitapta Jack Sawyer bir çocuk değil, yetişkin bir insandır. Kötü bir olaydan sonra emekliye ayrılmış bir polis dedektifi olarak karşımıza çıkmakta, sevimsiz anıları aklından kovmak için yeni bir eve taşınmış, depresif bir kişi profili çizmektedir.

Kara Ev’in konusunu oluşturan öyküyü ise “Balıkçı” adlı katil, Charles Burnside adındaki yaşlı bir kaçık (kızıl kral’ın, yani onun adamı bay munhsun’un kontrolü altına girmiştir), ve Burnside’ın (yani Kızıl Kral’ın) ele geçirmeye çalıştığı, evrendeki en büyük kırıcı potansiyellerinden birine sahip olan küçük çocuk Tyler Marshall ve ötedünya için önemli bir rolü bulunan annesi gibi önemli karakterler oluşturmaktadır.

Jack, Tyler’ın kaçırılması ile bu kurguya karışır. Kötülüğün, Lord Malhsun’un yuvası olan Kara Ev’i bulur, (ev aslında büyük bir kapıdır) Malhsun’u yener, Kızıl Kral’ın çocukları köle olarak kullandığı Büyük Kombinasyon’u yıkar.

Kara kule ile bağlantıları:

Bağlantıları görmek hiç de zor değil. Kitabın sonunda bilhassa Parkus bize her şeyi açık açık anlatıyor. Dünyayı Ram Aballah adındaki bir kralın, Kızıl Kral’ın yok etmeye çalıştığını söylüyor. Son silahşor ve onun silahşor yaptığı üç arkadaşının bu yıkımı durdurmak için Kule’ye yaklaştığını söylüyor. Bu görüşmenin yapıldığı yer de Eluria’da tanıştığımız hemşirelerin çadırına çok benziyor. (belki de bizzat o çadır...doktorların sesleri...) Tyler Marshall’ın da Kızıl Kral’ın kullanmaya çalıştığı bir kırıcı olduğunu anlayabiliyoruz.

Peki Parkus kim? Bir silahşor mu?

Sanrım bunların cevabını Kara Ev’in devamında alabileceğiz.

Karakterler

Jack Sawyer
Parkus
Charles Burnside
Gorg
Tyler Marshall
Bar Munhsun
Henry Leyden
Yıldırım Beşli

Mekanlar

French Landing

Diğer Bağlantılar

Maça Kızı : Ted, Kızıl Kral’ın çocukları kırıcı olarak kullandığını, bunun için dikkatli olunması gerektiğini söylüyor. Tyler da bir kırıcı.

Uykusuzluk : Jack Sawyer ve arkadaşlarının Kara Ev’e girmek üzereyken duydukları “Killyew....eatchew...hatechew..” sesini Uykusuzluk’taki Ralph Roberts da, Atropos’un Evi’ne girerken duyuyor.

Ejderhanın Gözleri : Speedy’nin iki başlı bir papağanı var. Ejderha’nın Gözleri’ndeki Flagg’ın da iki başlı papağanı olduğu bilinmekte.

Çevrimdışı Daarlan Gardan

  • ***
  • 722
  • Rom: -1
  • to hell with gatech
    • Profili Görüntüle
Ynt: Diğer Bağlantılı Eserler: Kara Ev
« Yanıtla #1 : 18 Ekim 2012, 16:24:59 »
Okuduğum (oysa daha bitmedi bile) en ağır Stephen King imzası taşıyan eser. Cümlelerin ağırlığı, uzunluğu, karmaşık oluşları bunaltmıştı. Bir kaynakta da ana hikayenin Stephen King'in aklında, betimlemeler ve diğer her bir şeyin Peter Straub'ın kaleminden kağıda döküldüğünü okumuştum. Gerçekten de öyle sanırım. Tılsım'ı okumadan, direkt olarak Kara Ev'i okumaya başlayarak büyük bir hata yaptığımı bilsem bile, çoğu yerde bulunmayan bu değerli kitabı alamadan geçememiştim.

Kara Kule bağlantıları içeren çok fazla Stephen King kitabı okumadım. O yüzden, Kara Ev'de az da olsa bir Kara Kule tadı bile aldım denilebilir.

Bağlantılara ve göndermelere geçersek eğer, Jack'in telefonun hemen yanında bulduğu bloknot ile başlamak gerek herhalde.
''Kule. Kirişler. Kirişler kırılırsa, Jacky... çocuk, Kirişler kırılırsa Kule çöker.''


Jack ve Sophie'nin soruları üzerine (kitabın son kısımlarında yaşananlar -460'lı sayfalar), Parkus'un cevaplarında açık açık, Kara Kule, Kızıl Kral, Kırıcılar, Kirişler, Silahşörler ve Roland Deschain didik didik ediliyor. Uzun bir alıntı yapacağım. Bağlantının ve göndermelerin daha iyi anlaşılmasını istediğim için.

''Yani Kızıl Kral, Kirişler'i yok etmek için Kırıcılar'ı kullanmak istiyor,'' dedi Jack. ''Bu, değil mi? Planı böyle?''
''Gelecekte olacak bir şeymiş gibi konuşuyorsun,'' dedi Parkus yumuşak bir sesle. ''Bu dediğin şimdi oluyor, Jack. Süregelen parçalanmayı görmen için kendi dünyana bakman yeterli. Altı Kirişten biri tam anlamıyla sağlam duruyor. İki tanesi hala biraz güç üretebiliyor. Diğer üçüyse tamamen ölü. Bunlardan biri binlerce yıl önce, doğal sebeplerden yok oldu. Diğer ikisini... Kırıcılar öldürdü. Son iki hasır içinde.''
''Tanrım!'' dedi Jack. Speedy'nin Balıkçı'ya niçin devede kulak dediğini anlamaya başlıyordu.
''Kule'yi ve Kirişler'i koruma görevi daima Gilead'ın eski savaş loncasına, bu dünyada ve diğer pek çoğunda silahşörler, diye adlandırılan kişilere ait oldu. Ayrıca çok güçlü bir psişik güç de yaratıyorlar, Jack, Kızıl Kral'ın Kırıcılarına karşı koyabilecek kadar güçlüydüler, ama...''
''Biri hariç tüm silahşörler yok oldu,'' dedi Sophie, Parkus'un belinden sarkan büyük tabancaya bakarak. Sonra, ürkek bir umutla, ''Sen de onlardan değilsen, Parkus.''
''Değilim, hayatım,'' dedi Parkus. ''Ama birden fazla silahşör var.''
''Roland'ın silahşörlerin sonuncusu olduğunu sanıyordum. Hikayeler böyle diyor---''
''En az üç kişiyi daha silahşör yaptı,'' dedi Parkus. ''Bunun nasıl mümkün olduğunu bilmiyorum, ama doğru olduğuna inanıyorum. Roland tek başına olsaydı, Kırıcılar Kule'yi çok önce yerle bir etmiş olurlardı. Ama bu diğerlerinin gücü onunkiyle birleşince...''
''Neden bahsettiğiniz hakkında en ufak bir fikrim bile yok,'' dedi Jack. ''Aslında anlıyordum, ama beni yaklaşık iki dönemeç arkanızda bıraktınız.''
''Görevi yapmak için her şeyi anlaman gerekmiyor,'' dedi Parkus.
''Tanrı'ya şükür.''
''Anlaman gerekene gelince, kadırgaları ve kürekçileri bir kenara bırak ve annenin bir zamanlar rol aldığı kovboy filmlerine göre düşün. Öncelikle, çölde bir kale hayal et.''
''Bahsedip durduğun Kara Kule. O, kale.''
''Evet. Ve kalenin etrafını kuşatanlar da vahşi kızılderililer değil...''
''Kırıcılar. Başlarında da Büyük Şef Abbalah var.''
Sophie mırıldandı: ''Kral, Kule'sinde ekmek ve bal yiyor. Bodrumdaki Kırıcılar çalışıp onu besliyor.''
''Civilizations have the morality and ethics they can afford.''

 — Larry Niven & Jerry Pournelle, ''Lucifer's Hammer''

''These colonies in nature can reach at least two million individuals at a time, last for decades, and occupy a hundred cubic meters of space. It was a wonderful achievement to see a fragment of this world captured all around you, so that you almost had the experience of being inside the ant colony when you were in that room.''

 — Robert Trivers, ''Natural Selection and Social Theory'', p. 162

''... Bu amaç doğrultusunda nükleer santraller hedeflenecekse, yapılması gereken şeyler vardır. Çünkü nükleer elektriğe geçiş bir hobi değil, bir akademik egzersiz hiç değil, temel bilimlerden yaygın endüstriyel alt yapıya açılacak bir uygulamadır.''

Ömer Faruk Ağa Yarman 1993

Çevrimdışı Okur

  • **
  • 73
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Diğer Bağlantılı Eserler: Kara Ev
« Yanıtla #2 : 23 Ocak 2016, 05:17:27 »
King' in en sevdiğim kanımca en etkileyici olan romanlarındandır. Hikaye sıradan bir seri katil hikayesi gibi başlayıp çok farklı yerlere evriliyor sonrasında. Kitabın ana karakterini ve yan karakterlerini de çok beğenmiştim. Serinin ilk kitabı olan Tılsım' ı da aynı şekilde beğenerek okumuştum. Jack' in çocukluğu ve yetişkinliğinde yaşadıkları oldukça güzel bir şekilde paylaşılmıştı okuyucu ile. Uyumlu bir ortaklık olmuştu King ve Straub ortaklığı. Seneler önce bu seriye bir üçüncü kitap geleceği gibi bir şeyler okumuştum hala o kitabı bekler dururum ama bir gelişme yok maalesef. Kitap ile ilgili keşke diyeceğim tek nokta öykünün asıl adamı Jack ile Kule nin efsanevi silahşörü Ronald ın yolları  kesişmeliymiş bir noktada. Belki de bunu serinin 3. kitabı için planlamışlardır ama ahhh o 3. kitap. Neyse, okuyunuz efendim Kuleyi okumamış olsanız da okuyunuz, çok iyi kitaptır.